frensiz bisiklet

5. sınıf bitmiş, okul bizleri durusu park adında bi yer götrmüştü. büyük veya küçük çekmece yakınlarında, büyük arazili, animatörü, havuzu kılı tüyü olan bir çocuk kampı gibi bir yerdi orası. bisiklet diye de bir ders saati vardı ve getirdiğimiz bisikletlerimize binerdik. yokuş aşağı giderken hocamız her daim arkaya bakar ve "sakin inin çocuklar" diye bağırırdı. onun konuşmasını bölen şey ise, "çekilieeaaaan" diyerek aşağı füze gibi inen bir arkadaşımız olurdu.

budur...

(bkz: kontra pedal)

çocukluk yıllarında en çok atraksiyon yapılan şeylerden biridir frensiz bisiklet. git gide hızlanan bisikleti durdurmanın tek yolu ayağı tekere sokmaktır. dünyanın her yerinde böyledir. fren yoksa ayak tekere sokulur. yalnız ayakkabıların eskime ihtimali yüzde yüzdür. bisiklet durdukran sonra ayakkabının altına bakılır, yaklaşık 2 cm içeriye doğru erimiştir. eskiyen ayakkabılar için azar işintem hatta zopa yemek ayrı bir zevktir.