"bir ilişkiyi kadın başlatır, kadın bitirir. genelde başlatan ve bitiren aynı kadın değildir."
gabriel garcia marquez
kolera günlerinde aşk adlı romanıyla nobele daha rahat uzanmış ve bu roman ile okuyucularına pek çok ayrı ayrı hisleri yaşatabilmiş usta yazar.
tüm kitaplarını aldım,yarısına yakınını ancak bitirebildim 2 yılda.çünkü aslında çok lezzetli ama başka bir coğrafya,hayal etmesi bile bazen uzak aslında.
yine de her okuduğumda yüzüme 50 derece sıcak hava çarpar,hele bir de kışsa oohh,oralarda olmak ister insan.
yine de her okuduğumda yüzüme 50 derece sıcak hava çarpar,hele bir de kışsa oohh,oralarda olmak ister insan.
"kimi ne kadar düşünürsen düşün; düşüncelerin en derini başını yastığa koyduğun an başlar." diyen yazar.
"gitme zamanı gelmişse dur demenin, zaman geçmişse dön demenin, ve aşk bitmişse yeniden demenin hiçbir anlamı yoktur". g.g.m.
1. seni sen olduğun için değil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum için seviyorum.
2. hiç kimse gözyaşlarını hak etmez, onlara layık olan kişi ise seni ağlatmaz.
3. sen istediğinde sana aşık olmaması, sana aşık olmadığı anlamına gelmez.
4. gerçek arkadaş, elini tutan, kalbine dokunandır.
5. birisine yabancılaşmanın en kötü biçimi yanında oturuyor olup ona hiçbir zaman ulaşamayacağını bilmektir.
6. hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile! gülümsemene kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin.
7. tüm dünya için sadece bir kişi olabilirsin, fakat bazıları için sen bir dünyasın.
8. zamanı onu seninle birlikte geçirmeye hazır olmayan biriyle geçirme.
9. belki de tanrı uygun kişiyi tanımandan önce yanlış kişilerle tanışmanı, onu tanıdığında minnettar olman için istedi.
10. "bitti" diye üzülme, "yaşandı" diye sevin.
11. her zaman seni üzecek birileri olacaktır, yapman gereken insanlara güvenmeye devam etmek, kime iki defa güveneceğine daha fazla dikkat etmektir.
12. birini daha iyi tanımadan ve bu kişinin senin kim olduğunu bilmesinden önce kendini daha iyi bir kişiye dönüştür ve kim olduğunu bilerek kendine güven.
13. kendini çok zorlama, en güzel şeyler onları en az beklediğinde olur.
"yaşanan herşeyin bir sebebi vardır"
2. hiç kimse gözyaşlarını hak etmez, onlara layık olan kişi ise seni ağlatmaz.
3. sen istediğinde sana aşık olmaması, sana aşık olmadığı anlamına gelmez.
4. gerçek arkadaş, elini tutan, kalbine dokunandır.
5. birisine yabancılaşmanın en kötü biçimi yanında oturuyor olup ona hiçbir zaman ulaşamayacağını bilmektir.
6. hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile! gülümsemene kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin.
7. tüm dünya için sadece bir kişi olabilirsin, fakat bazıları için sen bir dünyasın.
8. zamanı onu seninle birlikte geçirmeye hazır olmayan biriyle geçirme.
9. belki de tanrı uygun kişiyi tanımandan önce yanlış kişilerle tanışmanı, onu tanıdığında minnettar olman için istedi.
10. "bitti" diye üzülme, "yaşandı" diye sevin.
11. her zaman seni üzecek birileri olacaktır, yapman gereken insanlara güvenmeye devam etmek, kime iki defa güveneceğine daha fazla dikkat etmektir.
12. birini daha iyi tanımadan ve bu kişinin senin kim olduğunu bilmesinden önce kendini daha iyi bir kişiye dönüştür ve kim olduğunu bilerek kendine güven.
13. kendini çok zorlama, en güzel şeyler onları en az beklediğinde olur.
"yaşanan herşeyin bir sebebi vardır"
yuzyillik yalnızlik diye bir kitabi vardir ki ne siz sorun ne ben soyleyim
betimlediği aslında bizim çokta tanıdık olmadığımız bir hayat, bir coğrafya, bir toplum, bir dönemdir. en sade cümleleri kullanarak bizleri etkiler. etkilemesi belki de bu sadeliğinden ve içtenliğinden kaynaklanır. günümüz pek çok yazarının yaptığı gibi bir betimlemeyi sayfalarca sürdürmek yerine açık-seçik, anlaşılır bir dil kullanarak anlatmak istediklerini küt diye koyar önümüze. yüzyıllık yalnızlıktaki kişiler ve bunların arasındaki ilişkleri çözebilelim diye bir soyağacını kitaba eklemeyi unutmamıştır.
estetik kavramını çok güzel kurcalamış olan ve bu kavrama farklı bakış açıları getirmemize yardımcı olan,az sayıda kitap okuyan toplumumuzca, okunması gereken muhtesem yazar.
başkan babamızın sonbaharı adlı romanının ispanyolca orijinali tek noktadan oluşur,romanın sonundaki.türkçeye tomris uyar becerisiyle harika çevrilmiş ama zavallı tomris noktaların sayısını arttırmak zorunda kalmıştır.başkan babamızın sonbaharını okumaya şiirsel bir yürek ister.çünkü nikaragualı şair ruben darionun tüm dizelerini allem etmiş kallem etmiş romanda kullanmıştır.romanın uzun yıllar önce milliyet yayınlarında çıkanını elinize aldığınız andan itibaren tektonik titreşimlerle poetik anaforlara kapılırsınız.aman dikkat.
çok sıradan şeyleri çok sıradan bir şekilde anlatan yazardır. insanda kitaplarını okurken, sanki hikayelere bir şekilde tanık olmuş ve hiç bir şey katmadan kaleme almış hissiyatı yaratıyor. hani aynı olayı sen de görsen sen de aynı kitabı yazabilirmişsin gibi ama öyle değil tabi. yazarlığındaki ustalığı okuyanın gözüne sokmadan, alttan alttan hisettiriyor. seviyoruz kendisini biz.
kolera günlerinde aşk ve kırmızı pazartesi kitaplarıyla beni mest eden fakat sonraları hayatıma giren yazarların gölgesinde kalarak uzun zamandır ayrı düştüğüm yazar.
(bkz: dan brown)
(bkz: ayşe kulin)
(bkz: glenn meade)
(bkz: dan brown)
(bkz: ayşe kulin)
(bkz: glenn meade)
1928 yilinda kolombiyada dogdu buyukannesiyle buyukbabasinin evinde, teyzelerinin yaninda buyudu. bos inanclara bagli, olagan ustu olaylari dogallikla anlatan her soylenene inanan bu kadinlarin anlattiklari uslubunun bicimlenmesine yardimci olmustur. roman yazmaya baslamdan once gazetecilik yapan, bu deneyimi sayesinde romanlarindaki buyulu gercekligi, tuzaga dusmeden, ayaklarini yere saglamca basarak isleyebilmistir. romanlarinin korsan basimlarinin yuzbinleri bulmasi uzerine kitaplarinin, anayurdu kolombiyada yayinlanmsini yasaklamistir. 1967de yayimlandigi edebiyat dunyasinda buyuk yankilar uyandiran yuzyillik yalnizliktan sonra carpici bir anlatimla, buyulu gerceklikle isledigi pek cok roman yazmis, 1982de de nobel edebiyat odulune deger bulunmustur. latin amerikayi ilkel guzelligi ve eldegmemisligi icinde tanitirken, dus ile bellegi, olayin akisini gosterissiz, ama sasirtici bir uslupla birbirine karistirirken, tarihsel dogruluga ve gerceklige bagli kalmaya da ozen gosteren bir yazar.
türkçeye çevrilmiş eserleri:
roman:
aşk ve öbür cinler
başkan babamızın sonbaharı
kırmızı pazartesi
kolera günlerinde aşk
labiretindeki general
şilide gizlice
yüzyıllık yalnızlık
şer saati
öykü:
albaya mektup yazan kimse yok
bir kayıp denizci
hanım ananın cenaze töreni
kötü saatte
on iki gezici öykü
yaprak fırtınası
iyi kalpli erendira
sevgiden öte sürekli ölüm
roman:
aşk ve öbür cinler
başkan babamızın sonbaharı
kırmızı pazartesi
kolera günlerinde aşk
labiretindeki general
şilide gizlice
yüzyıllık yalnızlık
şer saati
öykü:
albaya mektup yazan kimse yok
bir kayıp denizci
hanım ananın cenaze töreni
kötü saatte
on iki gezici öykü
yaprak fırtınası
iyi kalpli erendira
sevgiden öte sürekli ölüm
son kitapları "benim hüzünlü orospularım" roman , "anlatmak için yaşamak" anılar.
(bkz: memoria de mis putas tristes)
yüzyıllık yalnızlık tahammül edilebilirse okunmaya, isimlere ve karmaşaya yer yer adamı gülme krizlerine sokabilen oldukça eğlenceli bir kitaptır.
nobelli yazarları okumaya heves sardığımda, beni edebiyatın fantastik dünyasında gezdiren latin ameraikalı büyük yazar.yüzyıllık yalnızlık (cien anos de soledad) adlı eseri kelimenin tam anlamı ile bir şaheserdir.
namı diğer gabo.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?