ne gericiler ne darbeciler

buradaki gerici’ler gerçekten de gerici, yobaz zihniyetle ona buna uşak ulak hatta haysiyetsiz köpek olarak ülkeyi idare etmeye çalışanlardır. ama gerici sıfatının altında dilerim dine dair bir mana yoktur. dini yaşabilenlerden birini böyle dinciyim diyen din ile ilgisi olmayan zihniyet vahşice katletmiştir. ve dini kullanarak çıkar sağlamaya çalışanlara büyük beddualar vardır. ki bakarsanız bugün akp nin din adına bir şey iddia ettiğini duymadım görmedim.

bir nevi orta yolcu.

bir sloganı liberallerin de kullanmasından hareketle pek çok anti-liberal örgüte liberal denmesini anlayamamaktayım.ayrıca yüzde 10 seçim barajını 80’de darbe yapan askerlerin yerleştirdiğini ne çabuk unuttuk.’alternatif sol birleşemiyor kitle kaybediyor’ deyip te chp’nin yıllardır ne yaptığının farkında olamıyoruz ne yazık ki.bu slogana karşılık sorulan ’ne yaptınız’ sorusunun verilmesi gereken cevabını desteklediklerimiz verebilecek midir acaba?zira girişimde bulunmak yeterli değildir.hatta bu sorular dışarıda kalan ama yine de protestolarda bulunan sol örgütlerden çok meclisteyken daha fazla şansa sahip chp’ye sorulmalıdır.bir de özdemir ince’nin yazısında saydığı pek çok şeye sol örgütler ve anti-militaristler zaten karşıdır.sonuç olarak ’hepimiz ermeniyiz’ sloganı gibi hakim sistem savunucularının susturmaya çalıştığı slogandır.

liberal söylemi.

özdemir ince’nin bugünkü hürriyet’te naylon demokrasi adi altinda irdeledigi slogan. yazidan dikkat ceken satirlar:

"geçen hafta 500’lerin vatandaş bildirisi üzerine yazılar yayınlandım. dilimin döndüğünce tek başına antimilitarizmin, demokrasinin karşılığı olmayacağını anlatmaya çalıştım."

...

"ama tsk’nın yeminli düşmanı değilim. siviller tarafından taammüden (tasarlanarak) öldürülen demokrasinin askerler tarafından defnedildiğini düşünüyorum."

"500’lere ve yandaşlarına sesleniyorum: şimdi vicdanınızı masanın üzerine koyun. ve şu sorularıma cevap verin:

1. akp hükümetini, 12 eylül anayasası’nı değiştirmesi için zorladınız mı?

2. akp’nin partiler ve seçim yasalarını değiştirmemesi karşısında ne yaptınız?

3. yüzde 10 seçim barajının kaldırılması için herhangi bir girişimde bulundunuz mu?

4. akp, imam hatip okulları ve meslek okulları politikası ile laik eğitimi dinselleştirmek isterken ne yaptınız; tevhid-i tedrisat kanunu ile devrim yasaları’nı savunmak için herhangi bir girişimde bulundunuz mu?

5. akp’nin milli eğitim bakanlığı’nın ve belediyelerinin islamcı politikalarını herhangi bir şekilde protesto ettiniz mi?

6. akp hükümetinin pkk, kuzey irak, kıbrıs, avrupa birliği, abd politikalarına karşı herhangi bir girişimde bulundunuz mu?

7. akp hükümeti, cumhuriyet’in ter ve kanıyla yarattığı kamu kuruluşlarını ve fabrikaları yağmalarcasına özelleştirirken ne yaptınız?

8. akp hükümetinin, "tek yol" küreselleşme ve liberal kapitalizm politikalarına karşı ne yaptınız? çünkü bu tek yolun türkiye gibi ülkelerde "çıkmaz" olduğunu düşünenler var.

9. akp hükümetinin gerçekten çağdaş, cumhuriyetçi, demokratik, eşitlikçi bir politika için anayasa’yı yüzde yüz savunduğuna, uyguladığına inanıyor musunuz?

10. daha onlarca sorular sorulabilir. ama bu kadarı bile yeter. bu sorulara olumlu yanıt vermeyen kimsenin "cumhuriyetçi ve demokrat" olması olanaksızdır. ve bu durumda "antimilitarist olmak", ukalalıktan başka bir şey değildir."

naylon demokrasi sözde demokratlara cuk diye oturmus.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6602568.asp?yazarid=72&gid=61

ne faşizan kemalistler ne de faşizan kemalistler anlamına gelen slogan.

garip bir slogan.
keske realite bu sekilde olsa.
sol kesimin bence türkiye’deki olan bitenden kendini soyutladigini gösteriyor.
slogani kullanan kesime sormak gerekiyor yine de:
- devletin kadrolari imam kiliklilarla doldurulurken neredeydiler?
- basbakan vatandasina hakaret ederken neredeydiler?
simdiden ekleyeyim. bu aciklamayi yazan bilgic darbe cigirtkani degildir. darbelerin sonuclarini yakinda memleketine dönücek birisi olarak kendi halkina güvenen birisi olarak artik olmayacagini da bilir.

bir tarafta durduralamayan akp iktidarı,bir tarafta onu durdurmaya çalışan ve gerektirdiğinde darbe yapabileceğini hissettiren ordu varken her zamanki gibi olanın kendilerine olacağının farkında olan ve üçüncü kutubun da varolduğunu herkese gösteren sol örgütlerin ve birgün gazetesinin kullandığı slogan.