sabah uyanır uyanmaz gözlüğü takmak. sonra uyku sersemi , bu gözlüğün üstüne başka bir gözlük takılacağını düşünmek. yaklaşık 5 dakika boyunca, uyku tamamen dağılana kadar ikinci bir gözlüğü aramak. sonra ne yaptığının farkına varıp "ne yapıyorum ben" diyip, kahvaltı yapmaya gitmek.
yapılmış en aptalca dalgınlıklar
patatese tuz atacakken bira sisesini tuz zannedip patatese dokmek...
dipnot: gözümün onunde yasanmıs ve uzunca bir sure konusulmustur...
dipnot: gözümün onunde yasanmıs ve uzunca bir sure konusulmustur...
dogum gününde mumları üflemeden önce dilek tutmayı unutmak ve bu yüzden tekrar mumları yakıp üflemek.
yanlış kişilere saçmalamak.
bilgisayar download halindeyken, downloadı unutup bilgisayarı kapatmaya yeltenmek. son anda işin farkına varıp, bilgisayarı kapatmaktan vazgeçmek.
kırtasiye ıvır zıvır alışverişi yapmak için alınacaklar listesi çıkartmak. o listeyi evden almadan dışarı çıkmak. alışveriş süresince kendi kendine "lan ben bişiyi unuttum sanki" demek. durumu eve gelip masanın üzerinde duran listeyle karşılaşınca anlamak.
içecek ve yiyecek bir şeyler hazırlayıp, içeceği almadan sadece elinde tabakla mutfaktan çıkmak. yemeği yerken bir şeylerin eksik gibi gelmesi ama iplememek. yemek bittikten sonra mutfağa dönünce, tezgahın üstünde duran gazı kaçmış kolayı görmek.
marş basıp arabayı çalıştırmadığı halde debriyaj gaz yapıp arabayı kaldırmaya çalışmak akabinde noluyo niye gitmiyor bu mna kodumunun demek. sabah sersemliği işte.
kekin poşeti yerine, daha bir ısırık bile alınmayan o muhteşem keki çöpe atmak.
saat 22.30 daki ucagi 00.30 da zannetmek, ve tabii ki kacirmak, kacirma sebebi ile aktarma yapilacak havaalaninda 8 saat beklemek.
televizyonda bir şeyler vardır umuduyla, televizyonu açmaya çalışmak. sonra elektriklerin olmadığının akla gelmesi.
entry girecekken secilen kelimelerin dogrulugunu onaylama esnasinda baska baslik altinda kalip o basliga alakasiz entry girmek.
(bkz: agit yakmak)
(bkz: agit yakmak)
kumandayı buzdolabına koymak.
kediyi camasir makinesinde unutup camasir makinesini calistirmak.
o günü cuma sanıp camiye gitmek.
akabinde "bugün niye kimse yok" diye düşünüp hocayı dinlerken, "yaw bu hutbede bugün ne kadar uzadı böyle" derken...
jeton düşer!
akabinde "bugün niye kimse yok" diye düşünüp hocayı dinlerken, "yaw bu hutbede bugün ne kadar uzadı böyle" derken...
jeton düşer!
markette kasadaki kızdan x sigarası istenir."soft mu box mı?" diye sorar kasiyer kızımız.
eleman ne düşünüyorsa artık "boxer" deyiverir, kız üstüne basar bir tonda "box!" diyerek uzatır sigarayı. sigarasını alıp çıkan kişimiz: "yaw ben boxer mı dedim?" diye düşünerek dalgın bir şekilde hayatına devam eder.
eleman ne düşünüyorsa artık "boxer" deyiverir, kız üstüne basar bir tonda "box!" diyerek uzatır sigarayı. sigarasını alıp çıkan kişimiz: "yaw ben boxer mı dedim?" diye düşünerek dalgın bir şekilde hayatına devam eder.
günün sonunda yorgun argın eve dönüş kafasında göztepe pendik minibüsüne binip şöföre parayı uzatıp ’bir winston soft’demek içler acısıdır.
internette vakit gecirip bir taraftan kulakliginda turk pop muziginin guzide orneklerini dinlerken muzigin kesilmesi ve bu durumun farkina varmadan saatlerce kulakligin kafada kalmasi.
yolda yürürken ağaca çarpıp pardon demek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?