ankunft

ortadoğudaki savaşlar bitene kadar, bu konuda hassas olan yazarların ağırlıklı olarak savaşı kınayan, savaşla ilgili son haberleri ulaştıran, çeşitli protesto yöntemleri tavsiye eden entryler girmesi kampanyasıdır. kampanya belki bir süre sözlükteki başlık oranında azalmaya yol açacak, fakat sözlüğü daha anlamlı bir hale getirecektir. oturup rahat koltuklardan, ölen insanları patlamış mısır eşliğinde seyretmek ve ukalaca yorumlar yapmak bize yakışmaz...
orada olan şey doğal kaynakların kötü kullanımı değildir, pandaların soyunun tükenmesi hadisesi değildir, karadenizde batmış bir tankerin bıraktığı kirli atıklar değildir, ibo-asena aşkı değildir, fenerbahçenin yeni transferi değildir... orada olan şey insanların ölmesidir. aynen sizin gibi (şöyle bir dokunun kendinize, derin bir nefes alın, bir de çimdik atın... acıdı değil mi?) hayata dair kimbilir ne umutları olan masum, günahsız insanların ölmesidir. elinde oyuncak bebeğiyle oynarken tepesine inen kahpe bir bomba yüzünden bir yavrucağın ölmesidir. daha şu güzel dünyanın ne olduğunu anlamaya bile fırsat bulamadan, henüz on günlükken bir bebeğin ölmesidir.
bu ölümler biz entry girdikçe azalmayacak; şüphesiz. fakat bizler yaptığımız her iş ile yöneldiğimiz tarafı belli ederiz. yaptığımız her iş irademizin bir sonucudur ve insan, irade sahibi olduğu için yaptıklarından ve yapmadıklarından sorumludur. bu haksız savaşların sorumlularından biri olmamak için tarafımızı belli etmek durumundayız. bu hangi vasıta ile olursa olsun...

(bkz: anlatım bozukluğu yaparken başlık açmak)

ayrıca silikon taktıran bayanlara da söylenebilir
-ooo ayşe, meme yapmışız(!)(!)(!)

(bkz: meme yapmak)

#338925 ilginç bir uyum...

sanal ortamda yazı yazmak, belki yeni dostlar kazanmak, belki yeni şeyler öğrenmek... boş zamanlarda vakit geçirmek için yapılabilecek bir aktivite. sözlükte yazar olmayı abartmamak lazımdır. zira sanaldır ve gerçek alemde sizin sözlük yazarı olup olmamanız kimsenin umrunda değildir. sözlükteki nesiller ve görevler de en az sözlük kadar sanaldır ve aslında "bir tatlı huzur"dan başka birşey değildir. gerçek dünya kan ağlıyorken sanal alemde sanal kahraman olmaya çalışmak, burada mutluluk aramak, burada delikanlılık taslamak, burada aşık olmak, burada kavga etmek falan tamamen denyoluğun işaretleridir. sözlüğü abartmamak lazımdır. çünkü aslolan insandır; yani kandır, nefestir, dudaktır, güneştir, aşktır... yani gerçek hayattır.

herhangi bir konuda uğraş vermeye gereksinim duymamak. eğer söz konusu bir şahıs ise bu kişiye bi siktir git dersiniz. eğer hala gitmeyip sizin sabır derecenizi ölçmeye devam ediyorsa, ve siz de deli dolu birisi iseniz kavgaya girişirsiniz. yok eğer daha ağırbaşlı ve oturmuş bir kişiliğe sahipseniz, bu şahsa deli gözüyle bakar, "hey allah’ım sen neler yaratıyorsun!" deyip bu şahısla dalaşmaya gerek duymaz, "daha önemli işlerim var, abuk sabuk polemiklere giremem" şeklinde şahsın isteğini reddedersiniz.

durduk yerde size çatan adamlara söylenilebilecek en güzel laftır. yolda yürürken kavga çıkarmak için omuz atanlara, maymun suratlı kız arkadaşına baktığınızı zannedip aptal kıskançlık triplerine girip kavga çıkarmaya çalışanlara, "bugünlerde de sözlükte de pek bir heyecan yok kardeşim. kime çatsam..kime çatsam... hah buldum, şu dallama yeni bir bilgiç, ona çatayım bari de biraz delikanlılık taslayayım, ayar vereyim, çok çenesi düşük bunun; susturayım biraz. hem eski bilgiçlerle nasıl konuşması gerektiğini öğrensin de adam olsun." diye içinden geçirip ota boka karışan, laf sokan, aklınca tertipçilik yapan, kendini zeki zanneden, ayar verdiğini zannedip onu da beceremeyen bilgiçlere söylenmesi vacip söz öbeği.

her daim radyonun demirbaşı olan yazar insanı.

gecenin bir yarısı sinsi sinsi eve girmeye çalışan erkek evladın karşısına zebani gibi dikilen bir babanın repliği. "s..tirgit, nerden geliyorsan orda kal!!" şeklinde devam etme olasılığı hayli yüksektir. duyulmaması, oldu ya, duyulması halinde güzel kılıflı bir yalan uydurulması şiddetle tavsiye edilir.

bir dramın, ayıbın, şerefsizliğin, insanlıktan çıkışlığın, yamyamlığın, aç gözlülüğün, siyonizmin, vahşetin, akbabalığın nerelere varabileceğinin sembolü. utanıyorum insanlığımdan. 10 günlük bir terorist görmek herkese nasip olmaz, değerimizi bilelim.....

"what women want" filminde vurgu yapıldığı üzere, ve konuştuğum bayan arkadaşlarımdan aldığım bilgilere göre, daha önemlisi tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki kadınların birçoğu ne istediğini bilmez. erkeğim duygusal olsun der, duygusal birini bulunca keşke daha sert olsa der. iş-güç sahibi olsun der, işleri yoğun birini bulunca keşke hep benimle vakit geçirse der. geceleri beni arasa der, arayınca da gece gece ne rahatsız ediyorsun der. kısacası kadınlar ne istediklerini bilmez. bu, erkekler için içinden çıkılmaz bir problemdir. eğer karakter sahibi kadından kasıt ne istediğini bilen, macera aramayan, abuk sabuk deneyler yapmaya kalkmayan kadın ise size soruyorum: "hani nerede? biliyorsanız gidip hemen evlenme teklif edin. yok eğer tanımıyorsanız, sizde benim gibi bekleyin, bekleyin ki belki bir gün gelip bulur sizi.

ingilizce günlük konuşmalarda "anlıyorum" anlamında kullanılır.

doğrusu için (bkz: dumpkopf)

(bkz: büyük kulüp)

zenginler ve seçkinler kulübü... üyeleri iş adamları, üst düzey yöneticiler, emekli subaylar, popüler yazarlar vs.vs. gibi elitlerden oluşan, adı hükümetler indiren-çıkartan kulüp olarak kalan, son zamanlarda ankara’daki etkinliğini yitirse de istanbul’da hala borusunu öttürebilen kulüp... 150 trilyon liralık malvarlığı olan ve yılda ortalama 4,5 trilyon lira gelir elde eden büyük kulüp dernek statüsünde faaliyet gösteriyor. 120 yıllık bir geçmişi olan ve halen 5 bin 700 üyesi bulunan kulübün istanbul çiftehavuzlar’daki tesisleri, beş yıldızlı bir otelin konforunu aratmıyor
(bkz: cercle dorient)

çeçenden canını, azeriden malını, türkten karını koru.

1- ingiliceyi tam öğrenememiş olmanın verdiği bir sıkıntıdır. bir süre ingilizce konuşulan bir memlekette kalmadıkça kolay kolay atlatılamaz. eğer böyle bir imkan yoksa bol bol ingilizce kitap okumak tavsiye edilir.
(bkz: bilgin bilgiç)
2- bir gün, hani olur ya türkçe uluslararası ticaret ve teknoloji dili olarak popülerleşirse türkçe öğrenen ingilizlerin, amerikalıların falan düşeceği durum.

almanca aptal kafa anlamına gelen dummkopf’un yanlış yazımıdır.
(bkz: kendi kendine ayar vermek)

radyoya başka bir sözlük yazarı kılığında girip dj’i kandırmak, sinirlerini zıplatmak, bi ton laf ettirmek, sözlük için "seviyesiz" diyip djin sözlük sevgisini ölçmek ve sonra "ahanda kekledim lan seni. nil’den "sana kek yaptım" çal lan dj" demek gibi bir şey olsa gerek.