beyaz komur

dolmusun onune birden bir teyze cikar. dolmus soforu araci zar zor durdurur. camdan beline kadar disari cikar ve...
-yenge yenge, bu enisteye benzemez altina aldimi oldurur.

az önce baktığım ve ziyaretçi defterine aşağıdaki satırları yazdığım ancak

hatalı işlem !
ayrıntılı bilgi için sistem yöneticinzle irtibata geçin

diye bir hata vererek yazdıklarımı kaydetmeyen site.



sayın(!) başbakanım!

söze nereden başlayacağımı bilemiyorum. ülkenin toprağıyla beraber, kar eden şirketlerini ve kaynaklarını satmanızdan mı? "ülke ekonomisi" kelimelerini kendi cebinizdeki para olarak algılamanızdan mı? yoksa kişiye özel kanunlar çıkartmanızdan mı?.. hakkınızda söylenebilecek o kadar çok şey var ki hangisinden başlayacağımı şaşırdım.

öncelikle "gemicik"inizi güle güle kullanmanızı diliyorum. size sormak istediğim bir kaç sorum var:

1) "laiklik ve müslümanlık ters mıknatıslanma yapar, yan yana olmaz" sözünüze mi güvenelim yoksa "laiklik teminat altındadır sözünüze mi?

2) "demokrasi bizim için amaç değil araçtır" sözünüzde kast etmek istediğiniz; biz seçimde yeteri kadar oyu aldığımızda demokrasiyle işimiz biter demek mi? yoksa tükiye cumhuriyeti’nin tek ve gerçek koruyucusu olan tsk’nın olası bir müdahalesinden sonra, tsk’yı abd’li abilerinize "halk bizi istiyordu ama ordu engel oldu" diye şikayet ederek, bir gerilim yaratabilmek için kullanacağınız araç mı?

3) şehitlerimize, "askerlik yan gelip yatma yeri değildir";
çiftçimize, "ananı da al git"... gibi daha bir çok sözü söylerken hiç mi utanmadınız?

4) özelleştirmeden gelen paraları piyasaya sürerek yarattığınız yapay ekonomi; türkiye’deki satılacak her şey bittikten sonra, piyasaya sürülecek para kalmadığında ve ekonomi çöküşe geçtiğinde hala iktidarda olursanız ne yapmayı planlıyorsunuz?

iyi çalışmalar dilemeyeceğim çünkü sizin çalışmanız demek türkiye’nin sona bir adım daha yaklaşması demek...

olayin kahramanlari, iki üniversite ögrencisi. koyu geyik muhabbetinin dügümlendigi durumlardan birinde, bu iki kafadar bir iddiaya girer. delikanlilardan biri, odanin tavaninda asili olan ampulü agzina tamamen sigdirabilecegini iddia eder. evet yanlis okumadiniz, bildiginiz 100 mumluk ampulü... ve sigdirir da. ancak bir sorun vardir. ampulü agzindan geri çikaramamaktadir. arkadasi hayret eder bu nasil is diye, o da evdeki baska bir ampulü agzina sokar ve tabii ki o da çikaramaz. bunun üzerine iki kafadar hastanenin yolunu tutmaya karar verirler. agizlarinda ampul oldugu halde bir taksiye atlarlar. konusma zorlugu çekerek güya taksiciye dertlerini anlatirlar. taksici bir taraftan gülme krizi geçirirken bir taraftan da "nasil olur abi ya, ugrassaniz çikar, bir asilin suna, saka mi yapiyonuz?" diye söylenmektedir. neyse aksamin bir yarisinda acile gelirler. taksici ayrilir. doktorlar çocuklari beklemeleri için bir odaya alir. veeee, aradan 15 dakika geçmeden taksici kapida görünür; tabii agzinda bir ampulle. amcam çocuklara inanmamis, açik olan bir marketten ampul almis ve denemistir !!

ampul partisi’nin türkiye’de neden iktidara geldigi anlasilmiyor mu?
sakin siz de denemeye kalkmayin!!! ampul girdi mi kesinlikle cikmaz...

"sakın kurtarıcı bekleme. yoksa sana karşı vazfemi yapmadım sayarım."

(bkz: gazi mustafa kemal atatürk)

#159353

rte ve birkaç bakan amerika’ya giderler. amerikalılar övünmek için bizde teknoloji çok ilerledi, artık ölüleri bile diriltebiliyoruz der. bunun altında kalmak istemeyen rte, "bizde de spor çok ilerledi artık sporcularımız 100 metreyi 1.5 saniyede koşuyor" der. rte’nin amerika gezisi biter ve dönerken amerika başkanı, bu 100 metreyi 1.5 saniyede koşan sporcuları çok merak ettiğini, bunu görmek için türkiye’ye geleceğini bildirir. bunu duyunca rte tutuşur tabiki. türkiye’ye gelir gelmez bütün danışmanlarını toplar ve bu olaydan nasıl kurtulacaklarını sorar. ancak danışmanlar bir şey bulamazlar. kurtulmak için son çare olarak cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer’e sorma kararı alırlar. cumhurbaşkanlığı konutuna gidilir ve durum cumhurbaşkanına anlatlır. ahmet necdet sezer birkaç saniye duraklar ve planı anlatmaya başlar:
"amerikalılar geldiğinde onları alıp anıtkabir’e götürün ve amerikalılardan atatürk’ü diriltmelerini isteyin. diriltemezlerse zaten koşucu bulmanıza gerek kalmaz, eğer diriltirlerse s.ke s.ke 100 metreyi 1.5 saniyede koşacaksınız."

x: ... var mi?
y: yok.
x: hic mi yok?

eğer bir kurbayı kaynayan suya atarsanız, kurba zıplar ve sudan çıkar. ancak normal sıcaklıktaki suya koyup yavaş yavaş ısıtırsanız ölür. türkiye’ye de bu yapılıyor şimdi. yavaş yavaş yapılıyor istenen. bu olayları hızlandırmaya çalışanlar susturuluyor. çünkü insanları tepki vermeye iter bir anda o kadar değişiklik.

ne demek istediğimi anlayan anladı ama şöyle bir sorun var ki anlamayacakların oranı %46.6 gibi yüksek bir seviyede.

28 aralık 2009 pazartesi saat 00:41 itibari ile yönetmenin büyük bir gaf yapmasına şahit olduğum program.

arayan kişinin ismini kısaltmak için ad ve soyadının baş harflerinin yazılması ve ufak bir imla hatasıyla şu hale gelmiştir:

(bkz: s.k / çin)

olması gereken:

(bkz: s.k. / çin)

deliler adlı oyundaki sekiz sene sonra isimli skeçi izlediğimde, "yuh bundan 20 sene öncesi ile hiçbir fark yok. nasıl bir ülkeyiz biz böyle?" diye kendimce hayıflandığım oyun. o oyunda gördüğüm tek fark; o zamanki politikacılarda milliyetçilik varmış...

melih gökçek’in her zamanki gibi çamur atarak kendini kurtarmaya çalıştığı ve son 10 yıldır doğalgaz kullanan insanların, img’nin tek bir sözüne bile inanmadığı açık oturum.

yaklaşık 10 yıl önce ankara kızılay kumrular’daki lojmanımıza taşınmıştık. ondan önceki binamız çok eski olduğu için doğalgaz tesisatı yoktu ve bu yüzden kullanamıyorduk. lojmana geldiğimizde doğalgaza geçmeyi düşündük. evin ısıtması merkezi sistem ama duş ve ocak için ya tüp ya da doğalgaz gerekiyor. babam ego’dan geldiğinde sinir küpüydü. ne olduğunu sorduk. doğalgaz sayacının 300$ olduğunu ve taşındığın zaman bu sayacı yeni evine götüremeyeceğini dolayısıyla tekrar sayaç alınması gerektiğini söyledi.

bunları son 10 yılda, ankara&’da doğalgaz kullanan herhangi birisinden onaylatabilirsiniz. ancak şöyle bir sorun var; img oyların büyük kısmını kömür dağıttığı ve doğalgazdan bihaber insanlardan alıyor. onlar için sayaç 300$ olmuş 3000$ olmuş önemli değil. nasıl olsa ısınıyorlar...

http://www.vidivodo.com sitesinde asikurt3489 takma isimli kullanıcının, kemal kilicdaroglu melih gokcek kapismasi vidyosuna yapmış olduğu yorum:

kocum baskanım melıh gokcek supersın ii oturtturdun bu solcu tayfasını.cakal dündar 9 baslık vermıs baskanımızda onun evraklarnı gtrmıs onlara calısmıs bu zekılerde baska yerden vurucaklar bırakın bu ayakları barı tartısmada delıkanlı olun.2 soruya cvp veremedi savndgunuz adm hala konusuosnuz..eyw

türkiye’nin iq puanı ortalaması 90. bu da demek oluyor ki ülkem insanının yarısının iq puanı 90’nın altında ve türkiye’deki insanların yaklaşık %75’inin iq puanı 100’ün altında. yani türkiye’deki insanların dörtte üçünün zeka yaşı kronolojik yaşının gerisinde . yukardaki yorum da bu insanlardan bir örnek.

hal böyle olunca img gibi insanlar daha çok para kazanır bu ülkede...

anayasanın halkoylamasına ilişkin oy verme kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde hukuki veya fiili herhangi bir mazereti olmaksızın halkoylamasına katılmayanlar, anayasanın halkoylamasını takip eden beş yıl içinde yapılacak genel ve ara seçimleri ile mahalli seçimlere ve diğer halkoylamalarına katılamazlar, seçimlerde aday olamazlar.

http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/anayasa.maddeler?p3=216

"ben meclise, beni temsil etsin, benim yerime bazı işleri yapsın diye bi vekil yollamışım zaten, bu işi de yapmayacaklarsa ne s..ime yarar bunlar" demektir.

bir takım ülkelerin türkiye’yi ikiye bölebilmek için ürettikleri saçma insan topluluğu. aslında laik azınlık da islami çoğunluk da biziz. tüm türkiye olarak hem laiğiz hem de müslüman. her ne kadar bu iki kavramı birbirinden ayırmaya çalışan bir başbakanımız olsa da türk toplumu üzerinde bu istediğini yapamayacak.

bundan doğal ne var kürtlerde meclise girmeli, şeklide yorumlanmaması gereken olaydır. hiç kimsenin kürtlerle alıp veremediği yoktur sadece bölücü örgüt kurarak türkiye!den toprak koparmaya çalışanlara karşıyız ve bunların meclise girmesine karşıyız.

şimdi meclise girenlerin pkk’lı olduğunuda nerden çıkartıyorsun diyenler olacaktır. pkk ile ilişkisi olduğu ve olaylara karıştığı iddası ile yargılanan bir insan mecliste ve leyla zana gibi birisi de mecliste. hala bu insanların amaçlarından şüpheniz varsa;

(bkz: leyla zana nin kurdistan eyaleti aciklamasi)

yunus emre’nin bir kasidesi.

ismi sübhan virdin mi var
bahçelerde yurdun mu var
bencileyin derdin mi var
garip garip ötme bülbül

ötme bülbül ötme bülbül
derdi derde katma bülbül
benim derdim bana yeter
bir de sen dert katma bülbül

bilirim âşıksın güle
gülün hâlinden kim bile
bahçedeki gonca güle
dolaşıp söz atma bülbül

bilirim âşıksın verde
cünunun var gayet serde
şu sinemde olan derde
bir de sen dert katma bülbül

pervaz olup uçar mısın
deniz derya geçer misin
bencileyin nâ-çar mısın
sen de hâlin söyle bülbül

a bülbülüm uslu musun
kafeslerde besli misin
bencileyin yaslı mısın
garip garip ötme bülbül

yunus vücudun pak derken
cihanda mislin yok derken
seher vakti "hakk hakk" derken
bizi de unutma bülbül.

i melih gökçek’in örnek verilebileceği insan modelidir. zira eğer biraz daha su akmazsa ankaralılar o patlayan boruları...

iki sayı grubunun varyansları arasındaki farkın rasgelelikten mi yoksa önemli bir etkenden mi oluştuğunu anlamamıza yarayan istatistiksel bir testtir. iki örneklemi dağılım açısından birbiri ile kıyaslayabilmemizi sağlar.

dünyada görebileceğiniz en yüzsüz insanlardan birisidir. ankara’yı susuz bıraktığı yetmezmiş gibi bir televizyona çıkıp pişkin pişkin onu yapın bunu yapmayın diyor. sen insanlara ne yapıp ne yapmayacaklarını söyleyene kadar istifanı ver.