ankunft

an itibariyle sol framedeki hareketliliği görünce akla gelen cümledir. bir değişiği de şöyledir:
(bkz: yürü be kim tutar seni)

nlp adı altında kişilere kapasitelerini aşan işleri dahi kolayca başarabileceklerini telkin eden, gaz veren, ve milletin götünü kaldırıp para kazanan insandır. gerçi nlp’nin nedense piyasadaki bir çok eğitmeni bu şekilde para kazanmaktadır. ver gazı, al parayı, ver gazı, al parayı, ver gazı...de ki adama mesela, sen kitap mı yazmak istiyosun. hiiç edebiyat bilmene, klasikleri hatim etmene, kitap tenkitleri okumana gerek yok. içinden geldiği gibi yaz, olur. evet, olur, ama yarım olur, sonra adam s.k gibi kalır ortada. ya da de ki adama, ingilizce mi öğreneceksin? bak bizim kursumuz iki ayda su gibi ingilizce konuşturan bir eğitim veriyor. afedersiniz ama ya..aamı verir iki ayda ingilizce eğitimi. millet salaktı zaten senelerini ayırıyor yabancı dile, yurt dışına gitmeye çabalıyor. her neyse, sinirlenmeye başladım galiba, bu tip adamlar kişilerin başarısızlığını kendi başarıları haline getirebilmiş adamlardır. nedir formülleri? ver gazı, al parayı, ver gazı, al parayı.
(bkz: yaparsın aslansın kaplansın)

(bkz: bir sike yaramayan entry yazma sevdası)

eskiden buse denirmiş öpme eylemi için. gerçi şimdilerde de kullanılır, ama yazılı dilde. sevgiliyi dudaktan öpmek deyince akla gelen ilk kelimedir buse. kelimenin söylenişi, dudaktan çıkışı, hecelenişi, o anı, dudakların birbirine yaklaşmasını, ve aman hata yapar mıyım korkusu içinde kalbin gümgüm atmasını öyle güzel tarif eder ki, evet denir, sevgiliyi öpmek dudaktan muck sesi gelmesi değil, bir ruhun bir diğerine kaynamasıdır.

temel reis vs. kabasakal çizgi filmlerinde hep tuttuğum adamdır. allahaşkına, göz var, nizam var. temel reisin pörsük suratı, leş gibi pipo kokan ağzı, paso ıspanak yiyip durması falan iğrençtir aslında. niye böyle bir tipleme bize idol olarak sunulmuş onu da bilmem. ama kabasakal öyle mi, nah bööle bak bak bitmez omuzlar, kaslar, karizmatik bi sakal falan...yani safinazın kaşarlığı mıdır bilmem, ya da zevksizliğidir belki de, her bölümün sonunda temel reise verir midesiz kadın. yazıktır yahu kabasakal gibi bir adama.

lokantada yemek yiyip hesabı vermeden kaçmak gibi birşeydir.

fatih terim’in argomuza kazandırdığı 2008 model küfür.
(bkz: hastasıyız)

deneme 1..2..3..olcak inşallah.

demokrasinin olmadığı yöreler için olabilme ihtimali olan bir tipleme olabilir, lakin devrimcilik, yani yanlış bulduğunu devirme veya buna çabalama eylemi, özü itibariyle demokrasiyle zıt kavramlardır. demokrasinin ideal halinde herkes dinlenir, herkesin fikri alınır, ve çoğunluğun kararına uyulur. yani aslında demokrasi yapısı itibariyle kaypaklığı biraz da bünyesinde barındırır. velakin devrimcilikte bireyin şahsi muhalifliğine ve aykırı fikirlerine güveni, ve bu fikirleri gerçekleştirme uğruna çoğunluğu karşısına almak pahasına dahi olsa bir mücadelesi söz konusudur. evet, roma’da brütüs demokrat bir devrimcidir. lakin demokrasi hayata geçtikten sonra kalmaz kişinin devrimciliği. devrimciliğin en süresiz, kısıtsız ve ideal hali olan anarşizm içinse böyle bir kısırlık söz konusu olamaz. bütün sistemleri eleştirebilen birisi, sistemsiz bir dünya olmayacağı için, asla kendisiyle çelişmez, devrimciliğinden ödün vermez.

(bkz: aralıksızlostizlemek)

doğru bir bakış açısıdır efendim. emrah’ın büyüğü küçüğü olmaz ama ne demişler, boyu değil, işlevi. emrah küçükken emrah’tı. şimdilerde emrah kimdir allasen? öle sıradan her gün çıkan zirzop popçulardan farkı nedir? ama göççükken nasıldır? bir fenomendir kendisi. gerek filmleriyle olsun, gerek o tiz kapı gıcırtısı gibi sesiyle, bir ekolün başlangıcıdır. şimdi azcık kas yapar, iki cıbıl kız oynatır klibinde, bi de rayban güneş gözlüğü...oldu mu? olsa da olmasa da oldu. di mi?

bulantı edebiyatı veya yeraltı edebiyatı olarak adlandırılan kendine has bir akımın başlangıcı olarak kabul edilebilir. bireyin kendini tanımlama çabasının bir çeşidini anlatır. çevresini adeta bir resim olarak gören, kendisini bu resme dahil edemeyen garip bir adamın garip romanıdır.

(bkz: bulantı)

gülüm anlamına gelir, lakin arabesk bir gülüm seni koparmışlar kıvamından çok entellektüeldir, ya da entelektüel. şiir anadolu’nun yağız bir delikanlısının hayat dolu, cıvıl cıvıl bir şehir güzeline olan platonik aşkını anlatmaktadır. şahsi kanaate göre türk edebiyatındaki en güzel aşk şiiridir.

bilgi sözlük’ün ya da genel itibariyle interaktif sözlüklerin türk dil kurumu’nun tanım koyma ve bunu resmileştirme hastalığına karşı çıkıp yeter uleyyyn nidalarıyla tanımın, nitelemenin, adlandırmanın, ve sözlüklerde yapılan her ne kadar iş, oluş, hareket, ediş, yapış, kılış, mana, mefhum, fiil varsa bütün bunların bireyselliğini ve tanımlamanın özgürlüğünü haykırmalarıdır.

(bkz: grekoromen çağrışım)

(bkz: ferdinand de saussure)

(bkz: diriliş yayınları)
(bkz: sezai karakoç)

e-anamız orospu olmuş gülcan!!
g-hasstir lan orospu çocuğuuu!!