muhabbet kuşu

bir kaç kelime öğretmeden önce tuvalet adabını öğretin lütfen. zira kendileri kafeslerinden çıktıkları anda istedikleri yere sıçabilme özgürlükleri olduğunu düşünüyorlar.

ingiliz denilen ithal tür 1 yaşından önce anavatanından ayrılırsa yaşama şansı %20lere düşüyor. eğer şanslıysa sürekli tüy dökümüne giderek önceleri akbabayı sonraları kel aynak kuşlarını andıran bir tiple sözde muhabbet kuşu olarak geçiniyor.

sağlam sıçıcılardan. bi tahareti bilmiyo imansız götü boklular.

sabahları öterek bazen gülerek bazen sinirle uyandıran, yemini yiyip bol bol sıçan kuş türü.

herhangi bir şarkıya kendilerince eşlik eden hayvanlardır. ama ben bunları taşağa almasını da biliyorum. şarkıyı oynatıyorum, başlıyor bu şakımaya. durduruyorum, susuyor o da. bu hareket sürekli devam ediyor. şarkıyı durdurunca boşlukta hissediyo hayvan kendini. ehehehe ne garip ya. olm sıkılıyorum lan!

11 yıldır benle yaşayan küçük yeşil sevimli bir kuş türü.

cilgin yaki$ikli bi adam, tipki ben. neyse, bayildim ben bu adama. her $eye guluyor, bulundugu ortama inanilmaz bir pozitif emerji yayiyor.

sürprizlerle dolu bir hayvan bu;

bir sabah kalkarsınız, kafesinden çıkıp yanağınıza bir öpücük kondurarak günaydın der size. siz kahvaltıyı hazırlarken o billur sesiyle şarkılar söyler, neşe katar sabahınıza. birlikte bir yandan kahvaltı yaparken bir yandan da gazetelere bakarsınız. sonra siz sofrayı toparlayıp odaya geri döndüğünüzde onu kafesinde ölü bulursunuz. böyle acayip işte.

siz siz olun cereyan da bırakmayın muhabbet kuşlarınızı. lanet hava akımında kaldıkları zaman felç geçirme riskleri başlıyor. farkında olmadan ölümüne sebep olabilirsiniz.

(bkz: cingo)

sıçırgan canlılar.

inanışa göre ; sayesinde istanbul da fethedilmedik milli piyango bayisi bırakmamam gereken canlı.

dişisi konuşmayan tek canlı.

(bkz: ihlas suresini okuyan muhabbet kuşu)

bak $urada bu hayvanlarla alakali onemli oneriler ve bilgiler var;

http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_7098.htm

bu cocuklari baska cins kuslarla ayni kafese kesinlikle koymayin, saldiriya ugramasi cok olagan oluyor.

abimler tatile gidecekleri icin cennet papağanı cinsi haydutu bize birakmislar, annem de alip saf saf muhabbet kusu ile bu haydutu ayni kafese koyuvermis. bir sure sonra kuslarin odasina girdiginde bir bakmis bizim ufaklik nasil kacabilmisse kafesin disarisinda duruyor, ayaklari falan kan icerisinde. aldim goturdum veterinere, rontgeni cekildi, bir de baktik ki ayni bacakta iki ayri kirik var. yavrum oyle kös kös sessiz sedasiz da bizi izliyor.

neyse efendim, sardi veteriner bunun bacagin verdi bize. hayvan cok minik, ameliyat sansi yok. e yasi da geckin, senelerdir bizimle birlikte. bir sekilde kaynayacak o bacak dedi veteriner, ancak duzgun mu kaynar egri mi kaynar orasini kestiremeyiz. zira hayvan bu nihayetinde, hoplayacak ziplayacak oynayacak, o bacak sabit durmayacak.

e dedim guzellik yari$masina katilmayacak, mini etek giyip nisantasinda vitrinleri de dolasmayacak, huzur bulsun aci cekmesin de ne sekilde kaynarsa kaynasin.

simdi bekliyorum iyilesmesini. her tur gidasini falan elimle veriyorum, kendi basina yemek yememesi yuksek ihtimalmis. beklemedim yer mi acaba diye, cay kasigi ile dayiyorum onune sofrasini, naz da yapmiyor $ukur, verince yiyor.

neyse, iyilesecek insallah.

eger ya$i bir hayli ilerlemisse ve bir sebepten oturu ayagi kirilmissa, o ayak kaynar yerine kisa surede evet ama artik ayagi ile tunege falan konup o ayakla o tunegi kavramasi neredeyse imkansiz hale geliyor. ayaktaki sinirlerin ve kaslarin zedelenmesi halinde eski haline donemiyor yavrucak, kafesin altinda dola$ip duruyor. eski ne$esine de ya kavu$amiyor ya da bir hayli zaman sonra tek tuk $akimaya ba$liyor.

pek bilinmese de bir papağan türü olan, avustralya kökenli kuştur. doğada bulunanlarının tüy rengi yeşildir. ayrıca doğada tohumla beslenirler.

Bir muhabbet kuşu nun yumurtadan çıktığı günden sonra 30. Gününe kadar olan gelişimini videoya kaydetmişler, çok tatlı bir video çıkmış ortaya. İzlenmeli.

beni en cok uzen konudur. su yasima kadar 4 adet muhabbet kusum oldu.
ilk ikisi zaten kardeslerdi, birlikte gelmislerdi bize. biri cok tombul digeri cok zayifti. zayif olan cok hircin bi kustu kendini cok zor sevdirirdi, tombul kusumsa sevgi yumagi gibiydi. okuldan geldigim bi gun tombul kusumun oldugunu gordum sanirim kalbimi en cok o an kirmistir, zayif kusumsa kardesinin basindan hic ayrilmadi biz topraga gomene kadar, 1 hafta sonrada zayif kusum oldu :(
bu ucuncusu benim resmen dert ortagimdi, canimin ici askimdi. zayif ve tombul kusum olunce hic kus istememistim daha onlara ihanet etmek olur gibi gelmisti. bize ilk geldiginde daha yavruydu, hic ilgilenmedim ilk baslarda. biraz zaman gecince birbirimizden hic ayrilmaz hale gelmistik. hayatimda tanidigim, bildigim en zeki hayvandi uğur'um :( onu kelimelere sigdiramam bile. kalbimde cok buyuk bir yara kendisi, evde camlarin hepsi acik olsun asla kacmazdi ozellikle camlardan uzak dururdu sanki biliyomuscasina. ama yazliga gittigimizde annem bahceye cikarip kafesi temizliycegi zaman kacmis tabi ben uyuyodum, biraz zaman gecmis uyandim dediler bana ugur kacti diye allahim cidden kendimi o an kaybettim hem agliyorum hem uyandigim gibi disari cikip ormanliga gittim her yerde onu ariyorum. bulamadim :( saatlerce aradim, ormanin ortasinda oturup bildigim tum sekilde dualar ettim, bildigim tum tanrilara yalvardim ama hic bulamadim minigimi. kalbimdeki en buyuk yara.
dorduncu kusumuzsa benim dershanem basliycagi icin erken donmustuk, babam kalmisti yazlikta. karsidaki bos dairenin barbekusunde gormus, seslenmis gel cici kus demis ve gelmis. suan icerde otuyo guzel seslim. bi ara ugurun reankarnesi falan saniyodum, belki oyledir.