keanu reeves

0 /
purplish
costantine filmindeki sigarayi yakis sahnesiyle gonlumu bir kez daha fetheden,bir insan bu kadar mi cekici olur dedirten kisilik.
seyhmerat
oynadigi cogu filmlerde filmin adinin altinda kalmistir,ancak constantine filminde gercekten oyunculugu filmin onune gecmistir ve constantine’le bence kendisini ispat etmistir.
spoiled
bilimkurgu yazarı philip k. dick’in aynı adlı romanından beyazperdeye aktarılan a scanner darkly adlı animasyon filmde, izleyicilerinin karşısına çizgi karakter olarak çıkacak olan aktör.
tugshen
sinemanın en yakışıklı oyuıncularından birini daha tanıyalım...
onbir yıllık film kariyeri boyunca sadece parlak bir yıldız olmakla kalmayıp, “ speed ” filmi ile aynı zamanda kendi kuşağının en çok kazanan aktörlerinden biri olma başarısını gösteren keanu charles reeves, 2 eylül 1964’de beyrut, lübnan’da dünyaya geldi. anne babasının boşanmasının ardından annesi ve kız kardeşi ile new york’a taşındı. annesi yönetmen paul aaron ile evlenince toronto’ya yerleştiler. bir yıl sonra boşanıp, iki kez daha evlenen annesi ile birlikte birkaç kez daha taşınan keanu, böylelikle 17 yaşında okulu terk edip sinema dünyasına adım atmadan önce tam dört okul değiştirmiş oldu.

ilk olarak “ wolfboy ” isimli oyundaki rolüyle toronto’da seyirci karşısına çıkan reeves, televizyon için yazılmış birkaç oyunda daha yer aldı. rob lowe’ın yönettiği bir hokey filmi olan “ youngblood ” da aldığı rolün ardından toronto’dan ayrılıp hayallerini gerçekleştirebilmek için los angeles’a gitmeye karar verdi.

“ river’s edge ” (1986)de canlandırdığı zıt karakterle yönetmen ve eleştirmenlerin dikkatini çeken aktör, “ bill & ted’s excellent adventure ” daki performansıyla milyonların beğenisini kazandı. eleştirmenlerin yetenekli bir oyuncu mu, yoksa şanslı keratanın teki mi olduğu konusunda bir türlü görüş birliğine varamadığı keanu, bütün bu tartışmalar süredursun, kariyerinde yükselmeyi sürdürdü.

“ little buddha ” ve “ bram stoker’s dracula ” gibi filmlerde, bertolucci ve coppola gibi zamanımızın ünlü yönetmenleriyle çalışma olanağı bulan aktör, eleştirmenlerin tüm sözlerine karşın, yönetmenlerin birlikte çalışmak istediği aktörler arasında yer almayı başardı. “ speed ” filminde yakaladığı $ 300 milyonluk gişe hasılatıyla da rüştünü ispatladı.

özel hayatı ile çok fazla gündeme gelmeyen aktör, bu açığı kapatma telaşındaki magazin dünyasınca cinsel tercihleri ile gündeme getirildi. bu konudaki soruları homoseksüel olmadığı şeklinde cevaplandıran aktör, “ yine de bunu kim bilebilir ki ? ” gibi cevaplarla kafalarda soru işareti uyandırmayı sürdürdü.

“ dangerous liaisons ”, “ my own private ideo ”, “ feeling minnesota ” gibi filmlerde de rol alan reeves, gelen bazı oyunculuk tekliflerini ise reddetti. bunlar arasında, “ speed 2 ” ile al pacino ve robert de niro’nun rol aldığı “ heat ” gibi filmler var.

1999’da “ matrix ” filmiyle bir kez daha izleyici karşısına çıkan reeves, 2000 yılında “ the replacements ”, " sweet november " ( kasımda aşk başkadır ), " the gift " ( üçüncü göz ) ve " the watcher " filmlerinde rol aldı.




derinyesil
oyunculugunun basarisi ifadesiz , mimiksiz olmasinda ve bos bakislarinda saklidir.her daim boyle bakmasi garip kacmayan rollerde oynamistir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol