görsellik, bilgi ve iletişim çağının vazgeçilmez aracı; din ve dindarlık ise insanlık tarihinin yadsınamaz bir gerçeğidir. bu iki argümanın bir gün, el ele vermesi ve birbirlerini beslemeleri elbette kaçınılmazdı ve bu gün yaşamın her anında bu kaçınılmaz olayın gerçekleştiğine şahit olmaktayız.
görselliğin çekiciliği; keyfine ve rahatına her dönemden daha fazla düşkün olan zamane insanları için maalesef hem sözden, hem de tecrübeden daha fazla. her zaman kolay olanı tercih eden insanlık ailesi; emek vermeden ve yorulmadan elde ettiği şeyleri maalesef daha cazip buluyor ve ne gariptir ki, bunları her şeyden daha çok sahipleniyor. sözün ve tecrübenin yaşamına kattığı doyumluk değere değil; görüntünün âna kattığı tadımlık değere önem veriyor. görselliği cazip bulma, onu sahiplenme ve ona fazladan değer yükleme işine, belki insanî bir hata gözüyle bakılabilir ancak; dini ve dindarlığı görsele havale etmenin, görüntüyü bir seccade hatta kıble haline getirmenin; dini, yaşam yerine fotoğraf karelerine yansıtmanın ve gerçekte olmayan bir dindarlığı, görselin cazibesini kullanarak lanse etmenin hiç bir masum yönü bulunmamaktadır. tüm bunlar, bir dönemin meşhur klişesi olan "benim kalbim temiz" mottosunun, görsele yansıtılmış sahtekar halinden başka bir şey değildir.
farkındayım, kafanız karışmış olabilir... öyleyse biraz daha basitleştirerek konuyu açayım:
yaşamı boyunca, islamın içini ve içeriğini oluşturan ibadetlerden uzak yaşamış -dilde müslüman- insanların, yoğun bir şekilde kabe ve ravza fotoğraflarını, çakma keramet videolarını, çeşitli sloganlarla bezenmiş islamî cihat görsellerini mütemadiyen yayarak ve paylaşarak "görsel dindarlığa" teşne olmaları, dinin ve dindarlığın hızla kaydığı çirkin mecrayı sinsi bir şekilde beslemektedir.
"sözde dindarlık" konusunda yazdığım zaman da çok garip tepkiler almıştım... bu konuda da aynı gariplikte tepkiler alacağımı biliyorum... biliyorum, çünkü şeytanın kullandığı en büyük silahın "allahsız merhamet duyguları" olduğunun farkındayım... ne demek allahsız merhamet..?
allahsız merhamet; sınırlarını allahın çizmediği merhamettir... merhamet duygularının, şeytana hizmetkar olarak verildiği merhamet halidir. allahın affetmeyeceğine bol keseden af dağıtmak... allahın yüzüne bakmayacağı tiplerin sırtlarını sıvazlamaktır... sözde müslümanların, dil müslümanlarının savunuculuğunu yapan ve bunu yaparken de: " en azından islama muhalif değiller" diyerek onları savunan ve bu savunmasıyla; muhalif olmanın, zarar vermenin ne demek olduğunu bilmediğini gösteren arkadaşların, ivedilikle öğrenmeleri gerekenler var.
her şeyden önce; "kalbim temiz" mottosunun önünde secdeye varan dil müslümanlarının ve görsellerden oluşan sahte kâbelerde lerzeye gelen çakma abidlerin hangi bataklığa doğru kaydıklarını iyi görmek gerekmektedir. islamı bir hayal olarak algılayan ve bu algı üzerinden nemalanan "kalp temizliği" ve "görsel dindarlık" yanılgıları ile yetinen zavallılara; "kabir azabının", "mahşer gününün", "mizandaki hesabın" ve "sırat köprüsünün", yaşama aksetmeyen "kalp temizliği" iddiasıyla ve "görsel dindarlığın" sahte ibadetleriyle aşılamayacağını birilerinin güzellikle anlatması lazım!
"aman canım, en azından islama muhalif değiller" sözüyle o insanlara iyilik mi edilmektedir, yoksa kötülük mü yapılmaktadır? gittikleri yolun "yanlış" olduğunu söyleyenlere hınçla kabaran yüreklerin, biraz olsun neyi savunduklarını düşünmeleri gerek.
görsel dindarlığın, sadık müntesiplerine verdiği zararı görmek ve onlara güzel bir şekilde göstermek şarttır.
görsel dindarlık
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?