arkadan sessizce ve sinsice yaklaşan patronu farkında olmayan kurbanımız keyifle sözlükte gezinmektedir. bir sesle aniden irkilir:
patron:bu ne?
artemisia:ehe ehe merhabağğ, e işte bilgi sözlük?
pat:o ne yani?
art:şey yapıyorum ya hani ben böyle biliyorsun işte ondan netteyim hani ihale için mahal listesi hazırlıyorum ya, bu site bayındırlığın, öyle çok kapsamlı değil ama bazı malzemelerin poz numaralarına göre birim fiyatları var, evet evet fiyat araştırması böyle alfabetik sırayla sözlük ondan adı, evet bu.
pat:e ne yazıyor orda?eşeğin amına su kaçırmak, bak bakim fiyatı neymiş?
art:eşyalarımı topliyim mi?
pat:su kaçırmadan hadi yavrum..
[6x{k(sevgi)x3+(saygı-güvensizlik)+(tensel uyum)/(vücut kimyası)}]-{5x(sadakatsizlik)+(anlayışsızlık)x(egoizm)} formülüyle hesaplanabilecek puandır. ayrıca 1 yanlış tüm aşkı götürebilir, başa çıkamayacağınız aşkı boş bırakınız.
alo vajinismus hattı, kolay ve ağrısız olacağı konusunda garanti de veriyorlar:
vajinismus 0312 426 85 25
tedavide kesin ve bilimsel başarı hera klinik ile kısa-kolay-ağrısız
www.jinekolognet.com/v
hemen üstünde de bu vardı, hayırdır inşallah:
seksolog dr. cem keçe
vajinismus, erken boşalma vb cinsel sorunlara çözüm + evlilik terapisi
www.drcemkece.com
-alo vajinismus merkezi mi?
+evet, buyrun nasıl yardımcı olabiliriz?
-kolay ve ağrısız olacak değil mi?
+kesinlikle efendim, buyrun şikayetiniz neydi?
-ben bilgi sözlükten arıyorum, orda gördüm reklamınızı da
+oh$, nickinizi alabilir miyim?
-alo?jedi? sen misin?
+eeöö, ayol nerden çıkarıyorsun bunları, nickinizi ay pardon isminizi alim ben?
- dııt dıııt dıııııııııt..
+alo? aloo? hay allah..
vajinismus 0312 426 85 25
tedavide kesin ve bilimsel başarı hera klinik ile kısa-kolay-ağrısız
www.jinekolognet.com/v
hemen üstünde de bu vardı, hayırdır inşallah:
seksolog dr. cem keçe
vajinismus, erken boşalma vb cinsel sorunlara çözüm + evlilik terapisi
www.drcemkece.com
-alo vajinismus merkezi mi?
+evet, buyrun nasıl yardımcı olabiliriz?
-kolay ve ağrısız olacak değil mi?
+kesinlikle efendim, buyrun şikayetiniz neydi?
-ben bilgi sözlükten arıyorum, orda gördüm reklamınızı da
+oh$, nickinizi alabilir miyim?
-alo?jedi? sen misin?
+eeöö, ayol nerden çıkarıyorsun bunları, nickinizi ay pardon isminizi alim ben?
- dııt dıııt dıııııııııt..
+alo? aloo? hay allah..
(bkz: şanlıurfa dan fantaziler)
edit: bir zamanlar başlığın ilk entrysi değildi, şimdi bir kabak edasıyla duruşuna bakmayınız...
edit: bir zamanlar başlığın ilk entrysi değildi, şimdi bir kabak edasıyla duruşuna bakmayınız...
-ya bende kalp var, aslında seks yapmam yasak ama seni istiyorum nalan!
+en fazla icimde ölürsün muzaffer, hadi deneyelim!
+en fazla icimde ölürsün muzaffer, hadi deneyelim!
-hanfendi oğlunuz nevrotik sayıklıyor, durduramıyoruz!?!
+yüreğimden bir parça oğul, sessiz çığlıklarını, kuytusuz gecelerde sonsuz bir yalnızlık içinde kimsesizliğini kan kırmızı gözlerinden dökülen umutsuz yaşlar gibi klavyeye aktarmış, nevrotik sayıklamış, bu tüm anlamsızlıklarımızda, tüm egoist sevisizlik nöbetlerimizde çok mu doktor?
-hmm anlaşıldı, sorun genetik, oğlunuzu da alıp gidebilirsiniz hanfendi..
+yüreğimden bir parça oğul, sessiz çığlıklarını, kuytusuz gecelerde sonsuz bir yalnızlık içinde kimsesizliğini kan kırmızı gözlerinden dökülen umutsuz yaşlar gibi klavyeye aktarmış, nevrotik sayıklamış, bu tüm anlamsızlıklarımızda, tüm egoist sevisizlik nöbetlerimizde çok mu doktor?
-hmm anlaşıldı, sorun genetik, oğlunuzu da alıp gidebilirsiniz hanfendi..
nevrotik sayıklama başlığına artistik hiç bir şey yazamıyor musunuz? başkaları onlarca entry girerken sizin yazdıklarınız "cin ali’nin maceraları" gibi mi oluyor? durun! hemen vazgeçmeyin! bir kaç basit kuralla siz de diğer yazarlar kadar başarılı şeyler yazabilirsiniz!
1.)öncelikle en temel kural kuracağınız cümlede yüklem asla sonda olmamalıdır. başta olabilir, ortada olabilir-ki bu cümleyi devrik cümle yapar- ama sakın sona koymayınız.
2.)cümleleriniz içinde "yürek, yalnızlık, sessizlik, acı, gece, güz, ayrılık, çaresizlik, umutsuzluk" gibi yaralı kelimeler bulunmalıdır.
3.)cümlelerinizde bulunan yaralı kelimelerinizi en az 3-4 tane acıklı sıfatla nitelemeniz gerekmektedir. örnek vermek gerekirse "yürek" kelimesini "umarsız haykırışlarla yoğrulmuş gecenin yalnızlık nöbetlerine küs ağlamaklı yüreğim" olarak sıfat tamlamasına çevirirseniz nevrotik cümleniz için uygun olacaktır.
4.)bu uzun sıfat tamlamalarından bir kaç tane oluşturup uygun bir yüklemle cümleyi tamamlayıp, bunlardan bir kaç tane kurarsanız sayıklamanız hazırdır efendim. ha belki bazılarınınki kadar iyi olmayacaktır ama en azından şairane bir hava estirecektir hiç şüphesiz. yerseniz. ki yiyoruz da
1.)öncelikle en temel kural kuracağınız cümlede yüklem asla sonda olmamalıdır. başta olabilir, ortada olabilir-ki bu cümleyi devrik cümle yapar- ama sakın sona koymayınız.
2.)cümleleriniz içinde "yürek, yalnızlık, sessizlik, acı, gece, güz, ayrılık, çaresizlik, umutsuzluk" gibi yaralı kelimeler bulunmalıdır.
3.)cümlelerinizde bulunan yaralı kelimelerinizi en az 3-4 tane acıklı sıfatla nitelemeniz gerekmektedir. örnek vermek gerekirse "yürek" kelimesini "umarsız haykırışlarla yoğrulmuş gecenin yalnızlık nöbetlerine küs ağlamaklı yüreğim" olarak sıfat tamlamasına çevirirseniz nevrotik cümleniz için uygun olacaktır.
4.)bu uzun sıfat tamlamalarından bir kaç tane oluşturup uygun bir yüklemle cümleyi tamamlayıp, bunlardan bir kaç tane kurarsanız sayıklamanız hazırdır efendim. ha belki bazılarınınki kadar iyi olmayacaktır ama en azından şairane bir hava estirecektir hiç şüphesiz. yerseniz. ki yiyoruz da
sıradan radyo 7 dinleyicisi: hanım koş, bugün radyoya galiba yurt dışında yaşayan türkçe konuşabilen konuklar bağlanıyor. birinin adı andreno kortik ortopik, ispanyol mu neyse artık, bir tane janis baby vardı, amerikadan herhalde, nick nicki diye biri katıldı sonra japondur herhalde, bunların hepsi de edebiyat dünyasından, yazarlarmış.. su gibi de türkçe konuşuyorlar gurur duydum valla.
-büyüyünce ne olacaksın oğlum?
+düğmeci olacam, insandan düğme yapacam.
-saçmalama oğlum insandan düğme olmaz...
+olmazsa sabuncu olurum, insandan sabun yaparım...
-aman adolf nerden çıkartıyorsun bunları...
+düğmeci olacam, insandan düğme yapacam.
-saçmalama oğlum insandan düğme olmaz...
+olmazsa sabuncu olurum, insandan sabun yaparım...
-aman adolf nerden çıkartıyorsun bunları...
kısaca: ssg... lan?!?!
artık geceleri yastığınızı salya ve sümükle ıslatmayacağınız, onun kokusuna benzer bir koku duyunca ciğerlerinizi patlatana kadar içinize çekip nefesinizi tutmayacağınız, günlerce her milimetrekaresini ezberlediğiniz fotoğraflara artık pek de sık bakmayacağınız, birlikte severek dinlediğiniz şarkıları artık play-listinizden çıkartacağınız, her çalan telefonda acaba diye midenize yakın bir yerde yumak hissetmeyeceğiniz, yeniden hayatınızdaki diğer önemli şeylerle ilgilenebileceğiniz, kendinizi saatlerce boş boş aynı noktaya bakarken bulmayacağınız ve "normal" insanlar gibi -her ne demekse- davranmaya başlayabileceğiniz zamanların geldiğini gösteren durumdur çünkü sadece sevgili değil artık yokluğu da terk etmiştir sizi, yeniden özgürsünüzdür, kendine acımayla karışık hüzün tutsaklığı bitmiştir, yaşasındır...
farketmiyor, artık olmuyor
yokluğun bile beni terkediyor
farketmiyor, artık olmuyor
yokluğun bile beni terkediyor
sabahın köründe kalkanlar için 5 dakika bile daha fazla uyumanın dayanılmaz bir çekicliği vardır, bunun için bir önceki geceden traş olmak, ya da duş alıp yatmak gibi önerilerin yanında nerdeyse yarım saat daha fazla kazanmak için:
a. ertesi gün yanınıza alacaklarınızı önceden çantanıza koyun ve kapıya yakın bir yere bırakın. (+ 2 dakika)
b. sabah sabah ne giysem diye düşünmemek için yatmadan önce 15 dakika düşünün ve karar verin. (+ 15 dakika)
c. eğer evde kahvaltı yapıyorsanız kısmen de olsa kahvaltıyı akşamdan hazırlayın ( + 10 dakika)
d. eğer makyaj yapıyorsanız kullanacağınız malzemeleri işlem sırasına göre tuvalet masasına dizin, fön makinasının fişini takın, saç fırçanızı hazır edin. (+ 1.5 dakika)
e. diş macununu fırçaya sürün bırakın. (+5 saniye)
f. ayakkabınızı seçin, ayakkabılıktan çıkartın, kapının yanına koyun(+20 saniye)
ve böylece gönül rahatlığıyla yaklaşık 29 dakika daha uyuyun.
a. ertesi gün yanınıza alacaklarınızı önceden çantanıza koyun ve kapıya yakın bir yere bırakın. (+ 2 dakika)
b. sabah sabah ne giysem diye düşünmemek için yatmadan önce 15 dakika düşünün ve karar verin. (+ 15 dakika)
c. eğer evde kahvaltı yapıyorsanız kısmen de olsa kahvaltıyı akşamdan hazırlayın ( + 10 dakika)
d. eğer makyaj yapıyorsanız kullanacağınız malzemeleri işlem sırasına göre tuvalet masasına dizin, fön makinasının fişini takın, saç fırçanızı hazır edin. (+ 1.5 dakika)
e. diş macununu fırçaya sürün bırakın. (+5 saniye)
f. ayakkabınızı seçin, ayakkabılıktan çıkartın, kapının yanına koyun(+20 saniye)
ve böylece gönül rahatlığıyla yaklaşık 29 dakika daha uyuyun.
alman süs köpeği de denen sevimli bir köpek cinsidir. dışarda gezdirirken eğer yoldan geçen herhangi biri severse arkasından ağlayacak kadar duygusallardır, bu durum sizi rezil edebilir zira her gördüğü kişinin üzerine "sev beni" diye atlama özellikleri vardır, o yüzden pek "cool" değillerdir, zaten "cool" duran bir hayvan beslemek isteniyorsa kedi alınmalıdır köpek değil, değil mi efendim. ara sıra sevinçten altına kaçırma gibi dezavantajları olsa da evde beslemek için idealdir. golden retriever ile hiç bir akrabalıklarının olmamasına rağmen aynı onlar gibi uysal, sevgi dolu, oyuncu, şeker mi şekerlerdir. o kadar ki sizi 1 sene de kendine deli gibi bağlar, aileden biri gibi olur, ve bir gün elinizden tasması kaçar ve araba çarpar. sevimli suratıyla size son bir kez bakar ve son nefesini verir... tek dileğiniz çok acı çekmemiş olmasıdır. ve bu son köpek besleyişiniz olur zira kendinize günlerce gelemezsiniz, her tıkırtıda evde yürüyor zannedersiniz.
bu cinsin resimleri için:
http://tinyurl.com/yq4jdf
bu cinsin resimleri için:
http://tinyurl.com/yq4jdf
her türlü penisli sikli entry ve başlıklar patlatılması, kenarı dantel işlemeli bir theme hazırlanması, houston butonunun yanına bir dedikodu butonu konması, ve her gün muayyen gününde olan hatunlara otomatik muhteşem oy verip houstondan "bugün yine harika şeyler yazmışsın iyi ki varsın" diyen bir bot hazırlanması gibi olayları kapsayan bütündür.
lost dizisinin tek gerçekçi karakteri. ada sakinleri 2 gündür tanıdığı insanlar için kendilerini canavarların önüne atarken bu eleman bavullardan eşya çalıyorudu. yani tam bir survivor. üstelik çok komik, çok yakışıklı, hazır cevap, karizmatik, tatlıı... salyalarımı toplayıp burdan kendisine seslenmek istiyorum, tam burdan:
dear sawyer,
one you, one me, one baby too. love me, love you. i green eyes, make food you, clean you. kiss you.
artemisia/turkey
dear sawyer,
one you, one me, one baby too. love me, love you. i green eyes, make food you, clean you. kiss you.
artemisia/turkey
%de 1.6sı 240 milyon dolarsa---> %de 100ü 15000 milyon dolardır. yani 19500 milyon ytl... biz de burda entry girelim aq... çalışıp yapalım sözlükçe daha iyisini kırışırız 19500000000 ytlyi..
"bilgibook", "facebilgi", "bilgiface", "faceini skym" gibi alternatif isimli bir şey olabilir pekala.. ben kodlama için bizzat çalışmalara başladım. öncelikle mail nasıl yollanır onu öğrendim, sonra msnde titreşim yollamayı da...az kaldı, evit.
"bilgibook", "facebilgi", "bilgiface", "faceini skym" gibi alternatif isimli bir şey olabilir pekala.. ben kodlama için bizzat çalışmalara başladım. öncelikle mail nasıl yollanır onu öğrendim, sonra msnde titreşim yollamayı da...az kaldı, evit.
bir de tam tersi vardır ki çok daha kötüdür, çocukken küçük bir meleğe benzeyen bazı bireyler büyüyünce bir mutanta evrimleşebilir. inanın kendimden biliyorum. hadi saçlar koyulaştı, ağız yüz değişti, anladım da yahu göz rengi nasıl koyulaşır onu çözemedim.. geri evrimin en güzel örneği olarak bu başlıktan şikayeti olanları kınar daha kötülerinin de olduğunu belirtirim. şimdi gidip toynaklarımı yontmalı ve de derimi törpülemeliyim, evit.
öncelikle belki de sözlükte türbanla ilgili başlık açılmasından en çok nefret edip, iğrenenlerden biriyim çünkü artık kabak tadı veren, birbirine benzeyen, tekrar edildikçe anlamsızlaşan serzenişler oldukça sıkmaktaydı. ama "biri"leri o kadar güzel dini sömürüyor, o kadar çok bunun için çalışıyor ki susmanın, gereksiz gürültü yapmaktan daha iyi olmadığını düşünmeye başladım.
hepimizin, tüm küçük kızların sevgilisidir barbie bebek.(#655535) küçükken büyüyünce onun gibi olmayı hayal edip, onun kıyafetlerinden isterdik annelerimizden. ondandır pembe tüllü prenses elbisesi için bir vitrinin önünde saatlerce ağlamamız, veya ondandır kuaföre gidince annemiz saçımızı kestirmesin, barbie’ninki gibi uzun olsun diye yalvarmamız.
peki küçük tertemiz bir beyin o idolünü türbanla görünce ne düşünmeye başlayacak? ne giymeye özenecek?
erkek egemen toplumların kadınları sindirmeye, onları ezmeye, saçlarından tahrik olma iğrençliğiyle onları çirkin kara çarşaflara, örtüler altına saklayıp pasifize etme çabalarına yeni bir örnektir türbanlı barbie.
ha şimdi "herkes çocuğunu istediği gibi yetiştirir kimseyi ilgilendirmez" diyenler olacaktır. beni ilgilendiriyor, evet, maalesef elalemin derdi beni geriyor; 1500 yıl önce o zamana göre "örtünme" gerekliliğini zamanımızda türbanla örtünme, kadınları paketleme olarak algılamaları beni deli ediyor, şimdi de minicik beyinlere türbanlı barbie, türbanlı heidi ile nüfuz edilmeye çalışılması beni çıldırtıyor. hele de en çok "size ne" diyen atatürk’çü ve çağadaş kişiler üzüyor...
şimdi de heidi’deki clara’nın babaannesi türbana girip, milli eğitimin kitaplarına katılmış. çok şükür yarrabbim... o da cennetlik oldu...
hepimizin, tüm küçük kızların sevgilisidir barbie bebek.(#655535) küçükken büyüyünce onun gibi olmayı hayal edip, onun kıyafetlerinden isterdik annelerimizden. ondandır pembe tüllü prenses elbisesi için bir vitrinin önünde saatlerce ağlamamız, veya ondandır kuaföre gidince annemiz saçımızı kestirmesin, barbie’ninki gibi uzun olsun diye yalvarmamız.
peki küçük tertemiz bir beyin o idolünü türbanla görünce ne düşünmeye başlayacak? ne giymeye özenecek?
erkek egemen toplumların kadınları sindirmeye, onları ezmeye, saçlarından tahrik olma iğrençliğiyle onları çirkin kara çarşaflara, örtüler altına saklayıp pasifize etme çabalarına yeni bir örnektir türbanlı barbie.
ha şimdi "herkes çocuğunu istediği gibi yetiştirir kimseyi ilgilendirmez" diyenler olacaktır. beni ilgilendiriyor, evet, maalesef elalemin derdi beni geriyor; 1500 yıl önce o zamana göre "örtünme" gerekliliğini zamanımızda türbanla örtünme, kadınları paketleme olarak algılamaları beni deli ediyor, şimdi de minicik beyinlere türbanlı barbie, türbanlı heidi ile nüfuz edilmeye çalışılması beni çıldırtıyor. hele de en çok "size ne" diyen atatürk’çü ve çağadaş kişiler üzüyor...
şimdi de heidi’deki clara’nın babaannesi türbana girip, milli eğitimin kitaplarına katılmış. çok şükür yarrabbim... o da cennetlik oldu...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?