çok gezen mi bilir çok okuyan mı

okuyan yapanların mirasını okur.gorebilmesi yazanın anlatabildigi kadardır.okuyan bir kişiye hiç kimse masanın ne oldugu yazı ile anlatamaz.degisen kosullar ve biçimlerden dolayı masayı anlatmaya yuzyıllar yetmez.okuyan zihınsel(akademik)olarak bilgiyi alır.yapan ise sartlı refleks kazanır.size birisi carpım tablosu ile ilk karsılasmanızı sorsa belki cevap verirsiniz ama ilk cinsel deneyımın nasıl oldu diye sorulsa zıhnınızde beliren gorsel anılar ile berrak bir sekilde anlatırsınız.bu konuda cok unlu bir soz vardır.
bana anlat unuturum
bana göster anımsarım
bana yaptır anlarım.

(bkz: yasar okuyan mi bilir mujdat gezen mi )

gereksiz bir tartışma konusudur. dünya yüzeyinde bu kadar tartışılacak konular varken böyle yüzeysel bir konu tartışılmaz, çocukluktur. oynayın uslu uslu emi.

dünya üzerinde olup biten olaylardan bihaber olmayıp,günümüzde oldukça fazla yer tutan bu gibi sorunlara karşı bilinçli eğilmeyi gerektiren sorunsallardan birtanesi...

<bakalım öğrenelim : sorun>
edit : ulan püüü bana yıllar olmuş. (bkz: jetonun kenar sayısının bilinmemesi)

tekerlek mi yoksa kitap mi daha cok yol aldirir mantigi ile ayni sendrom.

çok gezenin gezmekteki amacı ibnelikse,çok okuyanın da okudugu bilgi edineceği kaynaklar değil de porno içerikli dergiler ise ikisinede cevap veremeyen ve insanın içinde öğrenme isteği olmadıktan sonra gerisi yalan dedirten soru.

edit:yeni bilgiç oldum diye soru başlığına cevap girecem sandiniz dimi sizi gidi afacanlar.

(bkz: çok yazan bilir)

her zaman tastışma konusu olan ünlü sözlerden biri.

çok okuyanın okuduğu şeyleri çok gezen oraya gidip yerinde araştırma yapmak suretiyle yazmış olabilir, insanın kendi bilgisinin %80 ini karşısındakine aktarabildiği göz önüne alınırsa ve karşı tarafın da anlatılanın %80 ini aldığı düşünülürse, çok gezen %100, çok okuyan %64 bilir.

(bkz: soruyu bir daha alabilir miyim)
(bkz: cevap veriyorum evet)

her ikisi birden olanlar.

ya da;

(bkz: ömrünüz yetmez)