kabiliyet; akıllılık; anlayış; yetenek.
bir şeyi veya bir işi, birisi için yaptı diyebilme; bir şeye dayandırma; yükleme.
bir binada oturulabilmesi için, yapının tamamlanmasından sonra ve imar kanununa göre, o yapının kullanılabileceğine ilişkin olarak verilen belge.
şahit ve delil göstererek doğrusunu ortaya çıkarma.
vardırma; vardırılma; ulaştırma; ulaştırılma.
yerine getirme.
rehin olarak alma, alınma.
bir taşınmaz üzerinde, bir kullanma ve yararlanmaya rıza göstermeyi veya mülkiyete özgü bazı hakların kullanılmasından kaçınmayı gerektiren ve diğer bir taşınmaz veya kişi yararına ayni hak olarak tesis edilen hukuki işlem.
hacet talep etme; ihtiyaç duyma; yükümlenim.
irs yoluyla; miras yoluyla (geçerek).
eski duruma getirme; çevirme; döndürme.
bir alacak nedeniyle üzerinde gayrimenkul mükellefiyeti kurulan bir taşınmazın değerinin, taşınmazdan ödenmesi gerekli bir para borcu biçiminde bağımsızlaştırılarak, sürümünü artırmak için bağlandığı kıymetli evrak.
yapma; etme; birine (zarar) verme, sebep olma.
gösterilmek.
tayin etme; gösterme.
gelir; gelir getiren yapı; söyleme, getirme.
ilk itiraz.
taşınmaz rehni ile güvence altına alınmış kişisel bir hak nedeniyle, yetkili tapu görevlilerince ilgili taşınmaza değer biçilerek, taşınmaz değerinin bağlandığı (sürümünün kolaylaştırıldığı) kıymetli evrak.
tapu sicil müdürlüğü tarafından verilen ve ipotek akit tablosunun özetini içeren belge.
ipoteğin kurulması sırasında tapu memuru tarafından düzenlenen ve ipoteğin durumunu gösteren resmi senet.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?