en yalanasi $ey. sokak ortasinda yala kimse bi$i demez. insan insani sokak ortasinda yalasa söz olur laf cikar.
buradan vardigimiz sonuc insanin dondurma kadar degeri olmadigidir.
dondurma
sıcak yaz gecelerinde vücuttan alev fışkırırken üzerine çikolata sosu döküp yenmesi muhteşemdir. yiyin, azıcık da sevgiliye yedirin...
bir de $öylesi var.
http://tinyurl.com/dondurma
http://tinyurl.com/dondurma
(bkz: yalambac)
yurdum abazalarindan ornek teskil eden erkek kisinin, bayan kisiye yonelttigi soru:
e: dondurma mi soguk, yoksa ben mi?
b: iiyyyyy sen
e: o zaman beni yala!!!
e: dondurma mi soguk, yoksa ben mi?
b: iiyyyyy sen
e: o zaman beni yala!!!
soguk havalarda yenmesi tarafimca daha bir makbul karsilanan tatli yiyecek.
her mevsimin yiyecegi, sadece yaz aylarina has degil. bak misal ben yiyorum $u anda, guzel oluyor gotum donarken bir yandan.
ne yeniceğiyle ilgili soruların ennnn ideal cevabı
(bkz: renk renk desen desen)
her mevsimin yiyeceği olmasına rağmen reklamı sadece yaz aylarında yapılan yiyecek.
(bkz: dondurmaci)
(bkz: ice cream)
=magnum; tercihen bademli, ohş. kalanı, soğuk ve sevimsiz maddeler bütünü.
$u günlerde yemek yerine yenen hede. bunun haricinde mide ya karpuz kabul ediyor ya da soğuk bir içecek.
of!
of!
atiyenin yeni klip $arkisi. $arkinin sozleri cok gerizekalica ama eglenceli bir $arki. sozleri $u $ekilde;
işte geliyor bu yazın tatlısı: atiye!
güneşin sevdalısı
hem ister hem dans edersin
toplansın herkes, işte yılın bombası
dondurma, gibi bir şey
vanilya çilek çikolata
dondurma dondurma dondurma
vanilya çilek çikolatayı unutma
yüreğimizi ferah tut
beni üzüp de aşkımızı dondurma
isındı maviler atlamak gerek
sıcak günleri kutlamak gerek
yüze yüze yüze sana doğru
sırt üstü olsa da ulaşmak gerek
dondurma dondurma dondurma
vanilya çilek çikolatayı unutma
yüreğimizi ferah tut
beni üzüp de aşkımızı dondurma
isındı kumsallar uzanmak gerek
güneşli günlerde bronzlaşmak gerek
göbeğimi çeke çeke sana doğru
kumlar beni yaksa da ulaşmak gerek
bana bak!
ay sen nerden çıktın bakayım?
dondurmacı geldi
vanilya çilek çikolatayı verdi
herkes havaya girdi
yazın tatlısı geldi
dondurmacı geldi
herkes havalara girdi
herkes dans etti
çok sevdi
atiye geldi
herkes havaya girdi
yazın tatlısı geldi
$u da klibi;
http://tinyurl.com/286tgwt
işte geliyor bu yazın tatlısı: atiye!
güneşin sevdalısı
hem ister hem dans edersin
toplansın herkes, işte yılın bombası
dondurma, gibi bir şey
vanilya çilek çikolata
dondurma dondurma dondurma
vanilya çilek çikolatayı unutma
yüreğimizi ferah tut
beni üzüp de aşkımızı dondurma
isındı maviler atlamak gerek
sıcak günleri kutlamak gerek
yüze yüze yüze sana doğru
sırt üstü olsa da ulaşmak gerek
dondurma dondurma dondurma
vanilya çilek çikolatayı unutma
yüreğimizi ferah tut
beni üzüp de aşkımızı dondurma
isındı kumsallar uzanmak gerek
güneşli günlerde bronzlaşmak gerek
göbeğimi çeke çeke sana doğru
kumlar beni yaksa da ulaşmak gerek
bana bak!
ay sen nerden çıktın bakayım?
dondurmacı geldi
vanilya çilek çikolatayı verdi
herkes havaya girdi
yazın tatlısı geldi
dondurmacı geldi
herkes havalara girdi
herkes dans etti
çok sevdi
atiye geldi
herkes havaya girdi
yazın tatlısı geldi
$u da klibi;
http://tinyurl.com/286tgwt
(bkz: magnum)
alkolle fazla ha$ir ne$ir gecirilen bir gecenin ardindan vucuttaki harareti hepten alabiliyor sagolsun.
özünde keçi sütü ve salepin olduğu dünya tatlısı yiyecek. ama benim için dondurma olayı maraş dondurması ve diğerleri olarak ikiye ayrılır.
kaç yaşındaydım hiç hatırlamıyorum. aklımda en çok kalan bizim eve dondurma alınacaksa bu hep maraş dondurması olurdu. çarşıya çıktığımız zamanlarda algida max alırlardı bana, yolda yemem için (burada yaşımın çok küçük olduğuna dair bi vurgu var).
herkes gibi televizyonun başından ayrılmadığım yaz tatillerinde bol miktarda reklam izler ve otomatik portakala bağlardım beynimi. reklamlarda çıkan abla (yazar gerçekten küçük yaşta) magnum dondurmayı ısırıyor ve çıkan sesle adeta bizleri büyülüyordu. o dönemde babamdan kaç kez magnum istesem de gene gidip maraş dondurması alıyordu. maraşlılık ruhuna işlemiş olan ailem başka dondurma yemem diye maraş dondurması faşizmi estiriyordu evde.
her sabah ekmek almaya giden evin küçüğü (yazar evin zaten tek çocuğu, yoksa küçük olduğuna vurgu yok. ama küçük) olarak ekmek paralarından artanları biriktiriyordum. bende o abla gibi seksi bir şekilde magnumu ısırabilecektim (seksi kelimesi beni o zamanlar utandırıyordu çünkü k).
bir iki gün sonra bakkala gidip magnumu aldım. hevesle açtım paketini. magnumu ağzıma götürürken geçen sürede mahalleli bir gençte bisikletin bedalına aynı zamana denk gelsin diye özellikle yeterli miktarda kuvvet uyguluyordu. çocuk bana çarptı ve magnum elimden düşerken bisikletin çamurluk ve arka tekerleğinin arasına düştü. bisikletli çocuk giderken arkasından tekerleğe yapışık biçimde dönen magnumu izledim.
bu olayı neden hala unutmam bilemem. o dönemde dondurma yemeyen bi çocuk değildim, magnum gözümde büyütülecek ulaşılması zor bişi değildi. almaya karar verdikten sonra hemen elde ettiğim bir şeydi.
artık bu olay beni ne kadar derinden sarstıysa liseye kadar hiç magnum yemedim. külah külah maraş dondurması yedim, cornetto yedim ama magnum
kaç yaşındaydım hiç hatırlamıyorum. aklımda en çok kalan bizim eve dondurma alınacaksa bu hep maraş dondurması olurdu. çarşıya çıktığımız zamanlarda algida max alırlardı bana, yolda yemem için (burada yaşımın çok küçük olduğuna dair bi vurgu var).
herkes gibi televizyonun başından ayrılmadığım yaz tatillerinde bol miktarda reklam izler ve otomatik portakala bağlardım beynimi. reklamlarda çıkan abla (yazar gerçekten küçük yaşta) magnum dondurmayı ısırıyor ve çıkan sesle adeta bizleri büyülüyordu. o dönemde babamdan kaç kez magnum istesem de gene gidip maraş dondurması alıyordu. maraşlılık ruhuna işlemiş olan ailem başka dondurma yemem diye maraş dondurması faşizmi estiriyordu evde.
her sabah ekmek almaya giden evin küçüğü (yazar evin zaten tek çocuğu, yoksa küçük olduğuna vurgu yok. ama küçük) olarak ekmek paralarından artanları biriktiriyordum. bende o abla gibi seksi bir şekilde magnumu ısırabilecektim (seksi kelimesi beni o zamanlar utandırıyordu çünkü k).
bir iki gün sonra bakkala gidip magnumu aldım. hevesle açtım paketini. magnumu ağzıma götürürken geçen sürede mahalleli bir gençte bisikletin bedalına aynı zamana denk gelsin diye özellikle yeterli miktarda kuvvet uyguluyordu. çocuk bana çarptı ve magnum elimden düşerken bisikletin çamurluk ve arka tekerleğinin arasına düştü. bisikletli çocuk giderken arkasından tekerleğe yapışık biçimde dönen magnumu izledim.
bu olayı neden hala unutmam bilemem. o dönemde dondurma yemeyen bi çocuk değildim, magnum gözümde büyütülecek ulaşılması zor bişi değildi. almaya karar verdikten sonra hemen elde ettiğim bir şeydi.
artık bu olay beni ne kadar derinden sarstıysa liseye kadar hiç magnum yemedim. külah külah maraş dondurması yedim, cornetto yedim ama magnum
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?