easy rider

jack nicholson’ın da yer aldığı kült film. 80 kuşağından olduğumdan mıdır nedir amerika’yı eskiden beri hep mahalle baskısı olmayan, medeni bir yer olarak bilirdim. bu filmle birlikte, amerika’nın da bizim 2000 li yıllardan sonra yeni yeni başladığımız "mahalle baskısını atlatma süreci"ni aynen geçirdiğine şahit olmak mümkün.

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
filmde, feci cinayetlerle ecelleri gelen 3 karakterin öldürülme nedenleri; kimseye zararları olmayan hafif aykırı tipler olmaları ve içlerinden birinin biraz uzun saçlı olmasıydı.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

tarih:1969
yonetmen:dennis hopper
senarist:peter fonda, dennis hopper

los angeles’tan new orleans’a dogru akan 2 motorlu hippy, jack nicholson’la karsilasiyolar bi ara. takiliyolar oyle.

easy rider teriminin türkçesi "geniş insandır". hayatı hafife alan, para kazanmayan ama harcayan insanları betimler. filmde de bu tipler canlandırılmıştır. filimin soundtrack’ı da iyidir:

steppenwolf: "the pusher"

steppenwolf: "born to be wild"

the byrds: "i wasn’t born to follow"

fraternity of man: "don’t bogart that joint"

the band: "the weight"

the holy modal rounders: "if you want to be a bird"

the jimi hendrix experience: "if six was nine"

little eva: "let’s turkey trot"

the electric prunes: "kyrie eleison"

the electric flag an american music band: "flash, bam, pow"

roger mcguinn: "it’s alright ma, (i’m only bleeding.)"

roger mcguinn: "ballad of easy rider"

süpriz sonlu film. filmin bazı bölümlerindeki sıradanlık ve durgunluk insanı rahatsız etmekte, germektedir.

çağı içinde farklı olan, uç noktalarda dolaşan insanlar sıradan insanları korkutur, kendi sıradanlıklarını fark ettikleri için içlerindeki yıkıcılğı ortaya çıkarır düşüncesinin sonuçlarını çok net görebildiğimiz film.