(bkz: deriko kaşlar kara)
gaziantep türküsü
deriko kaşlar kara
deriko saçın örmezler
seni de bana vermezler
deriko saçın kara
deriko gözler ela hey
deriko saçın iki kat
kes birini bana sat
deriko kaşlar kara
deriko gözler ela hey
kız annenden izin al
bir gece de bende kal
deriko kaşlar kara
deriko gözler ela hey
deriko kaşlar kara
deriko saçın örmezler
seni de bana vermezler
deriko saçın kara
deriko gözler ela hey
deriko saçın iki kat
kes birini bana sat
deriko kaşlar kara
deriko gözler ela hey
kız annenden izin al
bir gece de bende kal
deriko kaşlar kara
deriko gözler ela hey
fenerbahçenin şuanki performansıyla mağlubiyete daha yakın olduğu maç.
didem erol la oynadığı filminde karısından korktuğunu söyleyip öpüşme sahnesini reddeden abuzer takma adlı showman.
yiğit bulut un tskya yapılan saldırılar hakkında vatan gazetesinde yazdığı yazının başlığı...
http://www9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=11.11.2007&newsid=187099&categoryid=4&wid=150
http://www9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=11.11.2007&newsid=187099&categoryid=4&wid=150
düşünüyorum öyleyse tarafım önermesinin hipotezi...
hali hazırda vatan gazetesinde yazmakta olan ve bugünkü yazısında doğruluk payının yüksek olduğunu düşündüğüm yazar.
bu maddeleri heryerden temin etmeniz mümkündür.her köşebaşında mutlaka bunları satan bir dükkan ya da seyyar satıcı mevcuttur. bunlara en güzel örnek kokoreçtir.
kaplıcalarıyla meşhur balıkesir ilçesi.
savruk. cüret sahibi anlamında erkek ismi
özellikle owen wilson ile iyi bir ikili oluşturduğunu düşündüğüm aktör
türban ile baş örtüsü arasındaki farklar gibi değildir. az fark vardır aralarında. serbest güreş te herşey serbesttir elleri ayakları istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. tek dalar çift çıkarsınız. icabında elinizi kıspetin yahut mayonun içine bile sokabilirsiniz. ama grekoromen stilde bunlar yoktur.
aikido ustası! aktör.
sebahattin-sebattin,sebaydin,selaydin,salattin,zibuttin...
pamukkale ve tursanın öküzgözü-boğazkere, doluca ve sevilen kalcik karası,kavklıdere özel kav sayılabilir.
muzaffer sarısözen, 1899 yılında sivas ilinin cami-i kebir mahallesinde doğdu. babası sarıhatipzadelerden şeyh hüseyin hüsnü efendi, annesi zeliha hanımdır. sivaslılar, sarıhatipzadeleri " saçlıefendiler " diye bilirler. ve sarısözeni de "saçlıların muzaffer" diye tanırlardı. sarısözen ilk müzik şevk ve hevesini ailesinden almıştır. beş erkek kardeş içinde kemal ve abdulkadir sarısözen de şairidir. abdulkadir sarısözene şairliği dışında türküler ve halk çalgılarıyla yakından ilgisi olduğu için " çalgıcı vali " denirmiş. sarısözen ailesinin sivastaki evlerinin üst çatı katının camları vitray duvarları kütüphane yapılarak arada gizli bölmeler oluşturulmuştur. bu gizli bölmelere ud keman bağlama tanbur gibi sazlar konulurmuş. nakşibendi bir ailenin çocuklarının bu aletleri çalması sarısözenin dünyaya geldiği dönemde son derece aykırı bir şey olduğu için böyle bir yola baş vurulmuştur.
sarısözen 1930 yılının eylül ayında milli eğitim müdürü olan ahmet kutsi tecer ile tanışmıştır. tecer sarısözen ile tanıştıktan sonra 1930 da "halk şairlerini koruma derneği"ni kurar ve sarısözen genel katip olur. ilk halk şairleri bayramı 1930 da yapılır ve aşık veysel bu şekilde ortaya çıkarılır. bayram sonunda çıkarılan sivas halk şairleri bayramı adlı bröşürde sarısözen sivas halayları başlıklı yazısını yayınlar ve halayların notalarını koyar. bu büyük bir ihtimalle bizde halaylar hakkında yazılmış ilk notalı makaledir.
kaynak:http://www.turkuler.com
17 ağustos 1937 de halil bedii yönetken, ulvi cemal erkin, hasan ferit alnar, necil kazım akses ve teknisyen arif etikandan oluşan grup ankaradan sivasa derleme yapmak amacıyla giderler. ahmet kutsi tecer halil bedii yönetkene sarısözeni tavsiye ederek gruba katılmasını söyler. böylece türkülerin resmi olarak değerlendirilmesi maarif vekili saffer arıkan ın zamanında başlar. derleme grubu almanyadan getirlen "saca" markalı hem elektrik hem de akü ile çalışan alıcı ve verici ses kaydeden makinelerle çalışır. konservatuarın folklor arşivindeki 10.000 ezginin derlenmesinde, fişlerin doldurulmasında, onun bitmek tükenmek bilmeyen sabır ve azmi büyük rol oynamıştır.
1943te muzaffer sarısözen, halil bediiyönetken ve rıza yetişenden oluşan grup tokat, amasya, samsun, ordu, giresun ve trobzonda ; 1944de elazığ, tunceli, bingöl ve muşta ; 1945te ankara, çankırı, yozgat ve kırşehirde ; 1946da içel, antakya ve antalyada ; 1947de çanakkale, bursa ve tekirdağda ; 1948de bolu, sinop ve zonguldakta ; 1949 bilecik ve eskişehirde ; 1950de van, kars, çorum ve ağrıda ; 1951de izmitte ; 1952de izmir, siirt, mardin ve bitliste derleme yapmıştır.
sarısözen derleme gezilerinde kendi çabası ve emeği ile topladığı bağlama, cura, ney, çifte kaval, kemençe, kaval, tulum, davul, zurna, tef, darbuka, gibi bir çok halk sazından kolleksiyon oluşturmuştur. ayrıca derleme gezileri sırasında kaynak kişiler ile halk oyunlarını görüntüleyen fotoğraflardan bir resim albümü yapmıştır. ne yazık ki ; ölümünden sonra evi olarak gördüğü , çok değer verdiği, özen gösterdiği arşivi topladığı onbinlerce ezgi ve halk çalgıları kendi haline terkedilmiştir.
muzaffer sarısözenin halk müziğine verdiği hizmet kadar halk oyunlarına verdiği hizmet de büyüktür. 1950 yılında italya ve ispanyadaki avrupa ulslararası raks müsabakalarına, erzurum bar ekibi ve davulcu kara yılan, zurnacı mümtaz ardıç ile katılır. madridte 68.000 kişinin önünde, biariz ve san sebastianda yapılan 5 yarışmada ekip birinciliği alır.
vedat nedim tör ve mesut cemal bey in daveti ile yurttan seslerin başına muzaffer sarısözen getirilir. 1946 yılında yurttan sesler korosunu çalıştırmaya başlayarak derlenen türküleri koro üyelerine öğretir ve yayınlara başlar . program büyük ilgi görür. 1953 yılında izmirde, 1954 yılında istanbul radyolarında "yurttan sesler" topluluklarını kurarak, halk türküleri ve oyunlarının yurt çapında sevilmesi ve tanıtılmasında büyük rol oynar.
muzaffer sarısözene kadar radyolarda düzenli ve programlı halk müziği çalışmaları olmamıştır. yurttan sesler topluluğunu kurduktan sonra, programlarına kaynak kişileri ve bölge sanatçılarını davet ederek radyo sanatçılarına örnek dersler vermiştir.
muzaffer sarısözen yurttan sesler topluluğunu yetitirirek ilk koral halk müziği icrasını başlatmıştır; toplu bağlama çalma geleneğinin uygulayıcısı olmuştur; halk müziğinde koro seslerini numaralayarak otantik karakterin kaybolmasını önlemştir.
neriman altındağ hanım 1941 yılında yurttan sesler korosuna girer ve muzaffer sarısözenle tanışır. 1951 yılında evlenirler. 1952 yılında ise oğlu memil sarısözen dünyaya gelir.
1962 yılında sarısözen prostat rahatsızlığından dolayı devlet demiryolları hastanesine yatar. burada ameliyat olacağını öğrenince diğer doktorlara tercihen özellikle kendisinin öğrencisi olan bir operatöre ameliyat olur. daha sonra ağabeyi abdulkadir sarısözenin evine çıkar. tekrar rahatsızlandığında ankara hastenesine kaldırılır ve sağlığına kavuşamayarak 4 ocak 1963 yılında vefat eder. asri mezarlıkta büyük bir törenle defnedilir.
derlediği bazı türküler: allı durnam, bülbül havalanmış, gesi bağları, arpa ektim, izmirin kavakları, taşa verdim yanımı...
sarısözen 1930 yılının eylül ayında milli eğitim müdürü olan ahmet kutsi tecer ile tanışmıştır. tecer sarısözen ile tanıştıktan sonra 1930 da "halk şairlerini koruma derneği"ni kurar ve sarısözen genel katip olur. ilk halk şairleri bayramı 1930 da yapılır ve aşık veysel bu şekilde ortaya çıkarılır. bayram sonunda çıkarılan sivas halk şairleri bayramı adlı bröşürde sarısözen sivas halayları başlıklı yazısını yayınlar ve halayların notalarını koyar. bu büyük bir ihtimalle bizde halaylar hakkında yazılmış ilk notalı makaledir.
kaynak:http://www.turkuler.com
17 ağustos 1937 de halil bedii yönetken, ulvi cemal erkin, hasan ferit alnar, necil kazım akses ve teknisyen arif etikandan oluşan grup ankaradan sivasa derleme yapmak amacıyla giderler. ahmet kutsi tecer halil bedii yönetkene sarısözeni tavsiye ederek gruba katılmasını söyler. böylece türkülerin resmi olarak değerlendirilmesi maarif vekili saffer arıkan ın zamanında başlar. derleme grubu almanyadan getirlen "saca" markalı hem elektrik hem de akü ile çalışan alıcı ve verici ses kaydeden makinelerle çalışır. konservatuarın folklor arşivindeki 10.000 ezginin derlenmesinde, fişlerin doldurulmasında, onun bitmek tükenmek bilmeyen sabır ve azmi büyük rol oynamıştır.
1943te muzaffer sarısözen, halil bediiyönetken ve rıza yetişenden oluşan grup tokat, amasya, samsun, ordu, giresun ve trobzonda ; 1944de elazığ, tunceli, bingöl ve muşta ; 1945te ankara, çankırı, yozgat ve kırşehirde ; 1946da içel, antakya ve antalyada ; 1947de çanakkale, bursa ve tekirdağda ; 1948de bolu, sinop ve zonguldakta ; 1949 bilecik ve eskişehirde ; 1950de van, kars, çorum ve ağrıda ; 1951de izmitte ; 1952de izmir, siirt, mardin ve bitliste derleme yapmıştır.
sarısözen derleme gezilerinde kendi çabası ve emeği ile topladığı bağlama, cura, ney, çifte kaval, kemençe, kaval, tulum, davul, zurna, tef, darbuka, gibi bir çok halk sazından kolleksiyon oluşturmuştur. ayrıca derleme gezileri sırasında kaynak kişiler ile halk oyunlarını görüntüleyen fotoğraflardan bir resim albümü yapmıştır. ne yazık ki ; ölümünden sonra evi olarak gördüğü , çok değer verdiği, özen gösterdiği arşivi topladığı onbinlerce ezgi ve halk çalgıları kendi haline terkedilmiştir.
muzaffer sarısözenin halk müziğine verdiği hizmet kadar halk oyunlarına verdiği hizmet de büyüktür. 1950 yılında italya ve ispanyadaki avrupa ulslararası raks müsabakalarına, erzurum bar ekibi ve davulcu kara yılan, zurnacı mümtaz ardıç ile katılır. madridte 68.000 kişinin önünde, biariz ve san sebastianda yapılan 5 yarışmada ekip birinciliği alır.
vedat nedim tör ve mesut cemal bey in daveti ile yurttan seslerin başına muzaffer sarısözen getirilir. 1946 yılında yurttan sesler korosunu çalıştırmaya başlayarak derlenen türküleri koro üyelerine öğretir ve yayınlara başlar . program büyük ilgi görür. 1953 yılında izmirde, 1954 yılında istanbul radyolarında "yurttan sesler" topluluklarını kurarak, halk türküleri ve oyunlarının yurt çapında sevilmesi ve tanıtılmasında büyük rol oynar.
muzaffer sarısözene kadar radyolarda düzenli ve programlı halk müziği çalışmaları olmamıştır. yurttan sesler topluluğunu kurduktan sonra, programlarına kaynak kişileri ve bölge sanatçılarını davet ederek radyo sanatçılarına örnek dersler vermiştir.
muzaffer sarısözen yurttan sesler topluluğunu yetitirirek ilk koral halk müziği icrasını başlatmıştır; toplu bağlama çalma geleneğinin uygulayıcısı olmuştur; halk müziğinde koro seslerini numaralayarak otantik karakterin kaybolmasını önlemştir.
neriman altındağ hanım 1941 yılında yurttan sesler korosuna girer ve muzaffer sarısözenle tanışır. 1951 yılında evlenirler. 1952 yılında ise oğlu memil sarısözen dünyaya gelir.
1962 yılında sarısözen prostat rahatsızlığından dolayı devlet demiryolları hastanesine yatar. burada ameliyat olacağını öğrenince diğer doktorlara tercihen özellikle kendisinin öğrencisi olan bir operatöre ameliyat olur. daha sonra ağabeyi abdulkadir sarısözenin evine çıkar. tekrar rahatsızlandığında ankara hastenesine kaldırılır ve sağlığına kavuşamayarak 4 ocak 1963 yılında vefat eder. asri mezarlıkta büyük bir törenle defnedilir.
derlediği bazı türküler: allı durnam, bülbül havalanmış, gesi bağları, arpa ektim, izmirin kavakları, taşa verdim yanımı...
mustafa sarısözen tarafından derlenen isparta türküsü.
çayır çimen geze geze (of of)
oldum ben bir geveze
kızına meyil verdim
darılma hanım teyze (of ninem of)
pencereden kuş uçtu (of of)
yandı yürek tutuştu
yanma yüreğim yanma
ayrılık bize düştü (of ninem of)
simitimin tablası (of of)
geldi düğün haftası
gelin olacam diye
nedir bunun tafrası (of ninem of)
çayır çimen geze geze (of of)
oldum ben bir geveze
kızına meyil verdim
darılma hanım teyze (of ninem of)
pencereden kuş uçtu (of of)
yandı yürek tutuştu
yanma yüreğim yanma
ayrılık bize düştü (of ninem of)
simitimin tablası (of of)
geldi düğün haftası
gelin olacam diye
nedir bunun tafrası (of ninem of)
pkk terör örgütüdür diyemeyenlerin başı.
aslen punk dansı olan ama her konserde veya her barda her tür müzikle yapılabilen serbest stil güreş ve tekwando karışımından oluşmuş kendini rahatlatma ve ifade edebilme biçimi.
cerrahpaşa tıp fakültesi üroloji a.b.d. profesörlerinden.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?