en iyi kural kuralsızlıktır düsturunu benimsemiş klasikliğe karşı bir akımdır.yani sanıldığının aksine mum ışığında yemek gibi akla gelen ilk şeyler romantik değil klasiktir.dünya savaşı sonrası ortaya çıkmıştır. edebi ve felsefi bir akımdır.
romantizm
çiçek ne kadar renkliyse ve renk veriyorsa dünyaya,
sözler ne kadar güzelse, ve bir kelebeğin kanatları gibi hassassa ve gözler nemliyken daha içtense, romantizm güzeldir.
ama,
çiçek sadece döllenmeyi kolaylaştırmak için renklidir,
sözler genelde yalan olduğu için güzel,
kelebekse bildiğin tırtılın kanatlısıdır.
ayrıca gözler nemlenince burun da akar.
işte romantizm böyle bir şeydir, baktığın yere göre değişir.
sözler ne kadar güzelse, ve bir kelebeğin kanatları gibi hassassa ve gözler nemliyken daha içtense, romantizm güzeldir.
ama,
çiçek sadece döllenmeyi kolaylaştırmak için renklidir,
sözler genelde yalan olduğu için güzel,
kelebekse bildiğin tırtılın kanatlısıdır.
ayrıca gözler nemlenince burun da akar.
işte romantizm böyle bir şeydir, baktığın yere göre değişir.
#1049077
gereklidir efendim. bazen hakikaten gereklidir. romantizmin ne kadar göreceli bir kavram olduğunu bugün anlamış bulundum.
yağmurda yürürken bile eşofmanın kalınlığı söz konusudur.
gereklidir efendim. bazen hakikaten gereklidir. romantizmin ne kadar göreceli bir kavram olduğunu bugün anlamış bulundum.
yağmurda yürürken bile eşofmanın kalınlığı söz konusudur.
(bkz: gereksiz) en azından bence.
bireyin sevdigi ile birlikte bit tufanin gobeginde dahi mutlu olabilmesini saglar. tum $im$eklerin, hortumlarin, gokgurultulerinin merkezinde dahi olsaniz mum i$iginda yemek yiyebilme ve muzik dinleyebilme ozelligine sahip olursunuz boylelikle.
insanların yüzde 39u daha fazla romantizm ihtiyacı duyarlar.
milli edebiyat ve milli sanat gerekçeleriyle ortaya cıktıgı söylenen,coşkucu ve realizmin akılcılıgından, mantıgından bıkmış bir akımdır.
genelde iki mumdan ibaret sanilir.
degil efendim degil. mum sadece ortamin temasini olu$turan yan aksesuarlardan birisidir, olmasa da gayet olur. her $ey iki insanin da romantik olmasi ile ba$lar. gerisi zaten corabin sokugu gibidir.
degil efendim degil. mum sadece ortamin temasini olu$turan yan aksesuarlardan birisidir, olmasa da gayet olur. her $ey iki insanin da romantik olmasi ile ba$lar. gerisi zaten corabin sokugu gibidir.
bilgi universitesinde bulent somay tarafindan verilen ders. henuz almadik; ancak heyecanla bekliyoruz. tadina doyum olmuyormus.
sadece mum ışığında birbirini görmeye çalışırken görülen iki beyaz yuvarlağın ne olduğunu anlamaya çalışmak o kişinin gözlerinin güzelliğine hayran kalındığı kanısına doğrı yorumlanabilir.nedense mum ışığında yemek herzaman romantizmin simgesi olarak kalmıştır.romantizm asla erkeklere göre değildir ve hiç olmamıştır.
bir boka yaramaz ve hatta yaramadığı gibi zarar verir. dikkatli olunması gerekir, yoğunlaşan sevgi dolu duygular kontrolden çıkıp -varılan aşırı duygusallık sebebiyle- yerini incinmişliğe, hatta öfkeye bırakabilir.
öyle ya da böyle, sonuç klişedir.
kitap ve filmlerden ozeniriz romantizme, erkeklerden siddetle bekleriz romantik davranmalarini. ay ısıgı altinda el ele yurumek, kumsalda sampanya icerek sevismek, romantik bir aksam yemegi yemek v.s aslinda kulliyen yalandir hepsi. tum sartlar bir araya gelse de arka fonda ortami yumusatan muzik olmaz hic bir zaman ya da her bir sahneyi en ince detaylarina kadar betimleyen ve ani yasamanizi saglayan yazarin abartilari da. romantizm i, yasadiginiz o anda değil, yasadiklarinizi baskalarina anlatirken hissederiz.
victor hugonun hernani adlı oyunuyla klasisizme karşı tepki olarak doğmuş akımdır.
klasisizmdeki akıl ve sağduyu yerine bu akımda hayal ve duygular önemsenmiştir..eserlerde her kesimden insan konu edilir ve din büyük bir yer tutar..
bu akım edebi kalıplardan uzak, sanatın özgür bir şekilde ifade edilebileceği şekilde gelişmiştir..yapıtlarda günlük bir dil kullanılır.
yazarlar, eserlerinde oluşturdukları karakterler ile ilgili düşüncelerini esere yansıtmışlardır..dindar karakterler çoğunluktadır ve kişiler her şeyin gelip geçici olduğunun kanısında olan karamsar kişilerdir..
zıt anlamdaki kavramlar çok keskin çizgilerle ayırt edilir..
goethe, shakespeare, schiller, puşkin gibi yazarlar bu akıma öncülük etmişlerdir..
stendhal ve balzac da bazı eserlerinde bu akımdan izler taşıdıysa da sonra kanımca doğru yolu bulup realistlerden olmuşlardır..
klasisizmdeki akıl ve sağduyu yerine bu akımda hayal ve duygular önemsenmiştir..eserlerde her kesimden insan konu edilir ve din büyük bir yer tutar..
bu akım edebi kalıplardan uzak, sanatın özgür bir şekilde ifade edilebileceği şekilde gelişmiştir..yapıtlarda günlük bir dil kullanılır.
yazarlar, eserlerinde oluşturdukları karakterler ile ilgili düşüncelerini esere yansıtmışlardır..dindar karakterler çoğunluktadır ve kişiler her şeyin gelip geçici olduğunun kanısında olan karamsar kişilerdir..
zıt anlamdaki kavramlar çok keskin çizgilerle ayırt edilir..
goethe, shakespeare, schiller, puşkin gibi yazarlar bu akıma öncülük etmişlerdir..
stendhal ve balzac da bazı eserlerinde bu akımdan izler taşıdıysa da sonra kanımca doğru yolu bulup realistlerden olmuşlardır..
19. yüzyılda neoklasisizmin özelliklerine tepki olarak ingilterede doğan ve sade, akılcı ne varsa karşı çıkan mimari akımdır.
(bkz: romantizma)
felsefi olarak, insanın mevcudiyetini yüceltmek için girişilmiş bir seferdir
endüstriyel,kapitalist düzenin tüm değerlerine baş kaldıran onun yerine saf,duygusal,bireysel,kırsal öğeleri savunan güçlü bir sanat akımı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?