hrant dink

3 /
quantitatif
öldürülmesinden sonra pek çok gazetenin köşe yazarları,bazıları türkiye’nin aydınıdır da,hrant dink’i tanıyormuş.ne yazıkki bu kadar tanınan,sevilen,hatta bazıları ile dost olan adamın son dönem yaşadığı sıkıntılı dönemi nedense öldürülmesinden sonra öğrendik.madem bu adamın en yakınlarındansınız neden yazmadınız böyle bir şey oalabileceğini.zaten hrant dink,son dönem yazdığı yazılarda açıkca belirtmiş böyle bir korkusunun olduğunu.hiç mi,söz etmedi bu sıkıntısını bu dostlarına.söz yine aynı yere geliyor ister istemez adam öldü peşinden yakın ağıtları.şöyle bir adamdı,aydındı,ülkesini severdi,şunları paylaşırdık,yok ben şimdi kiminle içmeye gideceğim türlüsünden ağlamaklı yazılar yazıldı.okudum çoğunu,üzüldüm.benim böyle bir tedirginliğim olacak ki yakınlarım,dostlarım bilmesin.ve bu dostlar türkiye’nin en çok bilinen gazatelerin baş yazarlarından konuyu bilmeyecekler.kendi köşelerinde şimdiye-geleceğe dair ahkam kesiyorlar da neden bundan bahsetmiyorlar.hiç birisinede mi,çıtlatmadı yahu?ha,birde şu var rahatsız edici adam öldükten sonra yazılanlardan,ölen bir insan değilmiş,sanki ailesi yokmuş gibi türkiye kaybetti,ab yolunda yara aldık,görüntümüz olumsuz etkilendi türlüsünden şeyler aktarıldı.yahu ölen bir insan türkiye kaybetse ne olur.sanki her zaman kazanıyorda.saçmalıklar,zırvalıklar dolusu yazılar,televizyon haberleri.bir türkiye klasiği ama artık kaşarlandı ve kabak tadı vermeye başladı.çocukları bir baba,karısı eşini kaybetti bundan ötesi yok.
biber
belkide öldürülene kadar bir çok insanın duymadığı bir isim bir gazeteci,aramızda bizimle yanyana yaşayan binlerce ermeni asıllı türk vatandaşından biriydi.herkezden çok inandığı şey bu ülkeydi ve bu ülkede özgürce yaşayabildiği gerçeğiydi.ermeni diasporasına karşı aldığı tavır genel olarak yazıları,söyledikleri,yaptıkları,yaşam tarzı ve en çok ailesinin onun ardından gösterdiği tutum belki nasıl bir insan olduğunu anlamaya yardım edecektir.
raskolnikov
öldürülmesinde görgü tanığı olmak isteyenlerin yarısının o gün istanbul’da bile olmadığı tesbit edilmiş değerli yazar.

(bakırköy civarından bir görgü tanığı) -katil aslında dört kişiydi…hepsinin beyaz bereleri vardı ve ordunun bereleri adlı şarkıyı söylüyorlardı… sonra şişe çevirdiler ve içlerinden biri tabancayı alıp cinayeti işledi.

(mevsimleri şaşıran ihbarcı) -tam plajdan gelmiş eve giriyordum ki …(çat- polis kapattı telefonu)

(harita fukarası bir ihbarcı)-efendim ben yıllardır nişantaşında otururum. işim de dudullu’da. yürüyerek gidip gelirim yani… işte o gün evlere bakan iki kişi gördüm.

(lost manyağı bir ihbarcı) -katiller dharma international adlı tişörtler giymişti. biz kate ile beraber sığınaktaydık. bilgisayara deli gibi 4 , 8, 15,16,23,ve 42 sayılarını giriyorduk . jack ile walter su bulmaya gitmişti ki ormanda iki el silah sesi duyduk. sonra öğrendik ki hırant beyi vurmuşlar. allah rahmet eylesin.

(atma recep din kardeşiyiz kod adlı ihbarcı) -iyi günler muhterem kardeşim. cinayeti derin devlet işledi. ihbar ediyorum araştırın işte. adımdan sana ne? kasımpaşalı yaz…celalettin’e de selam söyle…

(kör görmez uydurur adlı ihbarcı) -biz osmanbey’e doğru yürüyorduk. polis yolu kesti. “nooluyor” dedik . “az sonra bi cinayet işlenecek. buralarda olmayın şahit yazarız” dediler.“nereye gidelim” dedik…“ya fatihe ya ramiye” dedi bi tanesi. ama polis olup olmadıklarından emin değilim. belediye zabıtası da olabilir. bilemiyorum yani.

(ulusal yayın yapan bir kanal yöneticisinin ihbarı) -katil kurtlar vadisidir. rtük e de bi ihbar yapıcam kaldırsınlar bu diziyi.

(paranoyak bir komplo teorisyeni) -taksimden metroya bindim. metroda amerikan üniformalı bir asker vardı. bana haritaya bakarak bişeyler sordu. sonra yanında mossad ajanı olduğunu sandığım burası beşgen yıldızlı bir beyle uzun uzun rusça konuştu. sonra beyaz bir bere giyip osmanbeyde indi. hırant beyin asıl katili ogün bugündür kim diye merak ediyorum?

(agahta christie manyağı ihbarcı) -beyefendi ben katili biliyorum. katil bir uşak…-buna şüphemiz yok ta kimin uşağı?…-benden bu kadar…çat…

(bkz: penguen)
kirmizioje
mekani cennet olsun.
lafla, silahla koftiden degil, kalemi ile gercek delikanliydi. bir de o turk gecinenlerden daha turktu.

onu elestirenlere, system of dawn sponsorlugunda yeni yapilan soykirim filminde dink soykirima karsi konusurken bir kraldan cok kralci turk kizi bizi cehaletle sucluyor...
ozgur
failinin meçhul olmasi gereken cinayetlerden birine kurban gitmis gazeteci.hiç ugruna öldü.
disariya bagimli oldugumuz sürece bu gibi suikastler olacak.çünkü egemen güçlerin,kendi masalari veya bu gibi suikastlerle gücünü ensemizde hissettirmesi gerekiyor,devrin hukumeti de duruma boyun eğiyor.ha bundan kurtulmanın yolu yok mu,tabii ki var.
rhapsody
ölümünün üzerinden yaklaşık 6 ay geçmiştir.bugün itibariyle davası başlamıştır.tek dileğimiz suçluların hak ettikleri cezayı almasıdır.
schumi
bugünkü duruşmasında sanığın avukatı gerçekleştirdiği çirkefliklerle en az sanık kadar aş... neyse...
mandela
hrant abi bakırköyün açıkhava alışveriş merkezi olmadan önce beyaz adama gelip ödevlerimizi yapan korkudan baskıdan adını fırat diye söylemek zorunda kalan adam. ne büyükmüş sen öyle be abi cüssenden bile büyükmüşsün adın korkutuyor abi birilerini adın birilerinde sarmısak etkisi haç etkisi yapıyor kan emici vampirler duydularmı adını yanmaya kudurmaya başlıyor. bu ülkeyi ne kadar çok sevdin ama neden bu kadar çok sevdinki gitseydin keşke sevmeseydin işte bu ülkenin toprağındasın. bu ülkede iklim değişiyor hrant abi küre ısınıyor çatlıyor bu ülkede toprak gamalı haç gibi çatlıyor içine seni alıyor madımak yanıyor hala abi hala 6 7 eylül sürüyor hiç yaz gelmiyor uğur gidiyor, çetin gidiyor, turan dursun gidiyor. hrant abi mahkemen hala sürüyor seni vuran üç otuzluk adamlar ahkam kesiyor fethiye abla orada daha niceleri var biz varız hrant abi biz bu davanın mağduruyuz tarafıyız ve hakkımızı arıyoruz bu ülkede artık iklim değişmesin hrant abi artık bahar gelsin memleketimin dağlarına.
git bi cay koy
agos gazetesi yazarlarından ermeni asıllı vatandaşımız. günümüzde kabullenemediğim sebepler yüzünden öldüme mahkum edilen aydınımız.
artemisia
tam bir sene olmuş. bir senedir hrant’ın yüzü koyun yattığı o kaldırımdan binlerce faşist kafa tasçı beyinsiz gülümseyerek geçti ve biz hala aynı yerdeyiz. gerçi uyuşturulmuş neslin ahmak çocukları olarak protestomuzu msn’e gül, facebook’a hrant resmi koyarak göstermeye çalışan ve bezdi, püsürdü bunlarla uğraşırken aslında aynı yerde falan kalmayan sürekli gerileyen bir toplumuz. inanıyorum ki seneye çok daha korkunç yerlerde olacağız. halkını kürt’tü, ermeni’ydi, aleviydi, türbanlıydı, keldi, topaldı diye ayıran bir millet çok daha karanlık günleri görmeye mahkumdur. afiyet olsun.
cikolata
1 sene önce öldürülmesi ve içler acısı bir şekilde sokakta bırakılması ile herkesleri üzen aydın kişisi. ölümü ırksal polemiklere neden olmuş, türkiye’nin kamuoyuna bu derece yansımasına rağmen, en çok güvenilmesi gereken emniyet ve yargı kurumları tarafından cinayetin hala daha çözümlenememiş olması nedeniyle şoklara vesile olmuş merhum.

ya da bir dakka yahu, uğur mumcu cinayeti çözümlendi, madımak oteli’ni yakanlar cezalarını çekti değil mi? doğru, pardon. ilk defa başımıza geliyor ya böyle bir cinayet ve çözümsüzlüğü, çok hassasız.
isyankarmuhabir
beraber yasamak zorunda oldugumuz katillerin gecen sene bugun oldurdukleri icimizden sadece biri, ne ermeni ne hristiyan sadece bizden biri, bizim katillerimizden farkımiz insan olmamız olabilir ancak.
benduruyorumsebagitti
hrant dink’in başına gelenler, sizce gizli bir tertibin işareti değil miydi? devlet içinden birileri, katillerle işbirliği yapmadılar mı? amaç hrant dink’i mi öldürmekti, yoksa onun şahsında ermenilere gözdağı mı vermekti? hatta batı ile aramızın açılması mı isteniyordu? yoksa hrant dink, atatürk’ün manevi kızı sabiha gökçen’in yetimhaneden alınan bir ermeni olduğunu yayınladığı için mi cezalandırıldı?

bu iddia, 6 şubat 2004’te agos gazetesinde çıktı. her nedense aradan iki hafta geçtikten sonra, 21 şubat’ta, hürriyet gazetesi, söz konusu habere sütunlarında yer verdi.

22 şubat’ta genelkurmay başkanlığı ve ayrıca ege ordu komutanı hurşit tolon (ergenekon operasyonunda gözaltına alındı) dink’i ağır bir dille suçladı.

dink, 23 şubat’ta istanbul’da vilâyete çağrılarak uyarıldı. 24 şubat’ta birkaç gazete ve malum köşe yazarı, hrant dink’in 13 şubat’ta kaleme aldığı eski bir yazısının içinden cımbızla bir cümlesini çektiler: "türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, ermenilerin, ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur." bu cümle, dink’in kastını aşan bir şekilde sunuldu. 35 gün sonra da, bazı sivil toplum örgütlerinin müracaatı üzerine, hrant dink aleyhine, "türklüğe hakaretten" dava açıldı.

dink, iyi seçilmiş bir kurbandı. bir yandan ermenilere gözdağı, bir yandan batı ile ülkemizin arasını açacak bir dava! oh ne alâ, ne alâ!!!
olaylara bütünlüğü içinde baktığımızda, çarpık bir zihniyetin, sözde kemalizm’i koruma adına, sözde milliyetçilik adına, nelere tevessül edebileceğini daha iyi görüyoruz. işte ergenekon, önü kesilmezse, bu çarpık zihniyeti tasfiye edecek önemli bir operasyondur.

nazlı ılıcak’ın bugünkü yazısından...

3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol