devletin, vergi usul kanunu kapsamına giren vergi, resim, harç ve bunlara bağlı ceza, faiz ve zamlar ile kamu hizmetleri uygulamasından doğan ve ödenmeyen alacakları nedeniyle, borçlu durumundaki kişilerin mal ve haklarına el koyması.
taş veya tuğladan imal edilmiş yapı; kargir.
hep; bütün; cümle.
almak; elde tutmak; edinmek.
işgalden önce.
zorla işleten; kısa.
kanaat eden; yeter bulup fazlasını istemeyen; inanmış; kanmış.
giderme; giderilme.
zammetmek; katmak; karıştırmak.
kaybetme; yitirme.
tek tarafa borç yükleyen sözleşme.
iki tarafa borç yükleyen sözleşme.
karşılık; bedel; eder; karşı bedel; mukabil eda; fiyat.
bitişme; kavuşma; yakınlık.
bir olma; birleşme; birlik.
uyma; itaat etme.
kanundan veya sözleşmeden ötürü birbirlerine ortaklık bağı ile bağlı bulunan kimselerin, bu ortaklıkları nedeniyle bir malın mülkiyetine elbirliğiyle sahip oldukları ve her birinin hakkının, o malın tamamını kapsadığı mülkiyet biçimi.
zorlaştırma; güçleştirme.
şahit getirme; tanıklık ettirme; tanık gösterme.
bildirme; yazı ile bildirme; gösterme.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?