edebiyatı sadece lisede bir ders sanmak sorunsalı

seren serengil bile kitap yazdıktan sonra ’keşke bende öyle bileydim’ dedim, efenim.

ayrıca ’kitap okuma oranının, tv izleme oranının yanından bile geçemediği şu günlerde en azından okullarda edebiyatı sadece meslek olarak görmeyen, edebiyatla yaşayan öğretimciler olsa da bu sevgiyi öğrencilere aşılayabilse’ dediğimiz de olur hani. yazıktır. günahtır.

madonna’nın itinin adını sorsak bilir bu gençlik.. ama ilk köy romanı, ilk tarihi roman kimindir deyin, şinasi kim deyin bakarlar suratınıza..

cehalet aramıza sızılmış hain bi yılan gibi tıslayarak dolanırken, kendimizi, geçmişimizi, geleceğimizi bize tanıtan bu sanat dalıyla avunsak en azından..

sırf bu sorun yüzünden divan edebiyatımız hakettiği ilgiyi görmemektedir de.

ne yazikki turkiyede egitim seviyesi ile son derece bagimsiz hareket eden ve buyuyen bir sorundur bu, zira entelektuel acidan kendini gelistirmeyi edebiyat disinda herseyi bilmek olarak algiliyor bizim "aydin" olmaya aday adayi kesimimiz.

yaptığınız herhangi bir yorum karşısında "biliyoruz biliyoruz, biz o dediklerini lisede ders olarak gördük" diyen kişiler bu konunun bizzat sorunsalıdırlar.

sözlük içerisinde de edebiyat tabanlı başlıklara verilen tepkiler bu durumu doğrular vaziyettedir.