confessions

epikuros

- Yazar -

  1. toplam entry 2495
  2. takipçi 1
  3. puan 68152

yıldırım demirören

epikuros
bana kalırsa mehmet topuz olayında yenilmemiştir, topuz’u transfer etmekten çok daha güzelini becermiştir ; ona "doğuştan beşiktaşlıyım, 50 milyon verseler fener forması giymem" dedirtip fenere gitmesini sağlamıştır, üstelik vasat bi oyuncu için uçuk bir rakama -35 milyon turkiş liras-, ayrıca aziz yıldırımı vasat bi oyuncuya şöförlük yaparken izlememizi de sağlamıştır, fenerbahçe taraftarının ne kadar hazımgücü yüksek bi kitle olduğunu göstermiştir bizlere. tüm bu bakımlardan takdire şayandır ama öyle çakallık nedir bilmez ha duygusaldır hatun kişiler kadar kolay ağlayabilir toz kaçmasa da gözüne. tek ve en büyük sorunudur herhalde fenerbahçeye duyduğu antipati, o yüzden fırsat bu fırsat deyip sıkıştırmıştır araya "ezik büzük" laflarını. güler misin ağlar mısın? tombaladan bize ufak demirören çıktı başkan diye. severim genede ağlaması yok mu olur olmaz, iyi adamdır, iyi yönetici olmsa ne olur

epikuros

epikuros
1 hazirandan beri sade vatandaş; rütbelerini, künyesini tekmilini, botlarını, sabah sporunu bırakıp sikten düşen kıl misali yokluğu farkedilmeyecek ve yerine yenileri bitecek şekilde ebediyen arazi olmuş mangabaşı, zira o günleri artık zar zor hatırlayan, asıl askerliğin yaşandığı hayata dönen akrep burcu erkeği #261168

zengin solcu

epikuros
halkın fakirlik sorunuyla mücadele etmeye niyet etmiş ve mücadelesinde başarıya ulaşmış solcudur. fakirlik kimse için gönüllü bir tercih değildir ki, "madem solcusun niye fakir değilsin, kriterlere aykırısın, suçlusun" diyebilelim. bir soruna parmak basabilme hakkı için illa keşiş hayatı sürmek gerekmez. kadın haklarını savunanların illa mağdur, hayvan haklarını savunanların vejetaryen mı olması gerek?
özel mülkiyetin hiç olmamasından ziyade eşit olmamasındandır asıl kaygı, ki "özel mülkiyetsiz hayat" her düşünebilen için zırvadır, tüm boyutlarıyla ele alındığında.

hoşlanılan kızın zeki olması

epikuros
ilişkiler çoğunlukla meydan savaşı ve üstünlük kurma çabası havasında geçer. kızın senden zeki olması demek, senin daha aptal olman demektir bi bakıma. aptallığının hep yüzüne vurulduğu ve hissettirildiği bi ilişkinin içinde zevkle duramazsın uzun zaman. üstünlük kurabileceğin bi ilişki ararsın ve orda mutlu olursun bi erkek olarak.

bu sosyal alanda rahatsız eder insanı esasen. misal bir ortamda, bi erkek bununla zor övünür:
-"bu da sevgilim buket, iq’su 160, nerdeyse benimkinin 2 katı kikikih"
-"eveet tanıştırayım, eşim buket, profesördür kendisi. fakültede bi tadilatta tanıştık, ameleyim ben."
ama kadının eşiyle övünmekten mutlu olduğuna çok rastladım. toplumda hoş karşılanan bu galiba. erkek kendisiyle, kadın sahip olduklarıyla övünüp hava atma uğraşında.

hrant dink

epikuros
düşünce özgürlüğünden bahsedip de en ufak bir aykırı düşünceye tahammül edemeyen, olaylara dışarıdan bakmayı başaramayan, ileriyi göremeyen kuş beyinlilerin kendilerine yakışan bir uslupla gösterdikleri tepki sonucu hayatını kaybeden insan. düşünce özgürlüğünden ne anlaşıldığını merak ediyorum.

yine orhan pamuk’a olduğu gibi zamanında nazım hikmet’e, yaşar kemal’e, abdi ipekçi’ye, uğur mumcu’ya karşı da aynı şekilde tepki gösterildi. zaten piyasada şakşakçı ve düzen yalakası binlerce yavşak yazar varken böyle ender rastlanan 2-3 aykırı düşünce sahibi yazara "sen de konuş" diyemez miyiz? uyuşturulmaya çalışıldığımızın farkında değil miyiz? birisi de çıkıp "türkler yanlış yaptı" diyebilsin ve biz de tepki gösterirken ne kadar medeni bir tavır takınabileceğimizi herkese gösterebilme fırsatı yakalayalım. ya da barbar veya düşünce özgürlüğünden yoksun ve çağdaşlığın oldukça gerisinde olduğumuz yüzümüze vurulduğunda paşa paşa gıkımız çıkmadan kabullenmeyi bilelim.

istesek de istemesek de, o maşa trabzonlu suikastçiye sövsek ve yaptığını kabullenmek istemesek de o içimizden biri ve görmezden gelinemeyecek kadar öenmli sayıdaki bir kesimi temsil ediyor. aynı şey çok büyük bir ihtimalle orhan pamuk’un başına da gelebilirdi. medyada ve arkadaş sohbetlerinde bu konuda tahriklerle çokça karşılaştık. beyni kolaylıkla yıkanabilecek insan ya da azmettirici eksikliği mi var bu ülkede? nitekim ölüm fermanları-nutukları da atılmadı değil, vatandaşlıktan çıkarılması dahi telaffuz edildi.

bunca yıl uyuduk, tarihte uyumayan atalarımızın kahramanlıklarıyla övündük durduk. herkes sen ağasın paşasın dedi götümüz kalktı. bir türk dünyaya bedel zaten. almanı, isveçlisi, ingilizi, arabı, bulgarı, avusturyalısı, yahudisi de türke gönülden hayranmış, böyle bildik. ama gözümüzü bi açtık avrupa birliği bizi kendisine layık görmüyormuş. biz geri kalmışız, vatandaşın haklarından özgürlüklerinden haberimiz yokmuş, yiyiciymişiz, vurkaççıymışız, yasalarımız delikmiş... "yoksa siz bizi begenmiyor musunuz? siz kim oluyorsunuz, siz bizi istemiyorsanız biz sizi hiç istemeyiz!" triplerine dalıverdik hemen. yola da çıkmış bulunduk, ne ileri gidebiliyoruz ne de geri dönebiliyoruz. her taraftan yüzümüze gelen "olmamışsınız siz daha" tokatlarıyla kendimize gelir gibi oluyoruz neyseki. açık kapatalım-uğraşalım derken, içimizden bi mına kodum gelip geri vitese takıyo arabayı, incir çuvalının tepesinde sıçma pozisyonu alıyo resmen.

hoş alacakları yok ya avrupa birliğine, veyahut da aldıklarında menfaat sağlayacağımız... yine de avrupa birliği potasında belki zamanla slam dunk diyecekken, ağzımıza sakız oldu şimdi hrant dink!

kubat

epikuros
askerliğini ardahan 25. mkz tugayında yapan, bizim yan odada yatan, çok süper langırt oynayan, oldukça espirili, omzundan bağlamasını düşürmeyen, şuan mecburen kısa saçlı olan ve baya zayıflamış asker kişi. şu sıralar bi fotoğrafçıya rastladığım an beraber kol kola silah omuzda fotoğraf çektirmek için fırsat kolladığım insan. latif doğan da geçenlerde tv programında kubat hakkında espiri yapmış ’iki yıldır kubatı programa davet ediyorum, askerdeyim abi deyip ekiyo beni’ diye.
-adam gerçekten askerde latiff.

ajdar anik

epikuros
ajdar anık’ın toplumda kendini sanatçı olarak lanse edip garip karşılanmasının nedeni aslında diğer sanatçılardan farklı olmasından kaynaklanıyor. kuğu yavruları arasına karışmış çirkin bir ördek yavrusu gibi sırıtıyor. fakat inatla kuğu olduğunu iddia ediyor. kendi sorunu da bu; kuğu olmaya çalışmayı bırakıp ördek olduğunu kabullense belki derdini dinletebilir.

durumuna bakıldığında, aslında şiirde de garip akımının ilk ortaya çıktığında karşılaştığı tepkiye benzer bir tepkiyle karşılaştığı farkedilebilir. garip akımı yani serbest şiir anlayışı orhan veli döneminde ortaya çıkmıştı. herkes kafiyeli, sistemli ve matematiksel uyum içindeki dizelere şiir derken garip akımı, içinden geçen sesi dağınık mısralarla ard arda sıralayıp benim şiirim budur demişti. ve inanılmaz bir tepkiyle karşılaşmış, dışlanmıştı. fakat bu dert değildi onlar için, "bizim şiir anlayışımız bu" deniyordu. o dönem benimsenmesi imkansız gibi gözüken bu akım bugün içe işleyen en güzel örneklerini ortaya sermeye devam etmekte. buna paralel olarak ajdar’ı ele alırsak; ajdar’ın garip olduğu kesin ve yerleşik sanat anlayışıyla bağdaşmayan bir şeyler ortaya çıkarmaya çalıştığı kesin. çok fazla eleştirilmesinin nedeni bu. dandik dundik tavırlarının buna etkisi de oldukça fazla tabiki. ama birisi de bunu yapmalıydı bana kalırsa, ciddi ciddi sanatçı pozlarına bürünüp farkettirmeden sanatın içine sıçanlardan daha az yüzsüz bir ifadeyle çıktı ortaya ve o bozuk yapıdaki sanatçı kırmalarını da daha kolay farketmemizi sağladı bi bakıma. ses rengi kötüymüş, kalınmış bilmem ne... gündemde sanat adına bu kadar renk(!) varken bırakın o da moru temsil etsin, karayı temsil etsin.

ukde vereni deşifre etmek

epikuros
sevdiğimiz saydığımız bir hacımız sözlükte amın düdüğü veyahut gottirik gibi kavramlarla karşılaşacak da canımız sıkılacak diye bu tip çok bildik kavramlara sözlükte yer vermekten çekinmek ancak saklanmak olur. ne bu kavramların varlığını ortadan kaldırır ne de hiç var olmadıklarını gösterir; sadece sözlük açısından bir eksiklik olduğunu belli eder.

misal; adamın biri ilk kez duyuyor amın düdüğü kavramını ve duyduğu şeyin ne anlama geldiğinden bihaber garipsiyor ilk başta, fakat engin bilgi haznesi olarak bildiği "bilgi sözlük" geliyor aklına, bilgi sözlükte araştıryor bu kavramı fakat en ufak bir ipucuna bile rastlamıyor. "nası bişi lan bu, böyle bi kavram yok mu yoksa" diye şüphelere düşüyor, neyseki başka bir x sözlüğüne de bakmak geliyor aklına ve orda rastlıyor aradığı bilgiye.
113 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol