toplum baskısının en güzel, en yalın örneği olan sözcük öbeği. bizimki gibi tutucu ve baskıcı toplumlarda bireyler, doğdukları ilk saatlerden itibaren bu düşünceye ve bu sözlere maruz kalırlar. bu yüzden bizim gibi toplumlarda yaşayanlar, kolay kolay birey olamazlar, kendi başlarına hareket edemez, karar alamazlar. aldıkları kararlarda herzaman toplum baskısı, komşunun ne diyeceği, bir görenin arkasından neler diyeceği korkusu vardır. bu yüzden yaratıcılık yönümüz gelişmemiştir, bu yüzden yeniliklere açık değilizdir. buı yüzden az biraz farklı olanlarımız hemen ’’ arıza ’’ olur.
dövme yaptırmak için, oranı buranı deldirmek için bile 40 kere düşünülür. içki içmek zaten çok zor bir durumdur hele ki sarhoş olmak, gençlerin parklarda meydanlarda oturup konuşmaları içki içmeleri şarkılar söylemeleri bizim ülkemizde mümkün değildir. eşcinsel olmak veya olmayı düşünmek zaten başlı başına bir sorundur. evliliklerimiz bile olaydır bizim. evleneceiğmiz adamı-kadını gönlümüze göre seçtiğimize ikna ederiz kendimizi oysa toplumun dayattığı seçeneklerden birini seçmişizdir. mutsuz olma sansımız yoktur zaten, boşanmak zaten mümkün değildir katolikler boşanabilir ama biz toplum nazarında asla boşanamayız hele dul bir kadın olmak zinhar mümkün değildir. hemen namusumuzu kaybederiz, iffetsizlik alır başını gider.
son söz:
elalem dedi diyeceğini, feza ya çıktı adamlar yeni dünyalar keşfettiler bizimki gibi, gidecekler bizi bizle bırakıp, daha ne desin elalem.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?