eflatun kar

internet, jedi ve bilgi sölük adına amen şeklinde teslis edebilmesi muhtemel papaz.

(bkz: bir turku objesi olarak turna hayvani)

cins şarkı.

ismi nihan olan kişilerce sevilmeyen hatta nefret edilen isim.

oldukça güzel ve eğlenceli bir film.
nereye kadar gidilebilir sorusunu kamçılayan zihinlerin oyunudur.

açıklaması şu şekilde olan günahlardır:

1)ofke= ölümcül meali; kalp krizi.

2)açgözlülük= ölümcül meali; mafya tarafından öteki dünyaya iadesiz, ücreti karşı tarafa ödetilecek kargo.

3)kıskanclık= ölümcül meali; aşağılık kompleksi sonucu girilen depresyonun ardından intihar.

4)oburluk= ölümcül meali; kalp damar tıkanıklığı kolesterolden nalları dikmek.

5)sehvet= ölümcül meali; m.a. erbil hastalığı.

6)gurur= ölümcül meali; cinayet sonucu girilen hapiste ciğerin maraz kapması.

7)tembellik= ölümcül meali; açlıktan ölmek.

mimar sinanın yanılmıyorsam ustalık eserim dediği camidir.
uff, burda uzun uzun bir şeyler yazıyordum bilgi namına ancak dayanamayıp sildim.
yukarıda arkadaşlar güzelce açıklamışlar zaten.

anormal de görünse kimsenin özgürlüğünü ihlal etmedikçe kimseyi enterese etmeyecek hadisedir.

varım! öyleyse düşünüyorum; aman tanrım ne muhteşemim şeklinde devam edebilecek cümleler.

varım öyleyse düşünüyorum öyleyse prokaryot değilim öyleyse yaşasın diyebilmektir midir acaba, diye düşündüğüm şeydir.

demek ki ben hariç bütün insanlarmış diye güldürürken düşündüren, düşündürürken öğreten başlıktır.

sigara iç ve hayata dön çağrısı.
meali;
hayatta sigara gibi boktan ve illet bir şeydir, ancak keyif almasını bilmek için nefes çekmeye devam etmek gerekir.

bunlardan çok var denilebilecek insanlardır.

birisi tarafından canı yakılan kişinin seri sıraladığı kelimeler.
(bkz: kuyruğa basmak)

havada kar kokuyor
ve simsiyah isine bulanıyor
içi kundaklanmakta olan
dışı soğuk duvarların
hiçbir ’ise’ içeren cümle
çözümsüzlükten sağ çıkamıyor
yağmalanmış viranelerim
tenha kalabalığım
havada kar kokuyor..
şehir hiçbir kokuyu canlı bırakmamacasına soluklanıyor
içimde..
dışarıda kırk derece
üşüyorum
kalabalığından kaçılmaz
kalabalığına sığınılmaz odalar içinde
içimde kristaller
savruluyorum kristaller içinde
dışarıda bora
kar sesleri içeriden geliyordu
hayır
sanılanın aksine uğultuya benzemiyordu
öyle çok sesli
öyle anlamlı bir suskunluktu ki bu
duymasını bilmeyen
duymasına çaba sarf etmeyen
duyamıyordu
kardan adamlar yapılıyordu sokaklarda amaçsız
sonra kalplerinden erimeye başlıyorlardı zamansız
kar taneleri serseri dansetmeye devam ediyordu
umursamıyordu içine düştüğü kaosun anlamı ucuz alfabesini öğrenmeyi
yepyeni şehirler inşa ediyorlardı taneler
serin bir hisse bulanmış
ölmeye
terk edilmeye mahkum yepyeni şehirler
ömürsüzlüğün romanını yazıyordu çünkü kar tanesi
vakti azdı
ve kum saatinin kumları bir kez akmaya başlamıştı
dışarıda kardan adamlar yapılıyordu aceleci
içeride kar kokusu...

(bkz: bilgi sözlüğe saplar günü hediyem)

ayakkabı çekeceği.

(bkz: kerata)

çocukkene tgrt de bir bölümünü izlemek suretiyle geçici süreli psikoloji kaybına uğradığım dizidir.
tabi şimdi aynı etkiyi yaratmıyor.

ajan canlı.

arkadaş kişisi tarafından tatbik edilmiş hadise.
(bkz: test edildi onaylandı)