confessions

ankakusu

- Yazar -

  1. toplam entry 7682
  2. takipçi 1
  3. puan 128977

bacıyan ı rum

ankakusu
erkeklerin seferde oldugu zamanlarda sehirleri korumakla görevli genç kizlarin teskilati.

selçuklularin son döneminde, osmanli’nin ise kurulus döneminde kurulmus olan bir teskilat oldugu söylenmektedir. yine o dönem etkili olan ahiligin bir örgütlenmesi oldugu iletilmektedir.

büyük olasilikla islam öncesi türk tarihinden kalma geleneklerin bir yansimasidir.

bu teskilat ögrendigim kadariyla, 1243 yilinda mogollar kayseri’yi kusattiginda savasmistir.

kam ana

ankakusu
bursa türküsü.

dere gunduzumusun
sabah yıldızımısın
o kadar nazlanma yarim de
ah kam ana
sadrazam gızımısın

odam sıva dutmayor
içine kum gatmayinca
seviler baştan gitmeyor da
ah kam ana
sarılıp yatmayınca

a buydeyim buydeyim
sereyim gurudayım
eller gibi yarim olsa da
ah kam ana
oturur eğlenirim

ben üşürüm üşürüm
beni dengime düşürün
ben dengime düşmessem de
ah kam ana
aklımı üşüdürüm

ateş attım samana
bak dumana dumana
senin zalım anana da
ah kam ana
ben getirdim imana

alinti.

goetica

ankakusu
.
..
...
güzelligi dillere destan olmusta haberimiz yokmus... benim haberim yok, bir yildan fazla süredir buradayim bana güzel oldugunu söylemediler. ulan elin oglu duymus bizim haberimiz yok, üzüldüm, kirildim valla. bilseydim daha sicak entrylerle bulusurdum kendisiyle.

ek olarak; bilgi sozlugu, google’dan duydugunu yazip, goetica’nin güzelligini pek çok ayri yerden isitmek ayri bir güzellik. bravo ben yapamazdim.

yunus emre

ankakusu
yine anlatilanlara göre dervis yunus, fakir biridir. bir yil kitlik olmus, yunus iyice fakirlesmis.

son umut olarak, nami tüm anadolu’ya yayilmis olan yardimsever bir evliyaya gitmek geldi. yunus, büyük haci bektas’a ulasip ondan yardim isteyecektir. yola düser yunus...

topladigi aliçlari hediye olarak götürür. günlerce gittikten sonra ulasir haci bektas’in dergahina. hediyesini verir, pir’den bugday ister...

dergahtakiler yunus’u iyi bir sekilde agirlar. kim bilir belkide haci bektas, yunus’taki cevheri gördügünden ona söyle soru sordurtur;
’buğday mı ister,yoksa erenler himmeti mi?’

cevap bugday’dir...

haci bektas tekrar sordurtur;
’isterse o alıcın her tanesince nefes edeyim’

cevap bugday’dir...

haci bektas yine istedigi cevaba alamamistir, tekrar sordurtur;
’isterse her çekirdek sayısınca himmet edeyim’

cevap yine bugday’dir...

haci bektas emir verir bugdayi yunus’a verirler. yunus sevinçle evinin yolunu tutar. yolda kafasini haci bektasin sorulari mesgul eder...
kalbinde bir rahatsizlik vardir. bilemez, bulamaz, çözmemez...

nedenini bilmeden dergaha geri dönmek ister. döner de... kalbini rahatsiz edeni sormayi ister...
hizli adimlarla döner dergaha...

haci bektas’tan himmetini ister...
istedigi cevabi alamaz yunus...
onun kilidi taptuk emre’ye verilmistir çünkü...

çaresiz yunus, taptuk emre’nin dergahina gider...

iste orada fakir yunus, asik yunus olur... orada fakir yunus, dervis yunus olur... orada garip yunus, yunus emre olur...

taptuk

ankakusu
yunus emre’nin siirlerinde sikça kullandigi kelimedir.

çogu taptuk emre’ye atiftir. bazi arastirmacilar ise bu kelimenin bazi siirlerinde, allah için de kullandigini iletmektedir. hatta ’tapilan’ manasina geldiginden, sadece allah için kullandigini iletmektedir.
zaten yunus emre taptuk emre felan yazmamistir hiç. sadece ’taptuk’ yazmistir.

yunus emre

ankakusu
anlatilanlara göre dervis yunus 3000 civari siir yazmistir. o öldükten sonra siirleri bir yobazin eline geçmis. yobaz yazilanlari okuyunca begenmemis. 1000 tanesini yakmis, 1000 tanesini suya atmis...

bu molla kasim denen yobaz yine de okuyarak yakiyormus siirleri. o kadar düsünce varmis, neyse...

okuyup, okuyup suya yada atese atarken siirleri bir misra gözüne çarpmis;

derviş yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
seni sigaya çeken bir molla kasım gelir...

molla kasim sasirmis, yaptiklarina da pisman olmus...

bu siir ve bundan sonra gelen siirler insanogluna kalmis anlatilanlara göre...
1000 tanesi havada kül olup kuslarin,
1000 tane siiri de su’daki baliklarin olmus...

saha doğru giden kevran

ankakusu
ben dahil bir çok kisinin hacivat karagoz neden olduruldu filminden ögrendigi türküdür.

sözleri;



şaha doğru giden kervan
çok ağlattın güldür beni
düşmüşem elden ayaktan
tut elimden kaldır beni

tut elimden ferman eyle
gel bu derde derman eyle
götür yare kurban eyle
öldür derse öldür beni

arıydım baldan ayrıldım
ne şirin dilden ayrıldım
bülbüldüm gülden ayrıldım
gülistana kondur beni

tut elimden düşmeyelim
doğru yoldan şaşmayalım
derdim çoktur deşmeyelim
böyle yare bildir beni

alinti.

dört kitabın manasi

ankakusu
yunus emre’nin bir siirinin bir kisminin sözlerinin kullanilarak olusturlusmus, hacivat karagoz neden olduruldu film müzigi.

sözleri;

ilahi bir aşk ver bana,
kandalığım bilmeyim,
kaybedeyüm ben beni,
isteyiben bulmayım.

al gider benden benliği,
doldur içime şenliği,
dirilikte öldür beni,
varıp orda ölmeyim.

sen sana ne sanırsan,
ayruga da onu san,
dört kitabın manası,
budur eğer var ise.

bülbül olup öteyim,
dost bağında yatayım,
gül oluben açayım,
ayruk dahi solmayım.

aşktır derdin dermanı,
aşk yoluna koydum canı,
karagözüm aydur bunu,
bir dem aşksız olmayım,
hacivatım aydur bunu,
bir dem aşksız olmayım.

sen sana ne sanırsan,
ayruga da onu san,
dört kitabın manası,
budur eğer var ise.

http://ajmx.net/?p=168

islamiyetteki çelişkiler

ankakusu
aynen suna benziyor sadece örnek veriyorum yanlis anlasilmasin;

bir müslüman buraya çeliski yazanlarin, çeliski yazdigini zannedenlerin serefsiz oldugunu yazarsa bu bir çeliskidir.

çunkü müslümanlar, o kisiler serefsiz olsalar dahi bunlari yüzlerine vurmamalidir, dinlerine göre kötü söz etmemelidir.

iste bunu yaparlarsa müslümanlar çelisir islam’la. ama islam da çeliski olmaz. müslümanlarda olur.

sonuç: gayet boktan bir entry oldu sanirim. olsun mesaj alinmistir umarim.

elhamdulillah

ankakusu
yunus emre siiri. baska bir baslikta açilip, açilmadigini bilmiyorum. var ise düzeltiriz.

haktan gelen şerbeti içtik elhamdülillah
şol kudret denizini geçtik elhamdülillah
şol karşıki dağları meşeleri bağları
sağlık sefalık ile geçtik elhamdülillah

kuruyuduk yaş olduk ayak olduk baş olduk
kanatlandık kuş olduk uçtuk elhamdülillah
vardığımız illere şol sefa gönüllere
baba tapduk ma’nisin saçtık elhamdülillah

beri gel barışalım yâd isen bilişelim
atımız eğerlendi eştik elhamdülillah
indik rum’u kışladık çok hayr ü şer işledik
uç bahar geldi geri göçtük elhamdülillah

dirildik pınar olduk ırıldık ırmak olduk
aktık denize daldık taştık elhamdülillah
taptuğun tapusunda kul olduk kapusunda
yunus miskin çiğ idik piştik elhamdülillah

http://www.siirgen.org/siir/y/yunus_emre/elhamdulillah.htm
39 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol