:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
yeniden kelimesinin "yeni" diyen kısmı sahte, den den diyen kısmı gerçek. oyuna gelme! uyarısını her defasında boynuna bir levha ile asıp sonra boynunun bile nerede olduğunu unutacak denli kaptırıyorsun kendini, güya gelmeyeceğin oyuna. belleğin oyuna daldığı için mi kaybediyor unutmaman gerektiği için büyük bir titizlikle kafana kazıdığın bilgiyi? hayır. unutmaya meylin, inanmaya meylin yüzünden... inanmak bütün unutmaları da gövdesine alacak denli büyük ve bütün hatırlamaları atlatacak kadar kurnaz. inanmak en çok meylettiğin ve en çok mest olduğun. oysa bilgi, deneyim ve uyarılar sıkıcı, durdurucu ve co$kusuz. ama yine inanmak can yakıcı, canını yakıcı. (sayfa 23)
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
hassas ruhlar terazisi
üzerindeki fuzuli nin
ilm kesbiyle rütbe-i rifat
arzu-yi muhal imi$ ancak
a$k imi$ her ne var ise alemde
ilm bir kıyl ü kaal imi$ ancak
dörlüğü yer alan sargı bezini kaldırınca, kar$ınıza çıkan onaltı adet yara.
"...her yeni yaranın altında belki onlarcası daha var. yaraları bile yaralanıyor her dem." diyor birinde yazar.
kitabın ilk sayfasını çevirdikten sonra bırakmak istemiyor, bir solukta tüketmek istiyor insan. bir yandan da kıyamıyor, sürsün istiyor bir müddet daha bu tanıklık, bu paylaşılan yaralara ortaklık.
$iir gibi bir $ey her biri ayri ayri ve bir bütün olarak. tekrar tekrar okunabilecek ender kitaplardan.
bu arada fuzuli nin dörtlüğünün benim gibi anlamakta zorlananları düşünerek, sait maden çevirisini de koymu$ kitaba.$oyle ki;
bilgi ardında yükseli$ aramak
ula$ılmaz hayal imi$ ancak
a$k imi$ her ne varsa alemde
bilgi bo$ bir masal imi$ ancak
(bkz: afiyet olsun)
ilm kesbiyle rütbe-i rifat
arzu-yi muhal imi$ ancak
a$k imi$ her ne var ise alemde
ilm bir kıyl ü kaal imi$ ancak
dörlüğü yer alan sargı bezini kaldırınca, kar$ınıza çıkan onaltı adet yara.
"...her yeni yaranın altında belki onlarcası daha var. yaraları bile yaralanıyor her dem." diyor birinde yazar.
kitabın ilk sayfasını çevirdikten sonra bırakmak istemiyor, bir solukta tüketmek istiyor insan. bir yandan da kıyamıyor, sürsün istiyor bir müddet daha bu tanıklık, bu paylaşılan yaralara ortaklık.
$iir gibi bir $ey her biri ayri ayri ve bir bütün olarak. tekrar tekrar okunabilecek ender kitaplardan.
bu arada fuzuli nin dörtlüğünün benim gibi anlamakta zorlananları düşünerek, sait maden çevirisini de koymu$ kitaba.$oyle ki;
bilgi ardında yükseli$ aramak
ula$ılmaz hayal imi$ ancak
a$k imi$ her ne varsa alemde
bilgi bo$ bir masal imi$ ancak
(bkz: afiyet olsun)
türk pazarcıları tarafından dengesinin kefelerin altına sıkıştırılan hıyarla sağlanması olasıdır.
mükemmel hikayeler içeren, tedbirsizlere ithaf edilmiş cem mumcu kitabı.
bir tek şimdiyi istediğinde senin olacağım. bir tek şimdiyi istediğinde hep senin olacağım. şimdi aldığım nefesin son nefesim olabileceğini gördüğünde, son nefesime kadar seninle olacağım. giderayak olduğumu, giderayak olduğunu, giderayak olduğumuzu görünce gitmez olacağım. ne yılan ne tavus ne de elmaydı günah olan. hesaptı. yarındı günah olan. şeytanın zamanıydı: gelecekti günah olan. hesap günü, bir tek hesaptan soracaklar. hesap günü, bir tek hesaplarımız hesaba çekilecek. biliyor musun şeytan yarında yaşar? tıpkı senin gibi. senin elmanı ısırırsam şeytanı gebe bırakacağım. kabili doğuracaksın. hırsı ve hasedi doğuracaksın. ki onlar da geleceğin çocukları...
sen şimdiye ağlamadıkça gözyaşların hep geleceği sulayacak. sonranın tohumları var senin yumurtanın içinde. ve onlar habili öldüren ve kırk gün ölüsünü ne yapacağını bilemeyen kabilin tohumları. onu gömmesi gerektiğini bile bir kargadan öğrenecek. sen ölümsüz bir aşkı ararken asla ölümsüz olamayacak aşkımız.
ön kapakta da güzel bir kız var. bak bu spoiler oldu sahi.
bir tek şimdiyi istediğinde senin olacağım. bir tek şimdiyi istediğinde hep senin olacağım. şimdi aldığım nefesin son nefesim olabileceğini gördüğünde, son nefesime kadar seninle olacağım. giderayak olduğumu, giderayak olduğunu, giderayak olduğumuzu görünce gitmez olacağım. ne yılan ne tavus ne de elmaydı günah olan. hesaptı. yarındı günah olan. şeytanın zamanıydı: gelecekti günah olan. hesap günü, bir tek hesaptan soracaklar. hesap günü, bir tek hesaplarımız hesaba çekilecek. biliyor musun şeytan yarında yaşar? tıpkı senin gibi. senin elmanı ısırırsam şeytanı gebe bırakacağım. kabili doğuracaksın. hırsı ve hasedi doğuracaksın. ki onlar da geleceğin çocukları...
sen şimdiye ağlamadıkça gözyaşların hep geleceği sulayacak. sonranın tohumları var senin yumurtanın içinde. ve onlar habili öldüren ve kırk gün ölüsünü ne yapacağını bilemeyen kabilin tohumları. onu gömmesi gerektiğini bile bir kargadan öğrenecek. sen ölümsüz bir aşkı ararken asla ölümsüz olamayacak aşkımız.
ön kapakta da güzel bir kız var. bak bu spoiler oldu sahi.
her cümlesini, her kelimesini okuduktan sonra durup dakikalarca düşünülesi, binlerce sayfaya yazılabilecek şeyi 83 sayfaya sığdıran muhteşem bir cem mumcu kitabı... ama ben hızımı alamadım 1 saatte yalayıp yuttum o ayrı.
ayrıca binbir insan masalları serisinin 4. kitabı.
ayrıca binbir insan masalları serisinin 4. kitabı.
cem mumcu tarafindan kaleme alinmis olan, ufak ve keyifli hikayelerden olusan, saglam bir kalemin urunu, cok guzel cumleler ile bezeli, zaman zaman sasirtici derecede "duz" de olsa okunasi bir kitap. cok fazla sey beklemeden yaz okumasi yapmak isteyenlere..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?