confessions

akhillius

- Yazar -

  1. toplam entry 2349
  2. takipçi 2
  3. puan 49028

gece gelen ilham

akhillius
neden gece geldiği belli değildir aslında. tam uykunuzun ağır bastırdığı bir ana denk gelir ki felaketler ötesi bir şeydir. artık durduramazsınız ve sabaha kadar nöbetçi gibi yazar yazar durursunuz.

ama gündüz gözüyle gelmesi daha bir güzellik katar olaya. hem dış etkenleriniz daha azdır hemde uyku gibi bir probleminiz yoktur.

dert anlatani dinliyormus gibi görünmek

akhillius
durun sakın bana vurmayın tamam mı bir çağrışasım geldi;
(bkz: psikolog)


uyarılan edit:aslında yapılmaması gereken bir harekettir ama kişilerin nedense kafalarında hep bu şekil bir iz bırakmıştır. dinler gibi yap geç gerisine bakma. zira yapacağın hakaretin en ağırıdır. seni önemsemiş veyahutta seni kendine yakın görmüştürki bir derdini sana açmıştır.

dert dinlemek

akhillius
bir yerde güzin abla olmaktır. boş dinlememek lazımdır ama. karşındaki insanı önemsediğin için dinlersin onun sorunlarını genelde.

susup dinlemek bir erdemdir. onun yorumlarını anlamak, üçüncü şahıs olarak olaylara bakabilmek bir farklılık yaratmak lazımdır onun gözünde. göremediği, düşünemediği şekilde gözünde, fikrinde canlandırmak lazımdır bazı güzellikleri. ama yapacağımız yorumlar bizimde kendi kapasitemizde olacağından dolayı hiçbir zaman aşırıya kaçıcı, sonunda "sen bunu demiştin bak yaptım ne oldu gördün mü?" demesini engelleyici şekilde fikir beyanında bulunulmalıdır.

tek önemsenen şey ise karşındaki insanı biraz rahatlatmaktır. onu başka düşüncelere salık verip o anki ruhani halinin farklı bir hal alması sağlanmalı. zira o kötü psikolojiden kurtulup daha sağlıklı düşünebilsin ve göremediklerini daha rahat görsün.

laubali olmak

akhillius
aşırı samimi veya teklifsizce davranmak.

yeni tanışmışınızdır bir şekilde. daha adınızı bile doğru düzgün öğrenmeden sizinle hiç girilmicek muhabbete başlarlar. yok kardeşim istemiyorum tavrı takılırsınız ama genede anlamazlar bu şahsiyetler. kendi içinde nasılsa sizede o şekilde davranırlar. verilecek en güzel cevaplardan biri ise bu tiplere;
-merhaba ben x siz kimdiniz?

acımak

akhillius
başkasının uğradığı veya uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek.tadı acı duruma gelmek gibi anlamları vardır.

acımak aslında insanın içinde barındırdığı merhamet duygusundan kaynaklanmaktadır. kimisi acır kimisi boşver der ve geçer gider. hassasiyet herkezde farklı bir hal almıştır her ne kadar karşındaki kişi sana kötü bir şey yapmış olsa bilem öncede kötü hale düştüğü zaman umursamamak insanlığa sığmaz. hümanist olanlar daha çok bilirler bu duyguyu nedeni olmadan yaparlar hep.

yaşadıkça kişi daha çok şeyler görür hayatta ya semsert olur karşında gelişen olaylara ya da bir yerlede düşünen, konuşan ve acıyan bir yanı vardır elbet.

halk

akhillius
aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu.hedef kitle olarakda adlandırılabilir.

bu hedef kitle ise; ya bir kurumun ya da bir firmanın sunmuş olduğu bir hizmetin ya da ürünün talebinde bulunan kişilerde halk oluyor. bunlar o kurumun ya da firmanın halkı oluyor. a firmasının ürettiği mallardan hiç almazsanız siz o firmanın halkı olamassınız örneğindeki gibi.

yağmurda yürümek

akhillius
hafif bir yağışı, tenine ince ince dokunuşu, sürekli bir şekilde verdiği mutluluk ile hiç bitmemeisi istenilen doğar harikası olay.

bardaktan boşanırcasına değil de hafif yağması yürüyüşünüze ayrı bir zevk katmakla beraber sizi başka alemlere alıp götürür. değişik düşüncelere gark eder insanı. heleki yanınızda sevdiğiniz varlıklardan bir tanesi varsa ki oda yağmurda yürümeyi seviyorsa, o zaman değmeyin keyfe. uzun uzun konuşmalara itekler insanı. olmadığı kadar güzel şeyler yaşatır insana.

ama ne yazıktırki sürekliliği hep tadında kalan bir güzelliktir. zamanı gelince biter ve sizde sanki bir şey olmamış gibi ama içinde farklı bir anlam taşıyan mutluluk ve huzur ile yavaş yavaş dağılırsınız.

çekip gitmek

akhillius
bırakıp gitmek bazı şeyleri, bir yerlerden ayrılmaktır. ya düşüncesizce yapılır ya da uzun düşüncelere gark eder insanı. ya yavaş yapılır ya da bir anda olur biter her şey maksat sonucundaki acıyı dindirmek olsun bir bakıma.

aslı, bir anda kaybolmaktır. arkanda bıraktıklarında su perisinin tanelerini dışarıya çıkartmasını izlememektir. özlemlerini görmemektir. ya özlenen adam olursun ya da öyle geldi geçti olursun bir anda. onca yaşanmış ya bir köşeye atılır ya da baş tacı yapılıp kalbin bir köşesinde, daha sonra dışarı çıkartılmak üzere, bekletilmeye alınırsın. işte o zaman daha ağır basar kişiye çekip gitmenin verdiği hüzün.

öğretmek

akhillius
bir kimseye bilgi ve beceri kazanmakmış asıl olanı. ya da yetenek kazandırmak.

zahmeti çok fazladır aslında karşındakine bir şeyler verebilmek. ilk olması gereken senin anlatacağın öğretmeye çalışacağın şeyde yetkin olman. onun hakkında tam bir bilgi sahibi olman gereklidir.zira karşındakine tam olarak açıklama yapabilesin.

maksat olan ona ezber vermek değil amacını gösterip neden bu şekil olduğu mantığını kaptırıp öğretebilmektedir. birazda bazı püf noktalarını vermeyip kendisinin bulmasını çalıştırmaktır aslında. bu yol deyip burda şu şekil git deyip oraya onu tek başına yollamaktır.

sevmek

akhillius
aslında hormonal bir durummuş bu bilim adamlarına göre. her şeyin bir açıklaması var diyorlar. aşkı bile hormonal olarak açıklıyorlar.

peki insan kendi kendine sormaz mı bazı şeyler. ben hormanlarıma hükmedemiyorumda mı bu sevda sürekli ortaya çıkıyor. bir kediyi , yeni doğmuş tombiş bebeyi, masmavi gözleri olan sarışın hatunu, yasemen kokusunu, sporu, mücadele etmeyi, hayatla dalga geçmeyi... bunların hepsini ben yapmıyorumda hormonlarım mı sağlıyor bunları bana.

ilginç bir yanı olsa gerek bu vücudun diye geliyor insana. madem hormanal bu sevmek neden tutkuyla bağlanıyorum peki ben bunların hepsine demezmi kişi. tutkununda mı hormonu var ki acaba? madem bilimselim madem adamın teki bunu açıklıyor hadi o zaman bir evlat sahibi olda ya da bir aşık olda karşılıksız sevmenin bana tarifini et bakalım. ya hormandandır de ya da bırak kalbin he şeyi göz önüne koysun...!

affetmek

akhillius
hani derler ya hep allaha mahsus diye. bir çok kişi birilerini affediyor aslında demekki tek mahsus ona değilmiş.

sadece içini dinlemeli insan. ilk geçen şeyi yapmalı tabiki düşüncelerin oluşumunu tamamlayıp kesin bir karara vardıktan sonra. kolay gibi gözükür çoğu zaman aslında içinizde fırtınalar kopar gider. ufak şeyleri kafanıza bile takmazsınız ama kalbinize nüfuz eden affetme güdüsü sizin en kullanışlı silahınızdır. karşıdakinde alacağınız intikam yerine ona efendilik gösterip sizin ağırlığınız altında ezilmesine izin verirsiniz. kudretinizi anlayışınız ile gösterirsiniz.

zira bir çoğumuz ki bu egoist olmamızdan kaynaklanmaktadır, affetmeyiz genelde. ikinci bir şansı çok görürüz onlara. seni ben bilem affetmem artık deriz. neden kendi acizliğimizi başkası üstünde kullanırız acaba. egoistliğimiz bizi bu kadar mı egemenliği altına almaktadır.

affedilebilecekken affetmemek bizi yüceltmekten çok yermektedir. madem affetmiyorsun o zaman neden hala değişik düşüncelerdesin. ya otur anlat neler olacağını, affettikten sonra nasıl davranacağını ya da madem anlamıcak durumda bırak kendi haline af dilemeyen bir başkası icabına baksın onun.!

nefes

akhillius
grup ayna grubunun dinlenilesi şarkısı.

sesimi duyan yok mu
yok mu benim gibi bir yalnız daha
ne kara gökyüzü bu gece
yıldızlar,yıldızlar,yıldızlar nerdeler

geleceksen bu gece gel hasret nefes nefese
gönül aşka düşünce hesap sormuyor
nefesinden nefes aldım yaşadım iki hece
ne yaptım ettim ama sensiz olmuyor.


aramak

akhillius
herhangi bir şeyi bulmaya çalışmak. ya kayıptır ya da olduğu yer hatırlanmamaktadır o bulunamayan cisim.

aranılan pek çok şey vardır aslında bazılar maddesel olsa bile bazılar ise ruhanidir. ama genelde hep bişiler isteriz ve onları bulmak için elimizden geleni/gelmeyeni yaparız.

karmaşık bir yapıdır aslında aramak, ya bulursunuz ya da kaybedersiniz. ya anlarsınız ya da boş boş takılmaya devam edersiniz.
86 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol