histir. davranışsal açıdan değerlendirildiği kadar ruhsal açıdan da değerlendirmeye alınması gereken bireysel hede.
sevdiğin kişiyle yemek yerken, film izlerken hatta konuşurken bile bu hissiyatı yaşayabilirsin. en kötüsü de budur ya zaten, çift görünürsün; ama teksindir.
yalnız olmak
yakınlarında birsürü kişi varken yalnız hissetmektir herhalde yalnız olmak.yada yanında kimin olduğunu umursamamak..
bir başına olmaktan farklı, katlanılabilir bir durumdur.
ama arada bir insan, bir can ister yanıbaşında can yucel’in de dediği gibi:
yoksa , zor değil , hiç zor değil ,
demli çayı bardakta karıştırıp ,
bir başına yudumlamak , doyasıya
ama ; ’’ çaya kaç şeker alırsın ..? ’’
diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...
ama arada bir insan, bir can ister yanıbaşında can yucel’in de dediği gibi:
yoksa , zor değil , hiç zor değil ,
demli çayı bardakta karıştırıp ,
bir başına yudumlamak , doyasıya
ama ; ’’ çaya kaç şeker alırsın ..? ’’
diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...
yurdum erkeğinin çoğu zaman doğuştan gelme beceriksizliğinden kaynaklanan ideal eş bulamama durumu...
yalnız olmamak kadar doğal bir durumdur.
seven;
kişi hikayeye başlarken yalnız olduğundan bihaberdir. zannederki herkes onun dostu, yakın arkadaşıdır. kimden ne istese tereddütsüz yerine getirirler zanneder. derde düştüğünde yanına koşacak en az üç kişi vardır hayatında zanneder. halbuki sadece zanneder. ne dostu vardır yanında ne de onu hayatın karmaşasından sıyırıp alacak kimse.
bu yüzden onun derdini herkes bilir. birini sevmiştir çok eskiden. unutamamıştır. ama hiç kavuşamamıştır. çünkü sevdiği onun sevgilisi değil dostudur. ya da öyle zanneder. anlatır herkese, seviyorum ulan evlenmek istiyorum der. kime anlatsa git konuş der. herkese çok basit gelir yalnız olmak. herkese çok basit gelir hayatının kalabalık olması çünkü hiç oturup düşünmemiştir adam gibi. kim bunlar? hangisi benim en yakınım? hangisi ne kadar gerçek, ne kadar hayatımda?
bir sürü soru sorar ve cevap bellidir aslında. tek dost sevdiğidir. insan dostuna sevdasını anlatmak için milyonlarca kez düşünür. bir kez düşmüşse bu hataya ve sonucu çok mutlu bir birliktelik yerine yalnız kalmak olduysa, korkular içinde geçer her günü. çıkmazı bile tıkalıdır. kafasını koymak istemez yastığa, düşüncelerle başbaşa kalmak istemez. yalancı dostlukların yanında sabahlar. bekler, bekler... ne beklediğini bilmeden.
sevilen;
kişi artık inanmaz dostluğa. inandığı tek dostu ona karşı hiç beklemediği duygular içerisindedir. duyduklarına inanamaz ve dostluktan vazgeçer. işte o zaman yalnız kalmak nedir anlar. dostu onu kendisine düşünmesi bile ağır gelen cümlelerle başbaşa bırakmış ve çekmiş gitmiştir. bunlarla başedemez. o kendisini çok sevdiği dostuna dostluğunu geri sunar. hergün korkarak yaşar. aynı şeyleri tekrar duymak canını acıtacaktır belliki, beş senesi geçer böyle. en yakın dostuyla. yalnız kalmayı yaşamıştır önceden ve yalnız kalmayı yaşatmıştır birine.
tek dostluğun ve yalnız kalmamanın tek ilacını seven bilir. razıdır dostunu kaybetmemek için her dakika kendi duygularına ihanet edip susmaya. her şeyi içinde gizlemeye. dostundan başka herkese, her şeye anlatmaya.
ikisi de farkında değillerdir ki, onları dost eden bu sevgidir. ikisi de susar. ikisi de yanyana bir ömür geçirir. yanyana ama yalnız.
kişi hikayeye başlarken yalnız olduğundan bihaberdir. zannederki herkes onun dostu, yakın arkadaşıdır. kimden ne istese tereddütsüz yerine getirirler zanneder. derde düştüğünde yanına koşacak en az üç kişi vardır hayatında zanneder. halbuki sadece zanneder. ne dostu vardır yanında ne de onu hayatın karmaşasından sıyırıp alacak kimse.
bu yüzden onun derdini herkes bilir. birini sevmiştir çok eskiden. unutamamıştır. ama hiç kavuşamamıştır. çünkü sevdiği onun sevgilisi değil dostudur. ya da öyle zanneder. anlatır herkese, seviyorum ulan evlenmek istiyorum der. kime anlatsa git konuş der. herkese çok basit gelir yalnız olmak. herkese çok basit gelir hayatının kalabalık olması çünkü hiç oturup düşünmemiştir adam gibi. kim bunlar? hangisi benim en yakınım? hangisi ne kadar gerçek, ne kadar hayatımda?
bir sürü soru sorar ve cevap bellidir aslında. tek dost sevdiğidir. insan dostuna sevdasını anlatmak için milyonlarca kez düşünür. bir kez düşmüşse bu hataya ve sonucu çok mutlu bir birliktelik yerine yalnız kalmak olduysa, korkular içinde geçer her günü. çıkmazı bile tıkalıdır. kafasını koymak istemez yastığa, düşüncelerle başbaşa kalmak istemez. yalancı dostlukların yanında sabahlar. bekler, bekler... ne beklediğini bilmeden.
sevilen;
kişi artık inanmaz dostluğa. inandığı tek dostu ona karşı hiç beklemediği duygular içerisindedir. duyduklarına inanamaz ve dostluktan vazgeçer. işte o zaman yalnız kalmak nedir anlar. dostu onu kendisine düşünmesi bile ağır gelen cümlelerle başbaşa bırakmış ve çekmiş gitmiştir. bunlarla başedemez. o kendisini çok sevdiği dostuna dostluğunu geri sunar. hergün korkarak yaşar. aynı şeyleri tekrar duymak canını acıtacaktır belliki, beş senesi geçer böyle. en yakın dostuyla. yalnız kalmayı yaşamıştır önceden ve yalnız kalmayı yaşatmıştır birine.
tek dostluğun ve yalnız kalmamanın tek ilacını seven bilir. razıdır dostunu kaybetmemek için her dakika kendi duygularına ihanet edip susmaya. her şeyi içinde gizlemeye. dostundan başka herkese, her şeye anlatmaya.
ikisi de farkında değillerdir ki, onları dost eden bu sevgidir. ikisi de susar. ikisi de yanyana bir ömür geçirir. yanyana ama yalnız.
yine de;
(bkz: yalnizlik allaha mahsustur)
(bkz: yalnizlik allaha mahsustur)
yaninda kimsenin olmamasi, tek basina olmak. ya da buyuk bir kalabaligin icinde olmak ama onlarla hic bir baglantinin olmamasi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?