kürt sorunu

raskolnikov
bürokrasinin demokrat geçinen tarafının çok sevdiği, uluslararası hukuka ve onun en somutlaşmış hali olarak birleşmiş milletler’e göre her halkın kendi kaderini tayin hakkı vardır.netekim kişisel ve siyasal haklara ilişkin uluslararası sözleşme adıyla 1966 yılında bm tarafından kabul edilen anlaşmanın ilk maddesine göre: "bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler." durum buyken, tc’nin tutumu, yaklaşık 40 yıl sonra bile olsa onun da altına imza attığı uluslararası bir sözleşmeyi açıkça çiğnemesi anlamına, temel burjuva demokratik haklardan biri olan ulusların kendi kaderini tayin hakkını reddetmesi anlamına gelmiyor mu?,göründüğü gibi burjuva demokratik haklarını bile uygulayamayan bir devlette kürtlere demokratik haklar beklemek ne kadar doğrudur?
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol