nerobianco

azcik once bana agda yapmak istedigini son derece i$veli bir ses tonu ile soyleyen canim bilgic.ancak ben son derece sert ve kendinden emin bir ses tonu ile "oh$!" diyince bi urktu kacti bu.

duruma kıllanan bilgiç.

sevgili insan,yüce kişilik,ekürim herseyim.

kendisine nedense mike diye hitap etmekten kendimi alamadığım komik kişilik.ayrıca yaşadığım şehirde birlikte bişeyler yapmaktan zevk aldığım sevdiğim nadir şahıslardandır kendisi.kendisi ve çevresindekilerce yaşanmış olduğunu rivayet ettiği hikayeleri beni ayrı bi güldürür.

güzeli elbiseleriyle, çirkini soyduktan sonra, yakışıklı erkekleri gözü kapalı yiyen yazar.

mike’ımız o bizim.viyana camiasının sevilen isimlerindendir.muhabbetine,hikayelerine doyum olmaz zaman zaman ayrıca alışverişe beraber çıkılası insan.

"az zamanda güzel sohbet yaptık" zat-ı muhterem ile.iyi anlaştık."sevdim seni bir kere başkasını sevemem" tarzı bir şarkı sözü ile taçlandırmak isterdim bu entryi ama ibnemsi oluyor.bu yüzden," ooof of..kömür gibi yanıyorum.." dizelerini başlığına girip "napıyorum lan ben" dürtüsü ile irkilip,derhal yatmaya gideceğimden haberi olan yazar kişisidir.

bir dostun ne kadar dost olabilcegiğini bana hatırlatan dosttur.

bir tostun ne kadar çok kaşarlı tost olacağını bana hatırlatan tostçu.

siparişle entry yazdıran şahsiyetmiş.. duyduğum zaman ben de kıl oldum buna efendime söyliyim on parmağında on marifet elinden her iş gelen oturmasını kalkmasını bilen kimseye zararı olmayan sessiz sakin münzevi düz bir insan asla değildir. zaten insan değildir öyle biraz siyah biraz beyaz eğri büğrü garip bir $eydir.

çok eski değil bundan 5 ay filan önce houstonumu yeşillendirdi neymiş bi entrymi beyenmiş filan.. dedim ’numaranı al sıraya geç’ sakin ol!sende benim gibi 40 fırın ekmek ye,sen de belki komik olabilirsin hani..gel otur konuşalım azcık..nerdesin dedi. mersin dedim, hemen ağlamaya başladı,viyanadaymış bu,aman orda çok sıkılıomuş,abi bokunu yiyim bana kebap gönder çok özledim filan ,neyse tamam dedim sustu sonra msnde yazıştık azcık komik filandı bu işte.sonrada öyle çok muhabbet etmedik okul derdi hepimizi gerdi belki?belki de ben sallamadım bunu.. sıkılınca kim butonuna nickini yazıp girdiği son bin entrye bakıp gammazlara şikayet edebilirsiniz, şayet ben onların çoğunu yönetime bildirdim. yenilerini doğru yaz e mi? yoksa seninle işim olmaz tanımam etmem allah allah.

#803320

heyecanla kucaklıyorum kendisini.(hakettiğin yerde değilsin sen kesinlikle.yazar olarak yani.bir de diyeceğim odur ki, ülke bazında.) bu okuyacağın 6.entry olucak.üzgünüm.

yeni gammazimiz.gorevinde ba$arilar dilerim.

gaddardır gammazdır abazadır yarrodur hayretli bir heyecan vecaliyle, sevecen olarak oynaşıp seyretmekteyiz kendini ve az da benzeyen emsallerini...

hakkında bildiğim bazı seyler var evet,
bazen yemek hazırlarken yanında bircok ıvır ve zıvırın müdürü olmak gibi bişidir,zamanımızı birlikte hosca öldürürüz ve önce farklı ve sonra garip
kurgulanmamıs amacsız seyler yapıp belirli kliselesmis lafları tekrarlarız ve güleriz,bazen de marmarislice konusmayı tercih ederiz,viyana’da kendimize olmadıgından fazla güveniriz,bunlar bilrikte yaptıgımız seyler kendileri hayatımda gördüğüm en neseli bilgic görünümlüdür.

beni 14 senedir tanıyan, ama kin,nefret,kıskanma duygularını barındıramayacağımı bilmeyecek kadar uzaktan tanıyan yoldaşım. o kadar severim ki keratayı, şu günümüzün en popüler sitesi olan facebook açıldığında ilk kendi arkadaşlarımı değil de, onun ilkokulda can yoldaşı,yediği içtiği ayrı gitmeyen arkadaşı d.... i aramıştım ilk arama sayfasında,o kadar değer veririm, iyi anımsarım. onun sözlükte her geçen gün daha çok izlenilen bir yazar olduğunu gördükçe göğsüm kabarmış, gammazlığa yükselince ben daha çok gururlanmıştım. sonunda belki ilk kez hakettiği bi yerdeydi. ama bir eksi entry yüzünden bana cilve yapıp naza çekmiş, trip atıp beni ayakta öpmüştür. sağolsundur varolsundur. verdğim nota üzülmem, bence öyledir ama, onun benim düşündüğüm şeyi düşünmesini zannedip yaptığı yoruma üzülürüm. bir de nasıl olurda böyle şeyleri aklına getirir diye. çok yazdım akordiyon çalıyor arkada çok duygusal oldu ortam ağlarım bak sözlük napim seviyorum bu çocuğu. yaz yaz bitmez ağır destan olur, bu sözlüğe yazıp yazabileceğim en uzun entry bu olur

meriç’e mektup
sevgili meriç,
biliyorum temeli çok eskiye dayanan dostluklar kuran bir insansin sen. ve etrafindaki kimsenin üzülmesini istemeyecek bir yapiya sahipsin. seni ben de boyle kabul ettim. zaten kabul etmeden once, yani tanismadan once de senin ismini hep duyuyordum. "meric bambaskadir", "meric de cok üzüldü bu duruma tabii ki", "meric yine yapti yapavagini hepimizi gülmekten komaya soktu", "ya meric diyorum baska bir sey demiyorum, artik gerisini siz tahmin edin" gibi senin hakkinda o kadar cok cumle duydum ki anlatamam... hatta ben de belli bir sure sonra, seni daha hic gormeden ve tanimadan "kesin meric’tir bunu diyen", "meric tam zamaninda gelmeseydi sasardim dogrusu" diyerek katildim bu konusmalara. anamin, babamin isminden cok senin ismini zikrettim su iliski boyunca meric. insanlari nasil etkiledigini artik sen dusun guzel kardesim. bunlar hep iyiye, hep guzele dair seyler.
bitmek tukenmek bilmeyen enerjinin kaynagini bana soyler misin sevgili meric? daha tanistigimiz o gun, parmaklarini acarak, elini yukaridan sorti yaptirarak "selam arkadasim, tanisalim, ben meric" demenden anlamistim enerjik oldugunu. "iste bir enerjik" diye icimden gecirmistim. hepimiz sabah 8 aksam 6 mesai yapan insanlar degil miyiz sevgili meric. bu zaman zarfindan sonra nasil sen hala enerji dolu olabliyorsun sevgili kardesim. sirrini soyler misin bize? geceden bala pekmeze mi yatiriyorsun kendini, yoksa sabah kalkip supradinle, redbull’la mi ovuyorsun bedenini. oglum yorgunuz lan, bitkiniz... aksam da oturup kafamizi dinlemek istiyoruz. afacan gibi, misafirlige gelmis tezcanli cocuk gibi ne ordan oraya kosuyorsun. kac yasinda insansin. yakisiyor mu, ninja gibi hizli hareket etmeler filan.
suprizlerle dolusun meric... an be an ne yapacagini tahmin edemiyoruz halk olarak. tak bir parti de oluyorsun, tak yamac parasutunde, hop ordan dalisa. enerjine dedigim gibi yetişemiyoruz, onu kendi haline birakarak durulmasini bekliyoruz, bari "bir surpriz yapip" bizi cagirmasan, suruklemesen pesinde. ben niye durduk yere sen daliyorsun diye suyun fersah fersah altina gireyim sevgilimle ya da dirayetli davranip reddettigimde "umut gelmek istemiyor" gerilimini yasayayim, ariza cikaran adam olayım... kiz arkadasimi cok dusunuyorsun, biraz da beni dusun sevgili meric.
kizlara karsi korumaci, kollamaci tutumunun tek sebebi tanisikliginizin cok eskiye dayanmasi ise eger cok üzülecegim. yani ilk sen gordun diye ise bize bu afra tafra, ilk sen kesfettiin diyeyse, ne diyebilirim sana ben meric. "sanki bana amerika kitasini kesfetti .minakoyim alti ustu sinem’in, duygu’nun, canim kuzen elvan’in varligini kesfetti" diyebilirim. once ben gormustum diye bu satten sonra bir seyin kavgasi verilir mi, gerilimi yasanir mi sevgili meric? bu arada konusu acilmisken, sen niye benim kiz arkadasimi cok dusunuyorsun meric.
"bu adam calisiyor, yorgun argin geliyor, basketbol a da aydin ors’lu efes gunlerinden beri zerre ilgilenmiyor" diye bir gun olsun dusundun mu? dusundun. peki ne diye bana hala enbiey kunbiey diye muhabbet aciyorsun. bir gun olsun elinde lig fiksturuyle goremedim seni. gorsem belki de ayni potada erirdik meric. benimle niye elalemin zencisini, şakin o neyil’ini ayni potada eritmeye calisiyorsun. nasil bir adam olmami istiyorsun oflum sen. olsam biliyorum yine begenmeyeceksin beni. yine kiz arkadasima "dikkatli ol o adama karsi" diyeceksin biliyorum. ben aylarca kiz arkadasima kendimi begendirmeye calistim, niye simdi bir de sana ispatlamak zorundayim meric.
killaniyorum senden arkadasim. hareketlerinden degil, varligindan killaniyorum. an be an etrafimizda olabilme ihtimalinden killaniyorum. omo’nun yanina bantlanmis, limonlu cif gibisin. ben sadece omo almak istiyorum, sen ise sadece ayni firma üretti ve daha az satildi diye ele geliyrosun. gelme artik sevgili arkadasim. bak ikidir bilerek "arkadasim" diyorum, bizim oralarda genelde tartakalamadan kisa bir zaman once insanlar birbirlerine "arkadasim, guzel kardesim" gibi beraberligi hatirlatici sifatlarla seslenirler. evet, cekinmeden soyluyorum sana karsi engellenemez siddet hissi besliyorum. acaba bir ben miyim ayı, bir ben miyim paranoyak diye cok kereler dusundum. ve konuyu cok az samimi oldugum halde diger kizlarin erkek arkadaslarina da actim, bir kongre duzenleyerek geceler boyu seni tartistik. delegelerin oylari sonucu oy birligiyle "bir yere cağırıp, isiklari kapatalim. kurekle, sopayla, terlikle dovelim, kimin dovdugunu bilmesin" karari cikti. boyleyken boyle meric.
ama ben hicbir sorunun siddetle cozulmesinden yana degilim. zaten deli skmis gibi gecenin bir yarisi bir adama iki paket sigara ice ice mektup yazmamdan belli degil mi bu. bak arkadasim sana insan gibi anlatiyoruz durumu. halden anla belirme artik. "aslinda tanisan cok seversin" diye anilmaktan sikilmadin mi? taninma, sevilip sevilmeme gibi bir derdin de olmasin.

sen simdi dedigim her seyi unut da bana sunun cevabini ver. tam olarak ne istiyorsun ben ve benim gibilerden meric?"

bir tuvalete gitti mi 45 dakika kendisinden haber alinamiyor, bugun anladik bunu.

bagirsaklarina ekleme mi yaptirmi$ nedir.

2 buçuk kilometre bağırsağı olduğu konusunda duyumlar aldığım değerli kişidir.

(bkz: eyvahlar olsun)