yıllar önce fenerbahçe de kaleciydi, boyacı gibi şapka takması ile meşhurdu. yoğun su içme durumunda ötürü kendisine sucu mahir denilirdi.
sigarayı bırakmak için yardımcı olduğu söylenilen, eczanelerde reçetesiz olarak satılan, 2. mg nikotin barındıran sakız çeşidi. bunu kullanırken kesinlikle sigara içmemek gerekiyor. aksi takdirde nikotin komasına girme durumu söz konusu olabiliyormuş.
hemen her takımın taraftarı tarafından kullanılan slogan.
eğer asker kaçağı ise ispiyonlamak da olabilir...
kesinlikle doğrudur. örneğin, yemek yapmanız gerekir, mutfağa gidene kadar binbir naz edersiniz kendi kendinize, oysa mutfağa girip yiyecekleri yıkamaya başladığınız anda o üşendiğiniz yemeği pişirmenin aslında ne kadar basit olduğunu anlarsınız. 15 dakika içinde sofrayı bile kurmuş olabilirsiniz.
zayıflamayı düşünüyorsunuzdur, diyet yapmaya başladan önce "ben aç kalamam", "kan şekerim düşüyor" gibi abuk subuk laflar edersiniz. oysa diyet yapmaya başlayıp 1. günü atlattığınızda emeğiniz boşa gitmesin diye devamını getirir, bir süre sonra da kilo vermeye başlarsınız.
ya da belki de ben fazla iradeliyim.
zayıflamayı düşünüyorsunuzdur, diyet yapmaya başladan önce "ben aç kalamam", "kan şekerim düşüyor" gibi abuk subuk laflar edersiniz. oysa diyet yapmaya başlayıp 1. günü atlattığınızda emeğiniz boşa gitmesin diye devamını getirir, bir süre sonra da kilo vermeye başlarsınız.
ya da belki de ben fazla iradeliyim.
serbest bölgeler; ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla beraber gümrük hattı dışında sayılan, ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak tanımlanabilir.
serbest bölgeler;
ülkeye yabancı sermaye ve teknolojilerin getirilmesine imkan sağlayacak uygun zemin yaratılması,
sanayicinin ihtiyaç duyduğu bazı hammadde ve ara malların kolaylıkla, istenilen miktarda ve zaman kaybı olmadan temin edilebilmesi,
sağlanan teşvik ve avantajlarla düşük maliyetli mal üretimi ve ihracı,
türkiye dışından gelen malların transit olarak diğer ülkelere satımı,
yeni istihdam olanaklarının yaratılması,
türk ihraç ürünlerinin ihracatını kolaylaştırmak ve hızlandırmak bakımından bir basamak olması işlevlerini görmektedir.
serbest bölgeler;
ülkeye yabancı sermaye ve teknolojilerin getirilmesine imkan sağlayacak uygun zemin yaratılması,
sanayicinin ihtiyaç duyduğu bazı hammadde ve ara malların kolaylıkla, istenilen miktarda ve zaman kaybı olmadan temin edilebilmesi,
sağlanan teşvik ve avantajlarla düşük maliyetli mal üretimi ve ihracı,
türkiye dışından gelen malların transit olarak diğer ülkelere satımı,
yeni istihdam olanaklarının yaratılması,
türk ihraç ürünlerinin ihracatını kolaylaştırmak ve hızlandırmak bakımından bir basamak olması işlevlerini görmektedir.
açılımı istanbul atatürk havalimanı serbest bölgesi kurucu ve işletmecisi a.ş.dir.
isbi a.ş., devlet arazisinde kurulmuş olan istanbul atatürk havalimanı serbest bölgesi nin kurucu ve işleticiliğini bakanlar kurulu kararıyla 1.7.1996 tarihinden itibaren 30 yıl için yap-işlet-devret modeline göre yüklenmiş olup bu konudaki yükümlülüğünü başarı ile yürüten ve sektörlerinde lider 500 ün üzerinde firmaya hizmet veren bir özel kuruluştur.
isbi a.ş. tarafından 1.7.1996 tarihinden itibaren bölgenin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yatırım ve işletme organizasyonlarına başlanmıştır. toplam alanı 40 bin m² olan serbest bölge alanının 35 bin m² si üzerinde ofis, işyeri ve depo olarak yapılaşma gerçekleştirilmiştir.
isbi a.ş., devlet arazisinde kurulmuş olan istanbul atatürk havalimanı serbest bölgesi nin kurucu ve işleticiliğini bakanlar kurulu kararıyla 1.7.1996 tarihinden itibaren 30 yıl için yap-işlet-devret modeline göre yüklenmiş olup bu konudaki yükümlülüğünü başarı ile yürüten ve sektörlerinde lider 500 ün üzerinde firmaya hizmet veren bir özel kuruluştur.
isbi a.ş. tarafından 1.7.1996 tarihinden itibaren bölgenin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yatırım ve işletme organizasyonlarına başlanmıştır. toplam alanı 40 bin m² olan serbest bölge alanının 35 bin m² si üzerinde ofis, işyeri ve depo olarak yapılaşma gerçekleştirilmiştir.
(bkz: merakli bir kizla söyleşi)
nevzat çelikin şafak türküsü kitabında yer alan, 1982 yılında yazılmış, benim en sevdiğim şiiri.
ilk şiirini ne zaman yazdın
ilk aşık olduğumda
ilk ne zaman aşık oldun
ilkokula giderken
nedenli sevebilir ki çocuk
bir insan nasıl severse
ama erin bile değil
acılar erken büyütüyor
bizim ülkede çocukları
anlayamadım
yirmibeşi geçmiyorsa başımız
yedisinde başlarız sevmeye
ölümüne severiz onbirinde
peki ya aşk nedir
en güzel bölüşümdür
ne zaman doğdun
hangisini soruyorsun
o da ne demek
1960ta
büyücek bir bakır leğen içinde
iki damla çığlık katışık
buğday kokulu anam
diz kırıp
titrek bacaklarından doğurdu beni
aşık olduğumda doğdum ikinci kez
ela gözlü bir kızdı narince
çabuk kırıldı
ama ben dönmedim geriye
sonra dostlarım doğurdu beni
gürül gürül düşünerek
tezgahtar yoktu aramızda
ve zindanda
şiir adında bir kız tanıdım
barıştı kavgaydı insandı
sevdim onu
o da beni sevdi
sevişir doğarız o günden beri
duvarlar çok yüksek
yakışıklı mısın
göremiyorum
geçen gün şiir yazıyordum
açılmış dünyaya kollarım
az ötede unutulmuş bir ayna
eğilip baktım yüzüme
boyuma posuma
göğüslerimi şişirdim
içeri çektim karnımı
yok canım
benzetemedim
bir şeye
gözlerim özlem ateşi
alnım kurşun yeri
ellerim çocuk eli
boyum insan boyu
tenim alacaşafak
insanım işte
olancası bu
ölmek nedir
yaşadım diyebilmektir
ya yaşamak
ölebilmektir çırılçıplak orta yerinde yaşamın
ama sen çok gençsin
kendine bak
yüzyıl yaşadım ben
anlayamadım
önemi yok
ben seni anladım
ilk şiirini ne zaman yazdın
ilk aşık olduğumda
ilk ne zaman aşık oldun
ilkokula giderken
nedenli sevebilir ki çocuk
bir insan nasıl severse
ama erin bile değil
acılar erken büyütüyor
bizim ülkede çocukları
anlayamadım
yirmibeşi geçmiyorsa başımız
yedisinde başlarız sevmeye
ölümüne severiz onbirinde
peki ya aşk nedir
en güzel bölüşümdür
ne zaman doğdun
hangisini soruyorsun
o da ne demek
1960ta
büyücek bir bakır leğen içinde
iki damla çığlık katışık
buğday kokulu anam
diz kırıp
titrek bacaklarından doğurdu beni
aşık olduğumda doğdum ikinci kez
ela gözlü bir kızdı narince
çabuk kırıldı
ama ben dönmedim geriye
sonra dostlarım doğurdu beni
gürül gürül düşünerek
tezgahtar yoktu aramızda
ve zindanda
şiir adında bir kız tanıdım
barıştı kavgaydı insandı
sevdim onu
o da beni sevdi
sevişir doğarız o günden beri
duvarlar çok yüksek
yakışıklı mısın
göremiyorum
geçen gün şiir yazıyordum
açılmış dünyaya kollarım
az ötede unutulmuş bir ayna
eğilip baktım yüzüme
boyuma posuma
göğüslerimi şişirdim
içeri çektim karnımı
yok canım
benzetemedim
bir şeye
gözlerim özlem ateşi
alnım kurşun yeri
ellerim çocuk eli
boyum insan boyu
tenim alacaşafak
insanım işte
olancası bu
ölmek nedir
yaşadım diyebilmektir
ya yaşamak
ölebilmektir çırılçıplak orta yerinde yaşamın
ama sen çok gençsin
kendine bak
yüzyıl yaşadım ben
anlayamadım
önemi yok
ben seni anladım
maalesef ki bilhassa erkeklerde fazlasıyla mevcut durum. sanırım büyütürken anneleri böyle alıştırıyor bunları.
hele ki evliyseniz, akşam olup eve gidip kocanızı dinlemeyi hiç mi hiç istemezsiniz. siz bütün gün çalışırken, o hastayım diye (altı üstü dondurma yemiş, boğazı şişmiştir) evde yatmıştır, nazlanacak kimseyi bulamamıştır, tüm potansiyeliyle birlikte akşam eve gelmenizi beklemektedir.
ne ilaç içmeye teşvik etmeniz, ne çorba yapayım nidalarınız çaresizdir. çekeceksinizdir. o nazlanacak, siz de onu pohpohlayıp idare edeceksinizdir. iyileşmesini dört gözle bekler, "ben hasta oluym da göstericem sana gününü" diye intikam yeminleri edersiniz.
hele ki evliyseniz, akşam olup eve gidip kocanızı dinlemeyi hiç mi hiç istemezsiniz. siz bütün gün çalışırken, o hastayım diye (altı üstü dondurma yemiş, boğazı şişmiştir) evde yatmıştır, nazlanacak kimseyi bulamamıştır, tüm potansiyeliyle birlikte akşam eve gelmenizi beklemektedir.
ne ilaç içmeye teşvik etmeniz, ne çorba yapayım nidalarınız çaresizdir. çekeceksinizdir. o nazlanacak, siz de onu pohpohlayıp idare edeceksinizdir. iyileşmesini dört gözle bekler, "ben hasta oluym da göstericem sana gününü" diye intikam yeminleri edersiniz.
maalesef ki günümüzde fazlasıyla kullanılmayan, yerine "ok , sağol" tercih edilen, minnet belirten cümle.
özcan deniz de leyla albümünde seslendirmiştir.
bir arkadaşınızın sevgilisini veya ailesini idare etmek için başvurulan yalan söyleme yöntemi. pek çok kişi tarafından sıklıkla yapılır. bir de vicdani rahatlama için "arkadaşımın iyiliği için yaptım" denir.
savunmasız durumdaki bir kişiye, görmediği veyahutta farkında olmadığı bir durumda saldırmak, alt etmek, ateş etmek gibi eylemler için kullanılır. kalleşlik olarak değerlendirilir.
(bkz: 19 ocak 2007 hrant dink suikasti)
(bkz: 19 ocak 2007 hrant dink suikasti)
(bkz: mehmet ali alabora)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?