ne zaman okuduğumu hatırlamadığım bir şiirin aklımda kalan tek mısrası.vatan için ölmek öldürmek üzere yetiştirilmiş bir toplumda beğenilen bir şiir olabilir.
bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır sözünün tarafımdan değiştirilmiş halidir.neden değiştirdim ona gelelim cumhuriyet vs. mitingler sonrası bir bayrak olayıdır gidiyor.eskiden sadece milli günlerde bayraklar asılırdı.bununda bir anlamı olduğu bilinir saygı duyulurdu.ancak karşımdaki binada bir bayrak sekiz aydır balkonda asılı duruyor.rahatsızlığım bayraktan dolayı değil şovenizmden dolayı.
nedir yani hergün orada asılı kalmasının sebebi nedir.şimdi birileri diyecek ki cumhuriyet elden gidiyor şehit cenazeleri diyecekler.iyide her ülkede bunlara benzer problemler olabilir.şovenizmin haklı sebebi olamaz.yok vazgeçtim hergün asılı kalsın ona da razıyım ama ara sıra alır yıkanır temizlenir.bunu da yapmıyorlar.karşımdaki bayrak asıldığında kırmızıydı şimdi pembe oldu hala orada.bu kadar da şoven olmaz bir millet.
nedir yani hergün orada asılı kalmasının sebebi nedir.şimdi birileri diyecek ki cumhuriyet elden gidiyor şehit cenazeleri diyecekler.iyide her ülkede bunlara benzer problemler olabilir.şovenizmin haklı sebebi olamaz.yok vazgeçtim hergün asılı kalsın ona da razıyım ama ara sıra alır yıkanır temizlenir.bunu da yapmıyorlar.karşımdaki bayrak asıldığında kırmızıydı şimdi pembe oldu hala orada.bu kadar da şoven olmaz bir millet.
son dönemlerde ticaretin en az yoranı en çok kazandıranıdır.birçok kişi bu işten ekmek yer hatta ekmek değil pasta yer.insanların bu konulardaki hassasiyeti insanları bu ticareti yapmaya teşvik eder.eşek olunca semer vuran çok olur zaten bayrak sevgisini abartıp kendini kaybeden insanlar oldukça bu ticaret kazandırmaya devam edecektir.hayırlı işler.
en iğrendiğim kesinlikle tercih etmediğim kebapçılardır bunlar.iğrenmeme sebep hacı hoca gibi kavramlarla kavgalı olmam değil o kavramların ticari bir faaliyet adına yüzsüzce kullanılmasıdır.
şimdi adam bir kebapçı açmış adını "urfalı hacı murat kebapçısı" koymuş.buraya kadar normal ama normal olmayan yanındaki insanları asgari ücretin altında sigortasız çalıştırmasıdır.istisnalar olsa da bu tarz yerlerde çalışanların çoğunluğu sigortasız ve çok düşük maaşa çalışırlar ve ortalama günde on iki saat çalıştırılırlar.
sen firmanın ismine hacı hoca gibi ön adlar ekle sonra da yanındaki insanların emeğinin karşılığını verme tabiri caizse sömür insanları.sonra çık sağda solda allah ın adını ağzından düşürme herkes senin ne kadar dindar iyi olduğunu düşünsün.sonra başını yastığa koyduğunda mışıl mışıl uyu.emeklerinin karşılığını vermediğin o insanlar hiç gelmesin aklına.
(bkz: tiksiniyorum)
şimdi adam bir kebapçı açmış adını "urfalı hacı murat kebapçısı" koymuş.buraya kadar normal ama normal olmayan yanındaki insanları asgari ücretin altında sigortasız çalıştırmasıdır.istisnalar olsa da bu tarz yerlerde çalışanların çoğunluğu sigortasız ve çok düşük maaşa çalışırlar ve ortalama günde on iki saat çalıştırılırlar.
sen firmanın ismine hacı hoca gibi ön adlar ekle sonra da yanındaki insanların emeğinin karşılığını verme tabiri caizse sömür insanları.sonra çık sağda solda allah ın adını ağzından düşürme herkes senin ne kadar dindar iyi olduğunu düşünsün.sonra başını yastığa koyduğunda mışıl mışıl uyu.emeklerinin karşılığını vermediğin o insanlar hiç gelmesin aklına.
(bkz: tiksiniyorum)
bulgar halkı tarafından hiçbir zaman sevilmeyecek olan kişidir.
öncelikle tanım yapmak gerekirse deniz gezmiş hayranı olduğunu söyleyen faşist kişi olarak tanımlayabiliriz.
efendim bunlardan piyasada bol miktarda bulunur denizlerin mücadelesini yürütüyorum ben devrimciyim deyip türk milliyetçiliği yapan kişilerdir.deniz gezmiş yaşasın bağımsız türkiye, yaşasın türk ve kürt halkının kardeşliği demiştir.bu faşistler türk ya da kürt farketmez kendinden farklı bir etnik aidiyetten bahsedildiğinde kusarcasına konuşurlar.
sonrada ben darbeci değil devrimciyim deniz gezmişin yolundan gidiyorum deyip kıçımıza kahkaha attırır böyleleri.zaten herkes devrimci.böyleleri çıkar birde olaylara sosyolojik felsefi yorumlar katmaya çalışırlar.sözlük ortamlarında da vardır.kendi bir bok olmadan sosyalistler içinde abidik gubidikler bulunabilir derler.akpye sövmeyi, postal yalamayı devrimcilik, sadece kendi gibi olanları sevmeyi de hümanizm bellemiş kişilerdir.
efendim bunlardan piyasada bol miktarda bulunur denizlerin mücadelesini yürütüyorum ben devrimciyim deyip türk milliyetçiliği yapan kişilerdir.deniz gezmiş yaşasın bağımsız türkiye, yaşasın türk ve kürt halkının kardeşliği demiştir.bu faşistler türk ya da kürt farketmez kendinden farklı bir etnik aidiyetten bahsedildiğinde kusarcasına konuşurlar.
sonrada ben darbeci değil devrimciyim deniz gezmişin yolundan gidiyorum deyip kıçımıza kahkaha attırır böyleleri.zaten herkes devrimci.böyleleri çıkar birde olaylara sosyolojik felsefi yorumlar katmaya çalışırlar.sözlük ortamlarında da vardır.kendi bir bok olmadan sosyalistler içinde abidik gubidikler bulunabilir derler.akpye sövmeyi, postal yalamayı devrimcilik, sadece kendi gibi olanları sevmeyi de hümanizm bellemiş kişilerdir.
berbat bir filmdir.ancak konusu itibariyle ilgi çekicidir türkiyenin sporcu çıkaramadığını ancak ithal ederek bir şeyler yapmaya çalıştığını anlatıyor.ben bu filmi daha önce izlemiştim.
(bkz: naim süleymanoğlu)
(bkz: naim süleymanoğlu)
sürekli olarak vatan millet sevgisinden bahseden ancak yeri geldiğinde askerden kaçmasını da bilen kişilerdir.
bunlar girdikleri ortamda "bu vatan için ölürüm" "kanımın son damlasına kadar bu vatan için savaşırım" gibisinden bol süslü bir o kadar da gereksiz cümleleri kurarlar.mesela ismi lazım değil bir şarkıcı vardı sürekli olarak onuncu yıl marşını okurdu ama iş askerliğe gelince kılıfına uydurmayı da bilmişti.çok zekidirler el alemin şehit çocuğunu kullanarak vatansever olurlar.
bazen düşünüyorumda sanırım doğrusunu yapıyor böyleleri.acı çekmenin bir hayat tarzı olduğu toplumlarda böylesi ucuz popülist davranışlar prim yapıyor çünkü.
bunlar girdikleri ortamda "bu vatan için ölürüm" "kanımın son damlasına kadar bu vatan için savaşırım" gibisinden bol süslü bir o kadar da gereksiz cümleleri kurarlar.mesela ismi lazım değil bir şarkıcı vardı sürekli olarak onuncu yıl marşını okurdu ama iş askerliğe gelince kılıfına uydurmayı da bilmişti.çok zekidirler el alemin şehit çocuğunu kullanarak vatansever olurlar.
bazen düşünüyorumda sanırım doğrusunu yapıyor böyleleri.acı çekmenin bir hayat tarzı olduğu toplumlarda böylesi ucuz popülist davranışlar prim yapıyor çünkü.
bunlar çirkin bacaklı kızlardır.küçükken bacaklarına çay dökülmüş bacaklarında yanık izleri vardır.
ideolojik bir saplantı içinde olmanın delaletidir.bir de ben solcuyum oyum değişmez diyerek chp ye oy verenler vardır ki evlere şenlik.solun içinde milliyetçiliği barındıramayacağını bilmeyen şeylerdir (evet şey) bunlar.
bir bitki.
bir bitki.
denize kıyısı olmayan bir avrupa ülkesidir.insanların ekonomik anlamda çok sıkıntı çekmesine rağmen kültürel anlamda kendilerini çok geliştirdikleri şarabıyla ünlü bir ülke.bu ülkede şarap üretim ve tüketimi o kadar yaygındır ki her evde şarap üreten birilerini bulmak mümkündür.
moldova da sayıları iki yüzbin civarında olan bir türk topluluğudur.bana göre türkiyede yaşayan türklerle benzer yönleri yoktur.
moldovanın başkenti olan şehirdir.gündüz gezerken oldukça sessizdir.hatta bu sessizlik insanlarda ölü şehir izlenimi uyandırabilir.ancak geceleri bu sessizliği mumla aratır.
ukraynada başlayıp moldovada devam eden daha sonra tekrar ukraynda içinden devam eden sonunda karadenize dökülen doğu avrupada bulunan bir nehir.
günümüzde sıradan bir avrupa ülkesi olarak algılanan ancak bir zamanlar güçlü bir imparatorluk olan ülkedir.osmanlı devletine az çektirmemiştir.
ingiliz milletler topluluğunun resmi dilidir.
avrupa birliğinin resmi dillerinden biridir.slav kökenli insanların çok kolay bir şekilde anlayabildiği bir dildir ayrıca.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?