diye birşey vardır. biz türkler olarak her ne kadar yok desek de, vardır.
vaktinde kürt bir arkadaşım anlatıyordu;
ilkokulda teneffüse çıkmazdan önce öğretmen sınıf başkanına "teneffüsde kürtçe konuşanların listesini çıkar, ikinci ders hepsini tahtada dövecem" diyor... şimdi bir düşünün, o bacak kadar öğrenciler ne diye böyle bir zorunluluğa tabi tutulur? kaldı ki, kürtçe onun konuşması gereken bir dil, bilmesi gereken bir dil. annesinden kürtçe öğrenmiş, büyükbabası veyahut büyükannesi tek kelime türkçe bilmiyor. 10 yaşındaki bir çocuk üm bu uygulamalardan sonra ne düşünür devleti hakkında? türkler hakkında?
yani kürtler kadar biz de suçluyuz. zamanında bulgaristanda türklere uygulananlara isyan eden türkler, aynısını kürtlere yapmıştır. kanımca bunun sebebi de "kendini türk hisseden herkes türktür" zırvasıdır. adam kendini türk hissetmiyor ise neden bu kimliği almak zorunda bırakılsın ki? neden 10 yaşındaki çocuk her sabah "ne mutlu türküm diyene" demek zorunda bırakılmıştır? o çocuk hiç mi aşağılık kompleksine girmez, hiç mi türkiye hakkında olumsuz düşünmez? düşünür elbette. şimdi de kendine göre ceza veriyor türkiyeye. zamanında birşey göremeyince devletinden, ister istemez soğur. sen ne ekonomik olarak kalkındır doğuyu, ne doğru düzgün eğitim ver, yatırım yap, adeta "kürtlerin canı çıksın" politikası uygula, işte gelir böyle patlar ensende.
tüm bunlar sadece bir özeleştiridir. götüyle anlamak isteyen anlayabilir. ama karşılıklı iyi niyet olmadan bir çatı altında yaşanılmaz bu bilinsin. kürtlerin birçoğu da türkiyeyi seviyor, bu da akıllardan çıkmasın ve kesinlikle kürtler şöyledir, böyledir tarzı genelleştirmelere gidilmesin.
sonuç olarak, demokratik çerçevede sorunun çözüleceğine inanıyorum. türkler ve kürtler aynı vatanın evladıdır, aynı dinin, aynı medeniyetin uşaklarıdır.
kürt sorunu
terorist bir olaya kurt sorunu seklinde bakmak cok hatalı bir davanıstır. zira elin gavuru 11 eylule islami teror diyince yani olaya islam sorunu seklinde bakınca yine benzer bir olaya kurt sorunu diyen kesim dellenir. ironi diyip gecmek yerine bu tezat yaklasımı salaklık olarak adlettigimi bilmenizi isterim. terorun ne ırkı ne dini ne dili nede bir ulusu vardır, teror yeni nesil evrim gecirmis bir savas seklidir yani bu isi bir kesime etfetmek teror un amacına hizmet etmek olur. ortada pkk diye bir olay var ise bunun ne kurdistan nede belli bir azınlıgın menfaatleri ile alakası vardır. teror un suanda tek bir amacı vardır; bir devletin icinde sorun cıkarıp o devletin kendi kendisini yoketmesini izlemek. her ne kadar yazıklarım bazılarına fantazi seklinde gorulebilecek paronayak onermelerden olussada bu budur, teror ic duzeni bozup dısta o devleti gucsuz dusurmeye calısan bir savastan baska bir sey degildir. sozun ozu olaya kurt sorunu seklinde bakanlar teroru beslemis amacına hizmet etmis olurlar olay kurt sorunu degil terordur ortada bir sorun varsa o sorun abd veya pkk olabilir baskası degil, yenilemek istiyorum olaya kurt sorunu demek aptal ve koru korune yapılmıs fasizanlıktan ulkuculukten oteye gecemez, ve bu sekilde bakmak o cok sevidigimiz ulkemizde ic sorunalra neden olur bizi icten bolen yine biz oluruz, tamda olaya kurt sorunu seklinde bakmamıza sebep olanların istedikleri gibi...
abdnin taraf etmek konusunda seferber olduğu, kürt vatandaşlarımızın baş rollerini paylaştıkları iddia olunan sorundur. tamamiyle abd güdümlü bu sorun politikası yaklaşık 30 yıldır ülke kaynaklarını kurutmuş ve halende bu sorun varlığını kukla hükümetlerin içeriksiz icraatlarıyla ayakta tutmaktadır.
bürokrasinin demokrat geçinen tarafının çok sevdiği, uluslararası hukuka ve onun en somutlaşmış hali olarak birleşmiş milletlere göre her halkın kendi kaderini tayin hakkı vardır.netekim kişisel ve siyasal haklara ilişkin uluslararası sözleşme adıyla 1966 yılında bm tarafından kabul edilen anlaşmanın ilk maddesine göre: "bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler." durum buyken, tcnin tutumu, yaklaşık 40 yıl sonra bile olsa onun da altına imza attığı uluslararası bir sözleşmeyi açıkça çiğnemesi anlamına, temel burjuva demokratik haklardan biri olan ulusların kendi kaderini tayin hakkını reddetmesi anlamına gelmiyor mu?,göründüğü gibi burjuva demokratik haklarını bile uygulayamayan bir devlette kürtlere demokratik haklar beklemek ne kadar doğrudur?
kesinlikle bizim tarafımızdan yanlış çözümlenmeye çalışmaktadır. olayı çözebilmek için olayı ilk önce anlayabilmek lazımdır.olaya şu açıdanda bakılmalıdır mesela; şimdi efendim ilk önce kendi aile yapımıza bakalım. bizde genelde aileler 2 çocuk bilemedin 3 hadi bizraz libido yükse 4 çocuk yapmaktadır. kürt ailelerinde ise bu sayı genelde minunum 7 ve 8 dolaylarındadır. türk ailelerinde çocuk çok değerlidir ona birşey olmaması için üstüne titrenir genelde her istediği yapılmaya çalışır yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızdadır.kürt ailelerde ise genelde sofradan aç kalkılır veya sofradaki yemekler hep kavga nedenidir. ve doğal olarak çocuklar kıskanç ve kavgacı yetişir.bizde çocuk gelecek demekdir ailenin umudu demekdir onun başına birşey gelmesi düşünülemez.kürt ailelerde çocuklar güç demekdir.burada tanıştığım bir amcanın sözlerini örnek olarak açıklamak istemekteyim:
dccl:amca kaç çocuk var.
amca:12 evladım.
dccl:torun kaç tane amca.
amca:47 evladım birde torunların var veletleri.
dccl:amca bu kadar çocuk nasıl baktın nasıl büyüttün.zor değil mi?
amca: allah verdi yavrum. hem bizde çok çocuk iyidir. hasım çok olur bizde.
dccl:neden çok ki amca hasım.
amca:bilmem öyle gelmiş öyle gider.birşey olur ise bir oğlum vurur gider yatar hapiste. bizde biri vurulursa zaten var yanında bir kaç tane daha.
sanki kendi çocuğundan değilde her hangi bir sayıdan bahsediyordu adam, ve ne yazık ki gözlerinde ise büyük bir soğukluk vardı.aslında bu kadar düşünmeye de gerek yok basit bir hesap bir türk ailesi 2 çocuk, kürt ailesi 11 çocuk basit bir hesap ile zaten bir kaç yılda sorun ortadan kalkacak ve yeni bir sorunumuz olacak; türk sorunu.
her daim özgürlükten bahseden bu insanlar kendi dillerini konuşabiliyor kendi geleneklerini yaşabiliyor.ve yine bu halkın büyük bir çoğunluğu bu ülkede ki pek çok kirli işin arkasında.ve son olarak bir fıkra aslında olayın önemli bir kısmını özetliyor.
bir kayserili bir laz ve bir diyarbakırlı ölmüşler laz geri dirilip dünyaya dönmüş.noldu demişler ölmüştün sen nasıl geri geldin. lazda bir melek kapıda 5000 lira verirseniz sizi geri gönderirim dedi, ee demişler sonra - ben verdim geri döndüm demiş, - kayserili pazarlık yapıyordu diyarbakırlı ise ve vermem -tc- versin diyordu demiş.
dccl:amca kaç çocuk var.
amca:12 evladım.
dccl:torun kaç tane amca.
amca:47 evladım birde torunların var veletleri.
dccl:amca bu kadar çocuk nasıl baktın nasıl büyüttün.zor değil mi?
amca: allah verdi yavrum. hem bizde çok çocuk iyidir. hasım çok olur bizde.
dccl:neden çok ki amca hasım.
amca:bilmem öyle gelmiş öyle gider.birşey olur ise bir oğlum vurur gider yatar hapiste. bizde biri vurulursa zaten var yanında bir kaç tane daha.
sanki kendi çocuğundan değilde her hangi bir sayıdan bahsediyordu adam, ve ne yazık ki gözlerinde ise büyük bir soğukluk vardı.aslında bu kadar düşünmeye de gerek yok basit bir hesap bir türk ailesi 2 çocuk, kürt ailesi 11 çocuk basit bir hesap ile zaten bir kaç yılda sorun ortadan kalkacak ve yeni bir sorunumuz olacak; türk sorunu.
her daim özgürlükten bahseden bu insanlar kendi dillerini konuşabiliyor kendi geleneklerini yaşabiliyor.ve yine bu halkın büyük bir çoğunluğu bu ülkede ki pek çok kirli işin arkasında.ve son olarak bir fıkra aslında olayın önemli bir kısmını özetliyor.
bir kayserili bir laz ve bir diyarbakırlı ölmüşler laz geri dirilip dünyaya dönmüş.noldu demişler ölmüştün sen nasıl geri geldin. lazda bir melek kapıda 5000 lira verirseniz sizi geri gönderirim dedi, ee demişler sonra - ben verdim geri döndüm demiş, - kayserili pazarlık yapıyordu diyarbakırlı ise ve vermem -tc- versin diyordu demiş.
(bkz: kurt cobain)
nirvanayı piç etmi$ sorundur.müzik alemini de hüzüne boğmu$tur.ölmesi büyük sorun olmu$tur.
bonus olarak:
(bkz: götünden anlamak)
nirvanayı piç etmi$ sorundur.müzik alemini de hüzüne boğmu$tur.ölmesi büyük sorun olmu$tur.
bonus olarak:
(bkz: götünden anlamak)
kendi hayatımdan örnek vereyim;
ilkokul 1. sınıf: öğretmenlerden gelen tepkilerin ne olduğu henüz anlaşılmıyor.
ilkokul 2. sınıf: derste farklı,evde farklı dil konuşmanın anlamsızlığı düşünülüyor
ilkokul 3. sınıf: başka merkezler gezilip görülüyor ve oralarda her gece silah sesi duyulmuyor.
ilkokul 4. sınıf: artık gelen öğretmenler veya diğer meslek grubunun öğeleri gibi bi insan olmadığı anlaşılıyor.
ilkokul 5. sınıf: bu ayrımın sebebi anlamlandırılmaya çalışılıyor.
ilkokul 6. sınıf: artık aynada kravat takan,takım giyen bi genç var.saç baş taraması yapılıyor.özen gösteriliyor.ama aynada her zaman alında bi damga görülüyor.
ilkokul 7. sınıf: yavaş yavaş herşey anlaşılıyor.iyi olan öğretmenlerle sürekli konuşuluyor.
ilkokul 8. sınıf: olanlara dur denmek isteniyor ve mevcut bilginin yetersizliği yüzünden kitaplara yönelme başlıyor.
lise 1. sınıf : kitaplar sayesinde sol tutkusu başlayan bi ergen yetişiyor.ve ardından gelen devrim dolayısıyla silah tutkusu.(dikkatinizi çekerim pkk sözde silah bırakma işini 18 mayıs 2004te pervari ilçesinde yaptığı eylemle sonlandırmıştı.işte bu yüzden o yöne eğilim başlamıştır.)
lise 2. sınıf : söz konus halkı kurtardığını söyleyen bi örgütün aslında amacına hizmet ettiğini,gerçekten bu halkı koruduğu düşünülüyor.çünkü istediği şey onlarda var.yani silah ve dolayısıyla devrim.her geçen gün onlara daha fazla yaklaşılıyor.
lise 3. sınıf : 1,5-2 sene boyunca gelen şehit haberleri moralini bozuyor ve artık örgüttende nefret etme başlıyor.
1 sene dersane : össnin verdiği rahatsızlık kişiyi siyasetten tamamiyle soğutuyor ve bir sene boyunca siyasetle ilgili hiç bişey okumuyor,düşünmüyor.
üniversite 1. sınıf : ilk okul 4. sınıftaki takıntılar başlıyor.sınıfta kendi bölgesinden hiç kimsenin bulunmaması onu iyice yalnızlığa itiyor.özellikle sınıfında bulunan bi-iki kişinin ona 2. sınıf insan gözüyle bakması kaçmasının doğru olduğunu ispatlıyor.ders mers çalışılmıyor ve ilk dönem 10 dersin 7sinden kalınıyor.artık direk hayattan soğumaya başlayan insan profili oluşmaya başlıyor.
önce devletten soğudum,sonra pkkdan...ve şimdide hayattan.
"şimdi biri bana cevap verebilir mi?öyle olmayı ben mi istedim?" gibi bi soru sorulmasını sağlamış sorun.anlattıklarımın hepsi gerçektir,yaşanmıştır,abartılmamıştır.
edit : tatbikat olayıda gerçektir.uzun süreden beri yapılmıyodu ama geçen sene başlamışlar yine.gece 1-2de tatbikat yapıyodular.çünkü komando ilçe merkezinde..
ilkokul 1. sınıf: öğretmenlerden gelen tepkilerin ne olduğu henüz anlaşılmıyor.
ilkokul 2. sınıf: derste farklı,evde farklı dil konuşmanın anlamsızlığı düşünülüyor
ilkokul 3. sınıf: başka merkezler gezilip görülüyor ve oralarda her gece silah sesi duyulmuyor.
ilkokul 4. sınıf: artık gelen öğretmenler veya diğer meslek grubunun öğeleri gibi bi insan olmadığı anlaşılıyor.
ilkokul 5. sınıf: bu ayrımın sebebi anlamlandırılmaya çalışılıyor.
ilkokul 6. sınıf: artık aynada kravat takan,takım giyen bi genç var.saç baş taraması yapılıyor.özen gösteriliyor.ama aynada her zaman alında bi damga görülüyor.
ilkokul 7. sınıf: yavaş yavaş herşey anlaşılıyor.iyi olan öğretmenlerle sürekli konuşuluyor.
ilkokul 8. sınıf: olanlara dur denmek isteniyor ve mevcut bilginin yetersizliği yüzünden kitaplara yönelme başlıyor.
lise 1. sınıf : kitaplar sayesinde sol tutkusu başlayan bi ergen yetişiyor.ve ardından gelen devrim dolayısıyla silah tutkusu.(dikkatinizi çekerim pkk sözde silah bırakma işini 18 mayıs 2004te pervari ilçesinde yaptığı eylemle sonlandırmıştı.işte bu yüzden o yöne eğilim başlamıştır.)
lise 2. sınıf : söz konus halkı kurtardığını söyleyen bi örgütün aslında amacına hizmet ettiğini,gerçekten bu halkı koruduğu düşünülüyor.çünkü istediği şey onlarda var.yani silah ve dolayısıyla devrim.her geçen gün onlara daha fazla yaklaşılıyor.
lise 3. sınıf : 1,5-2 sene boyunca gelen şehit haberleri moralini bozuyor ve artık örgüttende nefret etme başlıyor.
1 sene dersane : össnin verdiği rahatsızlık kişiyi siyasetten tamamiyle soğutuyor ve bir sene boyunca siyasetle ilgili hiç bişey okumuyor,düşünmüyor.
üniversite 1. sınıf : ilk okul 4. sınıftaki takıntılar başlıyor.sınıfta kendi bölgesinden hiç kimsenin bulunmaması onu iyice yalnızlığa itiyor.özellikle sınıfında bulunan bi-iki kişinin ona 2. sınıf insan gözüyle bakması kaçmasının doğru olduğunu ispatlıyor.ders mers çalışılmıyor ve ilk dönem 10 dersin 7sinden kalınıyor.artık direk hayattan soğumaya başlayan insan profili oluşmaya başlıyor.
önce devletten soğudum,sonra pkkdan...ve şimdide hayattan.
"şimdi biri bana cevap verebilir mi?öyle olmayı ben mi istedim?" gibi bi soru sorulmasını sağlamış sorun.anlattıklarımın hepsi gerçektir,yaşanmıştır,abartılmamıştır.
edit : tatbikat olayıda gerçektir.uzun süreden beri yapılmıyodu ama geçen sene başlamışlar yine.gece 1-2de tatbikat yapıyodular.çünkü komando ilçe merkezinde..
maddi çobanlar için kışın manevi çobanlar için havaların ısınmaya başladığı aylarda büyük sorun teşkil eder.
kurtlar gece dağdan inip milletin koyunununa, kuzusuna ve de keçisine saldırmaktadır. buna müteakibben silahlanan çobanlar bu soruna şiddetle bir çözüm aramaktadırlar. ha bir de şey aklıma geldi... giresundayken bizim sürüye yaban domuzları dadanmıştı, onlara da benzer bir çözüm geliştirdik.
genelde türkçeyle başka diller arasına sıkışmış bir dil konuşan ama bazıları gerçekten insanlıklı olan temiz kalpli insan ırkı.
zorla varmış gibi gösterilegösterile oluşturulan sorun
turk sorunu diye bkz vermistim ama silinmis bir bakinizdan tum dusuncemi anlatmasini beklemek benim safligim olsa gerek. neyse...
evet efendim kurt sorunu, turk sorunudur dunden beri bu boyledir, kurtlerin var olmasi turklerin zenginligidir, birinin cikari digerinin kaybi degildir, olmamistir, olmayacaktir!
cozum ne hakkari de karakol bombalamaktir, ne 30. operasyona bilenmektir. kurt sorunun cozumu, mersin de turk bayragini yakan cocuklara turkleri turklere de o cocugu sevdirebilmektedir. nefretlerine nefret katmak degil.
nacizane dusuncem bu anlasmazliga kurt sorunu olarak bakilmamasi gerektigidir. turkler bu soruna turk sorunu olarak bakmalidirlar... en nihayetinde yuz yillardir beraber yasamis kardes halklariz.
simdi daha net soyluyorum kurt sorunu = turk sorunu.
(bkz: turk sorunu)
evet efendim kurt sorunu, turk sorunudur dunden beri bu boyledir, kurtlerin var olmasi turklerin zenginligidir, birinin cikari digerinin kaybi degildir, olmamistir, olmayacaktir!
cozum ne hakkari de karakol bombalamaktir, ne 30. operasyona bilenmektir. kurt sorunun cozumu, mersin de turk bayragini yakan cocuklara turkleri turklere de o cocugu sevdirebilmektedir. nefretlerine nefret katmak degil.
nacizane dusuncem bu anlasmazliga kurt sorunu olarak bakilmamasi gerektigidir. turkler bu soruna turk sorunu olarak bakmalidirlar... en nihayetinde yuz yillardir beraber yasamis kardes halklariz.
simdi daha net soyluyorum kurt sorunu = turk sorunu.
(bkz: turk sorunu)
olimpiyat stadının dağlık bir bölgeye yapılmasından dolayı bu bölgede ortaya çıkan kurtların yarattığı sorundur.
geçmişe nazaran evrim geçirmiş bir haldedir. benim anladığım türkler türkiyeyi emperyalizme peşkeş çekiyorlar ülkeyi köleleştiriyorlar kürtlerse bu paylaşımın bir parçası olmak istemiyorlar.. türklerle kalırlarsa bağımsız olamayacaklar ayrılmak istiyorlar.. helal olsun vallahi ben de onlarla gitmeyi isterim.. hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım noktasından çok uzakta olan ülkemden.
binlerce yıldır anadolu topraklarındayım.
siz türkler henüz iran, azerbaycan ve anadolu’ya gelmeden biz oradaydık. anlaşılmayan nedenlerden ötürü uzun zamandır hukuk devleti kuramadık, aşiret sisteminin en ilkel yöntemi ile kendi varlığımıza inanarak ve onu savunarak yaşamaya çalıştık.
yaptıklarımızın vahşeti sorulunca: “bizi cahil bıraktılar(nız)” muammasının arkasına sığındık! aslında ne istediğimizi tam olarak biz de bilemedik.
ayrı bir toprak bütünlüğünde kurulacak olan kendi devletimiz mi yoksa federasyon yahut konfederasyon sistemi ile sizlerin içinde kalmak mı, karar veremedik.
kısacası bunu bilemedik, sonuçlarını kestiremedik.
bu hezeyanlarımızda en çok birinci sınıf ülkelerin ekmeğine yağ sürdü. bazı hallerde onların da kuklası olduk. onur için savaşıyoruz dedik amma, onurdan da çok defa ödün verdik!
kendimi asla t.c’ye ait görmedim, belki de büyüklerimden duyduğum ezberdi bu; ki, bozamadım onu; tekrarı yineleyip durdum.
oysa şu cumhuriyette bana seksenli yılları yok sayarsam ( ki o zamanlar kim cefa çekmedi, kim ayrıştırılmadı ki! tam bir yüz karasıdır o dönem ) hiçbir şey yasak edilmedi aslında.
evimde, onu aştım kamusal alanlarda anadilimi konuştum, hani şu bize yasak edildiğini ısrarla vurguladığımız hal; sonra parlamentoda seçeceğim etnik kökenlerimden olanlar yer aldı ve dahi ben seçme hakkımı da kullandım oyumu vererek, türkiye’nin hemen her alanındaki iş sektöründe müteşebbis, yönetici, mühendis, hukuk adamı, orta düzey yönetici, memur ya da işçi olarak görev aldım, inkar etmek benim ayıbım olsun!
haa bir de biliyor musun: milliyetçisi çok bu ülkenin hamasetinin aslında derin güçlerin, medya ve benzeri kuruluşların abartısı olduğuna empati ve biraz da bilgilerimle inanmamayı tercih edip, gerçeği görmeye çalıştım.
aslında benim etnik kökenlerim ve diğer azınlıklar bu ülkede rahatça yaşadı. nedendir ki, son zamanlarda fay hattında ciddi kırılmalar olmakta.
dediğim gibi, bizim ne istediğimizi tam olarak kestir(e)mememiz ( ne istediğimizi bilseydik binlerce yıl aşiret sistemini aşar, kendi zekamızı ya da diğer ülkelerin hukuk sistemini baz alır, önce bu noktada netliğimiz ile bir yol çizerdik. m.ö hammurabi kanunları vardı misal ve en basitinden buna rağmen biz neden bir devlet olamadık bunca uzun yıllara rağmen? ) asıl sorundur.
amaç ne, kim ne istiyor; aslında tam olarak bu da henüz netleşmiş değil. her kaynaktan bir görüş geliyor, raporlar sunuluyor. peki ya bu durumu iyileştirdi mi?
tam tersi, daha da kısırdöngüye soktu!
sanıyor musun ki her etnikdaşım bu topraklardaki sistemden bağımsız olmayı istiyor, ya da bu topraklardan ayrılmayı öngörüyor! peki bunu isteyenlerin oranı nedir? ve tabii istemeyenlerin?
bunu ne için istemektedirler?
t.c ile anlaşamadıkları nedir?
onlara hangi hak verilmiyor, sağlanmıyor?
oyunlar büyük, ben bu karışık aklımla anlatamam sana bunu.
üstelik aklı karışık olmayanlar yaptıysa bunu sana-bana!
bir de şu var en ince detayından; yirmi il var kürtlerin yaşadığı ve yaklaşık yirmi milyon nüfusumuz var. işsizlik ve devletin yetersiz ve ihmalci teşvik primlerinin mahrumiyeti ile kürt kökenli vatandaşın en çok göç ettiği yerler oldu batı şehirler.
ne demek bu biliyorsun değil mi?
hepimiz iç içeyiz; ve dahi artık içreyiz!
bunca bütün olmuşluğun nazarında, nasıl kalırız birbirimizin dışarısında?
senin de kafan karıştı değil mi bu oyunlara?
gücün yetecek mi benim gibi sorgulamaya?
ve dahi elini sağduyu ve vicdanına koymaya?
siz türkler henüz iran, azerbaycan ve anadolu’ya gelmeden biz oradaydık. anlaşılmayan nedenlerden ötürü uzun zamandır hukuk devleti kuramadık, aşiret sisteminin en ilkel yöntemi ile kendi varlığımıza inanarak ve onu savunarak yaşamaya çalıştık.
yaptıklarımızın vahşeti sorulunca: “bizi cahil bıraktılar(nız)” muammasının arkasına sığındık! aslında ne istediğimizi tam olarak biz de bilemedik.
ayrı bir toprak bütünlüğünde kurulacak olan kendi devletimiz mi yoksa federasyon yahut konfederasyon sistemi ile sizlerin içinde kalmak mı, karar veremedik.
kısacası bunu bilemedik, sonuçlarını kestiremedik.
bu hezeyanlarımızda en çok birinci sınıf ülkelerin ekmeğine yağ sürdü. bazı hallerde onların da kuklası olduk. onur için savaşıyoruz dedik amma, onurdan da çok defa ödün verdik!
kendimi asla t.c’ye ait görmedim, belki de büyüklerimden duyduğum ezberdi bu; ki, bozamadım onu; tekrarı yineleyip durdum.
oysa şu cumhuriyette bana seksenli yılları yok sayarsam ( ki o zamanlar kim cefa çekmedi, kim ayrıştırılmadı ki! tam bir yüz karasıdır o dönem ) hiçbir şey yasak edilmedi aslında.
evimde, onu aştım kamusal alanlarda anadilimi konuştum, hani şu bize yasak edildiğini ısrarla vurguladığımız hal; sonra parlamentoda seçeceğim etnik kökenlerimden olanlar yer aldı ve dahi ben seçme hakkımı da kullandım oyumu vererek, türkiye’nin hemen her alanındaki iş sektöründe müteşebbis, yönetici, mühendis, hukuk adamı, orta düzey yönetici, memur ya da işçi olarak görev aldım, inkar etmek benim ayıbım olsun!
haa bir de biliyor musun: milliyetçisi çok bu ülkenin hamasetinin aslında derin güçlerin, medya ve benzeri kuruluşların abartısı olduğuna empati ve biraz da bilgilerimle inanmamayı tercih edip, gerçeği görmeye çalıştım.
aslında benim etnik kökenlerim ve diğer azınlıklar bu ülkede rahatça yaşadı. nedendir ki, son zamanlarda fay hattında ciddi kırılmalar olmakta.
dediğim gibi, bizim ne istediğimizi tam olarak kestir(e)mememiz ( ne istediğimizi bilseydik binlerce yıl aşiret sistemini aşar, kendi zekamızı ya da diğer ülkelerin hukuk sistemini baz alır, önce bu noktada netliğimiz ile bir yol çizerdik. m.ö hammurabi kanunları vardı misal ve en basitinden buna rağmen biz neden bir devlet olamadık bunca uzun yıllara rağmen? ) asıl sorundur.
amaç ne, kim ne istiyor; aslında tam olarak bu da henüz netleşmiş değil. her kaynaktan bir görüş geliyor, raporlar sunuluyor. peki ya bu durumu iyileştirdi mi?
tam tersi, daha da kısırdöngüye soktu!
sanıyor musun ki her etnikdaşım bu topraklardaki sistemden bağımsız olmayı istiyor, ya da bu topraklardan ayrılmayı öngörüyor! peki bunu isteyenlerin oranı nedir? ve tabii istemeyenlerin?
bunu ne için istemektedirler?
t.c ile anlaşamadıkları nedir?
onlara hangi hak verilmiyor, sağlanmıyor?
oyunlar büyük, ben bu karışık aklımla anlatamam sana bunu.
üstelik aklı karışık olmayanlar yaptıysa bunu sana-bana!
bir de şu var en ince detayından; yirmi il var kürtlerin yaşadığı ve yaklaşık yirmi milyon nüfusumuz var. işsizlik ve devletin yetersiz ve ihmalci teşvik primlerinin mahrumiyeti ile kürt kökenli vatandaşın en çok göç ettiği yerler oldu batı şehirler.
ne demek bu biliyorsun değil mi?
hepimiz iç içeyiz; ve dahi artık içreyiz!
bunca bütün olmuşluğun nazarında, nasıl kalırız birbirimizin dışarısında?
senin de kafan karıştı değil mi bu oyunlara?
gücün yetecek mi benim gibi sorgulamaya?
ve dahi elini sağduyu ve vicdanına koymaya?
ulkede boyle bir konu ba$ligi olmasaydi, 32nci gun ve benzeri programlar ne yaparlardi ve mehmet metiner turevi bireyler nasil populer olurlardi cidden merak icerisindeyim.
akpnin playlistinde en ust sirada yer alan eser. zam mi oldu? basin play e calsin kurt sorunu. i$sizlik mi dediniz? cevir plagin tersini, al ba$a, calsin kurt sorunu.
klibi de var bunun, ba$rollerinde de husnu mahalli ile mehmet metiner oynuyor. guzel de oynuyorlar ama.
klibi de var bunun, ba$rollerinde de husnu mahalli ile mehmet metiner oynuyor. guzel de oynuyorlar ama.
gundemi gercek anlamda uzun sure me$gul edebilecek joker arandiginda alti isitilarak masaya getirilen konu.
konu diyorum bak, sorun demiyorum. akp oncesinde boyle bir konu ile ha$ir ne$ir olan varsa hatirlatsin bana, ben hic hatirlamiyorum. ne zaman ki akp iktidara geldi, kurt sorunu adi altinda gundem degi$tirme materyalleri elden ele dola$maya ba$ladi. kurt sorununun kesmedgi yerde turban sorunu devreye girdi, uzun bir sure de o me$gul etti gundemi.
akp 7 senedir iktidarda. 7 sene boyunca turban ve kurt sorunlari haricinde kafanizi kaldirip memleketin esas sorunlarina hic goz atabildiniz mi, du$unun bir. i$sizlik, durmaksizin ust uste binen vergiler, zamlar, islami kadrola$ma, irtica ve benzeri $eyler. bunlardan kacini du$unebildiniz bu 7 senelik zaman zarfi icerisinde bir animsayin haydi. ergenekon diye bir $ey cikarttilar, tum cumhuriyetcileri ve ataturkculeri iceri tiktilar ki pa$alar da dahil buna, o gun bugundur laiklik ve demokrasi ile alakali bir soylem duydunuz mu siz? bu hal ve harekat bir sure daha devam ettigi taktirde neredeyse insanlara ulkenin bir cumhuriyet ve kurucusunun mustafa kemal ataturk oldugu bile unutturulacak, bak demedi deme.
demorasiyi amac degil arac olarak goren bir zihniyetten nasil bir demokratik acilim bekliyorsun sen sevgili okur? kurtlere olmasi gereken haklarini tanimak adina pkkyi neredeyse legalle$tirme arzusunda olan bir zihniyetten ne acilimi, nasil bir acilim bekliyorsun? senin bu acilimlari bekledigin hukumetin milli egitiminin bastirdigi haritada bile neredeyse azerbaycan isimli ulke turkiye cumhuriyeti sinirlari dahiline alinmi$ti, daha 10 gun onceki mesele, hatirla. meclis ba$kaninin kac donemdir akp siralarindan ciktigini hatirla, cumhurba$kaninin daha once mecliste hangi siralarda oturdugunu hatirla.
her $eyden ote, cumhurba$kaninin e$inin kendi ulkesini avrupa insan haklari mahkemesine $ikayet ettigini hatirla, unutma bunlari. bir kac gun sonra sinav yapacagim.
konu diyorum bak, sorun demiyorum. akp oncesinde boyle bir konu ile ha$ir ne$ir olan varsa hatirlatsin bana, ben hic hatirlamiyorum. ne zaman ki akp iktidara geldi, kurt sorunu adi altinda gundem degi$tirme materyalleri elden ele dola$maya ba$ladi. kurt sorununun kesmedgi yerde turban sorunu devreye girdi, uzun bir sure de o me$gul etti gundemi.
akp 7 senedir iktidarda. 7 sene boyunca turban ve kurt sorunlari haricinde kafanizi kaldirip memleketin esas sorunlarina hic goz atabildiniz mi, du$unun bir. i$sizlik, durmaksizin ust uste binen vergiler, zamlar, islami kadrola$ma, irtica ve benzeri $eyler. bunlardan kacini du$unebildiniz bu 7 senelik zaman zarfi icerisinde bir animsayin haydi. ergenekon diye bir $ey cikarttilar, tum cumhuriyetcileri ve ataturkculeri iceri tiktilar ki pa$alar da dahil buna, o gun bugundur laiklik ve demokrasi ile alakali bir soylem duydunuz mu siz? bu hal ve harekat bir sure daha devam ettigi taktirde neredeyse insanlara ulkenin bir cumhuriyet ve kurucusunun mustafa kemal ataturk oldugu bile unutturulacak, bak demedi deme.
demorasiyi amac degil arac olarak goren bir zihniyetten nasil bir demokratik acilim bekliyorsun sen sevgili okur? kurtlere olmasi gereken haklarini tanimak adina pkkyi neredeyse legalle$tirme arzusunda olan bir zihniyetten ne acilimi, nasil bir acilim bekliyorsun? senin bu acilimlari bekledigin hukumetin milli egitiminin bastirdigi haritada bile neredeyse azerbaycan isimli ulke turkiye cumhuriyeti sinirlari dahiline alinmi$ti, daha 10 gun onceki mesele, hatirla. meclis ba$kaninin kac donemdir akp siralarindan ciktigini hatirla, cumhurba$kaninin daha once mecliste hangi siralarda oturdugunu hatirla.
her $eyden ote, cumhurba$kaninin e$inin kendi ulkesini avrupa insan haklari mahkemesine $ikayet ettigini hatirla, unutma bunlari. bir kac gun sonra sinav yapacagim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?