confessions

ailuros

- Yazar -

  1. toplam entry 178
  2. takipçi 1
  3. puan 47476

whisper

ailuros
houstona tıklanır mesaj yazılır gönderilecek kişiye whisper yazılır gondere tıklanır boyle bir kullanıcı yok cevabı alınır,aptallaşılır.tesekkur bile etmeye fırsat bulamadığım yazar keske gitmeseydi.
her sorduğum soruya cevap verdiği,saygılı ve seviyeli biri olduğu ,yardım severliği için minnettar olduğum esaslı kişilik.

gemini

ailuros
dioskuroi zeus’un delikanlıları anlamına gelir. bu isim leda’nın oğulları
kastor ve pollydueskes’e verilen addır.
olympos’un ulu tanrısı zeus bir gece taygetes dağının vahşi tepesine iner.
gece çok karanlıktır. yüksek dağın sessizliğini bozacak hiçbir gürültü yoktur. zeus neden tanrıların dağını terk edip, yeryüzüne inmişti?elbette bunun bir nedeni olacaktı! o gönül
verdiği güzel bir kızı elde etmek için, yakışıklı bir kuğu olup, yeryüzüne inmiştir. gerçekte
o olympos’u terkettiği gece, aetolia kralının kızı leda, ölü bir kraliçe gibi uyuyormuş.
ilahi kuğu kanatlarını birbirine çarparak etrafına güzel kokular yaydığında, leda birden bire
sıçrayarak uyanır. yanında parlak beyaz tüyleri olan bu ilahi kuş, uzun boynuyla yüzünü
okşamaktaymış.


kuğu kuşu ona
-hiç birşeyden korkma der.
-ben aydınlıklar tanrısıyım, istiyorum ki
sen, biri diğerinin benzeri olacak iki meşhur çocuğun anası olasın. onlar ay ve güneş gibi
birbirlerini takip ederek yaşayacaklar.
birinin adı kastor, diğerininki polluks olacak. onlar ölüm acısını hafifleterek insanlara iyilik edecekler.
acı içinde çırpınan ve can vermek üzere
olan gemicilerin yardımına koşan tanrılar olacaklar. gerçekten kudurmuş fırtınalar, denizin
üzerine atıldıkları ve gemicilerin şaşırmış halde gemilerinin başında onlara yalvararak,
onlardan yardım istedikleri zaman; hızlı kanat çırpışlarıyla gökleri yararak, senin iki oğlun
bulutların içinde görünecekler. zincirlerinden boşlanmış, azgın rüzgarların soluklarını
kesecekler, dalgaların gürültülerini azaltacaklar. gemiyi sapa sağlam limana ulaştıracaklar”
diye fısıldar.
kainatın sahibi ve buyrukçusu işte böyle buyurur. dokuz ay sonra leda, ormanların
içinde bir yumurta yumurtladı. yumurtadan birbirine tamamen benzeyen iki çocuk çıktı.
onlar yumurtadan çıkar çıkmaz, parlak bir yıldız başlarından aşağı nur döker. sonra ikisi
de aynı ata binerek ve ellerinde mızraklarla dörtnala uzaklaşırlar.
dioskur’ların annesi leda’nın babası üstüne yazılan kaynaklar birbirini tutmaz.
genellikle aitolia kralı thestios’un kızı olarak kabul edilir.

lakedaimon’dan kovulan tyndareos, aitolia’ya
sığınınca thestios ona kızı leda’yı verir.tyndareos, herakles’in yardımıyla daha önce
kovulduğu lakedaimon tahtını ele geçirir ve leda ile oraya yerleşir.
leda’nın aslında dört çocuğu vardır. tanrı zeus’tan olan kastor ve polluks; kocası
tyndareos’tan olan helene ve klytaimestra’dır. leda’nın çocuklarının kimden olduğuna
dair çok farklı masallar vardır. bir başka masalda, kastor ve helene’nin zeus’un çocukları
olduğu söylenir.
başka bir masala göre, tanrısal yumurtayı yumurtlayan leda değil, öç tanrısı
nemesis’tir. zeus güzel gözlü nemesis’e tutkundur. ama öc tanrıçası nemesis onu
istemez. tanrıların tanrısı zeus’tan kurtulmak için şekilden şekile girmektedir.taygetes
dağlarındaki sazlıkta kaz şeklinde uyumaktayken tanrı zeus ona kuğu kuşu şeklinde
yanaşır. nemesis’in yumurtladığı yumurtayı çobanlar bulup leda’ya getirirler. leda
yumurtayı saklar. bu yumurtadan yalnız helene doğmuştur. helene çok güzel kız
olduğundan leda, onu diğer çocuklarıyla birlikte kendi kızıymış gibi büyütmüştür.
kastor ve polluks birbirinden hiç ayrılmayan, anaları bir, babaları farklı kardeştirler.
troya savaşı öncesinde, jason (iason) zamanında yaşamışlardır. jason önderliğinde çıkılan
altın post macerasına argonaunt’larla katıldılar.


daha sonra sparta kraliçesi de olacak güzel helene’nin paris tarafından kaçırılması
troya savaşını başlatacaktır. kastor, iri yapılı bir yarı at, yarı insandır. aynı zamanda iyi
bir dövüşçüdür.öğrencilerinden biri de herakles’tir. ikizler (kastor ve polluks)
zamanlarını, yunan tanrılarının yapmaya alışkın oldukları gibi sığır daha sonra sparta
kraliçesi de olacak güzel helene’nin paris tarafından kaçırılması troya savaşını
başlatacaktır. ağıllarını basarak, genç kadınları kaçırarak geçirirlerdi. sığır ağıllarını
bastıkları bir ikizler (kastor ve polluks) zamanlarını yunan tanrılarının yapmaya alışkın
oldukları gibi sığır ağıllarını basarak, genç kadınları kaçırarak geçirirlerdi. gün
kuzenlerinden idas ve kastor arasında tartışma çıkar. bir sığır sürüsünün paylaşılması
konusunda çıkan tartışmada idas hileyle tüm sürüyü almak ister. tartışmada idas kastor’u öldürür. kardeşinin ölümüne çok üzülen polluks, babası zeus’a kendisini de
öldürmesi için yalvarır. zeus polluks’a acıyarak ömrünün yarısını kastor’a verir. iki kardeş
bu olaydan sonra hiç ayrılmazlar. birgün hades’te , birgün olympos’ta

otururlar. dioskurlar’ın , deniz tanrısı poseidon’un buyruğu altında, tehlikede olan
gemilerin ve gemicilerin yardımına koştuğuna inanılır.

taurus

ailuros
taurus takımyıldızının öyküsü suriye’li genç ve güzel bir kız olan europa ile boğa
arasında geçmektedir. europe’nin parlak teni ve göz alıcı bakışları dillere destan olmuştur.
gezmeyi, eğlenmeyi seven europe sabahları erken kalkar ve hemen arkadaşlarını çağırırdı.
birlikte güllerin açıldığı, suların tatlı şırıltılar çıkararak aktığı bahçelere giderlerdi. europa ve arkadaşları deniz kenarında bulunan bahçelerde çiçek toplarken, zeus europa’yı görür.
europa’nın parlak beyazlığı ve güzel gözleri olympos’un baş tanrısının çok hoşuna gider.
zeus hem karısı hera’ya farkettirmemek hem de arzu ettiği utangaç europa’yı ürkütmemek
için bir boğa şekline girer. kızların çiçek topladıkları bahçenin etrafında dolaşmaya başlar.
europa bu beyaz muhteşem hayvanı görür. boğa için çiçeklerden bir taç yapar ve boğanın
boynuzlarının çevresine takar. bu uysal görünüşlü hayvanın üzerine biner, boğa aniden
suya doğru ilerlemeye ve girit’e doğru prensesi taşımaya başlar. girit adasına vardığında,


zeus kıymetli yükünü bir çınarın gölgesine yerleştirir. zeus tanrı şeklini alarak kendisini
europa’ya tanıtır. europa, zeus’un kolları arasında uyur ve bütün dünya krallarının ilki ve
en iyisi olan girit kralı minos bu sevgiden doğar. bu mutlu birleşmenin yapıldığı yere
gölge saldığı için o günden beri çınar ağacı yapraklarını hiç dökmez.
ayrıca boğa, zeus’un yaptığı pek çok aşk kaçamaklarından biri ile de ilgilidir. burada
boğa, argos kralı inachus’un kızı io’yu temsil etmektedir. zeus io’ya aşık olduğundan eşi
tanrıça hera, zeus’un bu ihanetinin bedelini genç kıza ödetmiş ve onu beyaz bir boğaya
çevirmiştir.
başka bir masala göre ise hyades, bir titan olan atlas ile trezene kralının kızı
aethra’nın kızlarıdır. yunanlılar, evreni tanrıların yarattığına inanmazlardı. onlara göre
evren, tanrıları yaratmıştı. tanrılardan önce yer ve gök vardı. titanlar onların çocukları,
tanrılar da torunlarıydı. yaşlı tanrılar diye anılan titanlar, çağlar boyu evreni ellerinde
tutmuşlardır. kronos oğlu zeus, kendisini tahttan indirinceye kadar titanları yönetmiştir.
hyades’in kendisinden büyük bir erkek kardeşi vardır ve onun adı da hyas’tır. hyas cesur
ve usta bir avcıdır ama birgün bir aslan tarafından öldürülmüştür. kardeşini çok seven
hyades onun ölümünden çok etkilenmiştir. hyades’in dinmek bilmeyen acılarını gören
tanrılar, bu kardeşlere merhamet ederek onları gökyüzüne yıldızlar arasına yerleştirirler.

aries

ailuros
koç takımyıldızı, yunan mitolojisinde geçen jason ve altın post peşinde adlı
ünlü bir hikaye ile bağlantılıdır.
hikaye parçalanmış bir ailenin mutsuz çocukları ile başlar.
phrixus ve kız kardeşi helle, boeotia kralı athamas ve eşi nephele’nin çocuklarıdır.bulutu simgeleyen varlık olarak nephele’nin adı, iksion masalında adı geçer.
iksion, zeus’un karısı hera’ya aşıktır. muradına ermemesi için zeus, hera biçiminde bir
bulut yaratır. ve iksion’un onunla birleşmesini sağlar. bu bulut kadın
kentaur’ların anası olur. aristophanes’in nephelai adlı
komedyasında bulutlar birer kadın olarak simgelenmiştir.
oyunda sokrates ve diğer
filozoflarla alay eder. aristophanes belki de halk masallarından ve onlardan alınmış
motiflerden etkilenmiştir.
ne var ki bu aile kraliçenin ölümüyle sarsılır. daha sonra kral athamas, thebe kralı
cadmus’un kızı ino ile ikinci evliliğini yapar.
athamas, nephele’yi ino ile aldatmıştır. ancak ino çocuklara tahammül edemez ve onlara
bir tuzak kurar.


önce boeotia tarlalarına zararlı bir madde dökerek ürünlerin zarar görmesini sağlar.
kral ürünlerin zarar görmesinin nedenini ve ürünlerin nasıl kurtulacağını tanrılara
sordurmak üzere baş danışmanlarını delphi’ye yollar. bu arada kraliçe ino danışmanlara
rüşvet vererek ‘çocukların kurban edilmesi’ yanıtını krala götürmesini sağlar. kral
çocukları kurban etme konusunda tereddüde düşer. ama ino burada tekrar devreye girer
ve yerel rahiplere de rüşvet verir. tüm rahipler çocukların kurban edilmesi konusunda ısrar
etmeye başlar.
kral çocuklarını kurban etmek için yakınlarda bulunan bir dağa götürür. bu arada
olan biten her şeyi öz anneleri nephele cennetten seyretmektedir. tanrılardan çocuklarını koruması için altın bir
post yollamalarını diler. kral tam çocuklarını kurban etmeye hazırlanırken altın postlu
koç çocukları almaya gelir. çocuklar koçun sırtına binerler.
koç onları uçarak asya’ya doğru götürür. ne yazık ki bugünkü çanakkale boğazı üzerinde küçük helle
dengesini kaybedip, koçun üzerinden aşağı düşer. bu yüzden, yunan mitolojisinde
çanakkale boğazına hellespont denir.
bazı hikayelerde helle boğaza düştükten sonra,
deniz tanrısı poseidon tarafından kurtarıldığı, poseidon’un helle’yi sevdiği ve onunla
birleşerek üç çocuk annesi yaptığı anlatılır.
phrixus, herşeye rağmen yoluna devam eder. koç onu caucausus dağlarında
colchis (kuzeydoğu karadeniz bölgesi, gürcistan) denen yere bırakır. phrixus
minnettarlığını göstermek için koçu zeus’a kurban eder. koçun altın postunu kutsal meşe
ağacına asar. altın post, ağacı saran ve hiç uyumayan dev bir yılan tarafından
korunur.
bu nedenle zeus koç’u gökyüzüne çıkarmıştır.
zeus’a kurban edilen koçun postunun, phriuxus tarafından colchis kralı aietes’e
verildiği de rivayet edilir.
kral aietes bu eşsiz postu savaş tanrısı ares’e adanan bir korulukta saklar.

argos takım yıldızı

ailuros
vaktiyle thessalia’nın iolkos şehrini, pelias
adında, katı kalpli, zalim bir prens idare etmekte idi. halbuki krallık hakkı bu prensin değildi, krallık ağabeyi olan olan aison’un hakkı idi. pelias zorbalıkla prenslik hakkını ağabeyinin elinden aldı.

aradan yıllar geçti, krallığı elinden alınan aison’un bir oğlu oldu, ona iason adını koydular. pelias , ileride tehlike yaratacağını düşünerek çocuğu öldürtmek istedi. bunu anlayan anne ve baba çocuklarını khıron adındaki kentaur’a ( alt tarafı at, üst tarafı insan olan yaratıklar) sundular. khiron bu yavruya tanrıya saygıyı, adaleti, doktorluğu, askerliği ve musikiyi öğretti.

bu arada kral pelias vicdan azabı çekmeye başladı ve tanrılara daha ne kadar krallıkta kalacağını danıştı. tanrılar, ona -
ayağının tekinde sandal olan bir genç, senin karşına çıktığı zaman bil ki , tahtını elinden alacak adam odur.
dediler.
aradan zaman geçti, kral pelias, tanrı poseidon şerefine deniz kenarında eğlenceler düzenledi ve kim olduğunu bilmeden iason’uda bu eğlencelere davet etti.
bu daveti duyan iason yola çıktı, yolda üzerinde köprü bulunmayan bir akarsuyu geçerken eline aldığı sandallardan birini suya düşürdü ve önemsemeden yoluna devam etti. iason şölen yerine ulaşınca bu kişiyi gören kral pelias, iason’a yaklaşarak ;

- delikanlı, eğer tanrı apollon sana eğlenceye davet ettiğin adamlardan biri seni öldürecek deseydi ve sen de kral olsan ne yapardın

- o davetliyi <gbz:altın postu> aramaya gönderirdim.


- şu halde bu kişi sensin...git bana altın postu bul ve getir. krallığımı sana vereceğim.
iason bu teklifi kabul etti ve kendine gönüllü arkadaşlar aramaya başladı. o zamanın en cesur ve güçlü prensleri herakles ve orphesus ile birlikte elli cesur savaşçı bu maceraya gönüllü olarak katıldılar. iason ilk önce argos adında çok biçimli ve dalgalar üzerinde kayarak giden bir gemi yaptırdı.
geminin yapımında athena bizzat uğraştı. yelkenlerini dokudu ve gemide direk olarak kullanılmak üzere dodona ormanlarından uğurlu bir meşeyi keserek iasona verdi.
gemi hazırlandıktan sonra elli savaşçı iasonu şef olarak seçti ve kurban keserek iolkos limanından yola çıktılar. maceralı yolculuk bir fırtına ile başladı ve gemiyi lemnos adasına çıkarmak zorunda kaldılar.
adaya çıktıklarında kendilerine ihanet eden kocalarını öldüren yüzlerce genç, güzel ve azgın kadınlarla karşılaştılar ve bu adadan iki yıl ayrılamadılar.
argonautlar ve şefleri iasos bu kadınların kulu kölesi olmuş ve altın postu unutmuşlardı.
sonunda herakles’in uyarıları ile kendilerine gelerek bir gece aniden adadan ayrıldılar.
geminin ikinci durağı marmara denizindeki kyzikos oldu. burada gemilerini demirlediklerinde argonatların bir kısmı tanrıların anasına ait olan bir dağa kurban kesmeye gittiler.
herakles ve bazı argonautlar gemide kaldılar. bu arada dağlardan inen altı kollu devler gemiye saldırdı ancak herakles yayını gerip oklarla bir kaçını vurunca devler kaçtılar.
bundan sonra argonautlar thrakia sahillerinde bulunan salmydessos’a vardılar.
burada bahtsız phineus ile karşılaştılar. phineus tanrıların sırlarını açıkladığı için zeus tarafından gözleri kör edilmiş ve kadın yüzlü, akbaba vücutlu harpyi’lere verilerek cezalandırılmıştı.
argonautlar harpyilerin işkencesinden phineus kurtardılar, oda bu iyiliğe karşılık argonautlara altın posta giden yoldaki tuzakları anlattı ve oraya varmadan önceki tehlikeli bir boğazdan karadeniz boğazı bahsetti. bu öğütleri dinleyen yiğitler yeniden marmara denizinde yol almaya başladılar. bu tehlikeli boğazdan bir çok tehlikeler atlatarak geçen argonautlar, pontus euxınus kolkhis’e vardılar.
buranın başkenti aia’ya vararak kral aietes’in huzuruna çıkıp geliş nedenlerini anlattılar ama kral buna çok kızdı.
>gbkz:zeus>un altın postlu koçundan aldığı bu değerli eşyayı vermek istemedi ve iason’a sonu mutlak ölüm olan bir görev vererek
-benim ağzından ateşler çıkaran iki vahşi boğam var, onlarla 20 kilometre karelik bir alanı süreceksin ve oraya buğday yerine vereceğim dişleri ekeceksin. bunlar dev ve ifrit olarak doğacaklar, bunları öldüreceksin. bu işi de bir günde yapacaksın. eğer başarırsan sana altın postu vereceğim dedi..

bu görevi kabul eden ianos’u gören ve deli gibi aşık olan aietes’in kızı medea, tüm sihirleri ve hünerlerini iasona öğreterek bu işi başarı ile bitirmesini sağladı.
daha sonra iason altın postun yanına giderek medea’nın yardımı ile altın postu bekleyen ejderhayı öldürdü.
altın postu alan argonautlar krala gözükmeden argos’a ulaştılar ve denize açıldılar.
yanlarına kralın kızı medea’yı ve kardeşi absyrtos’u alan argonautlara kral aietes çok kızdı ve peşlerine düştü. medea babasının gemilerinin argos’a yetişeceklerini anlayınca kardeşini parçalara ayırarak denize attı. kral çok sevdiği oğlunun parçalarını toplamak için durunca argonautlar rahatça kaçabildiler.
karadenizi geçerek tuna nehrinin denize döküldüğü yere ulaştılar ve argos’u nehir boyunca yürüterek sardunya denizine ulaştılar. burada sicilya veya kapri adaları arasında oturan sirenler güzel sesleri gemicileri büyüler ve kayalara çarpmalarına neden olurlardı. bu tehlikeye mahruz kalan argonautlar trakyalı orphesus’un büyülü lirinin sesi ile buradan da kurtuldular. mağlup olan sirenler de taşa dönüştüler.

nihayet argonautlar ilk çıktıkları limana thesalie’ya döndüler. iason gemisi argos’u tanrılara emanet etti. tanrılar bu değerli geminin kaybolmasına razı olmadılar. argos’u gökyüzüne kaldırdılar ve değerli bir takım yıldıza çevirdiler. işte argonautlar yüzyıllardır bu yıldızların altında kamp atar ve gökyüzüne özlemle bakarlar.

orion takım yıldızı

ailuros
uzun kış gecelerini aydınlatan , her zaman gökyüzünün en üstüne karşılık gelen başucu
noktasına doğru (zenit) olan yolun yaklaşık yarısında, düşey bir dikdörtgen şeklinde geniş bir yıldız kümesi olan orion; hem astronomlar için doyurucu bir göz zevki sunmakta hemde astronomiye yeni başlayanlar için kolay bir hedef tahtası, diğer yıldızların ayırdedilmesi ve tanınması için yol gösterici bir harita niteliği taşımaktadır.
bu dikdörtgen 20 derece uzunlukta ve 12 derece genişliktedir. merkez bölgesinde köşegensel bir çizgi üzerinde çok düzgün dizilmiş üç parlak yıldız bulunur. sırasıyla soldan sağa alnitak , alninam ve mintaka adını alan bu üç yıldız inci dizisi olarakta bilinir. mitolojide avcının belini ve kuşağını oluşturur.

grek roma mitolojisinde, orion çok tanınmış bir avcıdır ve kendisini öldüremeyeceği başka bir varlık olamayacağını iddia etmeye başlar.
buna çok kızan tanrıça hera , onu sokması için bir akrep gönderir . orion akrepi sopasıyla ezer , ama akrep, ölmeden önce orion’u ısırmayı başarır ve tabiki akrebin öldürücü zehirine fazla uzun süre dayanamaz ve ölür.
bu olaya çok üzülen yedi kız kardeşler ağlamaya başlarlar. bu haykırışlara fazla dayanamayan büyük tanrı zeus orionu ve akrebi gökyüzüne yerleştirir.
fakat orion akrebin iğnesinin tadını unutamamış olacak ki gökyüzünde sürekli ondan kaçar..
birisi doğarken diğeri batmaktadır. orion’un diğer önemli özelliği ise bize kış takımyıldızlarının yerlerini ve sınırlarını bulmamıza yardımcı olmasıdır. orion’u birbütün olarak düşünürsek kuşağı oluşturan bir çizgi, bizi gökyüzünün en parlak yıldızı olan sirius’sa ulaştırır. kuzey batıya yapacağımız uzatma , bizi boğa takım yıldızının en parlak yıldızı aldebaran’na götürür. omuzundaki iki yıldızın doğrultusunda doğuya uzandığımızda ise küçük köpek takım yıldızı nın en parlak yıldızı prokyon’a erişiriz.

<gbz:orion>’un en parlak yıldızı olan rigel, 3’lü kuşak ve betelgeus’tan geçen hat ise bizi ikizler burcunun parlak yıldızları castor ve pollux’a götürür.

görüldüğü gibi avcı takım yıldızı bize diğer önemli yıldızları bulmada bir pusula gibi yol göstericidir.
avcı, ülker’le birlikte dünya edebiyatçılarının en çok iltifat ettikleri takım yıldızlardır.
mesela, homeros’un odysseia’sında sık sık geçer. mitoloji dışında da bir çok hikaye, roman, şiir ve diğer edebi ve sanatsal şekillerde, bu takım yıldızlara atıflarda bulunulur. ayrıca, avcı gök ekvatoruna yakım konumu nedeniyle iki yarım küredende görülür

kadın savaşçı, amazon yıldızı olarak bilinen belatriks avcının bize göre sol omzunu oluşturur. aynı yıldız arapçada al-cabbar olarak bilinir ve ikinci kadirden bir yıldızdır. <gbz:bellatrix>’in sağında sönük yıldızların oluşturduğu bir eğri vardır. bu eğri kuzey güney yönünde uzanır.avcı’nın kalkanı olarak adlandırılmışlardır. sağ omuzundaki yıldız olan kırmızı renkli betelgeus, gökyüzündeki yaşlı, kızıldev türü yıldızlara verilebilecek en güzel örnektir. diğer taraftan bettelgeus,oldukça yakın bir yıldız olup bizden yaklaşık 500 ışık yılı uzaklıktadır.

takım yıldızların mitolojileri

ailuros
(bkz: orion takım yıldızı)
(bkz: argos takım yıldızı)
(bkz: aries)
(bkz: taurus)
(bkz: gemini)
(bkz: cancer)
(bkz: leo)
(bkz: virgo böetes ve canis minor)
(bkz: libra)
(bkz: scorpius)
(bkz: sagittarius)
(bkz: capricornus)
(bkz: aquarius)
(bkz: pisces)
(bkz: andromeda ve cepheus cassiopeia )
(bkz: lyra)
(bkz: aquila)
(bkz: sagitta)
(bkz: auriga)
(bkz: delphius)
(bkz: corvus ve crater)
(bkz: cygnus ve eridanus)
(bkz: canis majör)
(bkz: ophiuchus ve serpens)
(bkz: corona borelias)
(bkz: draco)
(bkz: coma berenices)
(bkz: perseus ve cetus)
(bkz: pegasus)
(bkz: ursa minör ve ursa majör)
(bkz: herkül takım yıldızı)


odtu atthttp://www.astro.wisc.edu/~dolan/constellations/extra/constellations.html
http://www.astronomical.org/pasmenu.htm
http://www.dibonsmith.com/stars.htm
http://www.maviejder.com
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol