eflatun kar

briyantin anlamına geliyordu galiba. bir de motor yağı anlamı vardı sanırım.

komik.

kendisini boğazdan atarak intihar edip ölen martı.

toteme tapınılır, kutsanır; tabu ise yasaktır. bazı totemler aynı zamanda tabudur. yani bir hayvanı kutsal kabul edip totem yapan bir kabile onu kesip yiyemez.
bazı totemler ise aynı zamanda tabu olmaz. hatta yine hayvan örneğinden gidilirse totem olan hayvan kutsal olduğu için kurban edilir vs vs..

tetristeki uzun çubuğu vasıfsızlıktan kurtarma, daha fazla puan kazanma, daha hızlı üst seviyeye geçme, oyunu çevredeki bilumum tetris hastalarından daha iyi oynama gibi sevdaları olan kişidir.
ekrandaki bütün her şeyin temizlendiğini görmenin mutlu ettiği tetrisi ancak böyle oynamaya şartlanan gerekirse çubuk gelmediğinden game over olmasını tercih eden şahıstır.

yasaklanmasının nedenini anlamak için kendime şu soruları sorduğum başlıktır;
acaba ilk anket bu mudur?
acaba son anket bu mudur?
acaba bütün anketlerin akibeti aynı mıdır?
acaba.. banane be..

içmek değil de içmiş olarak çıkılan bir yolculukta otobüste bu filmin yayınlanması, ve uzun bir müddettir ağlayabilme yetisi kaybının; içki film ve karmaşık ruh hallerinin sonucu aniden iyileşmesiyle en komik sahnelerinde bile bir an mola vermeksizin ilk sahneden son sahneye kadar ağlamak, sonra hızını kesemeyip ağlamaya devam etmektir.

duvarların afişlerle vs dolu olduğu,odalarından müzik yükselen,arkadaşların ikinci adresi diye geçen, kalabalık ve mutlu yemeklerin yendiği, partilerin verildiği, toplu film izleme gibi aktivitelerin sıklıkla yapıldığı, eğlenceli ve özleneceğini hissettiren mekanlardır.

taş fırın.

tetris yapmaya yarayan çubuk.

bugün bir insana iyilik yap; işine karışma.

iyilik olsun diye yaptığın iş bir süre sonra görevin haline gelir.

gündüz dinlenirsen gece rahat uyursun.

sevgililerine makyaj yapma doğal ol deyip makyaj yapan hatunlara fit olurlar.

hastalıklı aşk
suçtun
karanlık gözlerine ben ne diyeyim
sıkıldım artık
kıskanmaktan da yoruldum
yanlıştın
ismini geçiremem sesimden
anlarıma işleyen hırstır öfkedir fikrin
susup da susamayışlarımın karşısında
set çekemediğim sestir zikrin
oysaki sen sessizliğim
kendimden kaçışlarım
kimsesizliğimsin benim
bu kadar yalnızlıkken sen
sustun
karanlık gözlerine ben ne diyeyim
çok değilsin
yalan sancılarımsın benim
ur gibiyken sen
sarhoş olup tükenip de sıfıra varışlarım
ya da kendime acıdığım her bir anım
yazık ki sen benim ziyanımsın
en kompleks yalanımsın
kendimi acıtmak dağlamak pahasına
yüz çevirişlerimsin madem
niçin inanmayıp da unutamayışlarımsın
bir oyun başlatıp kendi kendimi kandırışım
bile isteye kaçmayışım narkozuna kapıldığımdan
ve her bir içtiğim sigaram
ya yokluğunun efkarından ya varlığından
buz keskinliğinle kesilmek yaralanmak
serin gülüşünle hapsolmak esir olmak
soğuğunda uyuşmak istiyorum
sonra
kırıklarıma saplanıp temassızlık oluyorum
belirsizliktin
karanlık gözlerine ben ne diyeyim
bitti dedim
artık dönüşü olmayan çemberden
hangi pusa
hangi belirsizliğe eyvallay diyebilirdim
kanımda dolaşan zehir gibisin
dumanını içime çektiğim tütün gibi
aslında
sen sadece bir şarkı söyleme isteği
tükendin
çabuk bittin..

(bkz: sen sigarayı kovamazsın o istifa eder)

finalinde selvi boylum al yazmalım etkisi kendini göstermiş film.

insanlar milliyetini bilmeli, sevmeli. bu bir çeşit kardeşlik bağıdır.
ancak birisiyle kardeş olmak kardeş olmayaları parçalama duygusunu yaratmamalıdır.

grahoff sayısı ile prandtl sayısının çarpımıdır.

akışkana etki eden kaldırma kuvvetinin viskozite etkisiyle oluşan kuvvete oranıdır.