ayaklı google.
mehmet barlas
atv ana haber bultenini neden sundugunu anlayamadigim kisi. atv haber ailecek en cok izledigimiz haber bulteniyken birden bire cekilmez bir hal aldi. ustelik mehmet barlasin haber okumak konusunda zerre kadar bir fikri yok; dikkatli izlerseniz kendisinin surekli gozlerini kisarak ve basini sagdan sola oynatarak monitorden soylemesi gerekenleri angut gibi okudugunu gorebilirsiniz.
atvden aldigi 900 bin ytl tutarindaki transfer ucretini, atvnin tmsfnin elinde olmasi sebebi ile iade etmi$ kendisi.
atv ana haber bultenini birakmi$ & biraktirilmi$.yerine artik fuat kozluklu var.
dün yorum farkı programında söyledigi birkac seyden bahsedelim.
1) secim yarisinda vaatlerde bulunmak yerine bok atmak edebiyatından bahsederken kemal kılıçdaroğlu’nun, kadir topbas’ın ve/veya istanbul büyüksehir belediyesi’nin yolsuzluklarını açıklamak içinson ana kadar beklemesinin doğru olmadığını, bu tip yolsuzlukların gerçekten eğer varsa önceden açıklanmasının gerekli olduğunu söyledi. katılıyorum.
2) istanbul ve ankara’da geçen seçim yarışlarında adayların vaat vermekten çok birbirleriyle uğraştığını ve kötülediğini söyledi. bundan farklı olarak izmir’deki chp ve akp adaylarının birbirleriyle uğraşmak yerine vatandaşa vaatlerde bulunduğunu, bunun çok güzel olduğunu söyleyerek şöyle devam etti; "izmir’de akp’nin adayı taha aksoy çok iyi bir rakip, dalaşmıyor halka vaatlerde bulunuyor".
amma ve lakin ikisine de söylenecek birşey var.
1) güzel dedin, hoş dedin üstad. haklısın, vaatlerde bulunmak, icraatlerini söylemek bok atmaktan bin kat iyidir. kemal kılıçdaroğlu belli ki kazanma şansını bir nebze arttırabilmek için son anı bekledi istanbul büyükşehir belediyesi yolsuzluklarını açıklamak için. peki akp’nin açıkladığı ekonomik kriz önlem paketlerinin neden seçimden aylar önce değil de birkaç hafta önce, hatta birkaç gün önce açıklandığını neden izleyicilere hatırlatmadın? bunun son anda açıklanması bir seçim yatırımı değil miydi?
2) akp’nin izmir büyüksehir belediye baskanı adayı taha aksoy’un izmirlilere vaatlerinden bir tanesi;
"izmir’de sevgililerin el ele kol kola dolasmasina hicbir sekilde mudahele etmeyecegiz" böyle vaatte bulunan adama "gerçekten iyi bir rakip" denebilir mi?
biri de çıkıp "be adam neden muhalefete eleştiri yapıp, iktidarı körü körüne destekliyorsun?" demez mi? tamam iki tarafından da yanlışı var, ama ikisinin de kötü yönlerini de iyi yönlerini de söylemek senin işinin gereğidir. birinin kötüsünü görmezden gelerek iyi yanlarını söylemek, diğerinin kötülerini sıralamak yarışta olan iki rakibi seçecek kişileri kandırmaktır. böyle de gazetecilik, siyaset yorumculuğu yapılmaz.
1) secim yarisinda vaatlerde bulunmak yerine bok atmak edebiyatından bahsederken kemal kılıçdaroğlu’nun, kadir topbas’ın ve/veya istanbul büyüksehir belediyesi’nin yolsuzluklarını açıklamak içinson ana kadar beklemesinin doğru olmadığını, bu tip yolsuzlukların gerçekten eğer varsa önceden açıklanmasının gerekli olduğunu söyledi. katılıyorum.
2) istanbul ve ankara’da geçen seçim yarışlarında adayların vaat vermekten çok birbirleriyle uğraştığını ve kötülediğini söyledi. bundan farklı olarak izmir’deki chp ve akp adaylarının birbirleriyle uğraşmak yerine vatandaşa vaatlerde bulunduğunu, bunun çok güzel olduğunu söyleyerek şöyle devam etti; "izmir’de akp’nin adayı taha aksoy çok iyi bir rakip, dalaşmıyor halka vaatlerde bulunuyor".
amma ve lakin ikisine de söylenecek birşey var.
1) güzel dedin, hoş dedin üstad. haklısın, vaatlerde bulunmak, icraatlerini söylemek bok atmaktan bin kat iyidir. kemal kılıçdaroğlu belli ki kazanma şansını bir nebze arttırabilmek için son anı bekledi istanbul büyükşehir belediyesi yolsuzluklarını açıklamak için. peki akp’nin açıkladığı ekonomik kriz önlem paketlerinin neden seçimden aylar önce değil de birkaç hafta önce, hatta birkaç gün önce açıklandığını neden izleyicilere hatırlatmadın? bunun son anda açıklanması bir seçim yatırımı değil miydi?
2) akp’nin izmir büyüksehir belediye baskanı adayı taha aksoy’un izmirlilere vaatlerinden bir tanesi;
"izmir’de sevgililerin el ele kol kola dolasmasina hicbir sekilde mudahele etmeyecegiz" böyle vaatte bulunan adama "gerçekten iyi bir rakip" denebilir mi?
biri de çıkıp "be adam neden muhalefete eleştiri yapıp, iktidarı körü körüne destekliyorsun?" demez mi? tamam iki tarafından da yanlışı var, ama ikisinin de kötü yönlerini de iyi yönlerini de söylemek senin işinin gereğidir. birinin kötüsünü görmezden gelerek iyi yanlarını söylemek, diğerinin kötülerini sıralamak yarışta olan iki rakibi seçecek kişileri kandırmaktır. böyle de gazetecilik, siyaset yorumculuğu yapılmaz.
herşeye rağmen soru sormasını biliyor. kapitalizmin en vahşi görünen yanını yumuşatmak için gönderilmiş sanki. hayranlık duyuyor muyum, asla. ama yiğidi öldür yeme hakkını.
bu arada mehmet barlasın küba için kullandığı "zavallı ülke" ifadesi çok ağır oldu. tamam fakir olabilirler ama zavallı deme hakkını vermez bu sana mehmetçim. ayıp...
(bkz: selin barlas)
(bkz: mehmet barlas ile 45 dakika)
dun yayinlanan 6 mart 2014 başbakan ile gündem özel programini youtubedan izliyorum da $u anda, anladigim kadari ile gazetecilikten istifa etmi$, akpnin maa$li sozcusu kivaminda bir $eyi olmu$. ba$bakanin bile kelime etmedigi konularda "siz $oyle guzel $eyler yaptiniz boyle enfes $eyler yaptiniz" minvalinde bir suru $ey siraliyor.
(ara: onur)
(ara: onur)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?