ders kayıtlarının otomasyon sistemiyle internet üzerinden yapılmasına rağmen,öğrencisini kanlı-canlı bir şekilde,rehber hocanın karşısına çıkarmadan onaylamayan ve tatillerinin içine eden okul...
(bkz: kendi kendine ninni söylemek)
küçükken annelerimizin,babaannelerimizin bizi uyutmak için yaptıkları şey olan ninni söyleme işini,artık büyüdüğümüz ve kendi kendimize yettiğimiz,kendi ayaklarımızın üstünde durabildiğimiz için,başka birine ihtiyaç duymadan yapabilmemizdir..ayrıca evde yapayalnız uyumaya çalışıyorsak korkmamamıza da yarar...
(bkz: içimizdeki çocuk )
(bkz: içimizdeki çocuğun altına sıçması )
(bkz: ben hala çok salağım)
(bkz: içimizdeki çocuk )
(bkz: içimizdeki çocuğun altına sıçması )
(bkz: ben hala çok salağım)
(bkz: elsa nın gözleri)
louis aragonun en tanınmış şiirlerinden biridir...
öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm
orada bütün ümitsizlikleri bekleyen ölüm
öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde
uçsuz bir denizdir bulanır kuş gölgelerinde
sonra birden güneş çıkar o bulanıklık geçer
yaz meleklerin eteklerinden bulutlar biçer
göklerin en mavisi buğdaylar üzerinde
karanlık bulutları boşuna dağıtır rüzgar
göklerden aydındır gözlerin bir yaş belirince
camın kırılan yerindeki maviliğini de
yağmur sonu semalarını da kıskandırırlar
ben bu radyumu bir pekbilent taşından çıkarttım
benim de yandı parmaklarım memnu ateşinde
bulup yeniden kaybettiğim cennet ülke
gözlerin perumdur benim golkondum, hindistanım
kainat paramparça oldu bir akşam üzeri
her kurtulan ateş yaktı üstünde bir kayanın
gördüm denizin üzerinde parlarken elsanın
gözleri elsanın gözleri elsanın gözleri.
öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm
orada bütün ümitsizlikleri bekleyen ölüm
öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde
uçsuz bir denizdir bulanır kuş gölgelerinde
sonra birden güneş çıkar o bulanıklık geçer
yaz meleklerin eteklerinden bulutlar biçer
göklerin en mavisi buğdaylar üzerinde
karanlık bulutları boşuna dağıtır rüzgar
göklerden aydındır gözlerin bir yaş belirince
camın kırılan yerindeki maviliğini de
yağmur sonu semalarını da kıskandırırlar
ben bu radyumu bir pekbilent taşından çıkarttım
benim de yandı parmaklarım memnu ateşinde
bulup yeniden kaybettiğim cennet ülke
gözlerin perumdur benim golkondum, hindistanım
kainat paramparça oldu bir akşam üzeri
her kurtulan ateş yaktı üstünde bir kayanın
gördüm denizin üzerinde parlarken elsanın
gözleri elsanın gözleri elsanın gözleri.
(bkz: elsa nın gözleri)
(bkz: içimizdeki çocuk)
kaç yaşımıza gelirsek gelelim,biraz fırlamalık,biraz yaramazlık yapmamıza sebep olan şeydir...herkesin içinde bulunur aslında ama kimileri bunu büyütür,ya da daha beteri,öldürürler..yaşasın içindeki çocuğu yaşatabilenler diyor,daha olmazsa zillere basıp kaçıyoruz...
küçüklüğümüzden hatırladığımız "elmadan bir kurt çıkmasından daha beter olan şey nedir? cevap:yarım kurt çıkması!"diye salak bir bilmecenin figürasyonu olmuş meyve...
(bkz: zehirli elma)
(bkz: yasak elma)
bir rivayete göre hz adem ve havvanın dayanamayıp yediği,cennetten kovulmalarına sebep olan yiyecek..
(bkz: zehirli elma)
pamuk prensese hain üvey anası tarafından ıssırtılıp derin bir uykuya dalmasına sebebiyet veren elmadır..bundan çıkarılacak ders,her gördüğümüzü ıssırmamamız gerektiğidir...
grup vitaminden hatırlar gibi olduğum,eski bir şarkı...
(bkz: elmadan kurt çıkması)
çürük olan elmanın içine yuva yapmış olan ama bizim elmayı ısırana kadar farkedemediğimiz kurdun,evsiz barksız kalması hadisesidir...sunay akının bir şiirinde de bu konu olanca duygusallığıyla belirtilmektedir...
bu sözde bir gariplik vardır..çünkü sanki pazardan alınan şey pazardayken sağlammış da,eve gelindiğinde çürümüşmüş hissi uyandırmaktadır..ama böyle bir şey olamaz..o şey teee pazardeyken de zaten bozuktur..evin konuyla hiçbir ilgisi yoktur..
(bkz: köşe)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?