forlindon

islam dininin ilk müezzini...

anastasiyanın torunu mihail sobor’un çar seçilmesiyle çarlıktaki yetki ve bütün güçler romanov ailesine geçmiştir...
1917’deki sovyet devrimine kadar iktidarı elinde tutan bir ailedir...

litvanya asıllı ruslar olarak bilinen bir aileydi...
romanov ailesi üyelerinden roman’ın kızı anastasiya,çar ivan ile evlenerek,ülkedeki romanov etkisini çarlık düzeyine çıkarmıştır...

1613-1917 yılları arasında rusya’yı yöneten çar ailesi...

içtikten sonra ’’ulen rakının gözünü seveyim’’ dediğim,acılı ketçap suyu tadında,asortik ismiyle de kendini kurtaramayan vasat ötesi gereksiz kokteyl...
(bkz: haybeye giden paraların dayanılmaz hafifliği)

galatasarayda uzun yıllardır özlenen kalitede bir transfer olma mertebesine erişmiş,sakatlıklar engeli dışında cimbomda en az beş yıl randımanlı top oynayabilecek kapasitede ve
brezilyanın piyasaya sürdüğü son yıllardaki en kaliteli orta saha oyuncularından...

aman allahım bu nasıl bir ilişki yumağıdır denilebilecek kadar şehvetli oluşumlara açık,tehlikeli ve bir o kadar da mucizevi bir olgudur...

lübnanlı,felsefe yazarı,romancı,şair ve ressam...

tamamen türbanlı fantezi olgusunu beynine kazımış,şaşkın,zavallı ve bir o kadar da çaresiz insanların sahip olabileceği diyalektiktir...

aydınlık uğruna adanmışlığın en güzel tablosu olan,
bir ömür tüm zorluklara rağmen düşmeden kavganın haricine,
yürüyen ve yürüdükçe büyüyen nesillere ilham olmuş,hayatın imkansızlıklarına karşı bir donkişot edasıyla yel değirmenlerine başkaldırmış,tıp alanından sağlığa,eğitim alanında sosyal hayata verdikleri katkılarla hafızalarda hep taze kalacak olan,
cumhuriyetin kazanımlarına ölesiye sahip çıkan ve bu uğurda yaptığı
mücadeleyi de çağdaş yaşamı destekleme derneğinde hayata geçiren gerçek bir cumhuriyetçi ve aynı zamanda tıp profesörü olan değerli bir demokrattır...

beşiktaş adına yapılmış iyi bir tranfer,klasik olacak ama zamanla daha iyi olabileceğine inandığım defans oyuncusu...

neyin ne olduğu belli olsun,kapalı şekilde açık siyasetin yapılabilirliği ya da üçkağıtçılığı gözler önüne serilsin diyenlerin desteklediği siyasi simge sorunsalı...

yanlışlıkla orucunu bozarken son anda günü kurtaran insan söylevi:
’’tutmasaydım gidiyordu’’...
bu tip diyalogların yaşanmasının muhtemel olduğu eylemdir,ibadettir...

yazıldığı gibi okunmaktadır...

+ 1873grtx yüklemeye hazır mısın
- olumsuz 4874gpgt, yapıt ağırlığı yüzünden yüklenemiyor...
+ amaaann ne olacak kafana takma bırakalım;kalsın burda
+ iyi de ne diyecez galaktik konseye
- halat koptu diyecez...

zehirlenme,sindirim bozuklukları ile başlar.göz bozuklukları ile devam edebilen ölümcül bir enfeksiyondur...

iyi sterilize edilmemiş konserve etlerin yenmesinden ileri gelen,besinle zehirlenme enfeksiyonu...

’’bunu anlatmak değil,yaşamak veya yaşatmak gerekir’’ düşüncesinde
olduğum,özellikle galatasaraylı olmayanların hissedemeyecekleri bir duygu selidir...
yalnızca futbolu düşünüp,yüzünü avrupaya 100 yıl önce çevirmiş ve bu doğrultuda ülkesinde elde edilmesi zor başarılara vakıf olmuş bir futbol takımını anlatmanın güç tarafıdır galatasaraylı olmak...

obez,faşist,yalaka ve bunu gibi ilginç sıfatları bünyesinde barındıran,sadece karadenizli kimliğini kullanarak müzik dünyasında yer edinmeye çalışan bir garip insan...

haniya da benim elli gram pastırmam,konyalıdan başkasına bastırmam
adlı türkünün galatasaray tarafından yanlış algılandığı bir maçtır...
6-0 birşeyin provası mıdır diye kafalarda soru işareti bırakan sessiz seyircisiz maç...