tüm denizlinin bildiği ve garip bir bağlılıkla sevdiği gazozdur. başka şehirlerde özellikle sade gazoz görüldükçe hatıra gelir, iç çekilir. içindekiler incelendiğinde sade olanının içinde çilek olduğu göze çarpar.
anlatım bozukluğu çağrışımı yapan şarkı adıdır.
"kapın çalındıkça" ya da "kapın her çalındığında" sanki daha uygundur.
"kapın çalındıkça" ya da "kapın her çalındığında" sanki daha uygundur.
sagopa kajmer isimli aşmış insanın 2006 yılında çıkarmış olduğu kafile isimli albümünün 8. şarkısı olup, sanılanın aksine sagopa kajmer tarafından seslendirilmeyip leadri adlı kişinin söylediği, sual adlı şarkıdır.
artık değişmiş bir klişedir. uzun zamandır bunun için çeşitli politikalar izlenmekteydi zaten. amerikan filmlerinde polisleri, dedektifleri siyahların oynaması gibi.. barack ile "bir rüya gerçek olmuş", görüş tam anlamıyla yıkılmıştır.
sosyoloji ve psikolojideki tanımı;
"’ben kimim?’ sorusuna verilen cevap"tır.
aylar sonra, sağlam bir araştırmadan sonra gelen edit: sosyolojideki tanımı asla ama asla bu değildir.
"’ben kimim?’ sorusuna verilen cevap"tır.
aylar sonra, sağlam bir araştırmadan sonra gelen edit: sosyolojideki tanımı asla ama asla bu değildir.
tanga-pantolon ikilisini yaratan akıma öncülük eden pantolon şeklidir.
yolda yürürken gerçekleştirildiğinde etraftan garip bakışlara maruz kalınabilecek durumdur. hele ki sesli düşündüğünüz şey komikse ve akabinde gülmeye başladıysanız...
şarkıyı her dinlediğimde, akşamları odasına çekilip kol düğmeleriyle uzun uzun vakit geçiren bir adam canlanmakta gözümde. gerçi unutulmayan sevgilinin hediyesiyle, tıpkı bir ayin gibi her gece konuşmak bir yere kadar makul sayılabilir.
sağ ele demlik, sol ele su alınarak; bir kişinin de yardımıyla ağza şeker dökülüp, karıştırılmak suretiyle gerçekleştirilebilecek davranıştır. görüldüğü üzere biraz zahmetlidir. "bardaktan çay içmek"; ergonomiktir, rahattır, zahmetsizdir.
sponsor kelimesinin türkçedeki karşılığı.
yaprak dökümünün destekçiliğini yapan firma.
e bir de serbest çağrışımın durumu körüklemesi vardır ki şöyle vukuu bulur;
başlik: esaretin bedeli
içindeki entry: esaret
başlik: esaretin bedeli
içindeki entry: esaret
böyle;
baslik: panik odası
içindeki entry: panic room
ve de böyle bir şeydir;
başlik: orospu şirin
içindeki entry; fahişe şirin
saygılar efenim.
baslik: panik odası
içindeki entry: panic room
ve de böyle bir şeydir;
başlik: orospu şirin
içindeki entry; fahişe şirin
saygılar efenim.
ismi türkçe’ye çevrilmemiş filmlerden biridir. o yüzden kiralamak biraz zahmetlidir.
fragmanımsı bir çalışma için;
zorunlu edit..
fragmanımsı bir çalışma için;
zorunlu edit..
kasap önünü mesken edilmiş, zayıf cılız kediciklerin bir aydan kısa zamanda başına gelen eylemdir.
(bkz: altın vuruş)
kötü insanları tanıma senesinin enlerinden biri dahadır.
sözleri;
ne güzel bir hava, sago kaf kef kaf kef
merhaba!
bendeniz sagopa kajmer ,pesimist kötü adam
evet ta kendisi işte o benim
boş oda bom boş bom boş bom boş
herşey yerli yerinde, herşey burda
microfonum burda. ses 1-2
boş bir kağıt bomboş ve mikserim ve sözlerim.
anlat! bak razıyım
anlatmam lazım anlatmalıyım ben her zaman
anlatmam lazım anlatmalıyım ben her zaman
evet anlatmam lazım anlatmalıyım ben her zaman bu benim hayatım.
sago go go
günler süsüm, bilgim madenim,aklım canım,
göz bebeğimden gerek öğrenmem
bak bana doyasıya! hayat eli sopalı bir öğretmen
siyah saç ak defterle geldin
ak saç siyah defterle gidiyosun.
sen uyurken gülistanda ben diken üstüne yatmış acıyorum
derdim kadar olsaydı kuvvetim, benimle başedemezdi kasvetim
kendini iyi bilen kötülere ne yararki benim iyiliğim.kuru dilim
uzak değilki malum sırrım feryatıdımı menzilimden
ne olur iyi bir haber gönder en tezinden
kulaklsrım dilimin müşterisi ezelden
dediler yunusa bal dudaktan acı kelamlar etmesi hayli kolay
yaşamayanın bu derdi
yunus çıkan fırtınada bir kırılan çiçek
nakarat
gördüklerime inanmam gerek.
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
sevdiklerime kavuşmam gerek
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
heder olan yürek diliniz kem almamakta
hebadır onca sevgi cümlesine kanmışlığın leşleri
bildiğim geçmişe mazi
söyle çokmu önemli ikili yaşanmış mazi
azimle unutup sadakatle geleceğe emin ol
başta zor gelir adım atılmış her yol, her yol!
ilişkiler yine tenha,münzevi raplerime bir hamlede verdim fetva
yağmuru kara çeviren hava, kolaysa çık ulan burası çorak ova.
mahlasımın anlamı; kaf dağının kafı ve ölü kefeninin kefi
en güzel kuşlar benim ellerimden yedi en güzel yemi.
yürüdüm koşa koşa. boşa sallar deryada küçük balık,
büyük balıkların hepsi salık, güçsüze yazık.
doğru dersin bree...
nakarat
gördüklerime inanmam gerek.
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
sevdiklerime kavuşmam gerek
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
şeklindedir.
sözleri;
ne güzel bir hava, sago kaf kef kaf kef
merhaba!
bendeniz sagopa kajmer ,pesimist kötü adam
evet ta kendisi işte o benim
boş oda bom boş bom boş bom boş
herşey yerli yerinde, herşey burda
microfonum burda. ses 1-2
boş bir kağıt bomboş ve mikserim ve sözlerim.
anlat! bak razıyım
anlatmam lazım anlatmalıyım ben her zaman
anlatmam lazım anlatmalıyım ben her zaman
evet anlatmam lazım anlatmalıyım ben her zaman bu benim hayatım.
sago go go
günler süsüm, bilgim madenim,aklım canım,
göz bebeğimden gerek öğrenmem
bak bana doyasıya! hayat eli sopalı bir öğretmen
siyah saç ak defterle geldin
ak saç siyah defterle gidiyosun.
sen uyurken gülistanda ben diken üstüne yatmış acıyorum
derdim kadar olsaydı kuvvetim, benimle başedemezdi kasvetim
kendini iyi bilen kötülere ne yararki benim iyiliğim.kuru dilim
uzak değilki malum sırrım feryatıdımı menzilimden
ne olur iyi bir haber gönder en tezinden
kulaklsrım dilimin müşterisi ezelden
dediler yunusa bal dudaktan acı kelamlar etmesi hayli kolay
yaşamayanın bu derdi
yunus çıkan fırtınada bir kırılan çiçek
nakarat
gördüklerime inanmam gerek.
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
sevdiklerime kavuşmam gerek
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
heder olan yürek diliniz kem almamakta
hebadır onca sevgi cümlesine kanmışlığın leşleri
bildiğim geçmişe mazi
söyle çokmu önemli ikili yaşanmış mazi
azimle unutup sadakatle geleceğe emin ol
başta zor gelir adım atılmış her yol, her yol!
ilişkiler yine tenha,münzevi raplerime bir hamlede verdim fetva
yağmuru kara çeviren hava, kolaysa çık ulan burası çorak ova.
mahlasımın anlamı; kaf dağının kafı ve ölü kefeninin kefi
en güzel kuşlar benim ellerimden yedi en güzel yemi.
yürüdüm koşa koşa. boşa sallar deryada küçük balık,
büyük balıkların hepsi salık, güçsüze yazık.
doğru dersin bree...
nakarat
gördüklerime inanmam gerek.
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
sevdiklerime kavuşmam gerek
ama nasıl olacak bana birisi bunu anlatsın
külahıma anlatsın
şeklindedir.
içinde yavuz sultan selime ait bir dötlük vardır ki, tam bir zeka pırıltısıdır.
sanma şahım / herkesi sen / sadıkane / yar olur
herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyar olur
sadıkane / belki ol / alemde / serdar olur
yar olur / ağyar olur / serdar olur / didar olur.
görüldüğü gibi, düşey de yatay da okunsa aynı dizelerden oluşur.
sanma şahım / herkesi sen / sadıkane / yar olur
herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyar olur
sadıkane / belki ol / alemde / serdar olur
yar olur / ağyar olur / serdar olur / didar olur.
görüldüğü gibi, düşey de yatay da okunsa aynı dizelerden oluşur.
kötü insanları tanıma senesi adlı albümden bir şakıdır.
sözleri şöyledir;
verse 1:
akar sular dönmez geri tıpkı gençliğim gibi, bebekti ceninin ergeni, bir erdi büyümüş meyvesi.
sakal-bıyıkla geride kaldı yunus’un hamlık evresi, sivilce-akne katledildi soldu yüzümün güneşi.
ve çivisi düşmüş tablolarda bir resimdi kendisi, kükreyen şu gökyüzünde kuşun kilitli kafesi.
tersi döndü güvenin ansızın belirdi dostun hilesi, fincan kahve içtim kursağımda kaldı telvesi.
kırıştır yalan kahpesi, baştan akıl alır ya cilvesi.
yıkar geçer bir dostun düşmancasına hamlesi.
iki boy aşmış ihanetin ki kat’i yok bahanesi, hayrından umutsuzum getirme bari şerrini.
ve hepsi aynı yolda yolcu onca bedenin kellesi, meydan önüne dizilecek ve alınacak ifadesi.
dualar olmasaydı kim kovardı kalleş iblisi? kalbim ak da pak da desen yüzünden yansır pisliğin.
nakarat:
altın harflerle yaz mahlasımı. halvetim kasvet, kem gözlere şiş!...
cadü ya herru!...ya merru!...kafkef, gölge harâmilerine bir selam çak!...
abile ğatladı, demlenir simam, nüşinrevan’dan handan ummam ben.
ahu-yi felek mum, ben şamdan. düşmez kalkmaz bir allah’tır uyan!...
verse 2:
sago sus!...husus derin çukurda içince sin, pusu kuran huşû içinde gözlerinde kin belirgin.
vay senin şu kindar halin. hin planların var hin. cenin büyüdü savaşa girdi silahlarımı bana verin.
yardan sarkıttığın dostlarından kaçının ipini tuttun? onlar güldü, sen somurttun. kalbinde kaç gül kuruttun?
hatıralarından yüzde kaçını unuttun? senin adını anmamak şartıdır dostluğumun.
rapten olma gökyüzünün güneşi sago bu benim yüzüm. gölgeme sığınır manâ özüm, hicran çölüne düştüm.
yüz pınar yaş akıtsın gözüm. kendi başıma öğrendim, kendim büyüdüm. dudaklarımla gömdüm.
sanma şahım herkesi sen sadıkâne yâr olur. herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur.
sadıkâne belki ol âlemde serdâr olur, yâr olur ağyâr olur serdâr olur didâr olur.
sözleri şöyledir;
verse 1:
akar sular dönmez geri tıpkı gençliğim gibi, bebekti ceninin ergeni, bir erdi büyümüş meyvesi.
sakal-bıyıkla geride kaldı yunus’un hamlık evresi, sivilce-akne katledildi soldu yüzümün güneşi.
ve çivisi düşmüş tablolarda bir resimdi kendisi, kükreyen şu gökyüzünde kuşun kilitli kafesi.
tersi döndü güvenin ansızın belirdi dostun hilesi, fincan kahve içtim kursağımda kaldı telvesi.
kırıştır yalan kahpesi, baştan akıl alır ya cilvesi.
yıkar geçer bir dostun düşmancasına hamlesi.
iki boy aşmış ihanetin ki kat’i yok bahanesi, hayrından umutsuzum getirme bari şerrini.
ve hepsi aynı yolda yolcu onca bedenin kellesi, meydan önüne dizilecek ve alınacak ifadesi.
dualar olmasaydı kim kovardı kalleş iblisi? kalbim ak da pak da desen yüzünden yansır pisliğin.
nakarat:
altın harflerle yaz mahlasımı. halvetim kasvet, kem gözlere şiş!...
cadü ya herru!...ya merru!...kafkef, gölge harâmilerine bir selam çak!...
abile ğatladı, demlenir simam, nüşinrevan’dan handan ummam ben.
ahu-yi felek mum, ben şamdan. düşmez kalkmaz bir allah’tır uyan!...
verse 2:
sago sus!...husus derin çukurda içince sin, pusu kuran huşû içinde gözlerinde kin belirgin.
vay senin şu kindar halin. hin planların var hin. cenin büyüdü savaşa girdi silahlarımı bana verin.
yardan sarkıttığın dostlarından kaçının ipini tuttun? onlar güldü, sen somurttun. kalbinde kaç gül kuruttun?
hatıralarından yüzde kaçını unuttun? senin adını anmamak şartıdır dostluğumun.
rapten olma gökyüzünün güneşi sago bu benim yüzüm. gölgeme sığınır manâ özüm, hicran çölüne düştüm.
yüz pınar yaş akıtsın gözüm. kendi başıma öğrendim, kendim büyüdüm. dudaklarımla gömdüm.
sanma şahım herkesi sen sadıkâne yâr olur. herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur.
sadıkâne belki ol âlemde serdâr olur, yâr olur ağyâr olur serdâr olur didâr olur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?