cocuklugunu 80 lerin darbeli ortaminda gecirmis talihsiz bunyelerin kabarik sacli, surekli terleyen, garip bir sekilde bagirabilen ve -annane jargonuyla- arap bir insan olan degerli insan kadirsinaz musiki insani tina turner a mesafeli olmasi durumudur.
ayni zamanda adama ambaleyi amble diye yazdirtan durumdur.
bir diger versiyonu ise mtv ve diger kanallarin hazirladigi bilimum onunla sevisme benimle sevismece, ben sevisecegim adami odasindan tanirimcilik oynama, kicini j loun kici gibi yapma, hollywood dadaslarinin görmemislik ötesi yasamlarini anlatmaca, arabani en maganda hale ben getiririmceme, anasiyla cikip kiziyla sevismece vb. programlar karsisinda bunyenin the wall daki syd amca gibi sinir krizi gecirmeden önceki tepkisiz haline dönme durumu.
ozellikle tatilin artik sikinti vermeye baslayan aile yani bolümlerinde yapacak bisi bulamayan bunyenin gecenin kel alaka vakitlerinde israrla muzik kanallarini zaplamasidir. amac dinleyecek bisi bulmaktan sasi bak sasir misali hizla gecen görüntü silsilesi içinden yeni, orjinal bir sey görmeye dönüsür. tabiki bir bok gözükmez ve dream tv deki sacma sapan oyun oynatan hatuna kufredilerek spor kanallarina gecilir.
asil adi vera margaret lewis olan ama vera lynn diye ünlenmis hatun sarkicinin ikinci dünya savasi sirasinda ingiliz erkeklerini gaza getirip asker yaptirtan sarkisi. sözleri söyledir:
"we’ll meet again/ don’t know where/ don’t know when/ but i know we’ll meet again some sunny day. / keep smilin’ through/ just like you always do/ ’till the blue skies drive the dark clouds far away. / so will you please say hello/ to the folks that i know/ tell them that it won’t be long./ they’ll be happy to know/ that as you saw me go/ i was singing this song. / we’ll meet again/ don’t know where/ don’t know when/ but i know we’ll meet again some sunny day."
"we’ll meet again/ don’t know where/ don’t know when/ but i know we’ll meet again some sunny day. / keep smilin’ through/ just like you always do/ ’till the blue skies drive the dark clouds far away. / so will you please say hello/ to the folks that i know/ tell them that it won’t be long./ they’ll be happy to know/ that as you saw me go/ i was singing this song. / we’ll meet again/ don’t know where/ don’t know when/ but i know we’ll meet again some sunny day."
asil adi vera margaret lewis olan 1917 yilinda ingiltere de dogmus sarkici. 2. dünya savasi sirasinda söyledigi we will meet again isimli parcayla mesur olmus daha sonra da unutulmustur. bize onu hatirlatan grup ise the wall albumuyle pink floyd olmustur. babasini 2. dünya savasinda kaybetmis olan roger waters abimizin bu ablayi pek de rahmetle anmadigi gozlerden kacmaz. zira pf vera lynn isimli yaklasik 2 dakikalik parcasinda insanlari savasa göndermek icin türlü ayaklar planlayan otoriteyi ve bu otoriteye alet olanlari olmusu duzeltememenin verdigi bir caresizlikle bari bi daha bu tuzaga dusmeyin der gibi hatirlatir.
-biraz agir olacak ama- hasan mutlucan ’in turune aittir.
-biraz agir olacak ama- hasan mutlucan ’in turune aittir.
(bkz: kayahan)
(bkz: pink floyd)
(bkz: nobodys wife)
özellikle bronx tarzi mekanlarda gaza gelen suursuz erkeklerin i am gonna be nobody s wife diye bagirirken -tabiki bar raconuna uyarak kafa arkaya eldeki bira havaya kalkmis musiki sevdalisi rocker durusuyla- gormek memleketimizdeki yabanci dil egitiminden yola cikarak nacizane yazarinizi ezberci milli egitime sevgilerini yollamasina neden olmaktadir.
özellikle bronx tarzi mekanlarda gaza gelen suursuz erkeklerin i am gonna be nobody s wife diye bagirirken -tabiki bar raconuna uyarak kafa arkaya eldeki bira havaya kalkmis musiki sevdalisi rocker durusuyla- gormek memleketimizdeki yabanci dil egitiminden yola cikarak nacizane yazarinizi ezberci milli egitime sevgilerini yollamasina neden olmaktadir.
son olarak 20 haziran 2006 roger waters konserinden sonra yakalanılan sendrom. pink floyd şarkılarındaki o hiçbir eserde bulunamayan felsefi derinlik, müzikal ve şiirsel zeka, siyasi duruş ve duygusal hassasiyeti bir parça dahi olsa yakalayıp ağırbaşlı bir ışıkla aydınlanmış bunyenin ölüm derecesinde bir sukunete kavuşup dünyevi sanat eserleriyle butun ilişkisini kesme durumudur. adama ayın karanlık tarafında ne var diye sordurur, annesinin kollarındaki duvarları acı acı hatırlatır, yaşlanırken akıp giden zaman denilen fahişenin alııp götürdüğü hayallere ve başka bir boyutta o hayallerin peşinden koşmuş halimize keşke burada olsaydın dedirttirir. tedavisi yoktur çünkü hasta tedaviyi reddeder.
evde rapunzel misali buyutulmuş kulesinden firar etmeye çalışan hayalperest dişi.
sabah programı şeysi. mehmet ali ibişinin canlı yayında gösterttiği pipi kıvamında bir şahsiyet
(bkz: tahrik klibi)
7 haziran 2006 tarihli akşam gazetesinin inretnet sitesinde çıkmış system of a down adlı musiki topluluğuyla ilgili bir haber:
http://www.aksam.com.tr
amerika’da 1993 yılında kurulan ermeni heavy metal grubu system of a down, 2005 yılında çıkardığı hypnotize albümündeki ’holy mountains (kutsal dağlar)’ isimli şarkıya klip çekti. klip ilk önce internet üzerinde yayınlanmaya başladı. türkiye’de fan club’u bulunan ve büyük hayran kitlesine sahip olan grup, konserlerinde de türklere karşı ağza alınmayacak küfür ettikleri için de bazı hayranlarından tepki çekmişti. çekilen klibi izleyen herkes şoke oldu. klipte sözde ermeni soykırımı konusu işleniyor. olay klipte başta atatürk olmak üzere enver paşa, talat paşa soykırım mimarları olarak gösteriliyor. sultan abdülhamid ve ermeni teröristler tarafından öldürülen cemal paşa için de ’killer (katil)’ deniliyor. özellikle mustafa kemal atatürk’ün portresi klipte gözüktüğü zaman fonda ’katil’, ’yalancı’ sözleri söyleniyor.
türk hayranlari şaşkin
grubun hayranları, internet sitesinde yayınlanan klibin ardından büyük bir şok yaşarken, bazı hayranları görüntülere inanmak istemedi. fun club’ta görüşlerini belirten hayranları grubun başta atatürk olmak üzere enver paşa ve talat paşa’ya yaptıkları haraketlere inanmak istemeyerek, ’kulaktan dolma bilgi’ olarak değerlendirdi. ayrıca siteye yüzlerce hakaret maili atıldı.
abd’de protesto konseri
grubun hayranlarının oluşturduğu fan club sitelerinde grubun istanbul’da konser vermesi isteniyor. grup üyeleri özellikle türkiye karşıtı şarkıları nedeniyle istanbul’a gelmeye yanaşmıyorlar. grup adına kurulan internet sitesinde forumları yazan bir hayranı, ’onlar türkiye’ye gelsin 200 ytl’yi gözden çıkarırım’ bir hayranı da, ’onların gelmesini çok istiyorum ama güvenlik önlemi alınması gerekiyor’ diyor. siteye yaklaşık 250 kişi üye olmuş. grup ayrıca 2005 yılında mtv avrupa’dan ’en iyi alternatif müzik’ ödülü almış. ’system of
a down’un temmuz ayında kanada’dan başlayacak olan turnesi abd’nin çeşitli eyaletlerinde ve avrupa’da sona erecek. bu arada grup üyelerinin washington’daki türk büyükelçiliği önünde geçtiğimiz 21-25 nisan tarihleri arasında 3 gün süren eylemlerde sahneye çıkarak sözde ermeni soykırımını protesto ettiği de ortaya çıktı.
’köpekler ve türkler giremez’
ünlü heavy metal grubu slayer’ın bir yurtdışı konseri sırasında alt grup olarak sahne alan system of a down’un hazırladığı biletlerde, ’köpekler ve türkler giremez’ yazısı büyük tepki çekmişti. slayer’ın 2004 istanbul konserinde alt grup olarak türkiye’ye gelmesi beklenen systeam of a down, türklerin tepkisinden korkutları için konsere gelmemişti. system of a down grubu serj tankian (vokal+keyboard) , daron malakian (gitar+vokal) ve shavo odadjian (bass) ve john dolmayan’dan oluşuyor. kadrosu ile 1993 yılında soil adıyla çalmaya başlayan grup daha sonra 1995’te daron malakian’ın bir şiirinden esinlenerek, system of a down adını aldı.
işte olay şarki
holy mountains (kutsal dağlar)
onların akıldan çıkmayan görünüşlerini hissedebiliyor musun?
onların akıldan çıkmayan görünüşlerini hissedebiliyor musun?
yalancı, katil, şeytan
aras nehri’ne dön
birinin anlamsız bakışları
kendini savaşta hissetti
yalancı, katil, şeytan
aras nehri’ne dön
özgürlük, özgürlük, özgürüz, özgürüz
kutsal dağları duyabiliyor musun?
yalancı, katil, şeytan
aras nehri’ne dön
biri hepsini kana boyayın dedi... öldürün dedi onları
yalancı, katil, şeytan
aras nehri’ne dön
özgürlük, özgürlük, özgürüz, özgürüz
onların hepsi geri döndü
dağın yamacında dinleniyorlar
öğrendik ki sizde hiç
gurur yokmuş, katiller, i.neler
aras nehri’ne dönün
onların hepsi geri döndü
dağın yamacında dinleniyorlar
öğrendik ki sizde hiç
gurur yokmuş, katiller, i.neler
aras nehri’ne dönün
özgürlük, özgürlük, özgürüz, özgürüz
ercan öztürk / istanbul
http://www.aksam.com.tr
amerika’da 1993 yılında kurulan ermeni heavy metal grubu system of a down, 2005 yılında çıkardığı hypnotize albümündeki ’holy mountains (kutsal dağlar)’ isimli şarkıya klip çekti. klip ilk önce internet üzerinde yayınlanmaya başladı. türkiye’de fan club’u bulunan ve büyük hayran kitlesine sahip olan grup, konserlerinde de türklere karşı ağza alınmayacak küfür ettikleri için de bazı hayranlarından tepki çekmişti. çekilen klibi izleyen herkes şoke oldu. klipte sözde ermeni soykırımı konusu işleniyor. olay klipte başta atatürk olmak üzere enver paşa, talat paşa soykırım mimarları olarak gösteriliyor. sultan abdülhamid ve ermeni teröristler tarafından öldürülen cemal paşa için de ’killer (katil)’ deniliyor. özellikle mustafa kemal atatürk’ün portresi klipte gözüktüğü zaman fonda ’katil’, ’yalancı’ sözleri söyleniyor.
türk hayranlari şaşkin
grubun hayranları, internet sitesinde yayınlanan klibin ardından büyük bir şok yaşarken, bazı hayranları görüntülere inanmak istemedi. fun club’ta görüşlerini belirten hayranları grubun başta atatürk olmak üzere enver paşa ve talat paşa’ya yaptıkları haraketlere inanmak istemeyerek, ’kulaktan dolma bilgi’ olarak değerlendirdi. ayrıca siteye yüzlerce hakaret maili atıldı.
abd’de protesto konseri
grubun hayranlarının oluşturduğu fan club sitelerinde grubun istanbul’da konser vermesi isteniyor. grup üyeleri özellikle türkiye karşıtı şarkıları nedeniyle istanbul’a gelmeye yanaşmıyorlar. grup adına kurulan internet sitesinde forumları yazan bir hayranı, ’onlar türkiye’ye gelsin 200 ytl’yi gözden çıkarırım’ bir hayranı da, ’onların gelmesini çok istiyorum ama güvenlik önlemi alınması gerekiyor’ diyor. siteye yaklaşık 250 kişi üye olmuş. grup ayrıca 2005 yılında mtv avrupa’dan ’en iyi alternatif müzik’ ödülü almış. ’system of
a down’un temmuz ayında kanada’dan başlayacak olan turnesi abd’nin çeşitli eyaletlerinde ve avrupa’da sona erecek. bu arada grup üyelerinin washington’daki türk büyükelçiliği önünde geçtiğimiz 21-25 nisan tarihleri arasında 3 gün süren eylemlerde sahneye çıkarak sözde ermeni soykırımını protesto ettiği de ortaya çıktı.
’köpekler ve türkler giremez’
ünlü heavy metal grubu slayer’ın bir yurtdışı konseri sırasında alt grup olarak sahne alan system of a down’un hazırladığı biletlerde, ’köpekler ve türkler giremez’ yazısı büyük tepki çekmişti. slayer’ın 2004 istanbul konserinde alt grup olarak türkiye’ye gelmesi beklenen systeam of a down, türklerin tepkisinden korkutları için konsere gelmemişti. system of a down grubu serj tankian (vokal+keyboard) , daron malakian (gitar+vokal) ve shavo odadjian (bass) ve john dolmayan’dan oluşuyor. kadrosu ile 1993 yılında soil adıyla çalmaya başlayan grup daha sonra 1995’te daron malakian’ın bir şiirinden esinlenerek, system of a down adını aldı.
işte olay şarki
holy mountains (kutsal dağlar)
onların akıldan çıkmayan görünüşlerini hissedebiliyor musun?
onların akıldan çıkmayan görünüşlerini hissedebiliyor musun?
yalancı, katil, şeytan
aras nehri’ne dön
birinin anlamsız bakışları
kendini savaşta hissetti
yalancı, katil, şeytan
aras nehri’ne dön
özgürlük, özgürlük, özgürüz, özgürüz
kutsal dağları duyabiliyor musun?
yalancı, katil, şeytan
aras nehri’ne dön
biri hepsini kana boyayın dedi... öldürün dedi onları
yalancı, katil, şeytan
aras nehri’ne dön
özgürlük, özgürlük, özgürüz, özgürüz
onların hepsi geri döndü
dağın yamacında dinleniyorlar
öğrendik ki sizde hiç
gurur yokmuş, katiller, i.neler
aras nehri’ne dönün
onların hepsi geri döndü
dağın yamacında dinleniyorlar
öğrendik ki sizde hiç
gurur yokmuş, katiller, i.neler
aras nehri’ne dönün
özgürlük, özgürlük, özgürüz, özgürüz
ercan öztürk / istanbul
flashback tekniğinin ilk defa kullanıldığı edebi eser olması ve hikaye örgüsünün modern romanlara rakip olcak bir kurguyla ilerlemesinden ötürü teknik açıdan da çağını aşmış destan.
dün akşam izlediğim ve bu kaygısız haziran günlerinde hayat sevincimin ırzına geçen film. filmin izleyiciyi döverken kullandığı temel alet ise bir annenin oğluna sabah kahvaltısını getirdiğinde ye tekrar yatarsın demesinin, bir arkadaşın başka bir arkadaşına siktir git diye bağırmasının kendi hayatlarımızda hergün karşı karşıya kaldığımız bu sözcüklerin ve bu tarz gündelik durumların hiç başımıza gelmeyeceğini sandığımız olay örgülerine ustalıkla yerleştirilerek kahramanların nefes alış verişini kendi nefesimiz gibi hissetmemizi sağlayan altında kaldığımız beton yığınlar sertliğindeki gerçekçiliğidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?