iman

fergadan
iman, lügat manası bakımından, bir şeye inanmak ve bir şeyi doğrulamak demektir. "bu iş böyledir, şöyledir" diye hüküm vermektir.
din teriminde ise, yüce allah’ın dinini kalb ile kabul edip rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’in bildirdiği şeyleri kesin olarak kalb ile doğrulamaktır.
imanın aslı bu olmakla beraber bir engel hal bulunmadığı takdirde kalb ile kabul edilip inanılan bu hükümleri dil ile söylemek ve şahadette bulunmak lazımdır. çünkü inanılması gereken şeyleri kalb ile benimseyip kabul eden kimse, bunları dili ile söylemezse, onun iman durumu insanlar tarafından bilinmez, onun müslüman olduğuna hükmedilmez.
kalb ile doğrulamak, dil ile söyleyip ikrar etmekle meydana gelen imanla beraber namaz kılmak ve oruç tutmak gibi ameller de gereklidir. çünkü biz, bu görevleri yapmakla sorumluyuz. bu görevleri yapmak imana kuvvet verir, imanın kalbdeki nurunu çoğaltır. insanı azabdan kurtarır. yüce allah’ın ihsan ve ikramlarına kavuşturur.
cetniklereolum
bedevîler "iman ettik" dediler. de ki: "iman etmediniz. (öyle ise, "iman ettik" demeyin.) "fakat boyun eğdik" deyin.2 henüz iman kalplerinize girmedi. eğer allah’a ve peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.(hucurat suresi/14)

bu ayeti okuyunca iman etmenin çok zor olduğunu anlamak zor değildir ya da gerçek iman sahibi olmanın.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol