yaz geldi. gelince ne oldu? havalar ısındı. mutfaktan kötü kokular yükselmeye başladı. ekim ve mayıs ayları arasında bulaşıklar ayda bir kez yıkanarak idare eder ama yazın, sıcaklık otuz dereceleri bulduğunda işler boka sarar. mutfaktan gelen kokular çekilmez olduğu gibi küçük sineklerde can sıkmaya başlar. bu durumda yapılacak tek şey mutfağı temizlemek ve bulaşıkları yıkamaktır.
ekimden itibaren mayısa kadar ihtiyacınız olduğu kadar yıkayıp idare etmişken, hepsini - mutfak araç ve gereçlerinin tamamı kirlenmiş ve istiflenmiştir - yıkamak zor gelebilir. öncelikle tüm alet edavat toplanıp banyoya götürülür. tencere - tava, tabak- çanak, çatal - kaşık vs. sudan geçirilir. bu arada en altta kalan, kuruyunca yıkanması zor olmasın diye içine bir miktar su konmuş olanlar tuhaf görünebilir. su barlanmıştır, içinde evrim teorisini destekleyecek garip organizmalar görülebilir. paniğe kapılmadan, öğürtüler içinde hepsi sudan geçirilince, küvet suyla doldurulur ve içine bir şişe domestos boca edilir. mutfağa dönülür.
mutfak tezgahı ve ocak üzerinde de yeni yaşam formlarıyla karşılaşmak olasıdır. temizlik yapılacaksa tam olmalı deyip yağ, kir, pas çıkaran ne kadar deterjan ve türevi malzeme varsa itinayla tezgaha ve ocak zeminine dökülür. kirler yumuşasın diyerek mola verilir, bira açılır, sigara yakılır ve bilgisayarın başına oturulur. o gün dışarda yemek yenir, mutfağa dönmeye cesaret edilemez.
ertesi gün bir iştahla, dinlenmiş , sağlam bünyeyle işe koyulunur. eldiven , önlük feminen gereçler olduğu için uzak durulur. kirler çıkmamakta inat eder, siz " neden bu kadar biriktirdim? " diyerek hayıflanır ama azimle kazımaya devam edersiniz. tezgahın üstü görece - ocağa kıyasla - kolaydır. bulaşık süngerinin tırtıllı tarafı rengi dönmüş zemini ortaya çıkarır. bu arada kullandığınız temizlik malzemelerinin üstleri okunmadığı için, karıştırılmamaları gerektiği bilinmediğinden, gözlerde yanma, ciğerlerde nefes alırken sızlama ve ellerde erken yaşlanma belirtileri olabilir. hele sıcak su ve leke çıkarıcı malzemelerin ellerinizi kısa sürede yirmi yıl yaşlandırmasına tanık olmak başlıbaşına bir tecrübedir. mutfak tezgahının renginin asla eskisi gibi olmayacağına kanaat getirip bira ve sigara molası verilir. o akşam dışarda yenilir.
daha ertesi gün ocağın başına kararlı bir şekilde geçilir. ocak gözlerinin ıcığı cıcığı sizi derin düşüncelere gark eder. önce fırından başlamaya karar verirsiniz ve fırını açtığınızda mağlubiyeti tadarsınız. kapalı olduğu için sorun etmediğiniz fırın yağ sarkıtları ve dikitlerinyle dolu bir mağaraya benzemektedir, kokusu ise tarifi imkansız duyguların hasıl olmasına yol açar. mutfak ikinci kez sizi yenmiştir. kararlı bir şekilde telefona gidilir tanıdık ne kadar kadın varsa akraba, sevgili, arkadaş vs. aranıp yardım istenir, aldığınız nasihatlar ve uğradığınız " pislik " muamelesiyle kalakalırsınız. bu kez tanıdığınız tüm kadınlara lanet okuyarak, onlardan daha zeki olduğunuz gerçeğini hatırlayıp tasfiye işlemine başlarsınız. gereksiz olan ne varsa eleme yapıldıktan sonra bira ve sigara molası verilir, akşam yemeği dışarda yenir.
daha daha ertesi gün mini fırınlı ocak sorunundan kökten kurtulup, çok ucuza sade bir ocak alınarak işe başlanır. ocak ve mutfak tezgahı tamam, dolaplar ve çekmecelerle hiç muhatab olmadan, yerleri paspaslayıp küvete yönelirsiniz. küvetteki çamaşır suyu içinde arınmaya bıraktığınız bulaşıkların üstü yeni bir bakteri tabakasıyla kaplanmış şekilde sizi karşılar. buradan edineceğiniz tecrübe ; çamaşır suyunun bakterilere karşı geçici bir önlem olduğu gerçeğinin farkına varmaktır.bulaşık fırçasıyla iyice yumuşamış olan kirleri tekrar kazırsınız. bir kez daha bulaşıklara bol suyla duş aldırırken giysilerinizdeki çamaşır suyu lekelerini fark edersiniz. edineceğiniz bir tecrübe daha ; önlük giymek feminen de olsa giysilerinizi korur. kaynar suyla çamaşır suyunun buharlaşması sonucu oluşan havayı soluduğunuzda bir tecrübe daha edinirsiniz; bu karışımı koklamak kusmaya neden olur. görece temizlenmiş ama içinize sinmemiş bulaşıkları yine su dolu küvvette bırakıp sigara ve bira molası verilir. o akşam dışarda yenir.
daha daha daha ertesi gün artık muzaffer bir komutan edasıyla küvetin başına gelinir, önlük giyilmiş eldiven takılmıştır. bütün gücünüzle bulaşıklara saldırırsınız. ama temiz olanlar ile tam temiz olmayanlar ve hiç temizlenmeyenler arasında bocalayınca sinirlenip mola verirsiniz. dört gün süren yoğun çalışmalar sizi kan ter içinde bırakmıştır hemde yaz sıcağında. duş almanız gerekmektedir ve fakat küvet doludur. o anda dahiyane bir fikir aklınıza gelir; tüm bulaşıkları çöpe atıp, kullan at ürünlere yönelmek. planınızı uygulamaya koyarsınız. doldurduğunuz iki adet battal boy çöp poşetini kapının önüne bırakıp , mutlu mesut duşunuzu alırsınız. zaferinizi kutlamak için bira ve sigara içip , o akşam dışarda yemek yersiniz.
yalnız yasayan erkekler ve mutfak temizligi
gunluk yapıldıgı takdirde gayet temiz ve duzenli olur. kisi ile alakalıdır.
genelde yalnız erkeğin sevgilisine yıkılan olaydır. yardımlaşmak iyidir güzeldir de, iyi niyeti suistimal etmemek gerekir.
(bkz: yalnız yaşayan erkekler ve çamaşır)
(bkz: yalnız yaşayan erkekler ve ütü)
(bkz: yalnız yaşayan erkekler ve bulaşık)
(bkz: yalnız yaşayan erkekler ve yemek)
(bkz: öeah)
(bkz: yalnız yaşayan erkekler ve çamaşır)
(bkz: yalnız yaşayan erkekler ve ütü)
(bkz: yalnız yaşayan erkekler ve bulaşık)
(bkz: yalnız yaşayan erkekler ve yemek)
(bkz: öeah)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?