yalnızlığın acıttığı anlar

mechul
yapayalnız kalmanın en çok koyduğu andır.
iceriden nefis yemek kokularinin gelmedigi, hosgeldin
oglum/kizim/sevgilim/arkadasim seklinde karsilanmadigin, bir eve adim attiginda.
hastayken, nane-limon yapacak, atesinize bakacak, uzerinizi ortecek ve sefkat gosterecek kimsenin olmadigi anlar.
shevek
yalnızlık acıtmaz. insanlar acıtır. yalnızlık dosttur, zararsızdır ve hatta zararsız olduğu gibi yararlıdır bile kişi için. insanın canı insanla acır.

yalnızlığın acıttığı anlar başlığına bakınız, hepsi insan kaynaklı anlar ve tüm acılar yine insan kaynaklı. yalnızlık, sizin canınız yanarken, kanayıp, acırken yanınızda olan tektir.

yalnızlık güzeldir. kötü, çirkin olan insana aittir. acıtan. ve insana aittir yine iyi, güzel olan. bu sebeptendir ki yalnız kalmak hem iyiden, hem kötüden uzak kalmak demektir. insanlar sizi yalnız bıraktıklarında dahi, acıtan yalnız olmanız değil onların sizi yalnız bırakmasıdır. yalnız kaldığınızda yanınızda yalnızca yalnız başına o en büyük, en güçlü, en sadık, en ölümsüz dost "yalnızlık" kalır.

yalnızlık, aradığımız zaman -her daim- bulabileceğimiz tek dosttur. acılarımızda bizim yanımızda olan tek kimse/şeydir o. tektir o. özeldir, onunla geldik dünyaya ve onunla gideceğiz.
artemisia
eğer yalnız kalmak sizin seçiminizse başınız sıkıştığı zaman özellikle hasta olduğunuz anda "ühüüüü ben ailemi istiyoruuum" moduna girmeniz işten bile değildir. hem de "ben artık kocaman adam oldum, yalnız yaşamak istiyorum" diye kalplerini çokça kırarak zorla evinizden yolladığınız ailenizi... eşekliktir, çıkarcılıktır, egoizmdir, şudur, budur, ama gerçektir, şahsım sıkça tecrübe etmektedir.
goshenit
kendine muhtaç olduğunu, kendinle mutlu olman gerektiğini kanıtlayan anlar.

ama o anlarda yorumlama yetin doğar, sanat gözü büyür. üretirsin, çoğalırsın..

kutsaldır.
mechul
evde salya sümük ağlarken uzun uzun kimi arasam diye düşündüğünüz ve isteğiniz gibi bir isim bulamadığınız zamandır.
artemisia
akşam yemeği olarak kendinize sandviç hazırlamışınızdır, tv karşısına geçip bir elinizde kemirmeye başladığınız sandviçinizle kanalları karıştırmaya başlarsınız, sonra gözünüze bir reklam takılır, kocaman bir sofra, binbir çeşit yemek, sofrada anneanneler, dedeler, kardeşler hep birlikte kocaman bir aile olarak yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle yemek yiyorlardır. reklamın sloganı da şudur: "bu ay öyle bir aydır ki hiç kimse sofraya yalnız oturmaz"!!??!? sonrasında artık reklamın başarısından mıdır yoksa yalnız, bozuk psikolojiden midir bilinmez soğuk sandviçiniz üzerine akan yaşlardır elinizde kalan...
mechul
bir bayram sabahı, ailece yaşayan karşı komşunuzun sizin
yalnızlığınıza çare olsun diye ’istersen gel beraber kahvaltı yapalım’ çağrısını duyduğunuz andır.
balon joje
fikrimce yoktur boyle bir an. asosyal bir sahsiyet olmamdan tekabul, yalnizlik dunyanin en sahane seyidir. valla bak. bu kadar damar insana fazladir, yapmayin etmeyin.

ayrica insanlar caninizi yalnizliktan daha cok acitir diye de bitiririm.
hergele
o aklınıza gelir belkide unutmuşundur ama birden ansızın hayali belirir karanlık oda da işte o an acıtır.özlemişsindir özlediğin herneyse onun yokluğunun senin gözlerini nemlendirdiği an acıtır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol