bateriyi hayali çalmanın yanı sıra, hayali bateri çalmak olan şahısın düşünceleri de olabilir.
bateri çalmaya benzer. eller, kollar, ayaklar, kafa göz her şey birbirinden bağımsızca hareket eder. bir yandan gaza basarken diğer yandan bir elle direksiyonu kontrol edip öteki elle de vites değiştirme , arka fonda açalan müziğe eşlik etmek için kafa sallama, direksiyonda parmaklarla ritim tutma, şarkı söyleme, salak salak zigzag yapana aniden kızıp, camı bir hınçla, kırarcasına açıp yeni küfürler türetme, dikiz aynasına arada bir "lan ne şahane bir surat bu böyle yerler adamı" der gibi egoyu tatmin edici bakışlar atma ve daha pek çok şeyin yetisi gerekmektedir . yani, araba kullanmak, içinde sadece bir hareketi değil birden fazlasını içeren bir eylemdir bu yüzden eğlencelidir.
(bkz: piyasa)
amerikada inanılmaz yankılar yapan olay. hala yer yer konuluşulur. durumdan rahatsız olan ezikcan malaklar olsa da çoğunluk haliyle eğlenir bu durumla.
zenciler öyle muhteşem söyler ki, bazen jazzdan bluesdan falan daha güzel gelir kulağıma. sözleri beni pek alakadar etmez ama melodisi ve tonlaması şahanedir.
anadolunun güneyinde bir yerlerde, milattan önce 7 bin bilmem kaçlara dayanan cilalı taş devri yazıtlarının bulunmasıyla başlamış her şey. günün birinde, bir tanrı heykelini çıkarmışlar toprak altından. hindyu demişler buna, çatalhöyük civarında, boynuzlu sürahilerin yanı başında...
zaman ilerlemiiiiş, arkeologlar anadolunun ortasına gelmiiiiş, bir güneş bulmuşlar!!! (heykelmiş bu da) bilginin güneşi, sözün ışığı, azmin gücü olarak yorumlamışlar bunu, ve şu rüzgarın ağzından çıkmış efsanevi fısıltıyı bulmuşlar üstüne bir yerinde kazılı, "bir şeyi çok istiyorsanız, yapabilecekleriniz sizi şaşırtır..."
arkelologlar durmamış. 1. jedisus adlı birine rastlamışlar beşgen şeklindeki piramitimtrak bir tapınağın içinde. mumyalanmış biriymiş bu. tanrı mıymış neymiş öyle bi şeylermiş anlayamamış kimse. aramışlar, sormuşlar, soruşturmuşlar, sonunda bu şahsın lügat-ı vukuf imparatorluğunun kurucusu olduğunu anlamışlar. o da işe trakya civarında başlamış, başta beylikmiş sonradan gelişmiş. bunu da çok sevdiği spoildefixu için kurduğu bilinir. hatta şöyle dediği de rivayet edilir, "yapabilir miyim acaba durtusuyle yola cikip "aa oluyor lan" nidalari e$liginde başladım ben bu işe..."
tarihçilerle arkeologlar bir olmuş artık çok karmaşık bir hal almaya başlamış bu durum. bu imparatorluk 623 yıl sürmüş, entry adı verilen şehirleri ve bilgiç adındaki toprak sahipleri varmış. bu imparatorluğun nüfusu git gide artmaktaymış. habire yeni çömler geliyor ve büyüyüp gelişip toprak sahibi oluyorlarmış. bu toprak sahipleri, toprakalrında habire bir şeyler eker biçer, üretir, yazar, sunarmış. sonra ülkenin kodlamasında bir dönem bir sıkıntı yaşanmış ki orası hala muamma, bu imparatorluk yıkılmıııış. sonra independence denen bir adam gelmiş, bu toprakları bağımsızlaştırmış, habire theme yapıp durmuş; çiçekler ekmiş böcekler serpiştirmiş etrafa, gökkuşakları, simpsons, şafak, 23 nisan falan koymuş. uraşmış didinmiş, bir cumhuriyet kurayım ben demiş, dili arılaştırmak adına da lügat-ı vukuf ismini alıp bilgi sözlük olarak düzeltmiş. günümüzde bu sözlük pek sevilmektedir. yazıp yazıp durur halkı. hala gökkuşağının altında bir hazine olduğu rivayeti döner durur da hadi bakalım.
evet budur bilgi sözlüğün tarihi. daha bir sürü padişah, savaş, barış falan var oralara hiç girmiyorum, onlar artık lise konusu.
ve son olarak,
(bkz: elmalar düşmüş bir sürü logonun ordan)
zaman ilerlemiiiiş, arkeologlar anadolunun ortasına gelmiiiiş, bir güneş bulmuşlar!!! (heykelmiş bu da) bilginin güneşi, sözün ışığı, azmin gücü olarak yorumlamışlar bunu, ve şu rüzgarın ağzından çıkmış efsanevi fısıltıyı bulmuşlar üstüne bir yerinde kazılı, "bir şeyi çok istiyorsanız, yapabilecekleriniz sizi şaşırtır..."
arkelologlar durmamış. 1. jedisus adlı birine rastlamışlar beşgen şeklindeki piramitimtrak bir tapınağın içinde. mumyalanmış biriymiş bu. tanrı mıymış neymiş öyle bi şeylermiş anlayamamış kimse. aramışlar, sormuşlar, soruşturmuşlar, sonunda bu şahsın lügat-ı vukuf imparatorluğunun kurucusu olduğunu anlamışlar. o da işe trakya civarında başlamış, başta beylikmiş sonradan gelişmiş. bunu da çok sevdiği spoildefixu için kurduğu bilinir. hatta şöyle dediği de rivayet edilir, "yapabilir miyim acaba durtusuyle yola cikip "aa oluyor lan" nidalari e$liginde başladım ben bu işe..."
tarihçilerle arkeologlar bir olmuş artık çok karmaşık bir hal almaya başlamış bu durum. bu imparatorluk 623 yıl sürmüş, entry adı verilen şehirleri ve bilgiç adındaki toprak sahipleri varmış. bu imparatorluğun nüfusu git gide artmaktaymış. habire yeni çömler geliyor ve büyüyüp gelişip toprak sahibi oluyorlarmış. bu toprak sahipleri, toprakalrında habire bir şeyler eker biçer, üretir, yazar, sunarmış. sonra ülkenin kodlamasında bir dönem bir sıkıntı yaşanmış ki orası hala muamma, bu imparatorluk yıkılmıııış. sonra independence denen bir adam gelmiş, bu toprakları bağımsızlaştırmış, habire theme yapıp durmuş; çiçekler ekmiş böcekler serpiştirmiş etrafa, gökkuşakları, simpsons, şafak, 23 nisan falan koymuş. uraşmış didinmiş, bir cumhuriyet kurayım ben demiş, dili arılaştırmak adına da lügat-ı vukuf ismini alıp bilgi sözlük olarak düzeltmiş. günümüzde bu sözlük pek sevilmektedir. yazıp yazıp durur halkı. hala gökkuşağının altında bir hazine olduğu rivayeti döner durur da hadi bakalım.
evet budur bilgi sözlüğün tarihi. daha bir sürü padişah, savaş, barış falan var oralara hiç girmiyorum, onlar artık lise konusu.
ve son olarak,
(bkz: elmalar düşmüş bir sürü logonun ordan)
nefret ettiğim kapalı/açık ortam. pasajların o ambiyansını, tadını tutturamaz hiçbiri. insanları amerikanlaştırmak için açılıp durur her yerde. saçma sapan bir şeydir.tüketim merkezidir, oraya buraya gereksiz para saçma merkezidir, insanları daha hangi boyutlarda kapitalizme köle edebiliriz diye düşünülüp açılmış olan çok katlı yerlerdir. bir de orda "takılan" insanlar vardır, bütün günlerini orada geçirirler gezerler ederler. tamamen vakit kaybıdır. insanlarım hem vaktini hem de gereğinden fazla paralarını çalıp dururlar.
kule: saat 2 yönünde bir bomba size doğru hızla yaklaşıyo! çabuk kaçın!
pilot: pardon anlamadık, bizim saatlerimiz dijital.
evet, bunun sonu [:(]dur.
- kıs şu müziğin sesini
- kısmicam kalk kapını kapat
- seninki daha kolay lan kıs!!!
içeriden; anneeeee kızın msnde ders çalışmıyoooo!!!!
- kısmicam kalk kapını kapat
- seninki daha kolay lan kıs!!!
içeriden; anneeeee kızın msnde ders çalışmıyoooo!!!!
- kardeşim buraya park edemezsin!
- sana ne lan istediğim yere park ederim babanın otoparkı mı!?
- evet lan ben gökçeğin oğluyum! çık ordan ben park edecem len elle elleeeeeğ!!!
(bkz: şımarık götle girilen diyaloglar)
- sana ne lan istediğim yere park ederim babanın otoparkı mı!?
- evet lan ben gökçeğin oğluyum! çık ordan ben park edecem len elle elleeeeeğ!!!
(bkz: şımarık götle girilen diyaloglar)
(bkz: bir insan homofibik olursa)
(bkz: ekşi)
bilincin, aranıp da bulunamayan ideal sevgiliyi şahıs kendi kendini tatmin etsin diye "gerçekte olmuyor bari şunun rüyasına sokayım da rahatlasın" diyerek gösterdiği hayal ürünü.
theme den theme e değişen şey.
(bkz: öğrenci fişlerinin kaynağı)
sözcükler arasında yaptığı geçişler adeta insanın ruhunu okşar. o hoş tenor sesiyle ilk kez bir radyoda şarkı söylemesiyle ülke çapında tanınmıştır. evrenseldir, bir klasiktir.
oldukça hoş bir jazz parçasıdır. ilk olarak richard rodgers ve lorenz hart tarafından yazılmış olup babes in arms müzikalinde judy garland tarafından söylenmiştir. sonrarında, içinde frank sinatranın da bulunduğu yaklaşık 600 şarkıcı tarafından söylenmiştir.
sözleri şöyledir;
my funny valentine
sweet comic valentine
you make me smile with my heart
your looks are laughable
unphotographable
yet youre my favourite work of art
is your figure less than greek
is your mouth a little weak
when you open it to speak
are you smart?
but dont change a hair for me
not if you care for me
stay little valentine stay
each day is valentines day
is your figure less than greek
is your mouth a little weak
when you open it to speak
are you smart?
but dont you change one hair for me
not if you care for me
stay little valentine stay
each day is valentines day
(bkz: çok güzel)
sözleri şöyledir;
my funny valentine
sweet comic valentine
you make me smile with my heart
your looks are laughable
unphotographable
yet youre my favourite work of art
is your figure less than greek
is your mouth a little weak
when you open it to speak
are you smart?
but dont change a hair for me
not if you care for me
stay little valentine stay
each day is valentines day
is your figure less than greek
is your mouth a little weak
when you open it to speak
are you smart?
but dont you change one hair for me
not if you care for me
stay little valentine stay
each day is valentines day
(bkz: çok güzel)
uzaktan bakıldığında bile bellidir ki bu sistemin suçudur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?