ey sigara seni son defa yaktım,
son bir keyif çatacağım sigara,
bittiğin an bil ki, seni bıraktım,
söz, sözümü tutacağım sigara,
sözümü tutmazsam ayıp ederim,
kendime saygımı kayıp ederim,
sana mı bağlı be benim kaderim?
yeter artık! batacağım sigara,
batacağım çünkü bunaldım hepten,
kim bilir ne kadar götürdün cepten,
para da bir yana sıhhi sebepten,
nerdeyse biteceğim sigara,
neden diye sorma sigara neden?
zehirine dayanmıyor bu beden,
paketini yarım,marım demeden,
dürüp büküp atacağım sigara,
zor tabi, adeta senelerce seni yeyip,
sonrada bırakmak bıraktım deyip,
bu zorlukla biraz sana benzeyip,
yanıp yanıp tüteceğim sigara,
yansam da , tütsem de kararım karar,
canıma tak etti verdiğin zarar,
bu adam sensiz de bir işe yarar,
ben kendime yeteceğim sigara,
hem dostluğun oldu hem de zararın,
o yüzden arkadan konuşmam yarın,
bıraksam seni eski dostların,
arasına katacağım sigara,
fakat artık hiç ağzıma koymadan,
akşamları yorgunluk duymadan,
geceleri çok gürültü yaymadan,
horultusuz yatacağım sigara,
ben selim'im , yanlış adım atmadım,
sen beni bunalttın , ben bunaltmadım,
hayatımda hiç kimseyi satmadım,
ama seni satacağım sigara.
aşık selim der ki;
gelişin bir işe yaramadı
gidişin bir işe yarasın
elveda
sigarayı bırakmak
bak biraktiktan sonra saatler, gunler ve haftalar icerisinde neler oluyormu$ bunyede;
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/79998/2/1/sigarayi-biraktiktan-sonra-neler-oluyor
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/79998/2/1/sigarayi-biraktiktan-sonra-neler-oluyor
alınacak mantıklı bir karardır. en kötü yanı ise birinin sigarayı bırakma sebebinin sizin sigaraya başlamanıza neden olmasıdır.
içmeye sebep olan şeyin ortadan kalkmasıyla gerçekleşebilecek eylem. öyle büyük bağımlılık falan da değildir kimileri için.
bugun itibari ile deneyecegim $ey.
tarihe not du$ebilmek adina yaziyorum bunu da.
tarihe not du$ebilmek adina yaziyorum bunu da.
kim bırakacaksa sonuna kadar destekçisiyim, hastaneye refakatçı bile giderim yeter ki kurtulsun şu illetten , yok arkadaş içen fark etmiyor olabilir ama kokusu çekilecek şey değil.
son zamanlarda çok düşündüğüm eylem. bir süre daha düşüneceğim. anlaşamaz isek korkarım bırakacağım onu.
şu şekilde bitirmek isterim entry mi,
düşünme arzu et sade,
bak; böcekler de öyle yapıyor.
şu şekilde bitirmek isterim entry mi,
düşünme arzu et sade,
bak; böcekler de öyle yapıyor.
dün geceden beri içmeyerek başladığım serüven. ben bunu daha önceden denemiş ve bir buçuk sene kadar içmemiştim. yine kaldığım yerden bırakmaya devam etmeye karar verdim. böyle herkese de duyuruyorum ki, özgüvenim gelsin falan. tecrübeye bak lan özgüven gelicek falan diyo...
şu sıralar düşündüğüm fakat cesaret edip uygulamaya koyamadığım eylemdir. kendimi yemeğe içmeye vericem diye korkuyorum.
insanın canı gerçekten istiyorsa bırakmamalıdır. hastalanıp ebenizin şeyini görünce bırakmak daha mantıklı. benim için işin ucunda keyif varsa götümü bile veririm. bak büyük laf ettim arkamda durun ha. arka? siktürun gidun ulan!
her yapamadığımda kendimi daha da aciz hissettiğim durumdur kendisi.belli bi zamandan sonra bi kişilik çatısmasına dönüşüp sizi perişan eder,la ben hiç faydalı bi yönü olmayan bi şeye bu kadar para verip üstelik onca da zararı varken nasıl kendime mantıklı bi adam diyebilirim ki diye beyninizin içinde fink fink edip içten içe kemirir bünyeyi.
sanıldığı kadar zor değil.
az önce başardım. 9 dakika falan oldu ve ilk kez bu kadar kararlıyım. 2 paket dolu winston box pakedinin içindeki sigaraları çıkarıp, tek tek üçer parçaya ayırıp çöp olarak kullandığım burger king poşedine attım. itiraf ediyorum ağladım bunu yaparken. ama bi daha içememe üzüntüsünden değil kurtulma sevincinden. hayatımın en şahane gözyaşlarını döktüm az önce.
sigara içenler bir an önce yapmalı bunu.
not: burger king yerine herhangi bi çöp poşedi de olur. yapan arkadaşım var %100 çalışıyor.
az önce başardım. 9 dakika falan oldu ve ilk kez bu kadar kararlıyım. 2 paket dolu winston box pakedinin içindeki sigaraları çıkarıp, tek tek üçer parçaya ayırıp çöp olarak kullandığım burger king poşedine attım. itiraf ediyorum ağladım bunu yaparken. ama bi daha içememe üzüntüsünden değil kurtulma sevincinden. hayatımın en şahane gözyaşlarını döktüm az önce.
sigara içenler bir an önce yapmalı bunu.
not: burger king yerine herhangi bi çöp poşedi de olur. yapan arkadaşım var %100 çalışıyor.
ferdi tayfur’un başarıp takdir beklediği durumdur. şarkısını dahi yapmıştı:
gece hayatım bitti,
kadehi yere attım.
beni kutlamalısın,
sigarayı bıraktım.
gece hayatım bitti,
kadehi yere attım.
beni kutlamalısın,
sigarayı bıraktım.
nevrotik sayıklamalara en uygun örnektir.kişi, kendine söz geçiremez.beyniyle kalbi ayrı hareket eder.evet...tıpkı, aşkın kalbi doldurup beyni boşalttığı kum saati örneği gibi.verilenleri alt alta toplarsak sigaranın bir aşk, bir tutku olduğu varsayımı ortaya çıkar ki, yasal uyarı:
(bkz: sigara sağlığa zararlıdır)
(bkz: u dönüşü)
(bkz: sigara sağlığa zararlıdır)
(bkz: u dönüşü)
#953989
sözlük yazarlarının beni şaşırtan entrylerinin çoğalması sebebiyle önümüzdeki birkaç sene yakınımdan bile geçmeyecek olan durum.
sözlük yazarlarının beni şaşırtan entrylerinin çoğalması sebebiyle önümüzdeki birkaç sene yakınımdan bile geçmeyecek olan durum.
(bkz: saygı duyarım ağbi)
dumansız hava sahasına desteğe katılanların sayısının artmasıyla dogru orantılı eylem öbeği.
(bkz: çok sevdik be abi)
son sigara zamlarindan sonra hemen her evden yankilanan ses.
"sigarayi biraktim."
yarrak biraktin afedersin.
sigaraya gelen zam sebebi ile sigarayi birakabiliyorsan daha oncesinde aklin neredeydi? sagligini sikip atmani engellemek icin illa hukumetin zam paketi mi $art? daha oncesinde herhangi bir sebeple sigara birakilamadiysa, sirf zamlar sebebi ile sigaranin birakabilecegine zerre ihtimal vermeyen bir beyin ta$iyorum kafatasimin icerisinde, bu da benim okuzlugum olsun ama goreceksin, zaman beni hakli cikartacak.
"sigarayi biraktim."
yarrak biraktin afedersin.
sigaraya gelen zam sebebi ile sigarayi birakabiliyorsan daha oncesinde aklin neredeydi? sagligini sikip atmani engellemek icin illa hukumetin zam paketi mi $art? daha oncesinde herhangi bir sebeple sigara birakilamadiysa, sirf zamlar sebebi ile sigaranin birakabilecegine zerre ihtimal vermeyen bir beyin ta$iyorum kafatasimin icerisinde, bu da benim okuzlugum olsun ama goreceksin, zaman beni hakli cikartacak.
zorlukla gerçekleştirilebilen, can sıkıcı bir eylemdir. en iyi yöntemlerinden biri, sigarayı nefret edilen ya da canınızı yaktığı için hayatınızdan uzaklaştırdığınız bir şeyle özdeşleştirmektir.
bununla ilgili güzel bir hikayeyi yazmak gerekirse :
hafif sisli bir havada ve güneşin apartmanların arasından yeni yeni güne merhaba dediği bir saatte, vapura doğru ilerleyen genç adam; jeton gişesinde, yaklaşık iki ay önce ayrıldığı kız arkadaşını görür ve titrek bir "merhaba" ile konuşmaya başlar. bu konuşmalar vapurda da devam eder.
adamın; "hava o kadar da soğuk değil, dışarıda oturalım mı?" sorusuna, kızın "olur" cevabı vermesiyle birlikte vapurun en üst katına doğru yol alırlar.
birkaç dakika havadan sudan muhabbetlerle geçtikten sonra, adam kıza bir sigara uzatır ve kendisine de bir tane alır. daha sonra, genç adam birden lafa girer:
- biliyorum, bu konuları daha önce hiç konuşmadık ya da konuşamadık diyeyim. merak etme ama, "neden ayrıldık biz" sorusunu sormayacağım. sadece sana söylemek istediğim birkaç şey var, onları konuşmak istiyorum.
genç kız; adama bakarak,
- "evet seni dinliyorum, devam et" dedikten sonra adam, konuşmasına kaldığı yerden devam eder:
- biliyor musun? ayrıldıktan sonra, seni sigaraya benzetmeye başladım.
kız, hiç tahmin etmediği, alakasız bir konuyla lafa girmesinin verdiği şaşkınlıkla, "ne? nasıl yani?" der.
adam, önce kıza uzattığı sigarayı ve sonra kendi sigarasını, çantasından çıkardığı çakmak ile yaktıktan sonra:
- mesela bir tane sigara yakıyorum ve kül tablasına koyup izlemeye başlıyorum. kül tablasına dökülen külleri gördükçe; anılarımız aklıma geliyor, her biri kül olup acılarıma dönüşüyor sonra. arada bir elime alıyorum sigarayı ve içime çekiyorum seni. kendimi zehirlemek için; daha çok, daha çok çekiyorum. bazen de anıları silkiyorum kül tablasına. sen zehiri hoşuma gidiyor, içimi acıtıyor, vazgeçemiyorum; içime çekmeye devam ediyorum. ağzımdan çıkan her dumanda, ayrılırken bana bıraktığın; son bakışının silueti beliriyor. her sigaranın olduğu gibi, senin de sonun yaklaşıyor. ve ben yavaş hareketlerle; ne zaman seni söndürmek için, elimi götürsem kül tablasına, aptalca bir umutla "ne olur yapma!! " diyeceğin zamanı bekliyorum. ama hiçbir zaman duyamıyorum sesini. "ve işte bitirdim seni" diyorum. hayır hayır kendimi kandırıyorum galiba, "seni böyle bitiremem" diyorum sonra. ama bakıyorum kül tablasına; evet! sen oradasın, evet! anılar orada. ancak, elimde hala kokun var. yıkasam da, hiç çıkmayacak bir koku. anlıyorum ki; bu sigarada, senin çok az bir kısmını bitirmişim. senden bağımsız bir sen, hep içimde yaşıyormuş. ve anlıyorum ki, sadece sönüyorsun. seni atesleyecek bir "ben" bekliyorsun sabırla. o "ben", çok da bekletmiyor seni. bir daha yanmaya başlıyorsun. anılar acılar derken yine bitiyorsun. yeniden yanıyor ve bitiyorsun. bu hep böyle devam ediyor; sonunda alışkanlık oluyorsun.
genç kız anlatılanları dinlerken; tarif edilmeyecek bir duygu yoğunluğu içindeydi. bir yandan, birisinin bu kadar acı çekmesine üzüntü duyarken; diğer yandan da, kendisinin hala unutulmamış olmasından, haz alıyordu. aslında kendisi de unutamamıştı genç adamı. kendi isteğiyle ayrılmıştı ama; sevmediği ya da artık bir şeyler hissetmediği için değil, en yakın kız arkadaşının da, o insana karşı bir takım duygular beslediği için gerçekleşmişti bu ayrılık. bunu; ne erkek arkadaşı, ne de en yakın arkadaşı biliyordu. erkek arkadaşına, "bu ilişkide bir şeyler eksik, ben daha fazla sürdüremeyeceğim, ayrılmalıyız." diye bir mesaj atarken; kız arkadaşına, "ilgisiz bir sevgili olmaya başlamıştı günler geçtikçe; çok bunalmıştım. ve bir gün onu, başka biriyle sarmaş dolaş gördüm. bu yüzden ayrıldım." demişti. böylece, hem erkek arkadaşından, kendine göre, makul bir sebeple ayrılmış; hem de arkadaşına, erkek arkadaşını kötüleyerek, ondan soğumasını sağlamıştı. kendisinin çok acı çekeceğini bile bile, arkadaşını kaybetmemek için, böyle bir yalanlar zincirine başvurmuştu. artık hayatını,bu yalanlara göre düzenlemeliydi. bu yüzden; bu karşılaşmalarında duygularını bir tarafa bırakıp, mantığı ile karar vermek zorundaydı. geri dönüşü yoktu ve kız da bunun farkındaydı. bütün ayrıntıları, olası bir karşılaşma için düşünmüştü daha önceden. adamın anlattıklarını dikkatlice dinliyor ve sözünü bitirmesini bekliyordu. ve adamla göz göze gelip, "bitti, bu kadardı!" dermişçesine bakmasından sonra, kız konuşmaya başladı:
- açıkçası bu söylediklerin, hiç beklemediğim şeylerdi. benim, bu açıklamalarına bir yorum yapmamı bekleme. çünkü bunlar; senin kendi düşüncelerin. her biten ilişkiden sonra, yaşanabilecek duygulardan bu anlattıkların. şunu söyleyebilirim ama; yaşadığımız ilişkide, elimden gelen fedakarlığı gösterdiğime inanıyorum. seni hiçbir zaman suçlu görmedim, herşey benden kaynaklıyordu. sonuç olarak, bir şekilde bu ilişki yürümedi ve bitti. bu kadar basit.
- bu kadar mı yani?
- evet...
genç adam şok olmuştu. belki, daha ılımlı bir yaklaşım bekliyordu kızdan. ancak, kesin ve kararlı konuşmuştu kız. hiçbir umudun kalmadığına, kendini inandırmaya çalışıyordu. vapur yanaşmışti iskeleye. tek bir kelime bile konuşmadan vapurdan indiler. ıskelenin sonunda; genç kız, adama sarılarak "hoşçakal" dedi. ancak adam, ayrılırken ne sarılmıştı kıza, ne de bir kelime çıkmıştı ağzından. bir heykel gibi duruyordu kızın karşısında. kız da, bir tepki gelmeyince; hızla oradan uzaklaşmayı tercih etti. arkalarına bile bakmadan ayrıldılar. kız, işyerine ulaştı. yerine oturduktan hemen sonra, cep telefonuna bir mesaj geldi. mesaj, eski sevgilisindendi ve söyle yazıyordu:
"hep bu karşılaşmayı ve sana sigara hikayesini anlatacağım günü beklemiştim. ve o gün, gözlerimin içine bakıp; söyleyeceklerine göre, hayatıma bir yön çizeceğime..."
genç kız, bu mesajdan hiçbir anlam çıkaramamıştı. bu mesajı düşünürken; bir mesaj daha geldi:
"... kendi kendime söz vermiştim. bugün duyduklarım; beni hayal kırıklığına uğrattı ve ben kararımı verdim:"
"sigarayı bıraktım..."
bununla ilgili güzel bir hikayeyi yazmak gerekirse :
hafif sisli bir havada ve güneşin apartmanların arasından yeni yeni güne merhaba dediği bir saatte, vapura doğru ilerleyen genç adam; jeton gişesinde, yaklaşık iki ay önce ayrıldığı kız arkadaşını görür ve titrek bir "merhaba" ile konuşmaya başlar. bu konuşmalar vapurda da devam eder.
adamın; "hava o kadar da soğuk değil, dışarıda oturalım mı?" sorusuna, kızın "olur" cevabı vermesiyle birlikte vapurun en üst katına doğru yol alırlar.
birkaç dakika havadan sudan muhabbetlerle geçtikten sonra, adam kıza bir sigara uzatır ve kendisine de bir tane alır. daha sonra, genç adam birden lafa girer:
- biliyorum, bu konuları daha önce hiç konuşmadık ya da konuşamadık diyeyim. merak etme ama, "neden ayrıldık biz" sorusunu sormayacağım. sadece sana söylemek istediğim birkaç şey var, onları konuşmak istiyorum.
genç kız; adama bakarak,
- "evet seni dinliyorum, devam et" dedikten sonra adam, konuşmasına kaldığı yerden devam eder:
- biliyor musun? ayrıldıktan sonra, seni sigaraya benzetmeye başladım.
kız, hiç tahmin etmediği, alakasız bir konuyla lafa girmesinin verdiği şaşkınlıkla, "ne? nasıl yani?" der.
adam, önce kıza uzattığı sigarayı ve sonra kendi sigarasını, çantasından çıkardığı çakmak ile yaktıktan sonra:
- mesela bir tane sigara yakıyorum ve kül tablasına koyup izlemeye başlıyorum. kül tablasına dökülen külleri gördükçe; anılarımız aklıma geliyor, her biri kül olup acılarıma dönüşüyor sonra. arada bir elime alıyorum sigarayı ve içime çekiyorum seni. kendimi zehirlemek için; daha çok, daha çok çekiyorum. bazen de anıları silkiyorum kül tablasına. sen zehiri hoşuma gidiyor, içimi acıtıyor, vazgeçemiyorum; içime çekmeye devam ediyorum. ağzımdan çıkan her dumanda, ayrılırken bana bıraktığın; son bakışının silueti beliriyor. her sigaranın olduğu gibi, senin de sonun yaklaşıyor. ve ben yavaş hareketlerle; ne zaman seni söndürmek için, elimi götürsem kül tablasına, aptalca bir umutla "ne olur yapma!! " diyeceğin zamanı bekliyorum. ama hiçbir zaman duyamıyorum sesini. "ve işte bitirdim seni" diyorum. hayır hayır kendimi kandırıyorum galiba, "seni böyle bitiremem" diyorum sonra. ama bakıyorum kül tablasına; evet! sen oradasın, evet! anılar orada. ancak, elimde hala kokun var. yıkasam da, hiç çıkmayacak bir koku. anlıyorum ki; bu sigarada, senin çok az bir kısmını bitirmişim. senden bağımsız bir sen, hep içimde yaşıyormuş. ve anlıyorum ki, sadece sönüyorsun. seni atesleyecek bir "ben" bekliyorsun sabırla. o "ben", çok da bekletmiyor seni. bir daha yanmaya başlıyorsun. anılar acılar derken yine bitiyorsun. yeniden yanıyor ve bitiyorsun. bu hep böyle devam ediyor; sonunda alışkanlık oluyorsun.
genç kız anlatılanları dinlerken; tarif edilmeyecek bir duygu yoğunluğu içindeydi. bir yandan, birisinin bu kadar acı çekmesine üzüntü duyarken; diğer yandan da, kendisinin hala unutulmamış olmasından, haz alıyordu. aslında kendisi de unutamamıştı genç adamı. kendi isteğiyle ayrılmıştı ama; sevmediği ya da artık bir şeyler hissetmediği için değil, en yakın kız arkadaşının da, o insana karşı bir takım duygular beslediği için gerçekleşmişti bu ayrılık. bunu; ne erkek arkadaşı, ne de en yakın arkadaşı biliyordu. erkek arkadaşına, "bu ilişkide bir şeyler eksik, ben daha fazla sürdüremeyeceğim, ayrılmalıyız." diye bir mesaj atarken; kız arkadaşına, "ilgisiz bir sevgili olmaya başlamıştı günler geçtikçe; çok bunalmıştım. ve bir gün onu, başka biriyle sarmaş dolaş gördüm. bu yüzden ayrıldım." demişti. böylece, hem erkek arkadaşından, kendine göre, makul bir sebeple ayrılmış; hem de arkadaşına, erkek arkadaşını kötüleyerek, ondan soğumasını sağlamıştı. kendisinin çok acı çekeceğini bile bile, arkadaşını kaybetmemek için, böyle bir yalanlar zincirine başvurmuştu. artık hayatını,bu yalanlara göre düzenlemeliydi. bu yüzden; bu karşılaşmalarında duygularını bir tarafa bırakıp, mantığı ile karar vermek zorundaydı. geri dönüşü yoktu ve kız da bunun farkındaydı. bütün ayrıntıları, olası bir karşılaşma için düşünmüştü daha önceden. adamın anlattıklarını dikkatlice dinliyor ve sözünü bitirmesini bekliyordu. ve adamla göz göze gelip, "bitti, bu kadardı!" dermişçesine bakmasından sonra, kız konuşmaya başladı:
- açıkçası bu söylediklerin, hiç beklemediğim şeylerdi. benim, bu açıklamalarına bir yorum yapmamı bekleme. çünkü bunlar; senin kendi düşüncelerin. her biten ilişkiden sonra, yaşanabilecek duygulardan bu anlattıkların. şunu söyleyebilirim ama; yaşadığımız ilişkide, elimden gelen fedakarlığı gösterdiğime inanıyorum. seni hiçbir zaman suçlu görmedim, herşey benden kaynaklıyordu. sonuç olarak, bir şekilde bu ilişki yürümedi ve bitti. bu kadar basit.
- bu kadar mı yani?
- evet...
genç adam şok olmuştu. belki, daha ılımlı bir yaklaşım bekliyordu kızdan. ancak, kesin ve kararlı konuşmuştu kız. hiçbir umudun kalmadığına, kendini inandırmaya çalışıyordu. vapur yanaşmışti iskeleye. tek bir kelime bile konuşmadan vapurdan indiler. ıskelenin sonunda; genç kız, adama sarılarak "hoşçakal" dedi. ancak adam, ayrılırken ne sarılmıştı kıza, ne de bir kelime çıkmıştı ağzından. bir heykel gibi duruyordu kızın karşısında. kız da, bir tepki gelmeyince; hızla oradan uzaklaşmayı tercih etti. arkalarına bile bakmadan ayrıldılar. kız, işyerine ulaştı. yerine oturduktan hemen sonra, cep telefonuna bir mesaj geldi. mesaj, eski sevgilisindendi ve söyle yazıyordu:
"hep bu karşılaşmayı ve sana sigara hikayesini anlatacağım günü beklemiştim. ve o gün, gözlerimin içine bakıp; söyleyeceklerine göre, hayatıma bir yön çizeceğime..."
genç kız, bu mesajdan hiçbir anlam çıkaramamıştı. bu mesajı düşünürken; bir mesaj daha geldi:
"... kendi kendime söz vermiştim. bugün duyduklarım; beni hayal kırıklığına uğrattı ve ben kararımı verdim:"
"sigarayı bıraktım..."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?