o çocukları

16 mayıs 2008 tarihinde gösterime girecek film.
http://www.sinemalar.com/film/6804/o-cocuklari/

iett duraklarını süsleyen bilborddur, istanbul’un göbeğin de küfür yazılı bilbord’a nasıl izin verdiler diye düşündürtmekteydi.

(bkz: turn the page)

ba$rollerinde altan erkekli, özgü namal, şevket çoruh, demet akbağ, mahir ipek, ipek tuzcuoğlu, sarp apak, gökhan atalay ve sezin akbaşoğulları oynuyor.

filmin yapimcisi selay tozkoparan oğuz, goruntu yonetmeni cengiz uzun.muzik kirac’a ait.

çok büyük beklentilerle gidilmemesi gereken film. ha kötü mü kesinlikle hayır. özellikle müzikler şihane. felicita.

senaristi için; (bkz: sırrı süreyya önder).

-o cocukları buraya istiyorum

(bkz: naif)

hacılar mekkeye gidecek diye havalimanından mayo biboardlarını söktüren belediye bu ana avrat bırakmayan reklamlara nasıl izin veriyor anlamış değilim.

(bkz: yasamam artik)

oyuncularının hala paralarını alamadıkları film.

çok saçma bir sona sahip bir film. o kadar sürrealist bir son ki bu, bu sona anca kadir inanır.

yaratıcı seneryosuyla ziyan olan bir nesile kelebek etkisi perspektifiyle ilginç bir son getiren ,
çoğu zaman sırtımızı dönmeyi tercih ettiğimiz gerçek dünyanın hasına götüren,
bugün geriye baktığımızda aslını inkar etmek zorunda bırakılan birçok eurotürk’ün erişmek için neler vermeyeceği ,hem hüzün hem de umut dolu bir senaryoya sahip yapım.

hem güldüren hem de aglatan bir yapıya sahip.

özellikle de daha 14ünde evlendirildiginde hem kocasının hem kayın biraderinin hem de kayın pederinin tecavüzüne ugrayan badegül istanbul’a kactıgında ardında bıraktıgı 18inden kücük oglunun onu istanbul’da bulup öldürmesi insanı töreye bir kez daha lanet ettirmekte.

(bkz: halil ibrahim aras)

kesinlikle bekledigimden daha basarılı buldugum film. hele filmdeki kücük oyuncuların performansına şaşmamak elde değil.

yer turkiye;

anar$i zamani. ulkesini sevenin de ulkesinden nefret edenle bir kefeye konuldugu, karakollarin birer i$kencehaneye donu$tugu, her sokakta bir insan cesedinin kanlar icerisinde bulunmasinin gunun her saatinde olasi oldugu zamanlar. hemen hemen hicbiriniz hatirlamazsiniz o zamanlari, muhtemelen dogmami$tiniz bile, o yuzden biraz abarti gelebilir bu anlatilanlar size ama inanin abarti degil, salt gercekler.

kocalari tarafindan sokaga atilan, terk edilen ya da satilan cocuklu kadinlarin bir yandan da hayatin tokadini yiyerek fahi$elik yapmalari, cocuklarina eski meslegi fahi$elik olan saglam yurekli bir kadinin bakmasi ve ulkesini cok sevmek sucu ile polisten kacan bir kadinin bu eve siginmasini konu eden film.

kadin italya’ya gitmek zorunda kalir, cocugunu bu evde birakmak zorundadir ama daha sonradan bir ba$kasini cocugunu almasi ve yanina getirmesi icin geri yollar. konu ozetle bu ancak cok iyi i$lenmi$ film icerisinde, ke$ke sonu da bu kadar mantiksiz olmasaydi. afrika’nin en ucra ulkesinden bile bir kre$ dolusu cocugu kimseye caktirmadan ucakla ulke di$arisina cikartamazsin, gectim ben anar$i zamanlarindaki turkiyeyi.

cokca dram, biraz mizah, biraz da macera agirlikli bir film. gunun birinde bir $ekilde muhakkak izlenmesi gereken turk filmlerinden birisi. izleyin, muhakkak begeneceksiniz.

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

+ bacim afedersin ama sucunuz neydi? polisten nicin kaciyorsunuz?
- sucum mu? sucum insanlari cok sevmek.
+ insanlari cok sevmek mi? eyvah eyvah. ben bir ki$iyi sevdim anam sikildi, allah bilir size ne yaparlar.

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

sonunu bağlamak için saçmalamasalardı kesinlikle daha da başarılı olacaktı. onu saymazsak son zamanlardaki en başarılı türk filmlerinden biri diyebiliriz. ayrıca bu film sayesinde özgü namal bile şuh bi kadın olabilirmiş dedirtmiştir insana.

üç sene olmuş bu film çıkalı. ve bu üç sene ben ne bok yedim de bu filmi izlemedim... pişmanım yeni izlediğime. senaryosunu sırrı süreyya önder’in yazdığını bilseydim belki daha önce izlerdim.

harikulade...

(bkz: sırrı süreyya önder)