fiilen ödenmiş bir vergi yükünün arz, talep, fiyat, süre, piyasa koşulları gibi ekonomik olanaklardan yararlanarak kısmen ya da tamamen bir başkasına devredilmesi. yansıma süreci dört aşamada oluşur. ilk aşama verginin ödenmesidir. yansımanın söz konusu olabilmesi için vergi, kanuni yükümlüsü tarafından kanuni esaslar çerçevesinde ödenmiş olmalıdır.
vergileme yoluyla özel yatırımları özendirici araçlar. teşvik tedbirlerinin iki fonksiyonu vardır. birincisi vergi yükünü azaltmak yoluyla yatırımlara ayrılacak fonları artırmaktır. ikincisi ise yatırımların arzulanan alanlara kaymasını sağlamaktır.
belli ekonomik, mali ve sosyal amaçlara ulaşmak için vergilerin miktarında ve bileşiminde yapılan ayarlamalar.
vergi borcunu hesaplayabilmek amacıyla vergi matrahına uygulanan rakam. matrah ne olursa olsun vergi oranı değişmezse "düz oranlı" (sabit vergi), matrahın büyümesiyle vergi oranı da büyürse "artan oranlı" (müterakki vergi), matrah büyüdükçe vergi oranı küçülürse "azalan oranlı" (mütedenni vergi) söz konusu olur. kurumlar vergisi düz oranlı, gelir vergisi artan oranlıdır. azalan oranlar, genellikle vasıtalı vergilerde uygulanmaktadır.
belli mallardan vergi alınmaması veya belirli sınırların altında vergi kesilmemesi. istisnalarda genellikle bir vergi sınırlandırması vardır.
belli kişilerden vergi alınmaması. geliri belli bir düzeyin altında olanlardan, hayır kurumlarından, elçilik ve konsolosluk görevlilerinden vergi alınmaması gibi.
bedelsiz veya karşılıksız bir şekilde elde edilen servet unsurlarına uygulanan varlık vergisi türü. miras veya bağıştan gelen varlıklar için ödenir. bu iki verginin bir arada uygulanmasının sebebi, vergi kaçırma olanaklarının ortadan kaldırılmasıdır. bu verginin aleyhinde olanlar, verginin mülkiyet hakkını zedelediğini, sermaye birikimini olumsuz yönde etkilediğini ileri sürerler.
teknolojik devrimin hızlanmasıyla modern dünyada bilgisayarların hızla yaygınlaşması ve iş yerlerinin yanı sıra evlere de girmeye başlamasının getirdiği potansiyel tehlikelere işaret ederek sosyal ölçüleri zedeleyecek ölçüde makine-insan ilişkisinin öne çıkmasını eleştiren teori. kişinin yalnızlığını başka insanlar yerine bilgisayar ekranıyla paylaşması düşüncesine karşı çıkar.
belli bir öğrenim, bilgi ve beceriden geçmiş emek.
gerçek ve tüzel kişilerin belli bir zamanda sahip bulundukları her türlü menkul ve gayrımenkul ile paradan oluşan ekonomik değerleri üzerinden alınan dolaysız vergi. türkiyede 1942 yılında uygulamaya konmuş, ödemeyenler zorunlu bedensel çalışmaya tabi tutulmuştur. mükellef, matrah ve oranların keyfi bir biçimde belirlenmesi nedeniyle olumsuz sonuçlar yaratan vergi ikinci dünya savaşı sonrasında uygulamadan kaldırılmıştır.
kıymet, para, değer, kaynağın ilk alındığı gündeki değeri, kullanım değeri.
istendiği anda çekilmek üzere bankalara yatırılan para.
alım satıma konu olan bono, tahvil gibi kıymetli evrakların ya da malların gelecekteki bir tarihte ve önceden belirlenmiş sabit bir fiyat üzerinden işlem göreceğine ilişkin sözleşmelerinin yapıldığı piyasa.
bankalara belli bir süre sonunda çekilmek koşuluyla yatırılan para.
dövizin gelecekte belirli bir tarihte ve sabit bir fiyat üzerinden teslim edileceğine ilişkin sözleşmelerin yapıldığı döviz piyasası.
işletme zararlarının karşılanabilmesi için ayrılan para.
önceden saptanmış belirli bir projenin finansmanı için verilen dış kredi.
bir taraftan ekonomi diğer taraftan da siyaset ilminin kurallarını inceleyen ve bu kuralları devletin ekonomik rolünü belirlemek için bir araya getiren ekonomi modeli. oluşan ortak alan, gelişmiş ülkelerde küçük olduğu halde sanayileşmesini tamamlayamamış gelişmekte olan ülkelerde daha büyüktür. çünkü gelişmiş ekonomilerde sorunların çoğu, mevcut kurumsal ve yasal çerçeve içinde ekonomik kurallara uygun olarak çözümlenir. ekonominin düzenli işleyebilmesi için ekonomik yapıda kurumsal ve yasal köklü değişikliklerin hepsinin aynı anda gerçekleşmesi gerekir.
modern sanayileşmiş toplumlarda tam bir elit yönetiminin değil, birden fazla elit grubunun aynı anda toplumsal ve siyasal süreçleri etkilemesiyle ortaya çıkan bir elit çoğulculuğunu ifade eden yönetim tarzı. seçilen yönetici elitler, toplumdaki bütün önemli karar merkezlerine anahtar niteliğindeki işlere nüfuz edememekte, bu alanlar alternatif elitler tarafından doldurulmakta, bu yüzden de herşeyi denetiminde tutan tek bir elitin yönetimi mümkün olmamaktadır.
paranın gelir getirici bir alacağa, menkul ya da gayrimenkul değerlere ayrılması. yatırım, sermaye stokuna yapılan ilave iken plasman bu stokun el değiştirmesidir. yeni fabrika tesis etmek yatırımdır, tesis edilmiş bir fabrikayı satın almak ise plasmandır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?