2 pm.
sözlük anlamı geri dönmek, ancak şöyle kullanım alanı var; söz gelimi resmi dairedeki bir memurun hatasından dolayı o kurum para cezası yemiş olsun. ceza doğrudan kurumun amirine tebliğ edilir fakat kurum amiri cezayı hatadan sorumlu memura ödetmek üzere ona rücu eder. her ne kadar kurumdan çıkan her imzadan amir sorumlu olsa da beş kuruş ödemez, parayı çok sever.
genelde bir işin uzmanı olduğunu göstermek manasında kullanılan söz.
(bkz: rüştünü ispatlamak)
(bkz: luce caponegro)
türkçede kendisiyle başlayan bir kelime olmadığı söylenir. şu zamana kadar da duymuş değilim hakkaten. kendi adıyla bile çağrılmaz ğye, yumuşak g denir. hiç yumuşak değildir aslında, balgam çıkarır gibidir "ğğğğ.."
tam bir komple modacı. adamın ismi marka gibi zaten. kendi adını taşıyan parfümü(henüz kullanmış değilim) şuan piyasadaki en iyi/pahalı parfümlerden.
atilla saral ve kevin spacey karışımı bi tipe sahip olan tom kardeş kadın camiası için önemli bir kayıp bence.
atilla saral ve kevin spacey karışımı bi tipe sahip olan tom kardeş kadın camiası için önemli bir kayıp bence.
insanı skip atan şarkılardandır.
(bkz: sikip atmak)
(bkz: sikip atmak)
genel kültür fakiri bir yazar müsvettesi. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlardan. ismi dışında yazar veya gazeteciye benzeyen bir tarafı yok. üzerine 3-5 cümleden fazla yazılmaya değecek biri de değil aslında.
katıldığı bir kaç programa denk geldim. adamın tartışma programlarındaki mevcudiyeti bile sırıtıyor ortamda. iğreti duruyor. kendi bünyesi bile sinyal yayıyor "ne işin var oğlum burda" diye. iki de bir cep telefonuyla oynuyor, kafasını yere gömüp ortamdan çook uzaklara gidiyor ruhu ve birdenbire müdahil oluyor konuya bağıra çağıra. yaptığı saç sakal imajıyla çok başarısız bir nihat genç kopyası ayrıca. piyasada hiç adam kalmamış amk.
katıldığı bir kaç programa denk geldim. adamın tartışma programlarındaki mevcudiyeti bile sırıtıyor ortamda. iğreti duruyor. kendi bünyesi bile sinyal yayıyor "ne işin var oğlum burda" diye. iki de bir cep telefonuyla oynuyor, kafasını yere gömüp ortamdan çook uzaklara gidiyor ruhu ve birdenbire müdahil oluyor konuya bağıra çağıra. yaptığı saç sakal imajıyla çok başarısız bir nihat genç kopyası ayrıca. piyasada hiç adam kalmamış amk.
evrimle beraber giderek kel halini alma süreci.
meşhur şike operasyonu kapsamında ifade vermek için emniyete gitmiştir, müşteki sıfatıyla. yıllardır işin içinde, bildiği çok şey var ve birilerini yakmaya gidiyor. kendisinin de temiz olduğunu hiç sanmıyorum, sonunda şu boklu değnek elinde kalsa negzel olur.
çok amatör bir kanal. haber müdürü diye barındırılan yetkilisi bile çok rahat abesle iştigal edebiliyor.
yaptıkları yarışmanın konseptini tama anlamış değilim ama haber müdürü amca henüz yargıda olan bir konuyla ilgili dandik bir soruyla müdahil oluyor olaya ve sıçıp sıvıyor. fenerbahçeli olmamama rağmen tahammül sınırlarımı epey bi zorladı şu kesit;http://tinyurl.com/3bzj5hg
yaptıkları yarışmanın konseptini tama anlamış değilim ama haber müdürü amca henüz yargıda olan bir konuyla ilgili dandik bir soruyla müdahil oluyor olaya ve sıçıp sıvıyor. fenerbahçeli olmamama rağmen tahammül sınırlarımı epey bi zorladı şu kesit;http://tinyurl.com/3bzj5hg
çok kullanılan bir klişedir fakat burdaki büyüklük ne anlamda kullanılır, kütleyle ilgisi var mıdır, hayran olunan kişiyi mi yüceltir yoksa hayran olanı mı ? anlamış değilim.
hiç argo/küfürlü kelime kullanmadan adamakıllı sövme kalıbı. adamakıllıyı geçtim çok pis sövme lan bu.
bir şeyden bahsederken o şeyin ikinci bir özelliğine vurgu yapmak için kullanılan şey. örn; düzenli olarak meyvesuyu tüketiyorum, tercihen armutsuyu.
(bkz: şeyini şeyaptığımın şeyi)
(bkz: şeyini şeyaptığımın şeyi)
#1017795
aynı mesajı kendisinden de bekledim uzun süre fakat houstonum solgun solgun bekledi dakkalarca. burda bir aileyiz ve goshenitin annesi hepizin de annesi. hatta indy kendisiyle msnde, facebookda, skypeda görüştüğü için onun geçmiş olsun dileklerini kabul etmesinde hiç sakınca olmaz diye düşündüm, bilerek öyle mesaj attım yani.
yeri gelmişken goshenite de geçmiş olsun dileklerimi ileteyim, acil şifalar. ameliyatın başarılı geçmesine sevindim.
aynı mesajı kendisinden de bekledim uzun süre fakat houstonum solgun solgun bekledi dakkalarca. burda bir aileyiz ve goshenitin annesi hepizin de annesi. hatta indy kendisiyle msnde, facebookda, skypeda görüştüğü için onun geçmiş olsun dileklerini kabul etmesinde hiç sakınca olmaz diye düşündüm, bilerek öyle mesaj attım yani.
yeri gelmişken goshenite de geçmiş olsun dileklerimi ileteyim, acil şifalar. ameliyatın başarılı geçmesine sevindim.
galatasarayın yeni transferi olduğu iddia edilen brezilyalı futbolcu. 83 doğumludur ve 2009dan bu yana juventusta top koşturmaktaydı.
galatasarayın barış-ayhan-mustafa kamburundan kurtulma operasyonunun son halkasıdır.
galatasarayın barış-ayhan-mustafa kamburundan kurtulma operasyonunun son halkasıdır.
"bir farkla" başlıklı içli bir veda mektubu göndermiştir metristen. kendisini sevmeyen biri olsam da içime dokundu yazdıkları hakkaten. adam da ne fener aşkı varmış be dünyasını yedi o uğurda..
bir farkla...
ben aziz yıldırım, fenerbahçe spor kulübü başkanı. 1952 yılında diyarbakır ergani’de doğdum. bu ülkenin insanıyım. inşaat mühendisiyim. bugüne dek kendi ülkem ve milletim için çalıştım ve gözlerimi de vatanımda yumacağım.
spor sevdalısı, ama daha da fazla fenerbahçe sevdalısıyım. betondan da, futboldan da anlamam ondandır. ama voleyboldan da anlarım, yelkenden de anlarım, basketboldan da anlarım, masa tenisinden de anlarım, yüzmeden de anlarım, kürekten de anlarım, atletizmden de bokstan da anlarım.
2000’e yakın sporcu evladım vardır benim. hepsi birbirinden değerlidir, çünkü onlar fenerbahçe forması giyerler. onlar fenerbahçe formasını çıkarır milli formayı giyer; ülkemin insanlarının yurtdışında göğsünü kabartır, gözlerini yaşartır mutluluk gözyaşı döktürürler.
ben evlatlarımın hepsini ismen tanırım, nereden geldiklerini, nasıl sporcular olduklarını bilirim. ben hepsinin akıttıkları helal terin, kazandıkları her başarının kefiliyim, hamisiyim. çünkü ben fenerbahçe spor kulübü’nün başkanıyım. 1990’dan bu yana kulübüme hizmet ettim. 1998’de "bir oy" farkla seçimi kazanıp başkan oldum. herkesten de "bir farkım" oldu hep, çünkü ben fenerbahçe’yi herkesten çok, canımdan, hayatımdan, kendimden çok sevdim.
fenerbahçe’ye hayatımı adadım. eşimi, çocuklarımı, işimi bıraktım gece demeden gündüz demeden fenerbahçe’nin yolunda yürüdüm. bu yolda hep doğru bildiklerimi yaptım. kimsenin karşısında eğilmedim, bükülmedim. çok eğilenler, çok sürünerek, yanımdan geçip gitmeye çalışanlar oldu ama zamanla hepsi ya ezildiler ya yok olup gittiler.
sevenim de çok oldu sevmeyenim de. beni kendilerine benzetemeyenler beni eğip bükemeyenler nefret etti benden. kimsenin adamı olmadım, sadece fenerbahçe’nin başkanı, fenerbahçe’nin adamı oldum. asırlık bir çınara liderlik ettiğimi, ulu önder atatürk’ün kulübüne başkanlık yaptığımı hiç aklımdan çıkarmadım. onun gösterdiği yolda sporu sevdim, öğrettim, uyguladım. hiç yanlış yola sapmadım, sapmak isteyene beni yanlış yola çekmek isteyene de hiç müsade etmedim.
çalıştım, hep çalıştım. amatör sporların türkiye’nin geleceği gençler için ne kadar önemli olduğunu gördüm. bu alanda liderlik ettim amatör şubelere devletten daha fazla yatırım yaptım. popülizm yapıp tüm kaynakları futbola ayırmadım. ülkemi, ülkemin uluslararası müsabakalarda, boksta, yelkende, atletizmde dalgalanacak şanlı bayrağını düşündüm.
tesisler yaptım. yeni sporcular yetişsin, "bu ülkeden sporcu çıkmaz" diyenler türk gencinin başarısını görsünler diye. genç çocuklar önce fenerbahçeli olsunlar, sonra ülkelerine milletlerine faydalı fertler olsunlar diye her yanda tesisler yaptım. gençleri hep heveslendirdim, cesaretlendirdim. minik takımdaki sporcularımın bile isimlerini öğrendim, antrenmanlarına gittim onlara moral verdim. fenerbahçelilik nedir, nasıl fenerbahçeli olunur, o çubuklu forma nasıl kutsaldır, öğrensinler diye mücadele ettim.
çok mücadele ettim; sağlığımı verdim. sağlığımdan ödün verdim ama fenerbahçe sevdamdan ödün vermedim. ameliyat masasından kalkıp takımımın başında deplasmana gittim. beni gören taraftar stadyumları salonları doldurdu. önce, onlar da bana kızdılar. tribünde küfür ettirmedim, kavgaya, kargaşaya izin vermedim. ama sonra onlar da anladılar her şeyin daha büyük bir fenerbahçe yaratmak için olduğunu. büyük fenerbahçe taraftarı benim yaptıklarımı görüyor, biliyor. onların bilmesi, onların görmesi kafi. onların sevgisi bundan sonra bana yeter.
beni eğip bükemeyenler, beni kendilerine benzetemeyenler meyve veren ağacı taşlayanlar baktılar ki taşladıkça ağaç inadına daha da büyüyor yakmaya karar verdiler ağacı. kurguladıkları bir senaryo ile bugün beni hayatımın en büyük sevdası fenerbahçe’den kopardılar. yaktılar ağacı, yanan ağacın yerine yenisinin dikilemeyeceğini bilmeyenler. ama ben de tükendim. bu süreç beni çok yordu. ruhum, bedenim iflas etti, artık daha fazla taşı da ateşi de taşıyamaz hale geldim. bu süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde fenerbahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak. şimdi sadece bu yaşamakta olduğumuz süreçte yine kulübüme hizmet etmeye devam edeceğim. bu geçiş sürecinin ardından da artık gururla taşıdığım ve namusumla, onurumla yerine getirmek adına gecemi gündüzüme kattığım şerefli görevim son bulacak. ama içimdeki fenerbahçe sevdası asla bitmeyecek.
fenerbahçe sevdam cehennem donana kadar sürecek. dar ağacında olsam da son sözüm hep fenerbahçe olacak…
tüm bu duygu ve düşüncelerin içerisindeyken, 14 vatan evladının hain saldırılar sonucu şehit olduğunu öğrenmem sıkıntımı ve üzüntümü daha da artırdı. kaybettiğimiz, mehmetçiklerimize allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve ulusumuza da en derin duygularımla başsağlığı dileklerimi iletmek isterim
bir farkla...
ben aziz yıldırım, fenerbahçe spor kulübü başkanı. 1952 yılında diyarbakır ergani’de doğdum. bu ülkenin insanıyım. inşaat mühendisiyim. bugüne dek kendi ülkem ve milletim için çalıştım ve gözlerimi de vatanımda yumacağım.
spor sevdalısı, ama daha da fazla fenerbahçe sevdalısıyım. betondan da, futboldan da anlamam ondandır. ama voleyboldan da anlarım, yelkenden de anlarım, basketboldan da anlarım, masa tenisinden de anlarım, yüzmeden de anlarım, kürekten de anlarım, atletizmden de bokstan da anlarım.
2000’e yakın sporcu evladım vardır benim. hepsi birbirinden değerlidir, çünkü onlar fenerbahçe forması giyerler. onlar fenerbahçe formasını çıkarır milli formayı giyer; ülkemin insanlarının yurtdışında göğsünü kabartır, gözlerini yaşartır mutluluk gözyaşı döktürürler.
ben evlatlarımın hepsini ismen tanırım, nereden geldiklerini, nasıl sporcular olduklarını bilirim. ben hepsinin akıttıkları helal terin, kazandıkları her başarının kefiliyim, hamisiyim. çünkü ben fenerbahçe spor kulübü’nün başkanıyım. 1990’dan bu yana kulübüme hizmet ettim. 1998’de "bir oy" farkla seçimi kazanıp başkan oldum. herkesten de "bir farkım" oldu hep, çünkü ben fenerbahçe’yi herkesten çok, canımdan, hayatımdan, kendimden çok sevdim.
fenerbahçe’ye hayatımı adadım. eşimi, çocuklarımı, işimi bıraktım gece demeden gündüz demeden fenerbahçe’nin yolunda yürüdüm. bu yolda hep doğru bildiklerimi yaptım. kimsenin karşısında eğilmedim, bükülmedim. çok eğilenler, çok sürünerek, yanımdan geçip gitmeye çalışanlar oldu ama zamanla hepsi ya ezildiler ya yok olup gittiler.
sevenim de çok oldu sevmeyenim de. beni kendilerine benzetemeyenler beni eğip bükemeyenler nefret etti benden. kimsenin adamı olmadım, sadece fenerbahçe’nin başkanı, fenerbahçe’nin adamı oldum. asırlık bir çınara liderlik ettiğimi, ulu önder atatürk’ün kulübüne başkanlık yaptığımı hiç aklımdan çıkarmadım. onun gösterdiği yolda sporu sevdim, öğrettim, uyguladım. hiç yanlış yola sapmadım, sapmak isteyene beni yanlış yola çekmek isteyene de hiç müsade etmedim.
çalıştım, hep çalıştım. amatör sporların türkiye’nin geleceği gençler için ne kadar önemli olduğunu gördüm. bu alanda liderlik ettim amatör şubelere devletten daha fazla yatırım yaptım. popülizm yapıp tüm kaynakları futbola ayırmadım. ülkemi, ülkemin uluslararası müsabakalarda, boksta, yelkende, atletizmde dalgalanacak şanlı bayrağını düşündüm.
tesisler yaptım. yeni sporcular yetişsin, "bu ülkeden sporcu çıkmaz" diyenler türk gencinin başarısını görsünler diye. genç çocuklar önce fenerbahçeli olsunlar, sonra ülkelerine milletlerine faydalı fertler olsunlar diye her yanda tesisler yaptım. gençleri hep heveslendirdim, cesaretlendirdim. minik takımdaki sporcularımın bile isimlerini öğrendim, antrenmanlarına gittim onlara moral verdim. fenerbahçelilik nedir, nasıl fenerbahçeli olunur, o çubuklu forma nasıl kutsaldır, öğrensinler diye mücadele ettim.
çok mücadele ettim; sağlığımı verdim. sağlığımdan ödün verdim ama fenerbahçe sevdamdan ödün vermedim. ameliyat masasından kalkıp takımımın başında deplasmana gittim. beni gören taraftar stadyumları salonları doldurdu. önce, onlar da bana kızdılar. tribünde küfür ettirmedim, kavgaya, kargaşaya izin vermedim. ama sonra onlar da anladılar her şeyin daha büyük bir fenerbahçe yaratmak için olduğunu. büyük fenerbahçe taraftarı benim yaptıklarımı görüyor, biliyor. onların bilmesi, onların görmesi kafi. onların sevgisi bundan sonra bana yeter.
beni eğip bükemeyenler, beni kendilerine benzetemeyenler meyve veren ağacı taşlayanlar baktılar ki taşladıkça ağaç inadına daha da büyüyor yakmaya karar verdiler ağacı. kurguladıkları bir senaryo ile bugün beni hayatımın en büyük sevdası fenerbahçe’den kopardılar. yaktılar ağacı, yanan ağacın yerine yenisinin dikilemeyeceğini bilmeyenler. ama ben de tükendim. bu süreç beni çok yordu. ruhum, bedenim iflas etti, artık daha fazla taşı da ateşi de taşıyamaz hale geldim. bu süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde fenerbahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak. şimdi sadece bu yaşamakta olduğumuz süreçte yine kulübüme hizmet etmeye devam edeceğim. bu geçiş sürecinin ardından da artık gururla taşıdığım ve namusumla, onurumla yerine getirmek adına gecemi gündüzüme kattığım şerefli görevim son bulacak. ama içimdeki fenerbahçe sevdası asla bitmeyecek.
fenerbahçe sevdam cehennem donana kadar sürecek. dar ağacında olsam da son sözüm hep fenerbahçe olacak…
tüm bu duygu ve düşüncelerin içerisindeyken, 14 vatan evladının hain saldırılar sonucu şehit olduğunu öğrenmem sıkıntımı ve üzüntümü daha da artırdı. kaybettiğimiz, mehmetçiklerimize allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve ulusumuza da en derin duygularımla başsağlığı dileklerimi iletmek isterim
vücut yorgunluğundan daha kötü hissettirdiği söylenir hep. mesleği kafa yormayı gerektiren bir insanın, bedenen çalışan birinden daha çok yorulmasının sebebi beynin düşüne düşüne bir çeşit amcıklama geçirmesiymiş diyollar.
masa başı gün boyu çalışan biri, o günün akşamına bir ameleyle karşılaşıp ona "bugün çok yoruldum ya" dese de asla inandıramaz onu buna.
"ne var ammına koyim akşama kadar oturuyonuz!"dan öte olmaz amelenin zikri.
masa başı gün boyu çalışan biri, o günün akşamına bir ameleyle karşılaşıp ona "bugün çok yoruldum ya" dese de asla inandıramaz onu buna.
"ne var ammına koyim akşama kadar oturuyonuz!"dan öte olmaz amelenin zikri.
bir beşiktaş taraftarı olarak fifa 11de veya peste en sık rakip olarak seçtiğim ve yenmekten, fark atmaktan en çok zevk aldığım takımdı(bazen de durduramıyordum tabi alexi). şike iddialarının futbolu piç ettiği şu dönemde bırak süper lig maçı izlemeyi, canım pcde fifa oynamak bile istemiyor. şu an düşme ihtimali en yüksek takım olan fenerbahçe ligden düşerse, seneye fifa 12de nası karşılaştıracağız takımlarımızı diye meraktayım. yani karşılaştıramayınca yaşayacağım hüznü kestirmeye çalışıyorum. aslında fenerbahçe en sevmediğim ve başarısız olmasını en çok istediğim kulüptür de.
futbol eğer temizlenecekse varsın bir yıl zevk almayalım futboldan. suçluysa beşiktaş da küme düşsün, fenerbahçe de. yok ligin zevkiymiş, kulüplerin mali durumuymuş, yüz yıllık kulüplermiş falan hikaye. öyle olsun ki durum, artık şikeyi kimse aklından bile geçiremesin.
futbol eğer temizlenecekse varsın bir yıl zevk almayalım futboldan. suçluysa beşiktaş da küme düşsün, fenerbahçe de. yok ligin zevkiymiş, kulüplerin mali durumuymuş, yüz yıllık kulüplermiş falan hikaye. öyle olsun ki durum, artık şikeyi kimse aklından bile geçiremesin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?