adam karısına sorar;
- muvaffak bu mutfak neden bu kadar ufak?
cümleye şahit olmuş turist;
+ whatta fucking languages is this?
turistlerle diyaloglar
antalya'da halk otobüsünde girdiğim bir diyaloğu aktarayım. -pek diyalog değil ama neyse.-
yer yok, ayaktayız. bir tane yaşlı çift yanımda bıcır bıcır konuşuyorlar. göz ucuyla bir yandan onları kesiyorum, çünkü ben de ingilizce anlayan, ama pek de iyi konuşamayan güruha dahilim, bir şey falan sorar diye kesiyorum. bu çift, belli ki, bir şeyleri öğrenmek istiyorlar, el-kol hareketlerinden anlaşılıyor. bayan olanı sormak için şöyle etrafı süzüyor, oturanlara bakıyor. ulan bizim millet de çakal ha, turistin yabancı dille soru soracağını anlayınca herkes camdan dışarı bakmaya, telefonuyla oynamaya falan başladı. oscarlıksınız yemin ederim.
neyse bir anda kadınla göz göze geliyoruz. kadın bana bakarak gülümsüyor, -beni de turist sandı zaar, zaten bu tiple hep maruz kaldığım bi durum - ihalenin bana kaldığını anlayan herkesin gözü üzerimde. vay arkadaş diyorum.
aksanından rus olduğu anlaşılan yaşlı kadın klişeyi patlatıyor:
-excuse me, (ardından türkçe meali "ingilizce biliyor musun?" sorusunu sordu.)
ulan ne güzel hep bildik yerden geliyordu:
-yes, akıt gelsin. dedim.
ardından mealen "bu otobus kaleiçi'ne gidiyor mu?" diye sordu.
ona da bir güzel "yes" dedim. ama böyle yeah meah değil, yazıldığı gibi okkalı bir "yes."
tek kelime ile dertlere çare olmuştum, otobüstekilere bir bakış attıktan sonra kulaklığımı takıp camdan dışarı bakmaya devam ettim.
havam 1500.
komik değil, belki bir diyalog da değil, ama anı. bu da böyle bir anımdır.
yer yok, ayaktayız. bir tane yaşlı çift yanımda bıcır bıcır konuşuyorlar. göz ucuyla bir yandan onları kesiyorum, çünkü ben de ingilizce anlayan, ama pek de iyi konuşamayan güruha dahilim, bir şey falan sorar diye kesiyorum. bu çift, belli ki, bir şeyleri öğrenmek istiyorlar, el-kol hareketlerinden anlaşılıyor. bayan olanı sormak için şöyle etrafı süzüyor, oturanlara bakıyor. ulan bizim millet de çakal ha, turistin yabancı dille soru soracağını anlayınca herkes camdan dışarı bakmaya, telefonuyla oynamaya falan başladı. oscarlıksınız yemin ederim.
neyse bir anda kadınla göz göze geliyoruz. kadın bana bakarak gülümsüyor, -beni de turist sandı zaar, zaten bu tiple hep maruz kaldığım bi durum - ihalenin bana kaldığını anlayan herkesin gözü üzerimde. vay arkadaş diyorum.
aksanından rus olduğu anlaşılan yaşlı kadın klişeyi patlatıyor:
-excuse me, (ardından türkçe meali "ingilizce biliyor musun?" sorusunu sordu.)
ulan ne güzel hep bildik yerden geliyordu:
-yes, akıt gelsin. dedim.
ardından mealen "bu otobus kaleiçi'ne gidiyor mu?" diye sordu.
ona da bir güzel "yes" dedim. ama böyle yeah meah değil, yazıldığı gibi okkalı bir "yes."
tek kelime ile dertlere çare olmuştum, otobüstekilere bir bakış attıktan sonra kulaklığımı takıp camdan dışarı bakmaya devam ettim.
havam 1500.
komik değil, belki bir diyalog da değil, ama anı. bu da böyle bir anımdır.
turist :hayyyyy
yat yat: ha... wayyyyy beaaa
turist: how much these?
yat yat: how much you want?
turist: six.
yat yat: ok i’ll give six.
turist: thankk youuu
yat yat: ha... wayyyyy beaaa
turist: how much these?
yat yat: how much you want?
turist: six.
yat yat: ok i’ll give six.
turist: thankk youuu
are you going to my house im the goring...
+ hello, can you tell me how to get to the beach?
- neee? anlamadim ne dedin!?
+ excuse me?
- eskuyz.. ee no sipik ingili$ ay em. yahu kardee$! anlamiyom ne diyosun sen yaa!?
+ #£$@~!
- neee? anlamadim ne dedin!?
+ excuse me?
- eskuyz.. ee no sipik ingili$ ay em. yahu kardee$! anlamiyom ne diyosun sen yaa!?
+ #£$@~!
cillop gibi bir turist hatunla:
- hellooo!
+ oh hello.
- hav ar yu?
+ not bad, and you?
- yeaaa yu nooov ay em..eeee..aym very biytiful..aaa...hendsim hendsim.
+ oh you’re so funny. i liked you.
- yeaa yeaa. du yu vant tu kam tu may haus?
+ uhm.. let me ask my husband first ok?
- haaa ehhehe... okey okey if yu hev van tu gorlfirend daha, kam tu mi end vi parti parti! dens, dirink, yeeaa guud veri veri guuud mmmmm yu nov...hahahaha...
+ err... i’m not sure, my husband may not allow me. oh here he’s coming! i want to introduce him to you. honey, this is...eerr..sorry, what was your name?
- ru...ruk...ruknettin.
+ oh ruknettin, this is my husband george. and george, this is ruknettin, my new turkish friend. and my name is julia. nice to meet you by the way.
- hoeaaeeehh...nays tu mit yuuu tuu da ben var gitmek $imdi..go...goo...ay go..ee..biznis..yes biznismen aym. tenk yu bay bay.
+?
+??
- hellooo!
+ oh hello.
- hav ar yu?
+ not bad, and you?
- yeaaa yu nooov ay em..eeee..aym very biytiful..aaa...hendsim hendsim.
+ oh you’re so funny. i liked you.
- yeaa yeaa. du yu vant tu kam tu may haus?
+ uhm.. let me ask my husband first ok?
- haaa ehhehe... okey okey if yu hev van tu gorlfirend daha, kam tu mi end vi parti parti! dens, dirink, yeeaa guud veri veri guuud mmmmm yu nov...hahahaha...
+ err... i’m not sure, my husband may not allow me. oh here he’s coming! i want to introduce him to you. honey, this is...eerr..sorry, what was your name?
- ru...ruk...ruknettin.
+ oh ruknettin, this is my husband george. and george, this is ruknettin, my new turkish friend. and my name is julia. nice to meet you by the way.
- hoeaaeeehh...nays tu mit yuuu tuu da ben var gitmek $imdi..go...goo...ay go..ee..biznis..yes biznismen aym. tenk yu bay bay.
+?
+??
olay ingilterede bir lokantada gecer..
bizim oglan yemegini yer ve :
-"check please" der.. garson kiz hesap eder :
-"six penny"..
six peni lafini duyunca bizimki aninda domaltir hatunu ve gidip gelmeye baslar..
bunun üzerine heyecanlanan garson kiz :
- "no fuck noo fuck" diye bagirmaya baslar.. bizimki bu kez söylenir :
-" ufak mufak idare ediver iste.."
böylece her lafi götünden anlamayí aliskanlik haline getirmis yurdum insani bir rezillige daha imza atmis olur..
bizim oglan yemegini yer ve :
-"check please" der.. garson kiz hesap eder :
-"six penny"..
six peni lafini duyunca bizimki aninda domaltir hatunu ve gidip gelmeye baslar..
bunun üzerine heyecanlanan garson kiz :
- "no fuck noo fuck" diye bagirmaya baslar.. bizimki bu kez söylenir :
-" ufak mufak idare ediver iste.."
böylece her lafi götünden anlamayí aliskanlik haline getirmis yurdum insani bir rezillige daha imza atmis olur..
-excuse me.can you tell me where is the topkapi palace museum?
+go, go , go ordan sola go , go ,go..
+go, go , go ordan sola go , go ,go..
gerek okulda gerek ba$ka yerlerde yabancilarla cokca sohbet etmi$ olsam da turist formatinda ulkemize gelen tiplerle edilen muhabbetin cok farkli oldugunu soyleyebilirim,bu bilgiler isiginda omrumde bir kez bir tursitle diyaloga girdim ve vazgectim.soyle ki:
maliyeci-hello
turist-halo
maliyeci-where are you from?
turist-england
ve kafile basi orospu cocugu rehberin tavsiyeleriyle gozu korkmu$ zavalli turistler biz donem odevi yapmak icin cirpinan ortaokul cocuklarini hirsiz sanar,cantalarina daha bir siki sarilirlar.o gun bugun onlarin bu soguk tavrindan etkilenmi$ olup,konu$mam bu tip turistlerle.
maliyeci-hello
turist-halo
maliyeci-where are you from?
turist-england
ve kafile basi orospu cocugu rehberin tavsiyeleriyle gozu korkmu$ zavalli turistler biz donem odevi yapmak icin cirpinan ortaokul cocuklarini hirsiz sanar,cantalarina daha bir siki sarilirlar.o gun bugun onlarin bu soguk tavrindan etkilenmi$ olup,konu$mam bu tip turistlerle.
henuz guzel turkcemizin sinirlari icinde saglikli diyaloglar kurmaktan aciz olan insanlarca cahil cesareti ile girilenleri vardir ki cogu seviyeli bir muhabbete ne dersiniz kivamindadir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?