eski sevgiliyi özlemek

0 /
mare crisium
beraber yaptığımız ve ayrılmadan önce çerçevelettiğimiz puzzle nooldu sevgilim?astın mı duvarına?ya sana boyadığım ayna çerçevesi?kendine bakabildin mi içinden?her baktığında hatırlar mısın acaba beni?hani gitmeden önce çok beğendiğin palto?alabildin mi mesela?hala aynı hayalleri kuruyor musun acaba?peki ya mutlu musun?acaba ayrılırken senin de için acıdı mı?

ince ince küçük ayrıntılar batar gözünüze... aradan iki yıl geçer hala kafanıza takılan bi problemde dur ben bi "o"nu arayayım dersiniz.oysa o çoktan çıkmıştır hayatınızdan..şimdi saç şekli nasıldır ya da nerde oturur bilinmez..

oysa "o"nu unutmak imkansızdır...o sizden bi parçadır.sizi siz yapandır..hamurunuzda izi vardır tozu vardır.o kadar uzun yıllar berabersinizdir ki artık onun tepkilerini vermeye onun kahkahalarını atmaya alışmışsınızdır...siz biraz da"o"sunuzdur...

her yeni ten ondan bi parçadır, kızarsınız kendinize bunun bi lanet olduğunu düşünürsünüz içinize yapışmış bu eski rüyadan sıyrılmak istersiniz, olmaz..hiç kimse size "o"nu unutturamaz...
quantitatif
eskiye dair her şeyi özlerim.öyle arkada bırakıp gidemem.geçmişte yaşadığım her şey hücrelerimin en karanlık yerlerine yerleşse de hatırlanır.bazıları da en berrak yerlerindedir.okşandıkça haz verir.kimilerin dediği gibi eski sevgili hatırlanmaz,dost olunmaz.bıraksınlar.aşkı silemezsiniz eski de olsa özlersin,hatırlarsın.paylaşılanlar unutulmaz.her sevgili de bir parçam kalmıştır.onlarda bırakmışlardır;bazıları kırıntıda olsa ama özlerim.özlediğim bir bakıma kendimdir.çünkü bıraktımlarımı geri alamam-veremem de.eski sevgiliyi özlerim çünkü eski olan her şey güzeldi.
independence
ayrilirsin, o anda bitmi$tir her $ey.

yarak bitmi$tir afedersin.

aradan bir kac gun gecer, kokusu tutmeye ba$lar burnunda. ardindan sesler gelir kulagina, daha once sevgilinin kulagina fisildadigi sozlerdir bunlar. oysa cevrende konu$an kimse de yoktur, gaip ile eski sevgilin anla$ma yapmi$lardir sanki, gaip $imdi tum o konu$malari tekrarlar kulaginin dibinde.

sonra kokular.

burnuna anlamsizca kokular dolar, sevgilinin kokusu, onun sevdigi kokular, birlikte begendiginiz envayi ce$it kokular. burnundan nefes alamaz duruma gelirsin neredeyse, agzindan nefes almaya cali$acak olursun ama dur biraz, agiz ile de i$lerimiz var henuz.

agzini her actiginda onun eglendigi, begendigi cumleler dokulmeye ba$lar agzindan. cevrende kimse yoktur, bir ba$ina karanlikta odanda oturuyorsundur ama ba$larsin kendi kendine konu$maya. susmak istersin ama seni susturabilecek bir guc de yoktur o anda orada. eski sevgilin kar$indaymi$ gibi, yuksek sesle onunla konu$ursun ama o aslinda orada yoktur. orada olan koskocaman bir bo$luk ve karanliktir aslinda, beynin bunu bilir ama dudaklarina soz geciremez. oradaymi$casina, seni duyuyormu$casina konu$ursun onunla, ta ki dudaklarin da onun orada olmadigini kabullenene kadar.

peki ya gozler?

her yerde onu gormez misin, du$unsene bir. nereye baksan o, ne tarafa donsen onunla birlikte gittiginiz yerlerin goruntuleri. ana caddenin ortasinda bir cinar agaci gorursun onunla birlikte golgesinde oturdugun. arabalar agacin icerisinden gecer gider ama sen sadece agaci gorursun, o anda o caddenin ortasinda senin icin koskocaman bir cinar agaci vardir yarim yuzyillik.

ellere ne demeli?

arabanin kapisini acarken bile o buz gibi metalde onun eli gizli degil midir? tek ba$ina karanlik sokaklarda yururken sag elin hafifce acilmaz mi saga dogru sanki o yaninda yuruyor da elini tutuyormu$casina?

ben soyleyeyim mi?

acilir.

bo$lugu sarmaz misin kollarinla cok zaman sanki onun beline sariliyormu$casina?

sarilirsin.

nedir peki tum bu olup bitenler? neye i$arettir?

ozluyorsun i$te, kabul et bunu. "oh rahat bir nefes aldim, ya$asin ozgurluk" nidalarin var ya, hepsi bombo$ yalanlardan ibaret aslinda. o dakika o yaninda olsun da isterse kainat cehennem cukurlarina gomulsun umurun olmaz, kabul et bunu. o da ayni $eyleri hissediyor mu acabalarla gececek omrun dikkat et. zaman henuz cok gec degilse bir ara onu, bir sor, du$uncelerini itiraf et ona. bakarsin ayni $eylerin iz du$umu onun da aklindadir, gomme a$kini olmadik zamanlarda olmadik yerlere. dirilt yapabiliyorsan.
ladycapulet
özlenir hem de ne biçim özlenir o eski sevgili denen şey. çünkü kafanda eskimemiştir henüz. çünkü hala seviyorsundur. belki o da seviyordur hatta, ya da düşünüyordur. ama ayrısınızdır, görüşmeme kararı almışsınızdır.

peki sen naparsın bu karara rağmen? her an onu düşünür, şimdi napıyordur, şimdi nerededir gibi gereksiz bir merak içerisinde yasarsın.mesajlarınızı, wahatsapp konusmalarınızı harfi harfine kafaya kazırsın. ona ulasabildiğin her sosyal platformu didik didik edersin: n’apmıs, nasılmıs, ne yermıs, ne ıcermiş, ne yazarmıs..

bu da yetmez, herkese onu anlatırsın, anlattıkça duyduğun özlem çoğalır. özlem çoğaldıkça yakılan sigara ve boşalan bira şişesi sayısı alır başını gider. şeytan sürekli dürter arasana, msj atsana diye. gurur ve özlem arasında mekik dokursun. bi süre daha ertelersin iletişime geçmeyi ama nereye kadar dayanacağını sen de bilemezsin.

beraber yaptığınız seyleri, üzerine konustugunuz mevzuları, gittiğiniz mekanları dusunur gecmişte yasarsın.bilirsin ki yerine birini koymak lazımdır, ama yapamazsın. o biri onun gibi güldürmez seni, onun gibi derin düşünmez, onun gibi içini dökmez, onun gibi dikkat etmez türkçe’ye, imlaya; sana batar muhabbeti, kısacası dolmaz işte yeri.

fenadır özlemek. özledikçe anlarsın senin bile düşündüğünden daha fazla yer ettiğini kalbinde, beyninde, hayatında.sonrası mazoşistliğe gider işin. ya onu düşünmekten uyuyamazsın, ya da uyursun rüyanda hep o olur gördüğün.

şarkılar dinlersin, bi sürü. en eğlencelisinden en damarına. ve hepsinde gene o gelir aklına. kısacası kurtuluş yok kardeşim. geçmiş olsun.
greyfurt
bir anlik zayifliktir. sigarayi birakmak gibidir. bir an aklina gelir, dayanilmaz sekilde istersin ama sonra hemen baska bisilere konsantre olursun, gecer gider.
adrenokortikotropik
aynı sınıfta ders aldığınız birinde eski sevgilinizin parfüm kokusunu duymak ve dersten bir hışımla çıkıp nefes nefese bir köşede tek başına oturup boş gözlerle baktıktan sonra irkilerek hayata dönmek.
discordia
birlikte oturulan yerlerin önünden tek başına geçmek,eski sevgilinin en sevdiği elbiseyi giymek,birlikte söylenen şarkıyı duymak,ortak bir arkadaşın yaklaşıp hal hatır sorması,birlikte kurulan hayallerin imkansızlığının yumruk gibi göğüs kafesine inmesi,bir daha öpülemeyecek dudakların bazen gerçekmiş gibi hala sıcacık hissedilmesi,bazen sadece bir rüzgar esmesi ve o an sarılacak tek şeyin palto olduğunu anlamaktır.
cirkinbeti
özlemek... olmayan birini neden özler ki insan neden ister ki geri ..yaşanılası her şeyi sar baştan ...
için burkulur birbirine değen her gözde, için burulur tek bir kelimede... ama nafile... gideni döndürmek , bitmiş bir şeyi en başından alevlendirmek ... en doğrusu alışmak acıya.. düşmeli insan mesela kaldıranın olmayacağını bile bile dizleri parçalanıncaya kadar ... ve ağlamalı insan ; geçmişi silmek için değil sadece hiçbir şeyin geçmişte olmayacağını bilmek için ...bazen sadece önüne bakmak gerek .... geçmiş neden hala geçmemektesin neden yanıyor içim kahrolası suskunluklarım da ve sen hep yanımda olacak olan neden yoksun yanımda ...
alchoburn
genelde yalnızlık koyunca akla gelen, bir şekilde gönülden geçmiş veya gönlünden geçilmiş herkesi hatırlarken, birinin ağır basıp bünyeye daha çok acı vermesi...çoğunlukla daha sıcak olduğu için sonuncusu olmakla birlikte, bazı insanlar fi tarihindeki artık anılarda bile kalmamışı özler,anar,burkar kendi yüreğini
brahma
hatırlatcak bir şey elbet çıkar şu hayatta.bir şarkı bir resim bir yer bir çok şey.eğer yaşanılanlar gerçekten yer etmişse insanın içinde özlememek imkansız.hatta zamanında yapılan yanlışlıklar da hatırlandı mı insanı bir keder de bağlayabilir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol