elalem ne der

çevreden gelecek tepkilerin bilinmezliğini anlatan bir soru ve değerlendirme kalıbıdır.
takdir edilmek ile tenkit edlmek arasındaki sınırın toplum algısıyla belirlenmesi durumudur.

-ay elalem ne der sonra
+ne der lan?
-bende onu diyorum ne der?
+bilmem ki
-olm çok merak ediyorum ama nasıl öğrencez
+bilmiyorum ki ya bak bende merak ettim lan.
-meraktan ölücez şimdi.

elalemi kendimizden ve sevdiklerimizden daha çok önemsediğimiz için bu durumdayız. kız kısmı, erkek adam sıfatlarıyla yargılanıyoruz. öyle alışıla gelmiş ki bunlar farkında bile değiliz yapılan haksızlığın, verilen değersizliğin. ne istediğimizi bile bilmiyoruz ayşe teyze ne der hüsamettin amca şöyle dedi fatma komşu görmüş... hüsamettin amcanın senin hayatına kaç faydası olmuş? fatma komşu senin ne istediğini ne düşündüğünü ne zaman umursamış. ayşe teyze seni ne kadar tanıyo. aslında aynı evde yaşadıkların bile seni tanımıyo ama önemli değil önemli olan elalem ne der!

ilkel beyinlerin sıgındıgı düşünce biçimi.

-elalem ne der
+ ebenin ...?

şeklinde atlatılacak bir durumdur.

çok filim hareketler filminin tek güzel şeysi "elalem ne der" isimli şarkısıdır zati.

bana göre elalem olan topluluğa göre ben de elalem olduğuma göre benim yapacağım bir eyleme ne diyeceği ısrarla merak edilen o topluluğun hakkımdaki yorumu o topluluk tarafından bana yansıtılmadan bir elalem olarak benim bu yoruma ne diyeceğimin asla düşünülmemesi bu toplu uygulamanın daima eksik kalmasına neden olmuştur.

toplum baskısının en güzel, en yalın örneği olan sözcük öbeği. bizimki gibi tutucu ve baskıcı toplumlarda bireyler, doğdukları ilk saatlerden itibaren bu düşünceye ve bu sözlere maruz kalırlar. bu yüzden bizim gibi toplumlarda yaşayanlar, kolay kolay birey olamazlar, kendi başlarına hareket edemez, karar alamazlar. aldıkları kararlarda herzaman toplum baskısı, komşunun ne diyeceği, bir görenin arkasından neler diyeceği korkusu vardır. bu yüzden yaratıcılık yönümüz gelişmemiştir, bu yüzden yeniliklere açık değilizdir. buı yüzden az biraz farklı olanlarımız hemen ’’ arıza ’’ olur.

dövme yaptırmak için, oranı buranı deldirmek için bile 40 kere düşünülür. içki içmek zaten çok zor bir durumdur hele ki sarhoş olmak, gençlerin parklarda meydanlarda oturup konuşmaları içki içmeleri şarkılar söylemeleri bizim ülkemizde mümkün değildir. eşcinsel olmak veya olmayı düşünmek zaten başlı başına bir sorundur. evliliklerimiz bile olaydır bizim. evleneceiğmiz adamı-kadını gönlümüze göre seçtiğimize ikna ederiz kendimizi oysa toplumun dayattığı seçeneklerden birini seçmişizdir. mutsuz olma sansımız yoktur zaten, boşanmak zaten mümkün değildir katolikler boşanabilir ama biz toplum nazarında asla boşanamayız hele dul bir kadın olmak zinhar mümkün değildir. hemen namusumuzu kaybederiz, iffetsizlik alır başını gider.

son söz:
elalem dedi diyeceğini, feza ya çıktı adamlar yeni dünyalar keşfettiler bizimki gibi, gidecekler bizi bizle bırakıp, daha ne desin elalem.

+ anne ak$am $uraya buraya gidicem, giderken de bunu giyicem?
- kizim iyi de elalem ne der?

genelde bu $ekilde geli$en konu$malarin son cumlesidir. ha elalemin ne diyecegi konusuna gelince, el sensin alem de sana girsin $eklinde kolayca savu$turulabilir esasen.

kendini baskalarinin kriterlerine gore yonetme ve ozgurlugune onlarin istegi dogrultusunda sinirlar getirme durumudur.

toplumdaki dayatmalarin, onyargilarin sonucu olarak kisilerde gelisebilecek bir tur hastalik.